Turgut Bey, sizin yazılarınızı okuyunca derin ah çektikten sonra
" Keşkeee " diye hayıflanıyorum her seferinde
Kağıt üzerinde, teoride gayet makul, hatta çok güzel öneriler. Ama uygulama boyutu asıl beni endişelendiren. Olumsuz görüş bildirdiğime göre, gerekçelerini de yazayım hemen
:
Fizik üzerine yükseklisans yapmakla kalmayıp, bu alanda kendini gerçekten ispatlayıp, ender bulunabilecek bir bilimadamı "adayı" bir arkadaşım, bahsettiğiniz referans yüzünden şuan hem fiziğe küsmüş, hem de lisansını bırakmış; dolayısıyla ülkemiz için büyük kayıp durumunda. Hocaları tanıdık, hal hatır yerine, hakedene vermeyi tercih etmiş olsalardı, şuan herkes büyük kazanç içinde olabilirdi her anlamda ama malesef...
Sırf bu örneğe bakarak, keşke ilerlemek için referans değil de, sınav gibi nesnel ölçütlere göre seçim yapılsaydı diyorum ve kesinlikle yükselmede bu kıstasın olması gerektiğini düşünüyorum.
Diğer ülkelerdeki uygulamaları tam olarak bilmiyorum ama ülkemize baktığımda, en kıdemsizinden en kıdemlisine kadar, işleyen çarkta yakını olan bir yerlere geliyor(getiriliyor). Aksi örnekler de mevcut muhakkak ama bir elin parmakları kadar az sayıları...
Hal böyle olunca, önerinize katılmakla birlikte, teorinin pratiğe yansımış hali beni fazlasıyla endişelendiriyor...
Çok daha fazla örnek verebilirim ama 657'ye tabii bir memur olduğumu hatırlıyor
ve hak, hukuk, adalet vicdanı oluşup, yerleşmeden bu teorinin fırsat eşitsizliği uçurumunu derinleştireceğini düşünüyorum...
Malesef...