Ben de bi hikaye paylaşayım
Stalin etrafındakilerin dikkatini çekip kendisini dinlemelerini sağlamak için elindeki votka şişesine çatalla vurmaya başlar ve Halkın yönetime kayıtsız şartsız itaat etmesi ve liderinin her dediğini onaylaması nasıl sağlanabilir diyerek sesli bir şekilde etrafındakilere seslendi.
Birkaç arkadaşı ona cevap verir. Disiplin ve sertlik diyenler olur, adalet ve eşitlikten bahsedenler olur, kimisi ise cezalandırma, sürgün ve katliamların etkili olabileceğinden bahseder. Fakat aldığı cevapların hiçbirisi Stalin’in aradığı cevap değildir. Hemen etrafına bakar ve ilk gördüğü Ordu Muhafızına Hemen bana bir tavuk getirin der. Derhal bir tavuk bulunup getirilmiştir ve Stalin’e verilmiştir. Stalin herkesin meraklı bakışları arasında tavuğun canlı canlı tüylerini yolmaya başlar. Tavuğun acı çekmesine aldırmadan devam eder ve tüyleri tamamen yolup tavuğu canlı bir şekilde odanın ortasına salar.
Etrafında kendisini izleyenlere tavuğu göstererek dikkate izleyin bakalım nereye gidecek der. Üşüyen ve acı çeken tavuk korkudan dışarı çıkar masaların altında dolanır duvar diplerine gider gelir. Isınmak için ateşin yakınına Şömineye yaklaşır fakat tüyleri olmadığı için derisi yanar ve tekrar kaçmaya başlar en son tekrar Stalin’İn ayaklarının arasına gelmiştir. Tek sığınacak yer olarak orayı kabullenmiştir. Stalin cebinden bir avuç yem çıkarır ve tavuğun önüne atar. Stalin’in kendisini yemlemesine alışan tavuk artık o nereye giderse takip etmeye başlar.
Herkes şaşkın ve hayretler içerisinde olan biteni anlamaya çalışırken Stalin parti üyelerine dönerek gülmeye başlar ve gördünüz mü işte halk dediğinizde bu tavuk gibidir. Yönetmek istiyorsan. Tüylerini yol ve serbest bırak. Sonra onları bir avuç yemle bile yönetebilirsin..