Mutluluğu veya mutsuzluğu sadece mesleğe bağlamak ve sürekli mesleğin zorluklarından yakınmak doğru değil.
Aile okul hayatını,okul da aile hayatını ister istemez etkiliyor.Günümüz dünyasında insanları mutlu etmek daha da zorlaşıyor.Şimdiki mutluluklar daha kısa süreli üstelik.
Küçük bir alıntı eklemekte fayda var. Küçükken fırına ekmek almaya gönderirdi annem beni,Fırından yeni çıkmış sıcacık ekmeğin güzel kokusuna dayanamaz eve gelinceye kadar yarısından fazlasını mideme indirirdim.Tabi eve geldiğimde fırından aldığım bütün ekmek minik parmaklarımla kopardığım parçalardan dolayı ufacık birşey kalırdı.Annem hani ekmek nerde dediğinde büyük bir suç işlemiş gibi eğerdim kafamı önüme,o ise anne sıcaklığıyla,sıcak tebessümle saçımı okşar olsun oğlum gideceği yeri bulmuş ya! derdi.Tabi ben yeni ekmek almak için fırının yollarına düşerdim tekrar.
Tembihlerdim kendimi;
Bak küçük Zülfikar,
Bugünlük bu kadar,
Daha fazla zorlama şansını ,
Annen bu defa fena kızar!
Tabi tutardım sözümü
Ancak ertesi güne kadar...
O sıcak ekmeğin kokusu ve tadını şimdi yediğimiz en lezzetli yemeklerde,yiyeceklerde bulamıyoruz,Annemizden işiteceğimiz azara da razıyız aslında.
"Belki ekmekler hala sıcak, ama bizim büyümüş yüreğimiz, soğumuş buzdolabı kadar !".... (ALINTI)