ARKADAŞLAR BU SENE ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMAYACAĞIMI ÖĞRENCİLERİME SÖYLEYECEĞİM. EN AZINDAN VELİLERİNE VELİLER DE BİRİLERİNE BİRİLERİ DE DUYMAYANLARA İNAT DUYURSUN DİYE.
BUNA EK OLARAK AŞAĞIDAKİ YAZIYI YORUMLARINIZA SUNUYORUM. TUZUMUZ İYİCE ISLANIYOR. ÖĞRETMENİN KAFASINDA ŞU BU DEĞİL ÖĞRENCİSİ OLMALI, KAFASINDA ÖĞRENCİYE YER OLMAYAN ÖĞRETMEN ÖĞRETMEN MİDİR?
ALINTI : Ömür KUZĞUN
Türk Eğitim Sen
Kayseri 2 Nolu Şube
Denetleme Kurulu Üyesi
Öğretmen bir sanatkârdır, heykeltıraş veya bir ressam gibi, bu sanatkârın sanatını icra etmesi içinde, sanatçının ekonomik doygunluğa ulaşması gerekmektedir, yoksa elde edilecek ürün basit, faydasız veya defolu olarak piyasaya sürülmesi icap edilir. Aynen sanatkârda olduğu gibi, eğitimcilerde ekonomik sıkıntı çekerlerse maalesef yetiştirdikleri öğrenciler, halkına faydasız, problemli ve boş bir gençliğin yetiştiği görülebilir. Ekonomik sıkıntı çeken bir öğretmen bırakınız öğrencilere faydalı olmayı, kendine bile fayda sağlayamaz hale gelir. Aldığı ücretle ancak karnını doyurabilen, kendini yetiştirebilecek hiçbir kaynağa para aktaramayan eğitimci öğrencilerine ne verebilir. Araştırmaya kendini geliştirmeye kaynak aktaramayan öğretmen, mezun olduğu yıllardaki bilgilerle öğrencilere ne kadar faydalı olabilir. Bu durum düşünülerek, öğretmenlere verilen maaşın artırılması gerekmektedir.
Öğretmenlerin maaşları yetersizdir. Geriye dönük on yıl içinde öğretmenlere ciddi anlamda bir ücret artışı olmamıştır. Kamuoyunun bilgisi dâhilinde kurumlarda çalışan birçok personele ücret artışı yapılırken maalesef öğretmenlere üvey evlat muamelesi yapılarak bir zam yapılmamıştır. Üstüne üstelik ek ders ücretiniz on lira olacak diyerek kamuoyunda adeta öğretmenle dalga geçercesine dönemim Milli Eğitim Bakanı biz eğitimcileri oyalamış ve hala ek ders ücretlerimiz on lira olmamıştır. Bize sahip çıkacak olan, başımızda bulunan Bakanımız, her fırsatta öğretmenleri yok saymış, hakaret derecesine varan sözlerle biz öğretmenleri üzmüşlerdir.
Sahibimiz yoktur, vatandaşı üzeni ben üzerim diyen Sayın Bakan bizlere ne kadar sahip çıkabilir. Tebeşir tozu yutmamış, çocuk cıvıltıları içinde bulunmamış, hedefi başka, mesleği başka olan birisi bize ne kadar faydalı olabilir. Bizler istatistikçi değiliz, hele iktisatçı hiç değiliz, adaletliyiz fakat avukatta değiliz anlamadığım biz bunlar değilsek neden bizim başımızda bulunan Bakanlarımız bu meslekten değiller. İşi ehline vermek sünnettir, peki Milli Eğitim Bakanlığı ehil olanı kabul etmiyor mu? Yoksa Milli Eğitim Bakanlığı eğitimcilere bırakılmayacak kadar önemli bir bakanlık mıdır?
Eşit işe eşit ücret veriyoruz diyerek, yeni bir adaletsizliğin kapısını aralayan sayın yetkililer, yaptıklarınıza adalet diyorsanız, biz öğretmenlere yaptığınız adaletsizliği unutmamanız gerekmektedir. Siz işte ek ders alıyorsunuz diyerek, bizi teselli ediyorsanız yanılıyorsunuz. Bizlerin yani öğretmenlerin birçoğunun sadece maaş karşılı çalıştığını görmüyorsunuz, ayrıca her fırsatta kesilen ek ders öğretmene hiçbir fayda sağlamamaktadır. Yaz tatilinde, izinde, raporda kesilen ek dersin öğretmene yararı yoktur. Şu anda memurlar arasında en düşük maaşı öğretmenler almaktadır. Kariyer mesleği olan öğretmenlik bitmiştir, toplumdaki değeri dip yapmış, bütün sosyal hakları kaybolmuş, sıradan bir meslek haline gelmiştir. Bizleri bu hale getiren tüm politikaları kınıyorum.
Veli haklıdır, öğretmenin haklı olduğu durumlarda yine veli haklıdır konumuna gidildiği dönemde biz öğretmenler eğitim öğretim adına bir şeyler yaparken mutsuzluğumuz yüzümüzde belirmektedir. Öğretmenler artık her olayda vurdumduymazdır, bir bana necilik almış başını gitmektedir. Aldığım ücrete ancak bu kadar iş yapılır noktasına gelme durumunda olan bir meslekten bir şey beklenemez, yarınlarımızı yetiştiren öğretmenlere yapılan ek ödeme adaletsizliği işi bu noktaya götürebilir, eğer böyle bir durum gizlice yapılırsa memleketimizin kaybedeceği aşikârdır. Bu kaybın önüne geçmek için öğretmenlerin hak ettiği ücretin kendilerine ödenmesi gerekmektedir. Öğretmenlik derslerle bitmeyen bir mesai anlayışıyla yapılır, öğretmen dersten çıktıktan sonra yarınki dersi düşünmeye başlar, akşam eve vardığında bir gün sonraki dersi düşünerek hazırlık yapar, anlatacağı konuyu öğrenciden önce okur, konuyla ilgili sorular hazırlar ve mesaisini bu şekilde uzatır. Bu konuyu öğretmen olmayanlar bilmez, bilmedikleri içinde yorum bölümlerinde atar tutarlar veya zam vermezler, bu onların cahilliğidir, kızmamak gerek.
Haklarını savunamayan insanlar hakları ile birlikte şereflerini de kaybederler (Hz. Ali)
DÜZENLENMİŞTİR