Öğrencinin Derdi Baskı

Çevrimdışı asortik19

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
12 Haz 2007 22:33:22
İZMİR - Bir ilköğretim okulunda öğrencilerin anne ve babalarına açık mektup yazmaları yönünde yapılan rehberlik çalışması, öğrencilerin aileleriyle olan problemlerini ortaya koydu. Bornova Melih Tunçay İlköğretim Okulu’nda, yaşları 13 ile 15 arasında değişen yaklaşık 150 öğrenciye, okul rehberlik öğretmenince yazdırılan açık mektuplar, anne ve babalar ile çocuklar arasındaki problemlere ışık tuttu. Mektuplar ele alındığında, öğrencilerin aileleriyle problemleri olduğu belirlenirken, sebepler arasında ilk sırada “ders ve imtihan başarısı, ilgisizlik ve şiddet ortamı” geldi.

Üzerime çok gelmeyin
Öğrenciler, ailelerine hitaben yazdıkları açık mektuplarda şu satırlara yer verdi:
* İyi not aldığımda bir öpücük, kötü not aldığımda bağrış çağrış istemiyorum.
* Benim sizden en çok istediğim şey, benim üzerime çok gelmemeniz. Hele ders konusunda çok üstüme geliyorsunuz. Ben de bu olaya çok kızıyorum. Benim sizden istediğim, benle konuşmanız, sakin bir dille anlatmanız.
* Bütün gün, ders çalış, ders çalış diye başımın etini yiyorsun. Sen öyle deyince inadına çalışmak istemiyorum.
* Beni bazen çok sıkıyorsunuz. Ödev yap, odanı topla, dişlerini fırçala. Yani söylemleriniz beni sıkıyor.
* Sizden tek istediğim, bu imtihan yılında benim üstüme fazla gelmeyin. Zaten bu imtihan stresi beni yıpratıyor. Sizin de beni zorlamanızı istemiyorum. Bana, ders çalış demeyin. Bu lafı duymaktan bıktım.

Çocuğunuza vakit ayırın
Öğrencilerin, ailelerine yazdıkları açık mektuplarda çatışma noktası olarak ortaya çıkan diğer konuların ise ailelerinin ilgisizliği, kendilerini anlamaya çalışmamaları ve şiddet ortamı olduğu belirtildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı’nda görevli Psikolog İnci Altıntaş, “Çocuklarınıza mutlaka vakit ayırın, onlarla oynayın. Sürekli ders çalış deyince, çocuk her şeyi, kendisine duyulan sevgiyi bile derse bağlı olarak algılıyor” dedi. İnci Altıntaş, şiddet ortamının çocuğu en olumsuz etkileyen unsur olduğunu, eşlerin çocukların yanında tartışmaktan mutlaka kaçınmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

"sizce?"

Çevrimdışı erseven_tr

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 395
  • 311
  • 395
  • 311
# 12 Haz 2007 22:47:14
bende aynı sorunları  öğrencilik hayatım boyunca yaşadım üni hariç, çocuklarının iyiliği için yaptıklarını sanan anne , babalar aslında çocuklarına verdiği zararların farkında olsalar asla böyle bir şey yapmazlar.
eğitim şart.

Çevrimdışı nghnkprl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 178
  • 54
  • 178
  • 54
# 12 Haz 2007 23:32:41
Eğitimin tek çare olduğu fikrine katılmıyorum ne yazık ki. Birçok eğitimli ebeveynde çocuğuna anne baba olmanın verdiği koruma iç güdüsü ile zaman zaman hatalar yapabiliyor. Kısacası çocuk yetiştirmek çooook zor zanaat...
İnşallah ilerde bizler çocuklarımıza AŞIRI baskı uygulamayız.... 

Çevrimdışı ajda35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.680
  • 33.292
  • 7.680
  • 33.292
# 13 Haz 2007 00:20:46

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eğitimin tek çare olduğu fikrine katılmıyorum ne yazık ki. Birçok eğitimli ebeveynde çocuğuna anne baba olmanın verdiği koruma iç güdüsü ile zaman zaman hatalar yapabiliyor. Kısacası çocuk yetiştirmek çooook zor zanaat...
İnşallah ilerde bizler çocuklarımıza AŞIRI baskı uygulamayız.... 
kesinlikle haklısın arkadaşım, eğitimci olduğum halde bütün bunları bile bile ben de çocuğuma,  özellikle ders çalışma konusunda baskı yaptığımı farkediyorum, bu konuya değindiğiniz için teşekkürler asortik 19 öğretmenim.

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 13 Haz 2007 02:04:40

Sınav değirmeninin çarkının dönmesi uğruna öyle değerleri, öyle duyguları, nice çocuklarımızı ve gençlerimizi feda ettik ve ediyoruz ki, bu çarkın dişlerinin geleceğimizi de bir bir ezip, yokettiğini geç farketmeyiz umarım...

Çevrimdışı sonERcan

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 111
  • 4
  • 111
  • 4
# 13 Haz 2007 02:28:39
ebeveyn baskı yapmadan yaşayamaz ki.Bizim ebeveynlerimizde ( bir kısmını tenzih ediyorum ) öyle yetiştirildi.Dediğiniz gibi korumak için sergilediği iç güdüsel davranışlar bileşkesi sonucu baskı oluşturuyorlar.Ve bu kadar karamsar ekonomik yaşam ve eğitim sonucu anne ve babalar naçar - şaşkınlaştığından dolayıda baskı oluşturabiliyorlar.Büyüklerim iz hep derler ya sende bir anne , baba ol senide göreceğiz tümcesi belki onları haklı kılıyor.Yaşayıp öğrenmekten başka yol yok bence.belki böylece doğru veya yanlış yaptıklarını idrak etmiş oluruz.

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 13 Haz 2007 20:40:05
 
Öğrenciler, üniversiteleri tanıdıktan sonra seçmeli
 
Uzmanlar, öğrencilere tercih yaparken gitmek istedikleri üniversiteleri; eğitimi, öğretim üyesi sayısı, öğrenim sonunda iş bulma imkanı ve barınma gibi bütün yönleriyle dikkate almalarını öneriyor.

Öğrenci Seçme Sınavı’nın açıklanmasının ardından öğrenciler tercihlerini yapmaya başladı. FEM Dersaneleri Rehberlik Sorumlusu Ülkü Kardıç, öğrencilere tercih yapmadan önce üniversiteleri bütün yönleri ile tanımalarını önerdi. Kardıç, bir üniversitedeki eğitim sistemi, öğretim üyesi sayısını, sınıf mevcutlarını, mezunların iş bulma durumu gibi konuların ayrıntılı bir şekilde öğrenilmesi gerektiğini kaydetti. Kardıç, öğrencinin kendi istediği mesleği seçmesinin önemli olduğunu ifade ederek, “Öğrenci kendi sevebileceği mesleği seçmeli” dedi. Kardıç, ailenin ve çevrenin baskısı ile öğrencinin istemediği bölümleri tercih edebileceğinin altını çizerek, “Anne–babalar geçmiş özlemlerine göre davranabiliyorlar veya çocuklarında olmasını istedikleri meslekleri onlara empoze ediyorlar.” şeklinde konuştu. Örnek olarak bir baba kendisi doktor olmayı isteyip de olamamışsa “oğlum doktor olacak” ifadeleriyle psikolojik baskı oluşturuyor. Mühendis olmak isteyen öğrenci, tıp fakültesine gitmek zorunda kalıyor.

Psikolog Prof. Dr. Özcan Köknel de meslek seçiminin sağlıklı yapılabilmesi için aile ve diğer çevrenin etkilerinden uzak bir ortam oluşturulmasına dikkat çekiyor. Prof. Dr. Köknel, “Böylece seçilen iş ya da öğrenim hayatı çeşitli tedirginlik ve çatışmalara neden olmaz. İnsanların bir bölümü başka bir meslekte olmamanın üzüntüsü içinde ömür boyu yakınıp durur.” diyor. Prof. Dr. Köknel, yanlış yapılan bir meslek seçiminin kişinin tüm iş hayatını etkilediğini belirterek, bu durumda iş, aile ve mesleğin olumsuz etkileneceğini vurguladı. Köknel dolayısıyla, “Toplumun çalışma düzenini, bireyin günlük yaşamını, geleceğini olumsuz etkiler.” şeklinde konuşuyor.

Kardıç’ın dikkat çektiği bir diğer nokta, adayın aldığı puana göre, girebileceği yeri ‘popüler bölüm’ diye seçmemesi. Bir dönem kimya mühendisliği, uçak mühendisliği çok yazıldı. Şimdi ise işletme ve iktisat bölümlerini tercih edenler çoğunlukta. Bu tür yığılmalar, mezuniyet sonrasında iş bulma imkanlarını kısıtlıyor. Kardıç bu noktada, “Tercih, geleceğinize yön veren hayati bir karardır. Herhangi bir yeri kazanmış olmak değil. İleriki hayat süresidir ve mezun olduğunuz meslekten iş bulmanızdır.” uyarısında bulunuyor.

Özel bir Tv kanalında yayınlanan ‘Deli Yürek’ dizisinin baş kahramanı ‘Miroğlu’nu canlandıran, Kenan İmirzalıoğlu Yıldız Teknik Üniversitesi’nde okuyor. Sayısal bir bölümde okumak isteyen İmirzalıoğlu, bu üniversiteyi 7’nci tercihle kazanmış. İmirzalıoğlu, üniversite adayı öğrencilere mutlaka sevecekleri ve yeteneklerini ortaya dökebilecekleri bir meslek seçmelerini öneriyor. Eğitim Servisi
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK