Öğretmenlere Şiddeti Kınıyoruz!

meseleye çok yönlü bakalım. veli açısından, öğrenci açısından, bakanlık ve mevzuat açısından, idari amirlerimiz açısından. biz hep bizim dışımızdakileri sorguluyoruz ki haklıyız. çok haklı tespitlerimiz var. bir de meseleye kendimizden bakalım. aynayı kendimize tutalım. çuvaldızı bir de kendimize batıralım.

Size katılmıyorum.Bugune kadar hep çuvaldızı kendimize batırdık öğretmenler olarak.Bıçağı da kalbimize yedik.Okullarımızda hep birbirimizi yerdik kıskandık eleştirdik ayrıca hep vicdan muhasebesi yaptık uyumadan önce.Çoğu geceler uykusuz bile kaldık öğrencimiz için.Sonunda hiçbir şey beklemedik yeter ki çocuklarımız öğrensin dedik.Ne sınıfta kalma var ne disiplin kurulu.Öğrenci  veli bizden daha yetkili ve etkili maalesef.Biz çocuğa bağırınca psikolojiler o kadar narin ki yıkılıveriyor ancak başbakandan tutun da bakan mudur veli öğrencisine kadar herkes bizi aşağılayacak bağıracak yine de psikolojimiz bozulmayacak robotuz ya hiç etkilenmeyeceğiz.Benim de psikolojim bozuldu bundan sonra ne veli tanırım ne mudur ne de bakan!

meseleye çok yönlü bakalım. veli açısından, öğrenci açısından, bakanlık ve mevzuat açısından, idari amirlerimiz açısından. biz hep bizim dışımızdakileri sorguluyoruz ki haklıyız. çok haklı tespitlerimiz var. bir de meseleye kendimizden bakalım. aynayı kendimize tutalım. çuvaldızı bir de kendimize batıralım.

Öğretmenim binlerce çalışanı olan öğretmen camiasında görevini aşkla, şevkle yapmayanların sayısı o kadar az ki... O insanlar yüzünden binlerce kişiyi zan altında bırakmaya kimin ne hakkı var? Neden halkın gözünde itibarsızlaştırılıyoruz? Niçin bir tek gün, bakanımız çıkıp bizi koruyacak, sahip çıkacak bir şey söylemiyor? Sağlık Bakanına imreniyorum. Aramızda imrenmeyen va mı bu bakana? Çünkü çalışanına sonuna kadar sahip çıkıyor. Kimseyi çalışmamakla suçlamıyor.

Öğretmen arkadaşlarımıza yapılan şiddeti kınıyorum...

işimiz  politik davrananlar yüzünden  daha da zorlaşıyor.

''tepeden  tırnağa!!!!''

Tepkilerimizde çok haklıyız. Artık giderek daha güvensiz bir meslek olmaya başladık. Çünkü insanla birebir ilişkili olan bir mesleğimiz var. Bizim işimiz insanla. Bize emenet edilen mini mini yavrularla. Ancak o yavruların bir de anne babaları var. Velilerimizde bizim gözümüzde çok kıymetli. Artık dünya o kadar değiştiki. Eskiden eti senin kemiği benim benim diyen veli yok. Küçücük bir söz bile söyleseniz karşısınızda veli bitiyor. Çevremde velisine karşı o kadar eğilip bükülen öğretmen görüyorum ki veli okul basmayla, öğretmen azarlamayla zafer kazanmış edasıyla çıkıp gidiyor. Sonra konu komşusuna öğretmeni nasıl uyardığını anlatıyor. Diğer bir tespitim: Öğrenciler koridorda, bahçede artık o kadar rahat ve pervasızlar ki öğretemnin gözü önünde neredeyse birbirinin üzerine çıkacak, öğretmen bunları görmezden geliyor hatta olağan karşılıyor. benim gibi bu tip hadiselere tepki gösteren öğretmenler sevimsiz oluyor, öğrenci tarafından düşmanca karşılanıyor, günün birinde ya darp ediliyor ya da bıçaklanıyor. İşte b ugibi hususlarda kendimizi de konuşalım dedim. Haksız buluyorsanız ki ne yapayım bu fikri savunan tek kişi ben olayım.

"Profil ayarları"ndan -" kimlik resmini" değitirmek isteyenler için ; "Milli" bölümünden "kınama" resmini eklediklerinde siyah kurdela resmi eklenir .Eklemek isteyenler için kısaca bir hatırlatma .
...

Öğretmenlere Şiddeti Kınıyoruz!..

rdenizv öğretmenim sonuna kadar size katılıyorum. şunu da ekleyelim eve geldiğimde yorgunluk ve ertesi günün derslerine hazırlanırken kendi çocuğuma yeteri kadar zaman ayıramıyorum. kendi çocuğuma yeteri kadar sabır gösteremediğim zamanlar oluyor.çuvaldızı iğne ucunu bilmem bence tırnak ucunu bile öğretmenin kendisine batırmasına gerek yoktur.

Öğretmenim, velilerin ve öğrencilerin bu tutumunda yine öğretmenin bir suçu yok. Öğretmen veliyi ikaz etse, veliyi üzeni ben de üzerim sözünü hatırlıyor. Elimiz kolumuz bağlı.Haklı olduğum konularda velilerle çok tartışmışımdır.Öğrencilerin olumsuz davranışlarını görmemezlikten gelmem, üstüne giderim. Velinin bana karşı bir terbiyesizliği olursa, sırf mesleğimin onurunu kurtarmak için gereken cevabı veririm. Hiçbir öğretmen mesleğimizin onurunu kıracak davranışlara izin vermemeli diye düşünüyorum.

Öğretmenim, velilerin ve öğrencilerin bu tutumunda yine öğretmenin bir suçu yok. Öğretmen veliyi ikaz etse, veliyi üzeni ben de üzerim sözünü hatırlıyor. Elimiz kolumuz bağlı.Haklı olduğum konularda velilerle çok tartışmışımdır.Öğrencilerin olumsuz davranışlarını görmemezlikten gelmem, üstüne giderim. Velinin bana karşı bir terbiyesizliği olursa, sırf mesleğimin onurunu kurtarmak için gereken cevabı veririm. Hiçbir öğretmen mesleğimizin onurunu kıracak davranışlara izin vermemeli diye düşünüyorum.

Sonuna kadar haklı bir düşünce...

 Öğretmenlere karşı yapılan şiddetin tek suçlusu yine öğretmen gösterilmeye çalışılıyor.Çocukları yetiştiren anne ve babaların hiç suçu yok mu? Öğretmenlere karşı şiddeti kınamayan diğer meslek gruplarının hiç suçu yok mu? Yok çünkü sistem buna göre ayarlanmış.Polis,asker şehit olur ençok öğretmen camiası kınar.Doktorlara saldırı olur öğretmen kınar hatta forum sayfaları bile açarız.Ama öğretmeni öğretmenden başkası düşünmez.Şimdide öğretmenler sendikacılıkla ,particilikle ayrıştırılmaya çalışılıyor.Bizden ve sizden denilerek.

Öğretmenim, velilerin ve öğrencilerin bu tutumunda yine öğretmenin bir suçu yok. Öğretmen veliyi ikaz etse, veliyi üzeni ben de üzerim sözünü hatırlıyor. Elimiz kolumuz bağlı.Haklı olduğum konularda velilerle çok tartışmışımdır.Öğrencilerin olumsuz davranışlarını görmemezlikten gelmem, üstüne giderim. Velinin bana karşı bir terbiyesizliği olursa, sırf mesleğimin onurunu kurtarmak için gereken cevabı veririm. Hiçbir öğretmen mesleğimizin onurunu kıracak davranışlara izin vermemeli diye düşünüyorum.

size hak veriyorum. zaten benim düşüncelerimi benden daha iyi ifade etmişsizniz. teşekkür ederim. Türkiyenin acı gerçeklerinden birisi herkesin kendisini hoş görmesi karşısındakini eleştirmesidir. doktorlara yapılan elim saldırılarda bile doktorlar kendisini haklı bulmuştur. hep kötü olan halkıtır veya korumayan devlettir. ben doktorlara hastam olduğunda küçük bir soru sorduğumda ters cevaplar verdiklerini insanları nasıl rencide ettiklerini belki hiç sorgulamamışlardır.

Şiddet, TDK sözlüğünde; “Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik.  Hız. Bir hareketten doğan güç.  Karşıt görüşte olanlara kaba kuvvet kullanma. Kaba güç. Duygu veya davranışta aşırılık.”olarak tanımlanmaktadır. Görüldüğü gibi şiddet, oldukça olumsuz bir “insan” davranışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla bu davranışın ortaya çıkış nedenlerini araştırarak çözüm bulmak, giderek hayatımızdan silip atmamız gerekmektedir.

Yalnızca toplumun bir kesimine uygulanan şiddete karşı çıkmak ne yazık ki şiddeti ortadan kaldırmıyor. Bir kesime uygulanan şiddete karşı çıkmak, diğer kesime uygulanan şiddete karşı çıkmamak gibi bir çelişik anlamı da içinde barındırır. Aksine şiddet, bir bumerang gibi dönüp gelip sahibini de buluyor. Başka bir deyişle karşıtını da doğurma özelliğine sahiptir.

“Öğretmene şiddete hayır!” demek yetmez. Çocuğa, kadına, işçiye, memura, hayvana, doğaya, ötekine… Kısacası bütün canlılara uygulanan şiddete hayır demeliyiz. Bunu bir yaşam biçimine dönüştürmemiz gerekir. Ancak bu şekilde bu illetten kurtulabiliriz.

3 gün önce lisede bıçaklanan hem meslektaşım hemde velim olan hanıma yapılan saldırının ardından yapılan gösteriler sindirilmeye çalışıldığı gibi sayın Bakan ama görmeyen insanın açıklamaları ; “Bir öğretmenin öğrencisini dövmesi, bir öğrencinin öğretmenine saldırması veya bir velinin öğretmeni darp etmesi gibi tek tek meseleler yerine toplum olarak şiddetle mücadele etmeliyiz''takdir.bir de sağlık bakanının açıklamasıyla kıyaslayın.O depremde kaybettiğimiz öğretmenler için söylediklerini hatırlatmak insanlık suçu sayıp söylemiyorum..

tabiki herkese şiddeti kınıyoruz ,bütünün parçaları zaten bunu uygularsa amaca ulaşılmış olur,bizler bu meslek içindeyiz öğretmenlere şiddeti kınıyoruz
      velilerimde daha doğrusu sorunlu olanlarda haksız bir güven, bırakın kendilerini küçücük çocuğuna aynı saygısızlığı yansıttırarak,sanki açık kolluyorlar, onları üzenler üzülecek ,
     ya bizi üzenler ne olacak?

Samsun'un Bafra ilçesinde Eğitim Bir-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikaları birlikte açıklama yaparak, öğretmenlere yapılan şiddeti protesto etti.

Bafra 30 Ağustos İlköğretim Okulu önünde toplanan Eğitim Bir-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikası üyeleri Türkiye'nin çeşitli illerinde öğretmenlere yapılan şiddeti kınadı.
"Bakan Uyuma Öğretmene Sahip çık",
 "Öğretmen Bakan İstiyoruz",
 "Alo 147 Öğretmen Bıçaklandı",
 "Okullarda Şiddet İstemiyoruz",
"Mobinge Hayır, Şiddete Hayır" şeklinde ellerinde dövizler taşıyan öğretmenler, meslektaşlarına yapılan şiddeti protesto etti.

İstanbul Esenyurt’ta, öğrencisi tarafından bıçaklanan Narife Çekcen'e yapılan saldırı protesto edildi. Kıraç Lisesi önünde toplanan eğitim sendikalarına bağlı öğretmenler, okulun önünden yaralanan öğretmenin yattığı Esenyurt Devlet Hastanesine yürüdü.

Tasdikname almak için okula giden S.A., tasdiknamesini alamayınca arkadaşlarını görmek için sınıfına girmiş, burada tartıştığı öğretmeni Narife Çekcen'i bıçaklamıştı. Saldırı, Kıraç Lisesi önünde toplanan Eğitim-Sen, Eğitim-Bir-Sen, Türk-Eğitim Sen ve Eğitim-İş’e bağlı öğretmenler tarafından protesto edildi. Okul önünde slogan atan öğretmenler, kalemlerini kırarak yola attı. Öğretmen Çekcek’e yapılan saldırıyı kınayan meslektaşları, bu tür saldırıların tekrarlanmamasını istedi.

Sendikaların ortak basın açıklamasını Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Emin Engin yaptı. Daha önce birçok ilde tanık olunan öğretmene şiddet olaylarının, şimdi de Esenyurt Kıraç Lisesi’nde görüldüğünü belirterek, “İnsanların kendi çocuklarına bile gereken sevgiyi göstermekte zorlandığı bir ortamda, 50-60 kişilik sınıflarda her bir öğrencisine ayrı sevgi gösteren, daha iyi eğitim almaları adına hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan öğretmenlerimize uygulanan şiddeti kabul etmemiz mümkün değildir. Yaşanan bu saldırı, eğitim çalışanlarının vicdanını yaralamıştır. Sendikalar olarak, öğretmenlerimizin, öğrencilerin daha iyi bir eğitim almaları adına mücadele verirken, hayatlarını riske edecek derecede şiddete maruz kalmasından son derece kaygılıyız” dedi.

Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklamalarla ve uygulamalarla sürekli öğretmenleri hor gördüğü atmosferin şiddet dalgasına ivme kazandırdığına dikkat çeken Engin, “Milli Eğitim Bakanlığı eğitim çalışanlarıyla öğrenciyi, veliyi karşı karşıya getiren uygulamalarını bir an önce gözden geçirmelidir. Kanun hükmünde kararnamelerle sözde adalet dağıtan hükümet, konu öğretmene gelince mali, ekonomik mobbing uygulamaktan geri kalmamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin paydaşları ile birlikte bu konuya dikkat kesilmeli, en azından bundan sonra yaşanabilecek bu tür olayların önüne geçecek tedbirleri almalıdır” diye konuştu.