Şu an özellikle özel okullarda çoklu zeka kuramı uygulanıyor. Meb okullarıda da yeni müfredata yönelik olarak klavuz kitaplarda yer aldı.
Yukarıda bahsettiğiniz sadece üç öğeden değil sekiz temel öğrenme alanı var.
Çoklu zeka kuramının teorisyeni Howard Gardner' a göre herkese eşit davranmaktan daha büyük eşitsizlik olmaz.
Gardner' a göre insan farklı şekillerde yaratılmış ve herkesin öğrenme biçimi farklıdır.
Bir öğretmen sınıfta anlattığı dersi sadece tek bir yöntemle anlatıyorsa öğrencilerin hepsine ulaşamayabilir.
Şöyleki: Bir filmi bir çok insan seyrediyor ve herkesin aklında birbirinden farklı anlamlar ve farklı sonuçlar çıkıyorsa, öğrenciler için de bu geçerlidir.
Bu konuda öğretmenlere çok iş düşüyor. Dersi farklı şekillerde, farklı öğretme yöntemleri uygulayarak anlatması gerekmektedir. Ve böylece bütün sınıfa hitap edebilsin.
Bu kuram daha emekleme aşamasındadır. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki eğitimde geleceğe damgasını vuracak olan bir kuramdır.
Şu an Türkiye'de bildiğim kadarı ile bunu tam anlamıyla uygulamaya koyan TED kolejleridir.
Hocam verdiğiniz bilgiler kesinlikle çok doğru. Zaten Eğitim Fakültesini bitirip Gardner'ı tanımayan yoktur. Ancak bu formlar daha çok Konfüçyüs'ün birsözü üzerine kurulu sanırım. “Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim”.
Sizinde dediğiniz gibi çoklu zekanın tam anlamıyla uygulanması (özellikle bizler gibi birçok olanaktan yoksun köy öğretmenleri için) çok zor. Ancak bu formlar sayesinde öğrencilerimizin nasıl daha kolay öğrendiğine dair bilgilere daha kolay ulaşabileceğimize inanıyorum. Ben formları 4 ve 5. sınıflara yeni uyguladım ve sonuçlara göre hareket etmem oldukça zor olacak. Çünkü 5 sınıf birarada okuturken muhakkak ki eksiklerimiz oluyor...