Seneler önce Samsun'da bir köy okulunda birleştirilmiş sınıf, tek öğretmenim. Öğle arası çocuklar evlerine gidince tek başıma kalıyorum kâh canım sıkılıyor, kâh açım ekmeğim yok. Okul bir tepe üzerinde kurulu ve arka tarafta şahane bir böğürtlenlik var. Zar zor indim o daha güzelmiş az ötedeki daha iriceymiş derken saçlarım uzun, dolandı çıkmaz kazağım takıldı gelmez çalılıklara dikenlere. Çocuklar gelene, gelenlere sesimi duyurana kadar yaşadığım perişanlığın tarifi yok.
İşin dalgınlık kısmı " Bakın şimdi size bir anımı anlatayım" deyip kimbilir kaçıncı defa öğrencilerime anlatmam. Ama sağolsunlar, hiç bozuntuya vermezler, ilk kez duymuşçasına gülerler, onlara yeter ki ders kaynasın