Türk Ordusunu "isyana teşvik" ettiğim iddiasıyla "onbeşyıl ağır hapis"cezası giydim.Şimdi de Türk Donanmasını "isyana"teşvik etmekle töhmetlendiriliyorum.
Türk inkılabına ve senin adına and içerim ki suçsuzum
Askeri isyana teşvik etmedim.
Kör değilim ve senin yaptığın her ileri dev hamleyi anlayabilen bir kafam,yurdumu seven bir yüreğim var.
Askeri isyana teşvik etmedim.
Yurdumun ve senin karşında alnım açıktır.
Yüksek askeri makamlar,devlet ve adalet,küçük, bürokrat gizli rejim düşmanlarınca aldatılıyorlar.
Askeri isyana teşvik etmedim.
Deli,serseri,mürteci,satılmış,inkılap ve yurt haini değilim ki bunu bir an olsun düşünebileyim.
Askeri isyana teşvik etmedim.
Senin eserine ve sana,aziz olan Türk dilinin inanmış bir şairiyim.Sırtıma yüklenen ve yükletilebilecek
hapis yıllarını taşıyabilecek kadar sabırlı olabilirim.
Büyük işlerinin arasında seni bir Türk şairinin felaketi ile alakalandırmak istemezdim.
Bağışla beni.Seni bir an kendimle meşgul ettimse,alnıma vurulmak istenen bu "inkılap askerini isyana teşvik" damgasını ancak senin ellerinle silinebileceğine inandığımdandır.
Başvurabileceğim en inkılapçı baş sensin.
Kemalizm'den ve senden adalet istiyorum.
Türk inkılabına ve senin başına and içerim ki suçsuzum.
Nazım HİKMET
*Nazım Hikmet bu mektubunu Dolmabahçe Sarayında yatan Atatürk'e postayla gönderebilmek için,annesinin ya da Piraye'nin gelmesini bekliyordu ki,
*17 ağustos 1938 günüHaluk Şahsuvaroğlu, ona İstanbul'a gideceğini,kitap falan istiyorsa getirebileceğini,postaya atılacak mektubu varsa atabileceğini söylemiş.
*Nazım Hikmet kendisini Erkin gemisinde kapatıldığı ayakyolundan kurtaran güverteye çıkıp hava almasını sağlayan Piraye'nin ailesi Altunizadeler'e komşu bir ailenin çocuğu olan bu genç subay'ın insanlığına güven duyuyordu.
*Atatürk'e yazdığı mektubu postaya atıp atamayacağını sordu.Olumlu yanıt alınca içini okuyabilmesi için
kapatmadığı zarfı ona verdi.
*Haluk Şahsuvaroğlu tarihsel değeri olduğuna inandığı bu mektubu,bir kopyasını çıkardıktan sonra postaya attı.
*General Ali Fuat Cebesoy'un(Nazım Hikmet'in dayısı) verdiği bilgiye göre, mektup,Dolmabahçe Sarayına gelmiş.Özel kalem de kayda geçmiş,Atatürk'ün yanına girip çıkabilenlerden İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'ya teslim edilmiş,ama hiçbir uygun zaman bulunarak Atatürk'e okunamamıştır.
*General Ali Fuat Cebesoy ne zaman Atatürk'ün yanına yaklaşmak istemişse, Şükrü Kaya onu "-şimdi vakti değil","-bugün uygun olmaz","hastalığı ağırlaştı"gibi sözlerle engellemiş.