Her Muharrem, bir Eylül gibidir. Hazan mevsimi... Hüzün mevsimi...
Çöl kumlarında doğup büyüdüğü şehri terketmek zorunda kalan ve " Ey Mekke.Kavmim beni çıkarmasaydı seni asla terketmezdim" diyecek olan kutlu bir Hicret yolcusunu hatırlatır Muharremler.
"Cennette gençlerin efendisi..." buyuran efendimizin biricik torunu Hüseyin'in, toprağı hala kan kokan Kerbala'yı hatırlatır Muharremler.
Bu defa hoş gel, sefa gel Ey Muharrem.
Tanıklığın; yurdundan kovulan peygamber gibi, yurtlarını terkeden, yurtsuz kalan Suriye'lilere olmasın.
Tanıklığın; Kerbela'da Hüseyni şehadet gibi, ülkemde şehadet şerbetini içen ana kuzularına, kınalı kuzulara olmasın.
Akan kana değil...Patlayan bombalara değil...Gözyaşlarına değil...Sen Adem'in kabul olunmuş tövbesine şahitlik yap.Nuh'un Aşuresini içir bize...Yakup, Yusufuna kavuşsun...Darda kalanlara Yunuslar yetişsin.
Bu defa iyilikler getir...Rahmet getir...Bereket getir Ey Muharrem.
HOŞGELDİN, HOŞCA KAL. Cumamız mübarek olsun