Nasreddin Hoca Fıkraları

Çevrimdışı Serdar Yıldırım

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 118
  • 252
  • 118
  • 252
16 Haz 2017 16:53:22
NASREDDİN HOCA FIKRALARI

SIĞ SUDA YÜZMEK

Nasreddin Hoca bir gün evine dönerken taşa takılmış ve su birikintisine yüzüstü düşmüş. Hoca'yı bu halde gören bir adam:
" Oldu mu Hoca, bir karış suda yüzülür mü? Madem yüzecektin derede yüzseydin, demiş.
Bunun üzerine Hoca:
" Derede herkes yüzer. Önemli olan, böyle sığ suda yüzmektir, diyerek cevabı yapıştırmış.


SEBZELİ KAVUK ÇORBASI

Nasreddin Hoca kuyunun başında durmuş aşağı bakarken kavuğunu düşürmüş. Kuyu derin inip alamaz. Kavuksuz eve gidemez. Soran olsa kavuğumu düşürdüm diyemez. Alay ederler. Bahçeden marul, maydanoz koparmış. Küçük parçalar halinde kuyuya atmaya başlamış. Burada ne yapıyorsun Hoca, diye soranlara, akşam yemeği için, sebzeli kavuk çorbası hazırlıyorum, demiş.
Adamlar, kuyuya bakıp, olabilir, deyip gitmişler. Hava karardıktan sonra Hoca kimselere görünmeden evine varmış.


HOCA ORMANDA KAYBOLDU

Nasreddin Hoca, Çarıklı Köyü'ne giderken ormanda kaybolmuş. Birkaç adamla karşılaşmış ama adamlar kaybolduğuna inanmamışlar.
" Koskoca Nasreddin Hoca ormanda kaybolmaz.. Sen buraları avcunun içi gibi bilirsin," demişler.
Nasreddin Hoca bakmış olmayacak fikir değişikliğine giderek diğer karşılaştığı adamlara, nereye gidiyorsunuz? diye sormuş. Bir iki derken, üçüncü adam Çarıklı Köyü'ne gidiyorum, demiş.
Bunun üzerine Hoca, hah, ben de o köye gidiyordum, deyip adamla birlikte köye gitmiş.


YALAN SÖYLEME YARIŞMASI

Akşehir'de en iyi yalan söyleme yarışması düzenlenir. Yarışmaya Nasreddin Hoca da katılır. Yarışmacılar, sırayla birer yalan söylerler. Sıra Hoca'ya gelince şu yalanı söyler:
" Ben büyük bir yalancıyım. "
Nasreddin Hoca'yı doğru sözlü olarak tanıyan halk jürisi, Hoca'yı birinci seçer. Böylece Hoca ödül olarak verilen eşeğe biner ve evine doğru yola koyulur.


PAPAĞAN

Nasreddin Hoca pazarda görüp beğendiği fiatı yirmi akçe olan konuşkan papağanı uzun pazarlıktan sonra beş akçeye alır. Fakat papağanı evde bir türlü konuşturamaz.
" Ey papağan, neden böyle yapıyorsun? diye sorar.
Papağan:
" Bak Hoca, beni ucuza kapatıp beş akçeye aldın. Dünyada bir tek uyanık sen misin? Eski sahibimi buraya getir. Gözümün önünde on beş akçeyi ver. Söz sana sabah akşam susarsam namerdim. "
Hoca  adamı bulup evine getirir ve papağanın önünde on beş akçeyi verir. Bunun üzerine papağan neşelenir ve konuşmaya başlar. Anlatır da anlatır. Dört gün sonra Hoca çaresiz papağana yalvarır:
" Papağan, ne olur, sus artık!. Günlerdir uyuyamadım. Al şu iki akçeyi, " der. Papağan akçeleri alır ve susar. Nasreddin Hoca uykuya dalar ve ertesi güne kadar deliksiz bir uyku çeker.


ARAZİ ANLAŞMAZLIĞI

Nasreddin Hoca, Akşehir'de kadılık yaparken birbirlerinden şikayetçi olan iki adam huzura gelir. Biri, bana borcu vardı, ödemedi. Ben de borcuna karşılık tarlasının bir kısmını çitle çevirdim, der. Öteki, doğru, borcum var, ödeyemedim ama tarlamın bir kısmını sahiplenmesi doğru değil, der. Hoca olay yerine iki adam ve şahitlerle gider. Çiti kaldırtır. Alacağın var ama böyle yapman yanlış, der. Borcu olan adama, sen de borcunu öde, der. Adam, param yok, der. Nasreddin Hoca, paran yok ama malın var. Tarladaki buğdayı sat, der. Orada bulunan şahitlerden ve meraklı köylülerden buğdayı satın alan çıkmaz.

Bunun üzerine Hoca tarladaki buğdayı ortalama bir fiata satın alır. Adam, paranın bir kısmıyla borcunu öder. Böylelikle mesele tatlıya bağlanır. Olanlar kısa zamanda Akşehir'de kulaktan kulağa yayılır. Herkes, bravo şu Nasreddin Hoca'ya, der.
Davaların kısa sürede sonuçlanmasının ve adaletin yerini bulmasının halkın yararına olduğu bir kez daha anlaşılır.


YÜZME YARIŞLARI

Nasreddin Hoca sofraya oturmuş. Bakmış çorba tasında iki sinek. Hanımına seslenmiş:
" Hatun koş, yüzme yarışları başladı. "


AYRAN NİYETİNE

Nasreddin Hoca yoğurt yerken, tahta kaşığı kırılmış. Çaresiz tabağı kafaya dikmiş. Onu bu halde gören hanımı:
" Hoca,  bu ne hal? Yoğurt öyle yenir miymiş? " deyince Nasreddin Hoca:
" Kaşık kırılınca yoğurdu ayran niyetine içesim geldi. " demiş.


HOCA'NIN HANIMI HORLUYOR

Gecenin bir vakti hanımı horlarken, Nasreddin Hoca'yı uyku tutmamış. Aradan bir saat geçmiş. Duvarlar sallanmaya başlayınca hanımı aniden uyanmış, yatakta oturumuna gelmiş:   
" Hoca, gürültüye uyandım. Ben horluyor muydum? " diye sormuş.
Hoca:
" Ne horlaması, hanım? Gök gürledi. Belli yağmur yağacak. " demiş.


HOCA HAVUZA DÜŞÜYOR

Nasreddin Hoca, içinde balık var mı diye bakarken, havuza düşmüş. Başlamış feryat etmeye:
" İmdat! Yardım edin, boğuluyorum. "
Kimse oralı olmamış. Adamın biri:
" Hocam, sen yüzme biliyordun ya, " demiş.
Bunun üzerine Nasreddin Hoca:
" Doğru, nasıl da unutmuşum? " demiş ve iki kulaç atmış ve havuzdan çıkmış.

Çevrimdışı körfez48

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 976
  • 844
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 976
  • 844
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2017 17:07:29
Nasreddin Hoca köyün birinde sınıf öğretmeni imiş. Bi gün tayin isteyeceğim demiş 😊 ( Gerisini anlatmaya gerek yok 😊)

Çevrimdışı linda75

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 117
  • 1.648
  • 117
  • 1.648
# 24 Tem 2017 23:16:17
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “hiç kimseyim.”
Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce,
sormuş Hoca: “Sen kimsin?”
“Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam...
“Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp “Hiiiç.” Demiş
“Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Hoca..
ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım:
‘hiçlik makamı’ında

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 27 Tem 2017 12:29:11
Yarım Öksürük

Hoca'nın zekasını çekemeyen iki kişi iddiaya girerler.
Biri der ki:
-Kim Nasreddin Hoca'yı mat ederse ona on altın vereceğim.
Nasreddin Hoca'yı yemeye davet ederler. Sofrada:
-Efendim, bize yarım öksürük lazım. Lütfen yarım öksürünüz.

Hoca hiç düşünmeden, sofradaki ekmek bıçağını alır. Bıçağın ağzını kendi ağzına koyup öksürür.
-Buyurun, der. İsterseniz orasını alınız, isterseniz burasını...


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK