ben anlaşılmak da istemiyorum.beni başka bir meslekle karşılaştırmasınlar yeter ki.ülkede her kötü şeyin arkasından öğretmen çıkması ve ihalenin maalesef ona kalmasına şaşırmıyorum artık.öğretmene önyargıyla bakanlara belki önyargıları kırılır diye bu yazımda birşeyler anlatmak istiyorum.amacım öğretmene önyargıyla yaklaşan ,hatta ondan bir adım öteye geçip öğretmenin yılın yarısını yatarak geçiren bir insan olduğunu varsayanlara bir nebze de olsa kendimi,kendimizi ifade edebilmek..
öncelikle eğitim okulda başlar fikriyle çocuk küfrettiğinde bile "hay senin ilkokul öğretmeninin" diye lafa başlayan bir zihniyetin muhatabı bir mesleğe sahibiz.çocukta olan her iyi davranış ailenin ;kötü davranış ise öğretmenin sorumluluğundadır.toplumun en alt kademesinden en üst kademesine kadar her an çat diye sınıf kapısı çalınıp teftiş edilenler de biziz.düşünebiliyormusunuz her gelen bize işimizi öğretip gidiyor.veli gelir eve ödev verip vermemene karışır,muhtar gelir sınıfın durumuna bakıp hoca şunları şöyle yap der gider,kaymakam gelir ilköğretim 3.sınıfındaki çocuğa müfredetta bulunmayan 4 basamaklı bir çarpma işlemi sorar,müfettiş (güncellenmiş haliyle eğitim denetmeni )40 dakikada sana ahkam keserek şuna şu programı uygula şuna bu programı uygula ama bu arada da 30 kişilik sınıfta bir taraftan da dersi işle bitir der.öğrenci gelir şu bana vurdu,şu burnumu kanattı der.o öğrenciyi uyarırsın bi daha yapar bu sefer kızarsın ertesi gün tekrar veli gelir sen benim çocuğa kızamazsın der.bu örnekleri uzatmak mümkün.peki biz ne yaparız .kem deriz küm diye susarız.maalesef biz verileni yaparız,ufaktan bir verilenler hakkında konuşsak sen sus sen memursun anlamazsın denilerek yerimize oturtuluruz.
aslında yazılacak çizilecek ama muhataplarımızca okunup kaale alınmayacak çok şey var.öğretmenin görevi eğitim ise ki resmiyette böyledir.bu konuyla ilgilenmeli ve bütün kafasını buna yormalıdır.sorarım size hangi memur gittiği kurumda kurumun boyasını badanasını kendi yapar.siz hiç çalıştığınız işyerinde kapı kolu değiştinizmi,çok afedersiniz ama hiç işyerinizin tıkanan tuvalet logarını temizledinizmi.ben elimi kolumu sallıyarak hangi doktorun odasına girebilirim. yada mesleğini icra ederken hangi memur teftiş olur.siz hiç doktoru ameliyat ederken yada hasta muayanesinde teftiş eden birine rastladınızmı.hangi kaymakam eşinden ayrı yaşar.dağın başında mesleğe ilk başladığım yıl erzurum tekman ilçesinde 3 ay elektriksiz yolsuz bir yaşam sürdüğümde kim gelip bana halımı hatırımı sordu.hangi çalışan evine iş götürür.kaymakam veli toplantısı yapın veliler gelmeyebilir sen velinin yanına gideceksin derken kim kalkıp da sayın kaymakamım siz muhtarlar toplantısı yaptığınızda gelmeyen muhtarın yanınamı gidiyorsunuz diyebilir?
müdürün görevleri nelerdir diye sorduğumda bir öğrencim ne cevap vermişti biliyormusunuz?
-öğretmenim müdür okulu boyar,kırılan camları değiştirir,sobayı yakar,bacayı temizler...şimdi soruyorum bu cevapta eğitimle ilgili bir şey varmı? evet bizler ne zamanki öğretmenlik fedakarlık mesleğidir edebiyatı arkasında her işi yapacan sen öğretmensin sen robotsun düşüncesiyle yaftalanmaktan kurtulursak.işte o zaman sizler de bu şikayetlerden kurtulursunuz..
beni ben olan bilir,beni ben olan anlar..