Öğrenme Stilleri- Alp Boydak

Çevrimdışı kera

  • Uzman Üye
  • *****
  • 296
  • 1.363
  • 296
  • 1.363
22 Nis 2008 21:08:09
Merhaba arkadaşlar!
Geçen hafta Alp Bey bize seminer verdi. Anlattıklarını genel olarak bilsem de yine de çok etkilendim. Size kitabının önsözünü kopyalıyorum:

 ÖNSÖZ

Sevgili oğlumu, öğretmeni kadar sık göremeyeceğimi anladığım zaman, 30 yaşındaydım. Ben de öğretmendim o zamanlar... Bu fikir bende büyük bir rahatsızlık yarattı. Hatta içimi kararttı... Bunun haksızlık olduğunu düşündüm; Ben babaydım ve çocuğum okula başladığı zaman, yaşamının çok büyük bir bölümü benimle değil artık öğretmenleriyle geçecekti. Bu düşünceden çok etkilendim ve mesleğim gözümde daha fazla önem kazandı. Velilere ve öğrencilerime daha fazla değer vermeye başladım. Bu öğrencilerin yaşamlarını mahvedebileceğim gibi onların çok mutlu bir yaşam sürmelerine de yardımcı olabilirdim. Bu fikir beni arayış içine soktu. Ne yapmalıydım? Onlara nasıl yardımcı olabilirdim? Bu düşünce ile pek çok seminere, konferansa katıldım ve kendimi geliştirmeye çalıştım.

Katıldığım seminerler içerisinde biri vardı ki, yalnız benim değil, katılanların tümünü derinden etkilemişti. Bu, 1992 yılındaki formatörlük semineriydi. British Council ve Hizmet İçi Eğitim Dairesi Başkanlığının düzenlediği seminere katılan biz öğretmenlerin bir kısmı için bu seminer adeta yaşam değişikliğine neden oldu. Acı bir gerçekti ama bize 4 yılda ezberletilen gerekli gereksiz bilgilerin, çöpe gitmesi gerektiğini anlamıştık! Ne kadar yazık, 4 yılımız ;adeta heba olmuştu! Onca teori yerine elle tutulur ve sınıfta hemen uygulanabilir yöntemler hiç ele alınmamıştı..O kadar teori arasında niçin bu teorilerin ezberletildiği bile unutulup gitmişti. Üniversite öğrenimimiz, yalnızca bir konuda başarılı olmuştu; Hepimiz ingilizce öğrenmiştik.  Bu elbette küçümsenecek bir şey değildi ama biz öğretmen olacaktık, tercüman değil! Üç haftalık bu kısacık süre sonunda 4 yılda kazanamadığımız bakış açısını ve anlayışı edindik. (Şimdi ülkemizde bazı üniversiteler Eğitim Bilimleri bölümlerini 5 yıla çıkaracaklarmış! Ne yazık! Ne zaman niteliğin nicelikten önce geldiğini anlayacağız. Bizim 4 yılımızı heba edenler hiç kendilerini sorgulamadan şimdiki öğrencilerin 5 yılını heba etmeye hazırlanıyorlar.)

Seminerde beni en çok etkileyen konular öğrenme stilleri ve beyin yarım kürelerinin öğrenime etkisiydi. Öğrenme stillerini 1989 yılında bir kitapta okumuştum. Çok etkilendiğim için bu konuda kendi başıma gözlem yapmaya, bilgi toplamaya çalıştım. 1992'de bu konuya daha fazla zaman ayırdım ve sürekli öğrencilerimi izleyerek onların davranışlarından hangi gruba girdiklerini belirleyip o konuda kendilerine yardımcı olmaya çalıştım. Bir yandan da etrafimdaki insanların davranışlarını inceliyor, neden böyle davrandıklarını anlamaya çalışıyordum. 1994'de yüksek lisans yapmak için ABD'ye gidişim, araştırmalarım ve çalışmalarım için çok daha verimli bir ortam sağladı. Bu 10 yıl boyunca kâh gözlem yaparak kâh bu konudaki bilimsel yayınları inceleyerek kafamdaki sorulara yanıtlar aramaya çalıştım. Sonuçta 10 yıllık çalışmamı bu kitapta toplamaya karar verdim. Amacım, yalnız ebeveynlere değil, anne babalarından daha fazla gördükleri çocukları daha iyi tanımaları için, öğretmenlere de yardımcı olmaktı.

Bu kitabı bilimsel bir üslupla yazmadım, daha çok bir kişinin anılarını, başka bir kişi ya da gruba anlatıyormuş gibi doğal bir tarz kullanmayı tercih ettim. Bu içten yaklaşımın çok da yadırganmayacağını ümit ediyorum. Çünkü amacım sadece eğitimcilere değil, bu konuyla ilgili herkese ulaşmak. Yine de bilimsel çalışmalara yardımcı olmak için yer yer kaynaklar verdim.

 

 

Neden bazı bebekler bu kadar hareket etmek isterken, bazıları çok daha az hareket ile huzurlu oluyor? Niçin bazı çocuklar, oyuncaklarını oynadıktan sonra hemen kutusuna koymak için gayret gösterirken üstelik bunu sadece oyuncağı yeniyken değil de sürekli olarak devam eden bir alışkanlık halinde yaparken, bazıları dağınıklıktan hiç rahatsızlık duymaz? Kimse ona bu işi yap demez, ama neden biri yapar da başka bir çocuk sadece yeniyken kutusuna koyar, bazıları ise ilk anda kutusunu parçalayarak açar ve bir daha oyuncağını yerine koymak için ortada bir kutu bile kalmaz. Niçin bazı çocukların fanilası sürekli dışında gezer de bazıları sık sık annesinin yanma gelip "Anne lütfen fanilamı içeri sokar mısın?" der ya da bazılarının fanilası hiçbir zaman çıkmaz. Niçin bazıları çıkmadık duvar, düşmedik çukur, dokunmadık eşya bırakmaz da bazılarının bu işlere hiç hevesi yoktur? Nedir bunları bu kadar birbirinden farklı yapan? Bu kitapta bu davranış şekillerinin aynı zamanda farklı öğrenme Özelliklerini de içerisine aldığını, adeta bizi biz yapan özelliğimiz olduğunu göstermeye çalışacağım. Bu özelliğimize öğrenme stilleri denmektedir.

Öğrenme stilleri kavramı ilk defa 1960 yılında Rita Dunn tarafından ortaya atıldı. O yıldan beri üzerinde sürekli çalışıldı ve araştırıldı. Bu çalışmanın amacı insanların birbirinden farklı olarak öğrendiklerini ortaya koymaktı. Bu konu 1960'dan çok sonraları okullara girdi ve uygulama alanı buldu.

 

Öğrenme stilleri konusunda uzun çalışmalar yapan Rita Dunn (1993) öğrenme stillerini şu şekilde tanımlamaktadır: "Öğrenme stilleri her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanmasıdır." Düşünme konusunda 20'den fazla kitabı olan Edward De Bono öğrenme stillerini tanımlarken şöyle demektedir: "Hareket ve elementlerin bir araya gelerek bir düzen oluşturmaları ve bu düzenin kendi içerisinde tutarlı olarak devam etmesidir." (Given, 1996). "Öğrenme stilleri insan olmamızın en önemli çekirdeğini oluşturmaktadır; öğrenirken ve başkaları ile ilişkide bulunurken bizim benzer yönlerimizi ve bunun yanında kendimize özgülüğümüzü ortaya koyar," demektedir.

Öğrenme stillerimiz doğuştan var olan karakteristik özelliğimizdir. Yaşamımızın her anında ve her boyutunda davranışlarımızı etkiler. Yürürken, yatarken, otururken, konuşurken, oynarken, yazarken bizi etkiler ve bu özelliğimize göre bu eylemleri yaparız.


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı parpali-eren

  • Uzman Üye
  • *****
  • 615
  • 3.243
  • 615
  • 3.243
# 24 Nis 2008 12:25:41
değerli arkadaşım bilgilendirmen için gerçekten teşekkür ederim.bilgisayarıma kaydettim fırsat buldukça okuyacağım.arkadaşlar gerçekten böyle yaralı olcak konular gönderseler ne iyi olur. foruma saçma sapan başlık açmaktan ne zevk alırlar anlmam.bide bakıyorum önemli konuların okunma sayıları çok düşük.nerlelisin ,ne yaprsın ,ne yersin .............saçmalıkları rekor kırıyor.hayret ki hayret yani.öğrenecek ve öğretecek çok şeyimiz var.paylaşımınız için tekrar teşekür ederim. saygılar.

Çevrimdışı atişko

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 140
  • 90
  • 140
  • 90
# 24 Nis 2008 12:52:26
teşekkürler

Çevrimdışı mylife84

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.930
  • 1.263
  • 1.930
  • 1.263
# 24 Nis 2008 13:03:29
Hepimiz ingilizce öğrenmiştik.  Bu elbette küçümsenecek bir şey değildi ama biz öğretmen olacaktık, tercüman değil! Üç haftalık bu kısacık süre sonunda 4 yılda kazanamadığımız bakış açısını ve anlayışı edindik. (Şimdi ülkemizde bazı üniversiteler Eğitim Bilimleri bölümlerini 5 yıla çıkaracaklarmış! Ne yazık! Ne zaman niteliğin nicelikten önce geldiğini anlayacağız. Bizim 4 yılımızı heba edenler hiç kendilerini sorgulamadan şimdiki öğrencilerin 5 yılını heba etmeye hazırlanıyorlar.)

Gerçekten çok doğru tespitleri var ALP BOYDAK'IN. Okunması gereken bir kitap.
Tşekkürler kera öğretmenim...

Çevrimdışı N.HÜLYA

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.167
  • 5.003
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.167
  • 5.003
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Nis 2008 18:17:57
Alp Boydak Çoklu Zeka kavramına biraz daha farklı olarak bakmış ve daha anlaşılır bir dil kullanmış. Benim de her zaman ilgimi çeken bir konudur. Paylaşımınız için çok teşekkürler kera Öğretmenim.

Çevrimdışı kera

  • Uzman Üye
  • *****
  • 296
  • 1.363
  • 296
  • 1.363
# 25 Nis 2008 16:59:38
Rica ederim, benim için bir zevkti. Keşke bu yazıyı daha çok öğretmen okusaydı.
Sevgili öğretmen arkadaşlarım, kitabı okuyup, en azından göz atıp düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
değerli arkadaşım bilgilendirmen için gerçekten teşekkür ederim.bilgisayarıma kaydettim fırsat buldukça okuyacağım.arkadaşlar gerçekten böyle yaralı olcak konular gönderseler ne iyi olur. foruma saçma sapan başlık açmaktan ne zevk alırlar anlmam.bide bakıyorum önemli konuların okunma sayıları çok düşük.nerlelisin ,ne yaprsın ,ne yersin .............saçmalıkları rekor kırıyor.hayret ki hayret yani.öğrenecek ve öğretecek çok şeyimiz var.paylaşımınız için tekrar teşekür ederim. saygılar.


Bir yönden sizi haklı buluyorum, fakat köyde çalışan ve sohbet edecek insana hasret kalan öğretmenlerimizin bu sitede buluşup her konuda sohbet etmesini de çok güzel buluyorum.
Her zaman ciddiyet de insanın üretkenliğini azaltır diye düşünüyorum.

Çevrimdışı tkalyoncu335

  • Yeni Üye
  • 1
  • 0
  • 1
  • 0
# 29 Ağu 2008 22:47:08
Hocam Sizlerin Sayesinde Daha İyi Bir Nesil Yetiştiriyoruz Teşekkür Ederim

Çevrimdışı saros47

  • Uzman Üye
  • *****
  • 567
  • 230
  • 567
  • 230
# 30 Ağu 2008 01:51:45
 teşekkürler........

Çevrimdışı ayl52

  • Uzman Üye
  • *****
  • 347
  • 249
  • 347
  • 249
# 30 Ağu 2008 02:31:38
Teşekkürler Kera
.Bu seminerler daha sık yapılsa keşke.Bizler insanla uğraşıyoruz,insan yetiştiriyoruz.Bu yüzen insanla ilgili ne kadar öğrenebilirsek ,o kadar iyi öğretebiliriz.
       öğrencilerin öğrenme stillerini değerlendirir ve sınıf içinde ve ev ortamında farklı öğrenen çocuklarla ilgili doğru stratejiler uygularsak,velileri de bilinçlendirebilirsek,  Öğrenme ortağı olabilirsek  daha az öğrenci hayal kırıklığına uğrar  ,başarısızlık azalır.
   öğrenme stilleri konusu yaşamımızın tamamını etkiliyor aslında. Yalnız okul ve ev değil tüm insan ilişkilerinde önemli mesela benim kızım tam bir kinestetik dağınıklığını sözle söylediğimde suçlandığını düşünüyor ona bunu onun stiliyle vücut diliyle anlattığımda kırılmıyor.
  .

Çevrimdışı erkanerbas

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 2.855
  • 15.364
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 2.855
  • 15.364
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ağu 2008 07:38:25
Bu kitabı arkadaşım hediye etmişti. Herkesin okumasını tavsiye diyorum.

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 30 Ağu 2008 13:18:01
Ne kadar değerli bir paylaşım..Teşekkür ederim. :)

Çevrimdışı elifim29

  • Yeni Üye
  • 4
  • 0
  • 4
  • 0
# 01 Eyl 2008 23:58:24
Teşekkürler hocamBen de son zamanlarda dünya hafıza şampiyonumuz Melik Duyar'ın mega hafıza sitesinde bu tür bilgiler okuyordum.Bu kitabı da mutlaka okumak isterim.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK