Öğretmene Verilen Değer:(

ALDANMIYORUZ, BİLİNSİN!!
 
Rakamlarla konuşanlara hatırlatmak gayesiyle mütaalama 2002 ve 2012 yılında bazı memur maaş rakamlarını vererek başlıyorum.
 
Bu rakamlar verilirken diğer meslek mensuplarının aldıklarını kıskanmak veya çok görmek değil aksine diğer ülkelerle kıyasladığımızda diğer kamu çalışanları da hak ettiklerini alamadıkları görülecektir.
 
                                                  2002              2012
 
1)En düşük memur maaşı 293 milyon TL 1.775 TL
 
2)Hemşire lise mezunu 340 milyon TL 1.993 TL
 
3) Öğretmen 562 milyon TL 1.865 TL
 
4)Polis 591 milyon TL 2.434 TL
 
5)Uzman doktor 810 milyon TL 3.493 TL
 
6)Avukat 780 milyon TL 3.457 TL
 
NOT: Yukarıdaki ifadede tüm memur maaşları en düşük derecede, evli, eşi çalışmayan ve iki çocuk esası dikkate alınarak yazılmıştır.

Sadece yukarıdaki ifadelerle binlerce sayfa yazı yazılabilir. Ancak rakamların dili daha etkili kanaatimce. Mamafih biz de anlamayanlara bazı açıklayıcı ifadelerde bulunalım.
 
2002’de öğretmen maaşı en düşük devlet memur maaşından yaklaşık % 100 fazla iken bugün ancak % 7-8 fazladır.
 
2002’de öğretmen maaşı lise mezunu hemşirenin maaşından %75 fazla iken bugün % 7 daha az . Evet % 7 daha az.
 
2002’de öğretmen maaşı uzman doktor maaşından % 43 az iken bugün %95’den daha az. Tabi doktorların ek ödemeleri ve öğretmen ek dersleri katıldığında bu fark % 200’ü geçmektedir.

2002’de öğretmenler, avukatlardan %34 az alırken bugün % 92 daha az maaş almaktadır.
 
2002’de öğretmenler, polislerden % 4 daha az maaş alıyorken bugün % 22 daha az maaş almakta.
 
Rakamlardan çok sıkılanlara şöyle açıklayayım. Üniversite mezunu öğretmen bugün ancak ilkokul mezunu en düşük derecede bir memur kadar maaş alabilmekte. Lise mezunu hemşireden 128 TL az maaş almaktadır. Ek ders diyenlere döner sermaye ödeneğiyle mukabele ediyorum.
 
Tek derdimiz dünyalık değil elbette. Aldanmıyoruz, bilinsin istedik. Her ne kadar da son yıllarda öğretmenin itibarsız kılınması çalışmaları zirve yapsa da bu itibarsızlaştırma faaliyetlerinin sanayi devrimi sonrasında mütemadiyen devam ettiği bilinmektedir. Tabi şunu da vurgulamak isterim ki kapitalizmin kadim anlayışı itibarı maddi kazançla nitelendirmektedir.
 


Vahşi kapitalist anlayış ve tüm büyük aktörleri şu hususu gayet iyi bilirler. Kanaat telkin etmeleri vechiyle öğretmenler ve din adamları öcü gibidirler. Aşırı tüketimin önündeki en büyük engeldirler. Eğitimde etkin itibarlı bir öğretmenin olduğu toplumlarda israf ve gereksiz tüketim mutlak azalacaktır. Ajanskamu ve tabi ki kendilerince, kapitalistlere fatura kesen (reçete yazan) ve kapitalizmin mülkiyetini koruyan, hak talep edenleri hukuk devleti ilkelerine göre yargılayanlar(!) daha itibarlı olacaklardır.

Öğretmenler anlamaz sananlar, öğretmenlerin itibarlarını aldıkları ücrette görenler, iyi bilmelidir ki yanılmaktadırlar. Mütalamızın başında verdiğimiz basit rakamları anlamayan çocukları dahi, öğretmenler sınıf geçirmezler.
 
Pax-Hazarica’nın, Pax- Romana’nın, Pax –Ottomana’nın, Pax-Britanica’nın sırrını çok iyi bilir öğretmenler. Bu medeniyetler dönemlerinde dünyanın süper güçleriydiler. Bileği bükülemez medeniyetlerdi. Güçlerini kendi dönemlerinde dünyanın en üstün zekalı insanlarını kendi hizmetlerinde çalıştırmalarından alırlar. Tüm bu medeniyetlerde bu durum (devşirme usulü) ortak husustur. Maalesef bugün öğretmenlerin karşısında da bu kadim güç durmaktadır. Tüm üstün zekalı devşirmeler şu ya da bu sebeple dünyadajanskamu müesses, çok uluslu şirketler dediğimiz kapitalistlerin hizmetlerinde çalışmaktadırlar. Öğretmen yetersiz şeklinde ifadelerde bulunanların kulaklarına bu fısıltı bunlarca söylenmektedir.

Özellikle belirtmeliyim ki bu yenilmez gücün adaletin hizmetinde kullanıldığı dönemlerde (Osmanlı döneminde olduğu gibi) harikuladelikler ortaya çıkarabilmektedir. Bu gücün dizgini de bir yönüyle öğretmenin elindedir. Evet öğretmen bu gücün adalet yönünde devşirilmesinde mutlak muvafık olacaktır.

Ve bir gün Aristo çıkıp Büyük İskender’i, Yollug Tigin çıkıp Bilge Kül Kadir Han’ı, Nizamülmülk çıkıp Melikşah’ı, Molla Gürani çıkıp Fatih’i eğitecek ve tarih tekrar normal seyrinde akacaktır. İbni Haldun bir kere daha haklı çıkacaktır. Medreseden mezun olanlardan idadiye atananlar kadılardan daha fazla ücret alacaktır ya da vekiller hocalarından daha az maaşı kendilerine layık göreceklerdir.
 
Nihayetinde öğretmenlerin itibarsızlaştırılması sürecinde rol alanları yetiştirmedeki eksikliğimizin sorumluluğunu da kabul ediyoruz ve hatırlatıyoruz. Pehlivan hocanın pehlivan öğrencisine öğretmediği bir numarasının mutlaka olabileceği hatırdan çıkarılmamalıdır.
 
Mahatma Gandhi İngilizlerin hileli diplomasilerini nasıl bedihi olarak anladı ise biz de bize oynananları anlıyoruz. Erdemi cemiyete öğretenler olarak, aldatmayız. Aldanmıyoruz ve de aldanmıyoruz. Ve dahi aldanmıyoruz, bilinsin.

METİN İFADELERİ SAHİPLENEN TÜM ÖĞRETMENLERCE YAZILMIŞTIR.
 
Metin ÇANGIR
Eğitimci / Eğitim Bir Sen Tuzla Temsilcisi


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 

Değerli meslektaşlarım,çarşamba günü okuluma yetkili sendikanın temsilcileri geldi.Öğretmen gününü öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırıldığı için kutlamayacaklarını bildirdiler.Bir kaç şey daha söylediler ama incir çekirdeğini doldurmayan mevzulardan.Ardından müjde olarak uzman öğretmenlik ,başöğretmenlik sınavlarının tekrar gündeme alınacağını bildirdiler.Kendilerine Harp Okulunu bitiren bir subayın teğmenlikte kalmadığını belli süreler içinde terfi ettiğini öğretmenlikte de böyle bir sistemi getirilmesi hakkında sendika olarak ne düşündüklerini sordum.İnanın bir cevap veremediler.Acz içinde olduklarını gördüm.Şayet öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılma durumu varsa bunda bizi temsil edenlerin suçu yok mu?Son 10 yılda devlet memurluğu içinde öğretmenlerin maaşlarında reel artış ne kadar oldu.10 yıl önce bir hemşire öğretmenden %20 az maaş alırken şu anda yeni başlayan bir hemşire 1/4 ü bir öğretmenden fazla  maaş alıyor.Hiç bir devlet memuru evine iş götürmezken öğretmen evine iş götürüyor.Bir belediye zabıta memuru bile bizden kat kat fazla maaş alıyor.Yeni çıkan belediyeler kanununa göre statümüz ne olacak.Mahalli idarelerin emrine verilme durumunda kalırsak.Siyasi iktidarların veya mahalli idarelerin insafına mı kalacağız.Bunlardan hiç söz edilmiyor.Sendika bunları konuşmuyor.Öğretmenler gününü protesto ediyor.Her şeye rağmen ATAMDAN bir eğitimci olarak miras kalan "Öğretmenler Gününü"kutluyor.Tüm eğitimci dostlarıma da hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Utanmadan ne yüzle gelmişler.Eserlerini görmeye mi gelmişler?Norm fazlası durumuna düşürdükleri öğretmenleri mi?Ne güzel askerler gibi pırpırlı bir apoletim olsun istemiştim.O sendika sponsor olsun öğretmenlere yaptırsın askerlerin ki gibi apolet önlüklerimizin koluna takalım.Uzman,kıdemli uzman diye.Oldu olacak elimize birerde silah versinler kendimizi velilerden ve öğrencilerden korumak için.Sevilay öğretmen gibi bir acı örnek varken.Ayrıca diğer memurlara hemen bir çırpıda ek ödeme verilirken öğretmene gelince önce şu sınavları kazan haket deniliyor.Şahsen o yetkili sendika başkanına ben eşim aracılığıyla selam gönderdim.Eşim demiş ki sakın eşimin okuluna gitmeyin sizi rezil edecek.Aaah dört gözle bekliyorum onları bir okulumuza gelseler

Ogretmenlik kutsal meslektir dediler para icin yapilmaz dediler.mutlaka bir sendikaya uye olursak yetkili olup her hakki alacakmisiz dediler.KANDIRDILAR.
ben memleketime geldim ek isim ve evimde var.Allah uzakta olanlara sabir versin.

Uzman ogretmenlik sinavina da girmem o parayi aksam oturdugum yerden veriyorlar.uzmanlikmis peh.ver ogretmene 500tl

24 Kasım yaklaşıyor konuyu ben tekrar hortlatayım dedim.
Sabah Egitimhanemizde bir haber okudum, şaşırdım akşam haberleri de izledim hiç birinde bu habere rastlamadım. Arama motorlarında da arama yaptım sadece egitimhanemiz ve yerel medyanın sitesinde haber var.  Şaşırdım doğrusu. Aslında şaşırmamalıydım, sağlık personeline yapılmış olsaydı bu saldırı acaba tepkileri yine aynı mı olurdu diye düşünmeden edemedim. Neyse ...

Meslektaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]  

Şanlıurfa Hatice Gelener İlkokulunda bugün öğle saatlerinde veli ile okul müdür yardımcısı arasında çıkan tartışma kanlı bitti.

Olay öğlen saatlerinde Haliliye ilçesi Paşabağı Mahallesinde bulunan Hatice Gelener İlkokulu içerisinde meydana geldi. İddiaya göre çocuğunun sınıfını değiştirmek için okula gelen baba isteği yerine getirilmeyince kısa süreli tartışmaya girdi. Okul müdür yardımcısı ile bir süre tartışan öfkeli baba okuldan ayrıldı ve 20 dakika sonra tekrar 4 kişi olarak geldi. Okulu taş, sopa ve bıçaklarla basan 4 kişi Müdür Yardımcısı Murat Burhankay ile okul bahçesinde karşılaştı. Biranda saldırıya uğrayan Burhankay bir süre direndi. Yaşanan olayı gören sınıf öğretmeni Ramazan Bayındır'da olayı ayırmak amacıyla araya girmeye çalışınca Okul Müdür Yardımcısı ve Sınıf öğretmen vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandı...

Öğrenci müdürü bıçakladı

Adana'da okuldan uzaklaştırılan öğrenci, okul müdürünü odasında bıçakladı

Merkez Yüreğir İlçesi Sarıçam Mahallesi’ndeki Süleyman Şah Ortaokulu 6. sınıf öğrencisi 15 yaşındaki D.K, okul müdürü Hüseyin Mete Ünal’ı müdür odasında bıçakladı.

Bacağından yaralanan Ünal, okula gelen Acil Sağlık Ekipleri tarafından TOKİ Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Olayın ardından kaçan D.K, polis tarafından yakalandı.

Bir süre önce disiplinsiz davranışları yüzünden okuldan uzaklaştırma cezası aldığı öğrenilen öğrencinin, Okul Müdürü Ünal’a bu nedenle saldırıda bulunduğu öne sürüldü.

1980 lerde öğrenci olacaktı bu öğrenciler o zaman görürdük. öğretmenler general gibiydiler.öğretmene öyle hareketler yapabiliyorlar mıydı? kapitalist sistem eğitimi de çürüttü.öğretmene sınırsız yetki vereceksin bak ülke nasıl düzeliyor.

Öğretmenimize yapılan bu çirkin saldırıyı kınıyorum...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Biz eskiden öğretmenimizden çekinirdik şimdiki nesilde o da kalmamış maalesef.Velilerin ve öğrencilerin bu kadar baş olduğu bir sistemde öğretmenlerin harcanması çok acıdır.