söyler misiniz eğitim gibi bir camiada arkasında dayanabileceği bir bakanlığı olmayan,sorunlarının çözülememesini geçtim dikkate bile alınmadığı,yaptığımız meslekle kendi bakanının "dalga"geçtiği-okey benzetmesi-aile kurumunu paramparça eden,öğretmenliği bizim bile anlamadığımız şekilde bölük bölük ayıran(sözleşmeli,ücretli,kadrolu,uzman vs.)yeni programı-ki oluşturulırken bizzat içinde yer aldım-oradan buradan kırparak,ne olduğunu kimsenin anlamadığı ölçme değerlendirme formları ile içinden çıkılmaz hale getiren,5 derse kadar kalmayı geçerli kılan,hüseyin çelik gibi bir bakan bu ülkeye bir daha gelir mi?
bir hasan ali yücel bir de hüseyin çelik isimlerini eğitim camiasına kazıdılar ama biri altın harflerle diğeri çiviyle!!
yorumlarınızı içtenlikle destekliyorum, size katılıyorum. özellikle öğretmen gruplandırmaları açısından, öğretmenler arasında ayrımcılığa sebebiyet veren bu durum aslında çok acı, değil mi?