Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 17 May 2014 22:47:56
Ellerinize ve Yalana Dair

Nazım Hikmet Ran

Bütün taşlar gibi vekarlı,
 hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli,
 bütün yük hayvanları gibi battal, ağır
 ve aç çocukların dargın yüzlerine benziyen elleriniz.
 Arılar gibi hünerli, hafif,
 sütlü memeler gibi yüklü,
 tabiat gibi cesur
 ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen elleriniz.
 Bu dünya öküzün boynuzunda değil,
 bu dünya ellerinizin üstünde duruyor.
 Ve insanlar, ah, benim insanlarım,
 yalanla besliyorlar sizi,
 halbuki açsınız,
 etle, ekmekle beslenmeye muhtaçsınız.
 Ve beyaz sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya,
 göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.
 insanlar, ah, benim insanlarım,
 hele Asyadakiler, Afrikadakiler,
 Yakın Doğu, orta Doğu, Pasifik adaları
 ve benim memleketlilerim,
 yani bütün insanların yüzde yetmişinden çoğu,
 elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız,
 elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz.
 İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
 Avrupalım, Amerikalım benim,
 uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi,
 ellerin gibi tez kandırılır,
 kolay atlatılırsın...
 İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
 antenler yalan söylüyorsa,
 yalan söylüyorsa rotatifler,
 kitaplar yalan söylüyorsa,
 beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
 dua yalan söylüyorsa,
 ninni yalan söylüyorsa,
 rüya yalan söylüyorsa,
 meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,
 yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,
 söz yalan söylüyorsa,
 ses yalan söylüyorsa,
 ellerinizden geçinen
 ve ellerinizden başka her şey
 herkes yalan söylüyorsa,
 elleriniz balçık gibi itaatli,
 elleriniz karanlık gibi kör,
 elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
 elleriniz isyan etmesin diyedir.
 Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
 bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
 bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.412
  • 69.928
  • 3.412
  • 69.928
# 18 May 2014 01:22:14
Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
sen ülkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
beni unutma
ah! saklı gülüm
sen hem zor hem güzelsin
şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
sen memleketim kadar güzelsin
ve güzel kal. ..

Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 18 May 2014 20:41:36
Belki ben
o günden
çok daha evvel,
köprü başında sallanarak
bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım.
Belki ben
o günden
çok daha sonra ,
matruş çenemde ak bir sakalın izi
sağ kalacağım...
Ve ben


o günden
çok daha sonra:
sağ kalırsam eğer,
şehrin meydan kenarlarında yaslanıp
duvarlara
son kavgadan benim gibi sağ kalan
ihtiyarlara,
bayram akşamlarında keman
çalacağım...
Etrafta mükemmel bir gecenin
ışıklı kaldırımları
Ve yeni şarkılar söyleyen
yeni insanların
adımları...

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 19 May 2014 10:28:32
GECE GELEN TELGRAF

Gece gelen telgraf
dört heceden ibaretti:
"VEFAT ETTİ."
İmza yok.
Bu dört hece bile çok.

Bakıyorum duvara:
duvarda bir yara-
duvarda bir resim-
vefat edenin,
elimle çizmişim.

Saat bir.
Saat üç.
Saat beş.
Polis düdükleri, saatlar...
Yatağım bozulmamış.
Çekmecemde kaatlar:
bazıları
onun el yazıları.

Gece gelen telgraf
dört heceden ibaret...
Şafak söküyor-
odam
geceden ibaret.

Avuçlarımda
ellerinin gölgesi dolaşan adam
demir parmaklıklardan gördü son gündüzünü.
Mahpushane doktoru
örterek paltosuyla upuzun yatanın yüzünü:
- Tamam!
dedi.
Bunu belki evvelki akşam
dedi.
Evvelki akşam
ben......

Satıcılar geçiyor mahalleden.

Bakıyorum
gece gelen
telgrafa.
O mükemmel bir kafa
mükemmel bir yürek,
yumruklarıyla erkek
gözleriyle çocuktu.
Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o.
Yoldaştı o..

* * *

Düşmanlar kına yaksın
dostlar girsin saflara.
Sen gözyaşı göstermeden ağlıyacaksın
gece gelen telgraflara...
                 Nazım HİKMET

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 19 May 2014 12:55:06
Ölüyor çarpışarak insanlarımız
halbuki nasıl hakketmişlerdi yaşamayı.

Nâzım Hikmet Ran

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 19 May 2014 16:00:04
VEDA
 

Hoşça kalın
              dostlarım benim
                             hoşça kalın!
Sizi canımda
      canımın içinde,
           kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın
              dostlarım benim
                             hoşça kalın...
Resimlerdeki kuşlar gibi
            dizilip üstüne kumsalın,
                         mendil sallamayın bana.
                                                        İstemez...
Ben dostların gözünde kendimi
                       boylu boyumca görüyorum...

A  dostlar
      a  kavga dostu
                   iş kardeşi
                            a  yoldaşlar  a..!!.
Tek hecesiz elveda..

Geceler sürecek kapımın sürgüsünü,
pencerelerde yıllar örecek örgüsünü.
Ve ben bir kavga şarkısı gibi haykıracağım
                                     mapusane türküsünü.

Yine görüşürüz
           dostlarım benim
                          yine görüşürüz...
Beraber güneşe güler,
                 beraber dövüşürüz...

A  dostlar
       a  kavga dostu
                    iş kardeşi
                              a  yoldaşlar  a..!!.
                                       ELVEDA..!!.......
 
 

Nâzım HİKMET

Çevrimdışı uyuzz

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.562
  • 13.073
  • 2.562
  • 13.073
# 19 May 2014 16:08:52
Özledin, içtin, ağladın, güldün,
şarkılar söyledin, düşündün, şiirler
yazdın.
'Peki o ne yaptı?' deme.
Herkes kendinden sorumludur
aşkta...

- Nazım Hikmet

Çevrimdışı arıpınar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.507
  • 11.606
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.507
  • 11.606
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2014 00:00:35
KÜSMEK nedir bilir misin ,.?
Küsmek DÜRÜST’ LÜKTÜR ,…
Çocukçadır ve ondan dolayı SAF’ TIR ,…
YALANSIZ’ DIR ,…
Küsmek ; SENİ SEVİYORUM’ dur ,…
Vaz geçememektir.
Beni anlatır KÜSMEK ,..
KIZDIM ama hala buradayımdır , gitmiyorumdur , gidemiyorumdur ,…
KÜSMEK ; nazlanmaktır , yakın bulmaktır , benim için değerlisindir ,…
KÜSMEK ; sevdiğini SÖYLE demektir ,… Hadi ANLA demektir ,…
KÜSMEK ; umuttur , acabaları bitirmektir , emin olmaktır ,…

Yani, diyeceğim o ki :
BEN SANA KÜSTÜM ,…!!!

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 20 May 2014 15:10:59
"Öyle ölüler vardır ki, ben onların öldüklerini düşündükçe, vakit olur, yaşadığımdan utanırım."

Çevrimdışı YAĞMUR89

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 508
  • Türkçe Öğretmeni
  • 24
  • 508
  • Türkçe Öğretmeni
# 20 May 2014 16:53:50
yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..
yürümek;

yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek ...

Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 20 May 2014 19:53:41
Sevgilim,
başlar önde, gözler alabildiğine açık,
yanan şehirlerin kızıltısı,
                            çiğnenen ekinler
                            ve bitmez tükenmez ayak sesleri :
                                                                                  gidiliyor.
Ve insanlar katlediliyor :
                                      ağaçlardan ve danalardan
                                                                            daha rahat
                                                                            daha kolay
                                                                            daha çok.

Sevgilim,
bu ayak sesleri, bu katliâmda
hürriyetimi, ekmeğimi ve seni kaybettiğim oldu,
fakat açlığın, karanlığın ve çığlıkların içinden
güneşli elleriyle kapımızı çalacak olan
gelecek günlere güvenimi kaybetmedim hiçbir zaman...

                                                                                    (İstanbul Hapisanesi)

Çevrimdışı ekim1

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 30
  • 243
  • 30
  • 243
# 20 May 2014 23:28:26
ne korkunçtur düşmek kavganın haricine...

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 21 May 2014 09:00:56
İnci   

Yüzlerce senen evvel çok güzel bir kız varmış.
Ayağına kapanıp bütün gençler yalvarmış
Bu eşi bulunmayan güzeli almak için.
Erimişler aşk denen alevden için için,
Güneşin sızağıyla eriyen karlar gibi;
Hepsinin bu sevdadan hicran olmuş nasibi...
Böyle yaşıyorlarken dünyalarına küskün,
Güzel kız davet etmiş aşıklarını bir gün.
Demiş:"Elbet veremem gönlümü hepinize,
Fakat bir müsabaka açıyorum ben size:
En güzel en kıymetli inciyi bana her kim
Getirirse onunla artık evleneceğim..."
Aşıklar mallarını feda edip satmışlar,
Dört taraftan en büyük inciyi aratmışlar.
Yüzlerce sene evvel bir saz şairi varmış;
Bu gencin de gönlünü o kızın aşkı sarmış.
Aklını alıvermiş gök ela renkli gözler;
Her dakika biricik sevgilisini özler,
Her dakika ağlarmış, sızlarmış, ah edermiş;
perişanmış, mahzunmuş, derbedermiş..
Duymuş müsabakayı bu aşık da nihayet,
"İnci nedir" diyerek o anda etmiş hayret.
Çünkü o ana kadar inciyi bilmiyormuş.
"İnci nasıl şey?" diye bir ihtiyara sormuş:
"Ben onu hiç görmedim gezdim de diyar diyar."
Demiş ki zavallıya gülümseyip ihtiyar:
"Güzel bir taştır inci, kadınların süsüdür;
Durduğu yer onların açık, beyaz göğsüdür.
Denizden çıktığından pahalıdır gayetle..
Bu sözleri duyunca aşık bakar hayretle,
Der ki:"Ben deniz nedir, onu da bilmiyorum."
İhtiyar denizi de anlatır: "Dinle yavrum,
Bu öyle bir susur ki ufuğa kadar açık,
Bazen dalgalar kıyısında ufacık;
Bazen fırtına çıkar, hava olunca lodos,
Deniz birden kudurup kayalara vurur tos.
Sen karada gezmişsin belli bu yaşa kadar.
Bu dağların ardında çok uzak bir deniz var.
Pek merak ediyorsan yürü, memleketler aş."
Saz şairi, bu sözler bitince, yavaş yavaş
Denizi bulmak için seyahate koyulur;
Uzun yollar üstünde harap olur, yorulur.
Nihayet gök toprağa ışığını dökerken
Bir sahile yaklaşır, henüz şafak sökerken....

Aradan bir yıl geçip nihayet mühlet bitmiş,
Aşıklar akın akın kızın yanına gitmiş.
Hepsi de dizilmişler önüne birer birer;
Ellerinin üstünde donuk, beyaz inciler.
Güzel kız seyre dalmış,oturarak yerine;
İpek elbisesinin uzun eteklerine
Bütün delikanlılar koymuş hediyesini!
Gözlerini açarak herkes kesmiş sesini:
"Acaba hangisini kabul edecek ?"diye.
Dışardan bir gürültü duyulmuş o saniye:
"Bırakın muradıma ben bugün ereceğim,
Bırakın sevgilime inciler vereceğim..."
"O da getirsin" diye güzel kız vermiş izin,
Şair içeri girmiş tereddüt etmeksizin.
Anlatmış kalbindeki sızlayan bir yarayı,
Anlatmış uzun uzun bütün bu mecarayı.
"Ben bir şair aşıkım, elimde bir kırık saz,
Yapyalnız yaşıyorum, derdim çok, sevincim az.
O güzel gözlerine bir pınar gibi gönlüm
Yıllarca aka aka tükendi tahammülüm.
Fakat seni unutmak gelmiyordu elimden.
Ve bir gün işittim ki inci istemişsin sen.
Ama bu ana kadar görmemiştim ben onu,
Öğrendim bu incinin denizde olduğunu.
Deniz nerde diyerek arıyordum bu sefer;
Aşkının kuvvetiyle aştım dağlar tepeler.
Nice ülkeler gezdim nice dağlar dolaştım,
Bir sabah sonu gelmez bir denize ulaştım:
Güneş içinden doğup içinden batıyordu;
Sular arzın üstüne yaslanmış yatıyordu.
Rüzgar yavaş esiyor,engin sessiz, durgundu;
Vücudum aylar süren yolculuktan yorgundu.
İndim büyük denizin o büyük sahiline
İncileri topladım ,uğraşıp didinerek."
Aşıkın sözlerini dinlerken kadın erkek;
Şair omuzundaki bir torbayı uzatmış,
Yere bağını çözüp, incileri boşaltmış.
Fakat o anda herkes kahkahalarla gülmüş:
Çünkü inci yerine çakıl taşı dökülmüş.
Güzel kız genç aşıka demiş: "Bunu iyi bil:
Bu, parayla alınan incilere mukabil,
Senin çakıl taşların pek değerlidir elbet;
Şair! Yaşayacağım seninle ilelebet.."
 

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 21 May 2014 15:16:21
...

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 22 May 2014 07:51:57
BÜYÜK İNSANLIK

 

Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
                                        tirende üçüncü mevki
                                        şosede yayan
                                        büyük insanlık.

Büyük insanlık sekizinde işe gider
                                        yirmisinde evlenir
                                        kırkında ölür
                                        büyük insanlık.

Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
                                        pirinç de öyle
                                        şeker de öyle
                                        kumaş da öyle
                                        kitap da öyle
            büyük insanlıktan başka herkese yeter.

Büyük insanlığın toprağında gölge yok
                                        sokağında fener
                                        penceresinde cam
ama umudu var büyük insanlığın
                                        umutsuz yaşanmıyor.
 

                                                                            7 Ekim, Taşkent, 1958

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK