Bu soru öğretmenlere defalarca soruldu. Sebebi nedir?
Bu soruyu sordurmamanın yolu-yolları nedir?
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Sorunun sorulma sebebi
parça ile bütün arasında ilişki kurulamamasıdır.
Bütüne olan ihtiyacın, parçaların toplamına duyulan ihtiyaç anlamına geldiğinin anlaşılamamasıdır.Soruyu sordurmamak için, İHTİYACI ortadan kaldırmanız (ihtiyaç olmaktan çıkarmanız) gerekir
Örnek 1:
Öğrenciye bir TUĞLA verirseniz size benzer bir soru soracaktır.
- Öğretmenim, bu TUĞLA ne işe yarayacak?
Cevap :
- Bu tuğlayı Ali / Ayşe / İsmail / Murat Sarayını (kişiliğin- in bir parçasını-) inşa etmek için kullanacaksın. Bana sorarsan bu tuğlayı oturma odasında televizyonun arkasına gelecek duvara kullan. Ya da daha iyisi tuğlanın içini oyup ORJİNAL bir fotoğraf çerçevesi yap ve içine benim fotoğrafımı koy. Fotoğrafıma baktıkça bu tuğlayı niçin verdiğimi hatırlarsın.
)
Örnek 2:
Öğrenciye bir PUZLE PARÇASI verirseniz size benzer bir soru soracaktır.
- Öğretmenim, bu PUZLE PARÇASI ne işe yarayacak?
Cevap :
- Masanın üzerinde, içinde bir kısmı yapılmış puzle bulunan kutunun kapağını açıp, bu parçayı DOĞRU yere koyacaksın. Sana vereceğim diğer parçaları DOĞRU yere koyduğunda ortaya çıkacak GÜZEL RESMİ birlikte göreceğiz.
Eğer parçalardan bir EKSİK veya doğru yerleştirilmemiş olursa hemen fark edilir.Bu nedenle tüm parçaları eksiksiz ve doğru olarak yerleştirmeniz gerekir.
Örnek 3:
Öğrenciye bir şiir verip, ezberlemesini isterseniz size benzer bir soru soracaktır.
- Öğretmenim, bu şiir ne işe yarayacak?
Cevap :
- Bu ülkede Cumhurbaşkanı olabilmek için, şiir okumasını bilmeniz gerekiyor
Örnek 4:
Öğrenciye "Maddenin ortak ve ayırt edici özellikleri" ni öğretmek isterseniz size benzer bir soru soracaktır.
- Öğretmenim, "Maddenin ortak ve ayırt edici özellikleri"ni öğrenmem ne işe yarayacak?
Cevap :
- İlan-ı aşk etmekte kullanacaksın. Ey benim demir gibi sert, civa gibi ağır başlı, azot gibi yakıcı, klor gibi çekici, soygaz kadar kararlı, sevgi elektriğini ileten, organik nişanlım. Çatal karam, nikel krozem
Sabit bir kütlesi ve eylemsizliği olan hatta uzayda bir hacim kaplayan müstakbel eşim.
Nasılsın, iyi misin, hava nasıl oralarda, üşüyor musun?
Beni ve buraları sorarsan hidrojen gibi yanıcı, oksijen gibi yakıcıyım ve her an reaksiyona girebilecekken içimdeki yangını söndürmek için H2O olamıyorum bir türlü.
Havalarsa, basıncı bir atmosfer civarında, etraf bir laboratuvar kadar kuru ve nemsiz, zemin futbol oynamaya müsait, deniz tuzlu, açıklarda yer yer kaba dalgalı.
Derslerin nasıl, kırmızı turnusolu maviye çeviren bazik güzeli?..
Benimkiler iyi fakat maddi limit sıfır noktasının altında buz tutuyor.
Cebimdeki paranın kimyasal değeri selülozla değil (kağıt para) ancak nikel-krom alaşımıyla ölçülebiliyor.
Ama ne gam ne keder canımın iç yörüngesi?
Değil mi ki hayatımda; koştuğu zaman ata, yüzdüğü zaman yata, deneylerde asetata, bir ismin önüne geldiğinde sıfata benzeyen, eğik başlı, tükenmez kalem kaşlı, tek gözlü, çift bant ekolayzırlı, anten kulaklı, elma yanaklı, altın dişli, önden çekişli, geniş iç hacimli, beş vitesli, saçları metalik boya, gözleri kara, memleketi ANKARA olan SEN varsın
Şunu unutmamalısın ki; sevgi konusunda sana karşı hep ekzotermiğim.
Biz ikimiz bir tuzun bazıyla asidi gibiyiz.
Hoşça kal. Büyüklerin protonlarından, küçüklerin nötronlarından öperim
Parça tek başına anlamsız olabilir. Bütünün içinde bir anlam kazanır.
Önemli olan "BİLGİ"'dir. Bilginin ne zaman / nerede / nasıl kullanılacağını sadece BİLGİ SAHİBİ OLAN BİLEBİLİR.İnşallah yardımcı olabilmişimdir.