Öğretmenlik Mesleği

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
07 Nis 2011 01:17:02
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ

Öğretmen, bir eğitim kurumunda bilgi, görgü ve yaşantıları ile çocukların veya gençlerin öğrenme yaşantılarına rehberlik eden veya yön veren kişi olarak tanımlanabilir. Öğretmen, öğrenmeyi kılavuzlayan kişidir. Çeşitli yöntem ve tekniklerden yararlanarak öğrenme yaşantıları düzenler ve öğrencilerin istendik davranışları kazanıp kazanmadığını değerlendirir.


Öğretmenlik, bazı özel yetenek ve yaratıcılığı gerektirdiği için bir sanattır. Aynı zamanda, öğretme metotları, psikoloji, sosyoloji, felsefe, eğitim psikolojisi gibi disiplinlerin bulgularının kullanılması açısından da bir bilimdir. Dolayısıyla öğretmen hem bir sanatçı, hem bir bilim adamıdır.
    B- ÖĞRETMEN -  ÖĞRENCİ  İLİŞKİSİ
        1- Öğretmen – Öğrenci  İlişkisinin  Önemi

Eğitim sistemimizin en stratejik parçası olan okul örgütünün önemli iki parçası öğretmen ve öğrencidir. Anaokulundan üniversitenin bitimine kadar süren eğitim hayatında, zamanın büyük bölümünü birlikte geçiren öğretmen ve öğrenci arasında dinamik bir ilişki vardır.
Öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişki, öğrencinin;

   1.Akademik başarısını,
   2.Mesleki tercihleri ve mesleki gelişimini
   3.Psiko-sosyal gelişimi ve ruh sağlığını büyük ölçüde etkilemektedir.

 Öğrenciden beklenen, başarılı olmasıdır. Başarısızlık söz konusu olduğunda birçok sebep sıralanabilmektedir. Fakat başarısızlığın temelinde, öğretmenlerin mesleki tutum ve davranışlarının yattığını belirtmektedir. Öğretmende başarı beklentisi varsa öğrenciler daha başarılı olmaktadır. Karamsar ve öğrenciden beklentisi az olan bir öğretmenin sınıfında genel başarı düzeyi düşmektedir.

Öğretmenle öğrenci arasındaki ilişkiye bağlı olarak yön kazanan diğer bir konu da mesleki tercihlerdir. Öğretmenin gerek ders içi, gerekse ders dışında öğrenciyle olan duygu ve bilgi alışverişi, öğrencinin bilinçli ya da bilinçsiz olarak çeşitli mesleklere karşı ilgisinin yönelmesine, sempati duymasına yol açabilir.

 
Öğretmen öğrenci ilişkisinin, öğrenciye dönük etkilerinden en önemlisi psiko-sosyal gelişim ve ruh sağlığıyla ilgili olanıdır. Bugün birçok psikolog, histeri, cinsiyet sapıklıkları, gelecek hakkında duyulan korku ve endişe halleri, sabit fikirlilik,, ruhsal depresyonlar ve buna benzer birçok davranış bozukluklarını hep çocukluk yıllarındaki anormal şartlara, üzüntülere, endişelere bağlanabileceğini iddia etmektedirler. Çocukluk yıllarının okulda geçtiğini kabul edersek, onların ruhsal bozukluklarında öğretmenlerinde sorumlu olduğunu kabul etmek gerekir.

Öğrenciyi çok yönlü olarak etkileyen öğretmen, öğrenciyle ilişkilerine zarar verecek bazı davranışlar içinde bulunabilir. Bu davranışlar;

 
a-) Kendi barış ve huzuru için anlamsız kural ve sınırlılıklar koymak,

b-) Çocuklara karşı reddedici ya da aşırı koruyucu davranışlar geliştirmek,

c-) Onlara değer vermemek, aşağılamak,

d-) Haksız yere eleştirmek, başkalarıyla karşılaştırmak, alay etmek,

e-) Notu baskı aracı olarak kullanmak,

f-) Bütün ağırlığı öğretime vermek,     

g-) Mesleğini sevmemek,

h-) Davranış ve tutumlarıyla çocuklara uygun bir model olmamak.
 

Öğretmenden beklenen, öğrenciyle ilişkilerini geliştirmeye yönelik davranışlar sergilemesidir.
1-İyi Öğretmen Öğrenci İlişkisinde Bulunması Gereken Özellikler

1-     Açıklık ve saydamlık

2-     Önemsemek

3-     Birbirine gereksinim duymak

4-     Birbirinden ayrı davranabilmek

5-     Gereksinimlerini karşılıklı olarak giderebilmek,

Özelliklerini içerirse, iyi bir öğretmen öğrenci ilişkisi kurulmuş demektir.Birçok öğretmen bu özellikler için hepsi güzel de, ben kendi sınıfımda bu tip ilişkiyi geliştirebilir miyim?, diyerek tepki göstermiştir. Yanıt büyük bir “Evet” dir. İnsan ilişkileri hiçbir zaman tam kusursuz olmayacağına göre her öğretmen gençlerle ilişkisini geliştirebilir. Böylece birbirilerine gerekli olduklarını anlarlar, ayrı ayrı hareket edebilirler ve ilişkileri böylece daha doyurucu olabilir. Tüm sınırlı olanaklara karşın  “okul” denilen sosyal kurum,  “eğitim”in yapılabileceği yaşamsal önemi olan bir yer olabilir. Bunun için öğretmenlerin etkili iletişim yöntemlerini öğrenmeleri gerekir.

Lindgren, öğrenci ve öğretmen arasındaki iletişim biçimini dört şekilde ele almaktadır.

 
1-tür ilişki biçiminde öğretmen öğrencilerle tek yönlü bir ilişki sürdürmeyi tercih etmektedir. Lindgren bu etkileşim biçimini “çok az etkili olan” iletişim biçimi olarak nitelendirmektedir.

2-tür iletişim biçiminde ise, öğretmen sınıftaki öğrencilerle teker teker karşılıklı olarak etkileşime girmektedir. Bu tür iletişim “kısmen etkili” olarak değerlendirilmektedir.

1-tür iletişim biçimi “etkili” olarak tanımlanmaktadır. Bu iletişim türünde, öğretmen öğrencilerle karşılıklı olarak etkileşime girmekte ve buna ilave olarak öğrencilerin de birbirleriyle etkileşime girmelerine imkan tanımaktadır.

ve son iletişim biçiminde ise, öğretmen kendisini öğretmenden ziyade sınıfın bir üyesi olarak görmekte ve üyeler arasında karşılıklı etkileşimi cesaretlendirmektedir.

Geleneksel okullarda öğretmenin tüm dikkati, işlediği konu, kullandığı yöntem ve sağlayacağı sınıf disiplini üzerinde yoğunlaşmakta, öğrencinin kendisi ve yaşadığı duygular öğretmenin dikkat merkezinin dışına çıkmaktadır.

Buna bağlı olarak, öğretmen-öğrenci ilişkilerinde formel bir yapı ortaya çıkmaktadır. Geleneksel tutum içindeki öğretmen, sınıf içerisindeki hakimiyetini kaybedeceği düşüncesiyle, öğrencilerle olan münasebetini asgariye indirmektedir, böylece görünüşte problem çıkmasını önlemiş olmaktadır. Öğrenmenin büyük ölçüde öğretmenin şahsi başarısına ve öğretmen-öğrenci arasındaki duygu bağının  kurulmasına bağlı olduğu düşünülürse, geleneksel tutumun yanlışlığı apaçık ortaya çıkmaktadır.

Yapılan araştırmalar ülkemizde öğretmen öğrenci ilişkilerinin daha çok geleneksel bir eğilim taşıdığını göstermektedir. Gökçe  tarafından lise öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada öğretmenlerin öğrencilerle yeterli düzeyde ilgilenmedikleri ve ders haricinde öğrencilerle herhangi bir surette görüşmedikleri tespit edilmiştir. Kılıççı yaptığı araştırmada lise öğretmenlerinin öğrencileriyle sağlıklı ilişki kurma yönünde girişim azlığı gösterdiklerini bulmuştur. Selçuk  tarafından yapılan bir başka araştırmada, öğretmen-öğrenci ilişkileri öğrencilerin duygu ve düşüncelerini öğretmenlerine açmaları açısından ele alınmıştır. Sonuç olarak, öğrencilerin duygu ve düşüncelerini öğretmenlerine açma düzeyleri çok düşük bulunmuştur.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:17:58
REHBERLİK HİZMETİNDE ÖĞRETMENİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

1-Öğrencilerini duruma alıştırır.

İyi bir öğretmen ders yılı başında hemen derse başlamaz. Örneğin bir öğretmen dersine ilk başladığı gün öğrencilerine kendisini tanıtabilir ve onların kendilerini tanıtmalarını sağlayabilir. Ders yılının ilk günlerinde  ders saatlerinin  bir sohbet şeklinde geçmesi ,öğrencilerle öğretmenin  birbirlerini  daha yakından tanımaları  ve derse alışmaları açısından çok yararlıdır.                     


2-Öğrencileri tanımaya çalışır.

İyi bir öğretmen her öğrencisinin farklı özellikleri, yetenekleri ve ilgileri olduğunu bilir ve buna göre davranır.

3-Öğrencilerin gelişimini sağlayan bir ortam hazırlar.

İyi bir öğretmen öğrencileriyle ilişkilerinde karşılıklı saygıya, düşünce ve duyguların içtenlikle ortaya konulmasına özen gösterir. Kusurları da olsa, her öğrenciyi değerli birer varlık olarak görür.

  4-Öncelikleri ders konularına değil, öğrencinin kişilik gelişimine verir.

  Ders konularını öğrencinin kişilik gelişimini sağlamada bir araç olarak görür.

 5-Öğrencilerine bilgi verir.

 Bir öğretmen ders konularıyla günlük yaşam arasında bağlantı kurar.

  6-Öğrencilerin yalnız derse ilişkin sorunlarıyla ilgilenmez, diğer sorunlarıyla da ilgilenir.

          Lise son sınıf öğrencisi Kaan, devamsızdır. 12 yaşındaki Melisa derste hep pencereden etrafı seyretmektedir. Mehmet en ufak uyarıya bile çok kızar. Yavuz tartışmaya bayılır. Çok güzel bir kız olan Rana, birden bire okula bakımsız ve kirli giysilerle gelmeye başlar. İşte tüm bu davranışlar ve bunun gibi niceleri öğrencilerde bazı sorunların olgusunu belirten bir şeylerin yanlış gittiğini gösteren ipuçlarıdır. Bir öğretmen bu durumlarla karşılaştığın da öğrencilerini dinleyerek boşalmalarına, gereksinmelerinin azalmasına yardımcı olabilir. Genellikle öğrenciler böyle sıcak, yumuşak ve içten davranan öğretmenlerine karşı güven duymakta ve içlerini açarak yardım ve tavsiyelerini beklemektedirler.

  7-Özel yardıma gereksinim duyan öğrencilerle ilgilenir.

İyi bir öğretmen, özel yardım gereksinen öğrencileri sorunları derinleşmeden yardım görmeleri için rehberlik uzmanına ya da başka ilgililere yollar.

 8-Öğrencinin ailesi ile görüşmeye isteklidir.

         Görevinin bilincinde olan öğretmen öğrencinin kendisine tanıtılması amacıyla tanınması ve gelişen sorunlarının çözülmesi için, öğrencinin ailesi ile görüşmenin, öğrenciyi aile içinde gözlemenin yaralarına inanır.

 
 9-Sınav sonuçlarına göre öğrenciyi değerlendirmez.

         Öğrencinin başarısını değerlendirirken geçmişteki başarısını, gelişimini ve olanaklarını da göz önünde tutar. Bireysel ayrılıklara karşı duyarlılık gösterir.

  10-Rehberlik görevlileriyle işbirliği yapar.

         İyi bir öğretmen, eğitimin okuldaki tüm görevlilerin ortak bir görüş ve anlayışla sağlayacaklarını, işbirliği sonucu gerçekleştirilebileceğini bildiği için öğrencileriyle ilgili bilgileri rehber öğretmen ve rehberlik uzmanıyla paylaşır.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:18:45
SINIFTA DİKKAT SORUNLARI OLAN ÇOCUKLARLA ÇALIŞMANIN YOLLARI

 

1-     Çocuğun o gün neler yapılacağını önceden bilmesini sağlayacak ve hep uyulan bir sınıf düzeni geliştirin.

2-     Çocuğun öğretmenin gözü önünde, pencereden uzak ve tahtaya yakın bir yerde oturmasını sağlayın.

3-     Kendi başına yapılabilecek ödevleri, diğer çocuklardan ayrı bir köşede dikkati dağılmadan yapmasına izin verin.

4-     Çocuğun ödevlerini yaparken gerektiğinde ara vermesine olanak tanıyın. Bu aralara diğer çocuklardan daha sık ihtiyaç duyacaktır.

5-     Oyun saatlerini azaltma ve teneffüs iptalinden kaçının. Oyun saatleri çocuğun fazla enerjisinden kurtulması için iyi bir fırsattır.

6-     Farklı aktivite düzeyleri gerektiren dersleri gün içinde dağıtın. Müzik, Beden Eğitimi, Resim gibi yardımcı dersleri daha çok dikkat gerektiren Türkçe, Matematik gibi derslerin arasına koyun.

7-     Dikkat sorunları olan çocuklara serbest bir sınıf ortamı yerine kesin kuralları olan düzenli bir sınıf ortamı sağlayın.

8-     Ders çalışırken belli alışkanlıklar edinmelerini sağlayacak ve istenmeyen davranışlarını kontrol edecek  etkin bir sistem geliştirin. Ödül puanları, çocuğun başarısını grafikler ile göstermek, çocuğu çıkartmalar veya yıldızlar ile ödüllendirmek, çocuğu istenilen davranışları göstermesi için heveslendirecektir.

9-     Yeni şeyler öğretip, yanıtlar istemeden önce çocuğa sözel ya da görsel bazı ipuçları verin. Örneğin çocuğa yalnızca onun anlayacağı bir işaret vermek onu utandırmadan dikkatini anlatılana vermesini sağlar.

10- Uzun sürebilecek ödevleri küçük parçalara bölün. Böylece çocuğa bir işi tamamlamış olma duygusunu tattırmış olursunuz.

11- Çocuğun her zaman aynı performansı göstermesini beklemeyin. Çocuğun çabalarını sonuç mükemmel olmasa bile destekleyin.

12- Mümkünse derste işlediklerinizi ve ödevleri yazılı hale getirin. Bu bilgiler yazılı olursa çocuk ders sırasında dikkati dağılıp dinleyemediği konuları sonradan defterinden okuyabilir.

13- Çocuğun fiziksel aktivitesini uzun süreli (10-15 dk.’dan uzun ) kısıtlayan cezalar vermekten kaçının.   

DİKKAT SORUNLARI OLAN ÇOCUKLARA ÖĞRETMENLER NASIL YARDIMCI OLABİLİR?

  Dikkat sorunları olan çocuklarla çalışmak eğitimcilerin zamanını alır ve sabır sınırlarını zorlar. Öğretmenlerin bu çocuklardan neler bekleyebileceklerini bilmeleri gereklidir. Bunun yanında dersi nasıl işlemeleri ve bu çocuklarla nasıl çalışmaları gerektiği konusunda bilgi sahibi olmaları ve çocuk davranışları konusunda  danışabilecekleri bir uzmanın varlığı öğretmene önemli kolaylık sağlar.

 Öğretmenlerin dikkat eksikliği olan çocuklara yararlı olduğunu belirttiği birkaç yöntem şöyle sıralanabilir.


1- Çocuğun çabalarını ufak da olsa ödüllendirin ve ona cesaret verin. Böylece çocuğun kuvvetli yönlerini pekiştirmiş olursunuz.


2- Dikkat toplama, iyi davranışlar edinme ve yaptığı işleri tamamlama konusunda öğrencileri heveslendirecek davranış düzeltme yöntemleri uygulamayı öğrenin.

 
3- Çocuğun ebeveyniyle görüşüp evde kullandıkları, daha önce işe yaramış olan yöntemleri öğrenin.
 

4- Eğer çocuk ilaç kullanıyorsa, sık sık çocuğun ebeveyni ve doktoru ile görüşün. Böylece kullandığı ilaç ve ilacın dozu ile ilgili gerekli değişiklikler yapılabilir.
 

5- Sınıf düzeninde çocuğun dikkatini toplamasına yardım edecek bazı değişiklikler yapın. Örneğin kısa ödevler vermek, çocuğu ön sırada ve öğretmene yakın oturtmak, derslerde ilgi çekici nesneler kullanmak, dersi anlatırken resimler göstermek ve çocuğun başarılarını sık sık takdir etmek gibi.
 

6- Bu konudaki fikirlerini almak için rehber öğretmen, okul psikoloğu ve çocuğun psikiyatristi ile yakın bir işbirliği sürdürün. 

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:19:29
ÖĞRETMEN DANIŞMANLIK YAPABİLİR Mİ?
       Öğretmen, öğrencilerine iyi alışkanlıklar kazandırmak, görgüsünü ve bilgisini arttırarak etkinlik alanını genişletmek, yetenek ve ilgilerini geliştirmek, iş olanakları ve meslekler hakkında bilgi vermek suretiyle yaptığı yardımlarla bir tür rehberlik yapmış olmaktadır. Öğretmen, öğrencisi ile sevgi ve anlayışa dayalı bir ilişki kurmakla onun öğretimden maksimum yararı sağlamasına ve kendini gerçekleştirmekle bunalımının derinleşmesini önlemekte ve koruyucu sağlık hizmetleri yapmaktadır.
        Bir öğretmenin rehberlik ilkeleri ile tam bir tutarlık halinde olan hümanistik eğitim ilkelerini benimsemesi halinde en üst düzeyde başarı sağlayacağı muhakkaktır. Ancak, öğretmenin görevini çağdaş, eğitim anlayışına uygun bir biçimde yürütmesine bakarak onun, bir danışmanın rolünü üstlendiğini ya da üstlenebileceğini düşünmek yanlış olur. Rehberlik ve psikolojik danışma ayrı bir uzmanlık alanı olup kendine özgü kavram ve teknikleri vardır. Grant (1960) bir öğretmenin hem iyi bir danışman hem de iyi bir öğretmen gibi yetişmeye ve bu iki görevi aynı anda yürütmeye kalkışma halinde iki görevin de aksayacağını belirtmektedir. Grant’a göre öğretmenin, öğrencisinin ilgi ve yeteneklerini bilmesi yeterlidir. Bu bilgiyi de, gerek öğrencinin performansını gözleyerek, gerekse danışmanların uygulayacakları test ve envanter gibi araçlardan elde edilen bulgulardan yararlanarak edinmesi mümkündür. Ancak, bir öğretmenin, öğrencisinin mahrem yönlerini öğrenmesi gereksizdir, hatta bazı hallerde sakıncalı da olabilir. Grant, bir öğretmenin öğrencisinin aile hayatına ilişkin sırları, arkadaş edinmedeki güçlüklerini, kronik korku ve kaygılarını bilmeye vakti olmadığı gibi, derindeki duyguları ortaya çıkaracak teknikler konusunda bilgisi yetersizdir. Ayrıca öğrencinin mahrem hayatına bu derece girmek öğretmenin öğrencisi ile birincil ilişkilerini geliştirmek bir yana engelleyebilirde. O halde denebilir ki, bir öğretmenin öğrencisine karşı saygı ve kabul ile karakterize edilen hümanistik bir tutumla yaklaşması, öğretim faaliyetlerinden yaralanmak üzere rehberlik hizmetlerinden yardım alacak kadar bu hizmetlerin tekniklerinden haberli olması ve yine rehberlik çalışmalarının destekleyici bir tutum içinde olması gerekli ve yeterli sayılmalıdır. 

SINIF ÖĞRETMENLERİNİN REHBERLİK SAATİ GÖREVLERİ

             Eğitim sistemimizde uzun zamandır uygulana gelmekte olan sınıf öğretmenliğinin amacı, öğrenci ile yönetim arasındaki iletişimi sağlamak ve öğrencilerin sorunları ile ilgilenmektedir. Sınıf öğretmeni olarak atanmış olan herhangi bir dersin öğretmeni o sınıfın öğrencileri ile zaman zaman yaptığı toplantılarda onlara çeşitli konularda bilgi verme, eğitici kollara öğrenci seçme, özel kutlama günlerini planlama ve katılacak öğrencileri belirleme gibi faaliyetleri yürütmektedir. Sınıf öğretmenleri öğrencilerde görülen başarısızlık ve uyumsuzluk gibi sorunlarla da ilgilenmekte ve bu konuda danışmanlarla işbirliği yapmaktadırlar.

1-     İşbirliğine dayalı sistematik bir program uygulanmalıdır. Programın amaçları belirlenmeli,bu amaçların hangi öğrenme yaşantıları,hangi malzeme ve araçlarla gerçekleştirilebileceği bir dereceye kadar belirlenmeli ve sonucun değerlendirilmesi yapılmalıdır. Aksi taktirde aşırı tekrarlar ve grubun ihtiyacına uygun olmayan etkinlikler öğrencilerde bıkkınlık yaratabilir.

2-     Grup rehberliği konusunda öğretmenin iyi yetişmiş olması gerekmektedir. Çünkü bu işi yapmaya çalışan öğretmenler rehberlik konusunda yetişme ihtiyacı duymaktadırlar.

3-     Grup rehberliği psikolojik danışmaya zemin hazırlar, ama onun yerini alamaz. Grup rehberliği etkili bir biçimde uygulandığı taktirde danışmana başvuran öğrenci sayısı artabilir. Grup saatlerinde rehberlik hizmetleri hakkında bilgi edinen öğrenciler,bazı sorunlarını danışmanla konuşmak isteyebilirler. Grup öğretmeni de öğrencilerini daha iyi tanıdıkça,bazılarını danışmana havale edebilir.

4-     Grup saatleri demokratik liderlik gerektirir. Lider durumundaki öğretmen, öğrencilerin en üst düzeyde katılımını sağlamalıdır. Lider demokratik olursa,öğrenciler grup kararlarına ve planlarına katılarak,bir gruba ait olma,grup içinde önemli kişi olma,grup tarafından benimsenme gibi ihtiyaçlarını giderebilirler.

5-     Grup saatlerinde öğrencilere karşı bir anlayış,kabul edici bir atmosfer yaratmak gereklidir. Öğretmenin psikolojik süreçler,uyum mekanizmaları,grup dinamikleri konularında bilgi sahibi olması beklenir.

6-     Grup saatlerinde rahat bir iletişim sağlanmalıdır. Grup öğretmeninin de grup danışmanı gibi,kendisine yöneltilen eleştirileri hoşgörü ile kabul etmeyi bilmesi gerekir.

       On yılı aşkın bir zamandır süregelmekte olan sınıf öğretmenleri ile grup  rehberliği uygulamaları başarıya ulaşamamış ve çok çeşitli kesimlerden eleştirilere hedef olmuştur. Öğrenciler bu saatlerde ya boş oturduklarını ya da yarım kalan ödevlerini tamamladıklarını  ifade etmektedirler. Öğretmenlerin çoğu bu saatlerde ne yapacaklarını bilemediklerini ve bu yüzden öğrencileri kendi hallerine bıraktıkları ya da bitiremedikleri konuları işlediklerini belirtmektedirler.

     Grup rehberliğinin verimli olabilmesi için her şeyden önce bu alanda yetişmiş elemanlar tarafından yürütülmesinde zorunluluk vardır.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:19:53
BİR SINIF ÖĞRETMENİNE TAVSİYELER

 1.Ders yılı başında dersinize ilk girdiğiniz zaman hemen ders konusuna başlamayınız. Kendinizi sınıfınıza dostça takdim edip, öğrencilerin de kendilerini tanıtmalarına zaman ayırınız.

2. Öğrencilere okutacağınız dersin genel sınırları, özellikleri, ileriki hayatta nasıl kullanılabileceği hakkında bilgi veriniz.

3.  Çocuklara, dersinize nasıl çalışacakları hususunda yardım ediniz. Dersinizle ilgili olarak karşılaştıkları güçlüklerde onlara rehberlik ediniz.

4.  Dersinizi, mümkün mertebe bireyselleştiriniz. Her öğrenciden aynı başarı derecesini beklemeyiniz.

5.   Öğrencilerinizin genel yetenekleri, yani zeka durumları ile dersteki başarılarını karşılaştırınız. Çalışmaları ile zeka durumları arasında bir denge olup olmadığına bakınız. Zekası seviyesinden çok üstün bir başarı gösteren çocuk, zekasının çok altında başarı gösteren çocuk kadar  problemdir. Çünkü bu aşırı başarı, bir psikolojik eksikliğin telafisi olabilir.

6.  Öğrencilerinizin okuma, oyun ve boş zaman ilgilerini saptamaya çalışınız.

7.  Öğrencilerinizde gözlemlediğimiz davranımların niçin ve nasıllarını araştırınız.

8.  Bir problem karşısında, evvela öğrencinin durumu nasıl gördüğünü ve bu durum için ne gibi hal çareleri düşündüğünü kendi ağzından dinledikten sonra lüzumlu aydınlatmalara geçiniz.

9.  Sınıfınızda demokratik bir hava yaratınız. Grup çalışmalarına önem vererek onlarda “bir gruba ait olma duygusu” yaratın. Her öğrencinin bir faaliyette katılmasına yardım ediniz.

10. Öğrencilerinizde görülecek bedensel ve psikolojik arızaların belirtilerine karşı uyanık bulununuz.

11.  Mümkün olan her fırsatta velilerle temas ederek çocuğun gelişmesinde onların işbirliğini sağlayınız.

12.   Her öğrenci ile her dönem hiç değilse bir defa mülâkat yapınız;dersinizde karşılaştığı güçlükleri, hoşlandığı konuları vs. sorunuz.

 

KAYNAKÇA

1-     YAZGAN Yankı, 1997
2-     MERTOL Şengül, ARSOY Saniye, ERGİN Hatice, Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Özen Fotokopi ve Dizgi, İstanbul,

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 07 Nis 2011 01:23:07
KAMU GÖREVLİLERİ ETİK SÖZLEŞMESİ
   Kamu hizmetinin her türlü özel çıkarın üzerinde olduğu ve kamu görevlisinin halkın hizmetinde bulunduğu bilinç ve anlayışıyla;

   * Halkın günlük yaşamını kolaylaştırmak, ihtiyaçlarını en etkin, hızlı ve verimli biçimde karşılamak, hizmet kalitesini yükseltmek ve toplumun memnuniyetini artırmak için çalışmayı,

   * Görevimi insan haklarına saygı, saydamlık, katılımcılık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme ve hukukun üstünlüğü ilkeleri doğrultusunda yerine getirmeyi,

   * Dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, yaş, bedensel engelli ve cinsiyet ayrımı yapmadan, fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalara meydan vermeden tarafsızlık içerisinde hizmet gereklerine uygun davranmayı,

   * Görevimi, görevle ilişkisi bulunan hiçbir gerçek veya tüzel kişiden hediye almadan, maddi ve manevi fayda veya bu nitelikte herhangi bir çıkar sağlamadan, herhangi bir özel menfaat beklentisi içinde olmadan yerine getirmeyi,

   * Kamu malları ve kaynaklarını kamusal amaçlar ve hizmet gerekleri dışında kullanmamayı ve kullandırmamayı, bu mal ve kaynakları israf etmemeyi,

   * Kişilerin dilekçe, bilgi edinme, şikayet ve dava açma haklarına saygılı davranmayı, hizmetten yararlananlara, çalışma arkadaşlarıma ve diğer muhataplarıma karşı ilgili, nazik, ölçülü ve saygılı hareket etmeyi,

   * Kamu görevlileri Etik Kurulunca hazırlanan yönetmeliklerle belirlenen etik davranış ilke ve değerlerine bağlı olarak görev yapmayı ve hizmet sunmayı taahhüt ederim.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:31:30
SINIF UYGULAMALARI

KURALLAR

Hayatımızı kolaylaştırmak açısından günlük yaşantımızda kuralların çok önemli yeri vardır. Bulunduğumuz ortamda belirlenmiş kurallar var ise ve bu kurallar yaşantıya geçirilmişse karmaşadan uzak, başarılı bir yaşantı olma olasılığı yüksektir. Okullarda da uyulması gereken kurallar vardır. Bazı okul kuralları güvenliği sağlamak amacıyla konulmuştur. Okulun içinde koşmak tehlikelidir gibi. Okul kuralları öğrencilerin öğretmenleri ile uygun bir şekilde konuşmaları gerektiğini söyler.

Ayrıca gerek okul gerekse anne-babalar öğrencilerle ilgili akademik bir beklentiye sahiptir. İletişimin engellendiği yerde öğrenmede olmayacağı için ders sırasında birden fazla kişinin konuşmasını engelleyen kurallarda bulunmaktadır. Okul kuralları öğrencileri kısıtlamak için değil, sorumlu davranışların oluşması için bir taban olarak görülmelidir.
   

1.sınıf öğrencilerimizin de farkındalığını artırarak, okulda ve sınıflarda kuralları uygulamasını sağlamak amacıyla öğrencilere daha önceden kameraya alınmış 12 dakikalık kendi görüntüleri izlettirildikten sonra, görüntülerdeki doğru ve yanlış davranışlar konuşulur ve yanlış davranışın yerine konması gereken davranışlar belirlenir.

Bu çekim öğrencilerin teneffüslerde koridor ve sınıflardaki, okul bahçesinde ve yemekhanedeki görüntülerinden oluşmaktadır.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:32:52
DİNLEMENİN ÖNEMİ

İnsan yaşamında, konuşmak ve susmak kadar dinlemenin de büyük bir yeri ve önemi bulunmaktadır. İyi bir dinleyici olmadan, iyi bir konuşmacı olamayız.

Sosyal yaşamımızda da dinleyerek, konuşmayı ve bilgiyi öğrenirken, aile ve öğretmenlerin kullandığı uyarı sözcüklerinin başında "DİNLE" geldiğini biliyoruz. Öğrencilerin ders içerisinde veya günlük yaşantıda iyi bir dinleyici olmalarının önemini, yararlarını vurgulamak amacıyla sınıf içerisinde çeşitli etkinliklerle konu tartışılır ve öğrencilerde farkındalık yaratmaya çalışılır.
   

MATRİX ANALOGİES TEST

Tüm 3. Sınıf öğrencilerinin görsel algı, şekiller arası ilişki kurma, analiz etme, sentez etme ve yorumlama gücü vb. becerilerini tanımak ve geliştirmek amaçlı yapılan bir tarama testidir.

SORUMLULUKLARI

Öğrencilerin sorumluluk bilincinin geliştirilmesi amaçlı, hikâyelendirme ve ölçeklendirme yöntemiyle yapılan bir sınıf çalışmasıdır.

DİKKAT OYUNLARI

İlköğretimin ilk yıllarında, öğrencilerin akademik performanslarının değerlendirilerek uygun yönlendirilmelerin yapılması, güçlü ve zayıf yönlerinin desteklenerek eğitim ortamlarında mutlu birer birey olmaları hedeflenir.

Akademik performans açısından bakıldığında görsel ve işitsel dikkatin öğrenci performansını oldukça etkilediği gözlemlenmektedir. Başka bir deyişle; dikkati, tek bir noktaya odaklayamamak ve organize olamamak çocuğun okul yaşantısını çoğu zaman çıkmaza sokmaktadır.

Bireysel farklılıklara göre, dikkatle ilgili sıkıntının yoğunluğu çocuklar arasında değişkenlik gösterir.

İşitsel, görsel ya da her ikisinde de zorluk yaşayan çocuk, başladığı işi bitirmekte, ödevleri tamamlamada, yönergeleri izlemede, dersi dinlemede güçlük yaşar. Ders araç gereçlerini dağınık kullanmak, sürekli bir şeylerini kaybetmek, derste sürekli başka şeylerle ilgilenmek bu çocukların özellikleri arasındadır. Bu noktada dikkat dağınıklığı olan ve olmayan bir çocuğu iyi ayırt etmek gerekmektedir. Dikkatte sorun yaşamayan bir çocuk, bilgisayar oynarken de, ders çalışırken de aynı dikkat performansını sergiler. Zaman zaman bu durum değişkenlik gösterebilir. Ancak gerçek anlamda dikkat dağınıklığı olan bir çocuk sürekli olarak tutarsız bir dikkat performansına sahiptir. Çevredeki en ufak uyarıcılarla ya da kendi düşünceleri ile kolayca dağılabilir. Çoğu zaman bu çocuklar öğrenme ile ilgili bir sıkıntı yaşamasalar da, dikkatlerinin kolay dağılıyor olması akademik başarılarını etkiler.

Dikkat problemi olan çocuklar genellikle okul yıllarında belirlenir. Okul yaşantısının başlamasıyla birlikte, takip edilmesi gereken bir sürü iş ortaya çıkar. Çocuktan artık bağımsız bir birey olması beklenir. Kendi çantasını kendi toplayacak, sırasını düzenleyecek, ödevlerini eksiksiz alıp yapacak, sınıfta tüm kurallara uyarak öğretmenini yönergelerini izleyecek! Aslında bu süreç ilköğretimin ilk yıllarında her çocuk için oldukça zordur. Öğrencilerin işitsel, görsel ya da her iki alanda da dikkat performanslarının sınıf ortamlarında desteklenmesi önemlidir. Bu amaçla öğrencilerimizin görsel dikkat (şekil hafızası, kelime hafızası vb) ve işitsel dikkat(yönerge alabilme, kelime ve cümle hafızası vb) alanlarında yapılan sınıf çalışmasıdır.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:33:58


ÖZÜR DİLEME SOSYAL BECERİ EĞİTİMİ

Sınıf etkinliklerinden bir diğeri ise, ''Özür Dileme Sosyal Beceri Eğitimi''dir. Sosyal beceriler, kişilerin birbirleri ile etkileşim kurmak için sergiledikleri, ortam ve durumlara göre farklılaşan, belli ortamlarda sosyal sonuçları yordamımızı sağlayan becerilerdir. Parmak kaldırmak, yardım etmek, paylaşmak, özür dilemek, işbirliği yapmak, selamlaşmak, sıra beklemek, eleştiri ile başa çıkmak ve benzeri sosyal becerilere sahip olan çocukların akranları ile daha olumlu ilişki / etkileşim kurdukları, yetişkinler tarafından daha uyumlu kabul edildikleri söylenebilir. Sosyal becerilerdeki yetersizlik çocuklar için sosyal kabulde önemli rol oynamakta, daha az kabul gören çocukların daha az arkadaşı olmakta; az arkadaş sosyal etkileşimi daha da sınırlandırmakta, az etkileşim ise sosyal gelişimi ve sosyal becerilerin taklit edilerek, kullanılarak öğrenilmesini engellemektedir.

Çocuğun sosyal becerileri yerinde kullanma becerisi yoksa ya da istendik sosyal beceriye sahip değilse özellikle akran grubu içerisinde sorun yaşaması kaçınılmazdır. Akran ilişkileri yetersiz ve zayıf olan çocukların, psikolojik, davranışsal, ve sosyal alanlarda yaşamlarının sonraki dönemlerinde rahatsızlık yaşama eğiliminde oldukları gözlemlenmektedir.

Sosyal becerilerin belli başlı özellikleri şunlardır;

    * Öğrenme (gözlemleme, örnek alma, canlandırma ve geri bildirim )yoluyla kazanılır.
    * Belirli sözel ve sözsüz davranışlardan oluşur.
    * Etkin ve uygun tepkileri, örnek alınan davranışları içerir.
    * Sosyal çevreden gelen olumlu tepkilerin artmasını sağlayarak, var olan becerinin pekişmesine olanak tanır. Örneğin, yaptığı hatanın farkına varıp özür dileyen bir çocuğa, bu davranışından dolayı olumlu geri bildirim verdiğinizde, o bu mesajı değerlendirerek davranışını artıracaktır.
    * Sosyal becerilerdeki yetersizlik uygun eğitim yoluyla geliştirilebilir.

''Özür Dileme Sosyal Beceri Eğitimi'' sınıf etkiliğinde temel olarak yukarıda belirtilen sosyal beceri öğretimin özelliklerine göre yapılandırılır. Öğrencilere; bu beceriyi nasıl geliştirebilecekleri konusunda geri bildirimler verilir, özür dilemenin yeri, zamanı, önemi konusunda farkındalık kazandırmak hedeflenir.

HAYIR DİYEBİLMEK

Hepimiz bizden istenilen ama yapmak istemediğimiz teklifleri geri çevirme hakkına sahibiz. Fakat pek çok kişi yetişkin bile olsa, tartışma çıkarmamak, iyi geçinmek, uyumsuz olmamak, sevilmek adına bu teklifleri kabul eder. Çok sık hayır diyemeyip istemediklerimizi yapmak zorunda kalıyorsak bu kendimizi gerçekten kötü ve mutsuz hissetmemize neden olabilir.

Bir türlü hayır diyemediğiniz durumlarda da önceliklerimizden uzaklaşırız. İstemediklerimizi yapmak, zaman ve enerjimizi çalar. Kendimize olan saygımızı kaybetmeye başlarız.  İnsanları geri çeviremediğimiz için kötü alışkanlıklara sahip olabiliriz. Kırgınlıklarımız birikir.

İstenilenin başka önceliklerimizle çatışması, karşımızdakinin bize çok fazla yüklendiğini hissetmemiz, bu tür bir aktiviteyi yapmaktan hoşlanmamamız veya teklifi yapmak konusunda kendimizi rahat hissetmiyor olmamız, bunun bize zararı olabileceğini düşünmemiz gibi nedenler reddetmemiz için yeterlidir. Bir cevap vermeden önce istenileni değerlendirmeli ve kendimizi cevap vermek zorunda hissetmemeliyiz.

Öğrencilerimizin de yapmak istemedikleri teklifleri geri çevirebilen çocuklar ve gelecekte de yetişkinler olabilmesini sağlamak amacıyla Rehberlik Saati'nde ''Hayır Diyebilmek'' konusu ele alınır. Örnek bir olay verilerek öğrencilerin yaşayabilecekleri olay karşından ne tür olumsuzluklarla karşılaşabilecekleri tartışılır. Haklardan, hayır diyemediğimiz durumlarda yaşanabilecek duygulardan, neden hayır diyemediğimizden söz edilir. Mantıksız gelen tekliflere nasıl hayır denilebileceğinin provası yapılır. Çekingen, saldırgan ve atılgan davranışlar üzerine konuşulur. Tüm sınıfa örnek olaylar verilerek bu olaylar karşısında nasıl hayır diyebileceklerini söylemeleri istenir. Örn: Anne-babanız evde yoklar. Arkadaşlarınız bunu biliyorlar ve sizin evde toplanmayı teklif ediyorlar. Anne-babanızın böyle bir duruma onay vermeyeceğini biliyorsunuz. ''Hayır!'' diyebilir misiniz? Nasıl? gibi.  Öğrencilerin ayrıca kendi yaşantılarından hayır diyebildikleri ve diyemedikleri durumlara örnekler vermeleri ve o anda yaşadıkları duyguları ve olumsuzlukları paylaşmaları da  istenir.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:35:31
ZAMANI PLANLAMA
   

Zaman yönetimi zamanın, amaçların, sorumlulukların, zevklerin ve sosyal yaşamın içerdiği etkinlikleri bir arada yürütebilecek bir biçimde planlanması anlamına gelmektedir. Geleceğe yön verebilmek ve yaşamda başarılı olabilmek için hedefler belirler, bu doğrultuda çeşitli sorumluluklar alırız. Ancak yapılması gereken görevler dışında arkadaşlara zaman ayırmak, hoşlanılan işleri yapmak, hobilerle ilgilenmek gibi gereksinimler de var.

Çoğu zaman kişi bunları yapmak için zaman bulamamaktan şikâyetçidir. Aynı konu öğrenciler içinde geçerlidir. Çoğu zaman ödev yapmaktan hoşlanmadıklarını çünkü başka bir şey yapmaya zaman bulamadıklarını belirtiler.

Bu nedenle zaman yönetimi nedir? Neden zaman yönetimine ihtiyaç duyarız?,  zaman tuzakları, zaman yönetim teknikleri hakkında sınıf içerisinde paylaşım çeşitli örnekler doğrultusunda yapılır.

SINAV TAKTİKLERİ- YÖNERGE ALMA BECERİSİ

Zihinsel beceriler birbirine bağlı ve karşılıklı etkileşim içinde olan devingen süreçlerdir. Birinin işlemesi sırasında öteki beceriler de işe karışır. Birisi gelişirken ötekiler de gelişir. Yönerge izlemek dendiğinde temelde dilin kavranması olmak üzere birçok zihinsel beceri birlikte işler: Algılama, kavrama, belleğe kayıt, sıralama, anımsama, bütünleyebilme, uslamlama, neden- sonuç ilişkilerini görebilme.

Öğrencilerin tüm bu becerilerinin desteklenerek sınav performanslarını arttırmalarına yardımcı olmak amaçlanır. Sınav sırasında yönergeyi doğru algılamak, sınav süresini etkili kullanmak, soru çözme teknikleri ve sınav kaygısı ile ilgili sınıf rehberlik etkinliği uygulanır.
   

KARAR VERME BECERİSİ.

Karar, yapılabilecek farklı şeyler arasından birisini seçmektir. Her gün çeşitli kararlar veririz. Verdiğimiz kararlar arasında akademik başarı ile ilgili, yaşam kararları da yer alır. Örneğin, fen dersimde notumu 100'e yükseltmek için fazladan bir çalışma mı yapmalıyım, yoksa daha azı ile yetinip 50'yi mi hedeflemeliyim? Bu, bir öğrenci için akademik başarı konusunda vermesi gereken bir karardır.

Okul yaşamında verilen kararların başarıdaki katkısının vurgulandığı bu çalışmada aynı zamanda verilen kararların avantaj ve dezavantajlarının farkına varmalarının önemi üzerinde durulur.

HEDEF BELİRLEME

Hedef, belirli bir zaman diliminde ulaşılmak istenen noktadır. Başarılı olmak için, öncelikle ulaşılması düşünülen hedefin açık ve net bir şekilde tanımlanması gerekir. Hedef belirlenirken yapılması gereken en önemli noktalardan biri de kısa, orta ve uzun vadeli olarak hedefleri ayırmaktır. Kişi nereye gitmek istediğini iyi bilir, ona göre bir plan oluşturursa ancak hedefine ulaşabilir. Aslında hedef belirleme küçük yaşlarda kurulan oyunlarda bile vardır. Kimi büyüdüğü zaman doktor olmak, kimi öğretmen olmak ister. O an oyun olan bu hedefler, bazen geleceği şekillendiren noktalara kadar kişiyi götürebilir.

Hedef belirlemenin hayatın her alanında olduğu düşüncesinden hareketle, özellikle akademik sürecin daha çok önem kazandığı dördüncü sınıf düzeyinde, öğrencilerimiz gerçekçi hedefler belirleyerek var olan potansiyellerini geliştirmeyi hedeflemekteyiz. Bu amaçla, yapılan etkinlikte hedefi olmayan birinin neler yaşayabileceği üzerinde konuşurken, aynı zamanda öğrencilerimizin okul yaşantısı, aile, arkadaşlık ilişkileri gibi alanlarda uzun ve kısa vadeli hedefler belirlemelerini sağlamaktayız.

MESLEKLER ETKİNLİĞİ

Kişinin gelecekteki yaşam tarzını belirlenmesinde dönüm noktası olan mesleğini seçmesi; doğru ve isabetli karar vermesi tüm hayatının kalitesini ve mutluluğunu etkiler. Meslek seçmek; hayat biçimini seçmek demektir. Bu nedenle doğru ve gerçekçi seçim yapılması önemlidir. İyi bir seçim yapabilmek için her şeyden önce kişinin kendini iyi tanıması ve seçmek istediği mesleğin içeriğini, gerektirdiği becerileri, kendisi ve meslek arasındaki uyuşan ve uyuşmayan yönleri iyi ayır edebilmesi gerekmektedir.

Kendini tanıma süreci okul öncesi dönemde başlarken, yaşla birlikte kişinin kendi özellikleri ile ilgili farkındalık düzeyi, sosyal ilişkileri sayesinde daha da gelişir. Bu noktada ilköğretimin ilk yıllarında öğrencileri farklı mesleklerle tanıştırarak, kendilerine uygun olabilecek meslekleri tanımaları için fırsatlar yaratmaları önemlidir. Dördüncü sınıf düzeyinde yapılan meslekler çalışmasında, öğrencilerin farklı meslek gruplarını tanımaları sağlanırken, kendi kişilik özellikleri ile de benzerlikler ve farklılıklar kurmaları ve bir farkındalık oluşturmaları hedeflenmektedir.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:39:11
8 dakikanızı ayırarak aşağıdaki videoyu izlediğinizde tenefüs saatinin bir çocuğun dünyasında nasıl etkili olabildiğini daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. İyi seyirler...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:41:07
Öğrencilerde Zorbaca Davranışlar

Okulda zorbalık! Çocuklar arası sosyal etkileşimin bu karanlık ve çoğu kez gizli kalan yanı uzun yıllar  sosyal bilim alanındaki profesyonellerce önemsenmemiş, görmezden gelinmiştir ve normal sosyal davranışlar kapsamındaki bir problem olarak algılanmıştır.


Dr. Nevin DÖLEK'in bu makalesine eke tıklayarak  ulaşabilirsiniz. (pdf formatında)

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:53:39
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ VE ÖZELLİKLERİ
Doç. Dr. Mustafa ÇELİKTEN
Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Yrd. Doç. Dr. Mustafa ŞANAL
Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Öretmen Yeliz YENİ
Kepez İlköğretim Okulu/KAYSERİ


Toplumun ve Türkiye’nin geleceği için, öğretmen ve öğretmenlik mesleği üzerinde gereğince durulmalıdır. Bilindiği gibi bir eğitim sisteminin en önemli öğesi öğretmendir. İyi eğitimi iyi öğretmenler, nitelikli eğitimi de nitelikli öğretmenler yapar. Ayrıca öğretmenin eğitim-öğretim etkinlikleri ve rolleri de giderek artmaktadır. Öğretmenlik, özel uzmanlık mesleği olmanın yanı sıra bir sanattır. Sorun iyi bir öğretmen yetiştirmektir. Çünkü iyi eğitimi iyi öğretmenler yapar. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, o zamanki yoksulluk-lar ve yoksunluklar içinde bile öğretmen niteliği üzerinde ısrarla durmuşlardır.

Öğretmen yetiştirme, kapsamlı ve çok boyutlu bir konudur. Öğretmen adaylarının seçimi, hizmet öncesi eğitimi, uygulama dönemi ve bu dönemdeki iz-leme-değerlendirme çalışmaları, hizmet içi eğitim gibi konular, tümüyle öğretmen yetiştirme kavramı içine girer. Bir eğitim sisteminin en önemli öğesi öğretmendir. Çünkü iyi ve nitelikli eğitimi nitelikli öğretmenler yapar.

Ortaya çıkan bu değişiklikler öğretmen eğitiminin yeniden yapılandırılma-sını ve teknik yeterliklere sahip öğretmen yetiştirme sorununa dikkati çekmektedir. Öğretmenlerin alan bilgisi, öğretim süreçlerinde geniş bilgi ve beceri birikimi ile işbirliği, koordinasyon ve değerlendirmeyi içeren alanlardaki yeterliklere sahip olabilmeleri için, öğretmen yetiştiren ulusal programların yeni taleplerini karşıla-yacak şekilde planlanması ve geliştirilmesi gerekir. Öğretmenin rolünün giderek değişmeye başlaması, hem beklentilerin hem de uygulanan süreçleri önemli ölçüde etkilemektedir.

Dünyamızın giderek küçülmesine karşılık eğitim alanındaki sorunların gi-derek çoğaldığı bilinen bir gerçektir. Türkiye’de de bir çok toplumsal sorunun te-melinde eğitimin yer aldığı ve ne yazık ki bu sorunların gün geçtikçe daha karmaşık hale geldiği bilinmektedir. Bu durum eğitimle ilgili kişi ve kurumların konuya daha büyük bir hassasiyetle eğilmelerini zorunlu hale getirmiştir.Yukarıda belirtilen sorunların çözümü için, öğretmenlerin yurt içinde istihdamları konusunda sağ-lıklı bir insan gücü planlaması yapılmalı, gelecekte hangi niteliklerde ve sayıda öğretmene ihtiyaç duyulacağı ve bunların nasıl karşılanacağı önceden belirlenmelidir.


Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 01:59:50
Öğretmenlik Mesleği Kolay mı Acaba?

Öğretmenlik: Bol tatil, yatarak para!

‘Ne güzel işiniz var, yata yata para kazanıyorsunuz’ diyenler gerçekten haklılar mı? Bir de mesleğin ne denli kolay (!) olduğunu onların ağzından dinleyelim:

Memur maaşları söz konusu olduğu tartışmalarda özellikle öğretmenlerin izin günleri ve çalışma saatleri hep eleştirilmiştir.

Biz öğretmenlere ne güzel işiniz var. Bol bol tatiliniz var, yata yata para kazanıyorsunuz diyenler haklı( !!! )

1- Toplantılara katılınacak,
2- Yıllık plan yapılacak
3- Günlük plan yapılacak
4- OGYE çalışmasına katılınacak
5-TKY çalışmalarında bulunulacak
6- Nöbet tutulacak
7- Sınıflar düzenlenip panolar hazırlanacak
8- Toplantılar hafta sonları veya ders saatleri dışında yapılacak
9- Kurumların açtığı sınavlara ucuz iş gücü olarak gidilecek,
10- Seçimlerde zorunlu olarak sandık başkanı olunacak
11- Envai çeşit tören, kutlama vb. proğrama katılınacak.
12- Her hafta tüm öğrenciler için ve tüm derslerde değerlendirme formları doldurulacak.
13- Kişisel dosyalar her dönem sonunda doldurulacak.
14- Öğrenci tanıma fişleri doldurulacak.
15- Portfolyo dosyalarına hiçbir çalışma getirmeyen öğrencilere çalışmalarını getirmeleri için yalvarılacak.
16- Öğretmenliği öğretmenlerden iyi bilen velilere dert anlatılacak.
17- Sosyal kulüp çalışmaları ve toplantıları yapılacak.
18- Rehberlik çalışmaları, anketleri yapılacak ve raporları tutulacak
19-Ders işlemek yerine internetteki ve kitaplardaki bilgileri bize okuyarak ‘bak okuyan toplumuz’ imajı veren insanların zorunlu seminerlerine katılınacak.
20- Pansiyonda nöbet esnasında öğrencilerin yemek etüt, uyku, banyo, hastalık, can sıkıntısı , koğuş ve oda düzeni durumlarına bire-bir müdahil olunacak.
21- Sınırsız sorumluluk, öğrenci takılıp düştüğünde polise ifade verilecek. Hiçbir dayanağı olmaksızın dayakçı öğretmen olmakla suçlanılacak.
22- Öğrencilere çalışma kâğıdı hazırlanacak
23- Öğrencilere yarın ne gibi etkinlikler yaptırabilirim diye düşünülecek
24- Velilerle görüşülecek
25- Teneffüslerde çocukların şikâyetleri dinlenecek
26- Panolara asılan şeyler belli aralıklarla dosyalanacak
27- Her hafta rehberlik ve sosyal etkinlikler dersi için tutanak tutulacak
28- Toplum hizmeti için zaman yaratılacak
29- 40 dk içinde yüz kere öğretmenim diyen bücürlere efendim denilecek
30- Kavga edenler ayırt edilecek, kafası gözü yarılanlara pansuman yapılacak,
31- Değerlendirme testleri hazırlanacak
32- Değerlendirme testleri evde değerlendirilecek,
33- Üstüne saldıran veliler ikna edilecek,
34- Bilgi yarışmalarına öğrenci hazırlanacak,,
35- Öğrencilerin evlerine gidilip hal hatırı sorulacak,
36- Saha çalışması yapıp okula gelmeyen öğrencileri toplayacak ve okulagetirecek,türkçe bilmeyenlere türkçe öğretilecek,
37- Temizlik, spor, fotokopi, demirbaş, sabun, tuvalet kağıdı için paratoplanılacak,
38- Taşımalı öğrencileri sabah servisten inerken sayıp kontrol edilecek,,
39- Öğle yemeğinde listeden çağırıp sıraya koyulacak,
40- Okul çıkışı öğrenciler servislerine bindirilecek.
41- Belirli Gün ve Haftalarla ilgili program hazırlanacak,
42- Öğrencilere katılım için yalvarılacak,
43- Belirli günler ile ilgili pano hazırlanacak,
44- Panolar için yazı ve şiirler, bulunacak ya da kontrol edilecek.
45- Veliler okulda bilgilendirilip, eğitilecek
46-Kanuni hak olan sevk ve izin istenirken mahcup, hafif ve ince bir sesle rica edilecek ve sevk dersin olmadığı bir zamana denk getirilecek,hasta hasta derslere girilecek, bazı yerlerde muayene saati sevkeyazdırılacak (diğer çalışanlara da mesai dışında mı sevk alın deniliyoracaba).
47- Veli toplantıları yapılacak.
48- Okul aile birliği toplantılarına katılınıp velilerin kahırlarıdinlenecek.
49- Her dönem ve gerektiğinde zümre toplantıları yapılıp tutanakhazırlanacak.
50- Yeni müfredat konusunda veliler bilgilendirilecek.
51- Gözlem dosyaları tutulacak
52- Etkinlik yaptırılacak(yapmayanlara bir şey yapılmayacak)
53- Sınıf başkanı, kitaplık görevlisi, temizlik başkanı seçilip görevlerini yapıp yapmadıkları günlük olarak takip edilecek.
54- Hizmetlilere ya da idareye bildirilen temizlik, tamirat ve görüşler bukişiler tarafından dikkate alınmayacak.
55- Gelen giden evrak defteri doldurulacak
56- Laboratuar düzenlenecek, temizlenecek
57- Müdür ve müdür yardımcılarının yapmak istemedikleri görevler yapılacak
58- Çocuklara tuvalat alışkanlığı kazandırılacak , altına yapanlar olursa ilgilenilecek, çocukların elbise, saç, tırnak temizliği ile ilgilenilecek.
59- Deneyler, gözlemler, etkinlikler için hazırlık yapılacak.
60- Beslenme saatinde beslenme yaptırılacak.
61- Başarısızlığın sebebi araştırılacak.
62- Mahallede kavga edenlerin aileleri okulda dinlenecek.
63- Müdür Beye hesap verilecek.
65- Dersi boş olan, derslerine branş öğretmenleri giren (özellikle sınıf öğretmenleri) öğretmenler, ”İşlerim var şu boş sınıfa derse giriver” diyen idarecilerin derslerine girilecek.
66- Birilerine ek ders ücreti verebilmek için açılan seminer, hizmet içi eğitim vb. şeylere gerçekten ihtiyacı olup olmadığını bilmeden, sormadan zorunlu olarak ders saatleri dışında katılmak zorunda kalınacak.
67- Sorumluluğu çok yüksek olan nöbetçilikler yapılacak
68- Son zamanlarda artık iyice raydan çıkan eğitim sisteminde öğretmenlikten çok dadılık yapılacak.
69- Müdür ve müdür yardımcılarının imalı ve iğneli sözlerine kulak asılmayacak, duymazlıktan gelinecek.
70- Spor parası toplanacak.
71- Yakacak ve ihtiyaçlar için aidat toplanacak hatta vermeleri için yalvarılacak
72- Onur kurulu ve disiplin kurulu toplantılarına katılınacak
73- Nöbet günü ve diğer günler öğrencilerin kılık kıyafet kontrolü yapılacak
74- Nöbet defterine gelmeyen öğretmen yazılacak ve sınıf defteri imzalanacak.
75- Zaman zaman öğrenci çantalarına arama yapılacak
76- Okula getirilmesi yasak olan eşyalar için tutanak tutulacak ve bu eşyalar ailelerine teslim edilecek.
77- Aidat toplanacak hatta vermeleri için yalvarılacak
78- Nöbetlerde mıntıka temizliği yaptırılacak.
79- Ünitelendirilmiş Yıllık Plan Yapılan Açıklamalar
80- İş Günü Takvimi
81- Ünite Süre Çizelgesi
82- Yıllık Çalışma Programı
83- Haftalık Ders Programı
84- Ünite Çalışma Dosyası
85- Sınıf Ders Defteri
86- Deney defteri Raporu
87- Gezi Planı
88- Öğrenci Kişisel Robşayanı
89- Öğretmen Not Defter
90- Kitaplık ve Defteri
91- Çevre İncelemesi
92- Tebliğler Dergisi Fihrist
93- Sınıf Demirbaş Listesi
94- Ders Dışı Etkinlik Dosyası
95- Yazılı Kağıt ve Cevapları
96- Ödev Listesi-Ödevler
97- Dershane Araçları
98- Koordinasyon Kurulu Kararı
a. Cümle Listesi
b. Metin Defteri
c. Metinler
d. Kontrol Tablosu

Bu kadarcık iş yapmakla hiç insan yorulur mu?

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Nis 2011 02:02:21
ÖĞRETMENİM

  "Öğrenci gözüyle öğretmen" adlı yarışmada birincilik ödülü alan yazı:
 
  Ben bir öğretmen çocuğuyum. İlk öğretmenim de annemdir. Öbür çocuklar gibi okula başlarken yabancılık çektiğimi söyleyemem. Yaşamım okulda başlamıştı. Ancak okula başlamamla yeni bir sorun önüme çıktı. Annemi öbür çocuklarla paylaşmak zorunda kalmıştım. Evde benim üzerime kanat geren, bana bir çiçek gibi özen gösteren annem, okulda ve özellikle sınıfımızda bambaşka biri oluyor, tüm çocuklar onunmuş gibi onlara da aynı sevgiyi gösteriyordu.

Dahası, onların sorunlarını eve de getiriyor ve hepsiyle ayrı ayrı ilgileniyordu. Bu benim kıskançlığımı arttırıyordu. Özellikle "Ümmü" ile çok ilgileniyordu. Bu siyah saçlı, siyah gözlü, tombul yanaklı köy çocuğu pek konuşkan değildi. Teneffüslerde oyunlara da katılmazdı. İçine kapanık, sessiz bir tipti. Annem teneffüslerde "Ümmü" ile oynardı. Ümmü'nün sorununa çözüm bulabilmek için ailesi ile sıkı bir ilişki kurmuştu. Bu çalışma kısa sürede meyvesini verdi.

  Ümmü oyunlara bizim çağırmamızı beklemeden katılıyor, çalışmaları ile de kendini gösteriyordu. Annemin sevinci sonsuzdu. Bir ödül almışçasına "Ümmü'yü kazandım" diye seviniyordu. Fakat sevinci uzun sürmedi. Talihsiz bir olay Ümmü'nün yaşantısını alt üst etti.
Soğuk bir kış günü evde yalnız kalan Ümmü, sobayı yakmak istemiş fakat yakamamış. Bakmış ki olmuyor, kızgın odunların üzerine gaz dökmüş ve kibriti yakmış. İşte ne oldu ise o zaman olmuş, sobadan fırlayan alevler Ümmü'yü sarmış. Dumanları gören komşular eve koşmuşlar. Ümmü'yü yarı baygın halde kurtarmışlar, yangını da bastırmışlar.

  Ev kurtuldu. Fakat Ümmü geçirdiği korku nedeniyle konuşamaz oldu. Gösterildiği doktorlar Ümmü'yü ancak bir şokun konuşturabileceğini söylemişler. Annem Ümmü'yü sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmadı. Sınıfa getiriyor, onunla yine ilgileniyordu.

Aradan iki ay geçti. Annem kalp çarpıntısı geçirerek derste rahatsızlandı. Rengi sararıyor, nefes almakta güçlük çekiyordu. Babam bir taksi getirdi, annemi bir battaniye içinde sarsmadan arabaya yerleştiriyorlardı ki; kekeleyen bir ses işitildi. "Öğretmenim ne olur iyi ol, seni çok seviyorum." Hepimizden önce annem tanıdı sesin sahibini. Ümmü'ydü bu.

 Annem kapalı gözlerinin ardından sızan yaşlarla, "Ah ne güzel Tanrım. Ümmü de konuştu." dedi.

  Ben de Başöğretmen Atatürk'ümün eğitim ordusunda öğretmen olacağım. Ben de bilgisizliğin karanlığına ışık tutacağım. Yurdumun çocuklarına bilgiden taç öreceğim. Öğrencilerimin gönüllerinde yaşayacağım.

Özlem ÖZTUĞ

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK