Öğretmenlik Mesleğinin İtibarını Artıran/azaltan Davranışlar

Yakın bir zamanda Egitimhane'mizde şöyle bir haber yayınlandı.

Bir öğretmenimiz, kendi öğrencileri ve ana sınıfı öğrencilerinin gönüllerince eğlenebilmesi için palyaço kılığına girdi.

Yıl boyunca yoğun bir proje etkinlikleriyle yorulan öğrencilerinin güzel bir gün geçirmelerini, gönüllerince eğlenmelerini isteyen sınıf öğretmeni böyle bir etkinliği planladığını dile getirdi. Ayrıca yapılan etkinlikte öğrencilerin istedikleri şekiller yüzlerine çizilerek daha fazla keyif almaları sağlandı.Öğretmenimiz "bu tarz etkinlikler çocukların okula olan bakış açılarını olumlu yönde etkiliyor. Ayrıca şenlik havasından geçtiği için güzel vakit geçiriyorlar. Güzel anılar biriktiriyorlar" dedi.

Bu habere üyelerimizden yapılan yorumlardan bazıları ise şöyle ;

Palyaçoluk yapmadığımız kalmıştı zaten

Bu bir toplumsal savrulma ve nereye doğru evrildiğimizin düşündürücü bir örneği...

Öğrenciler için yapılan fedakarlıklara evet ama dışarıdan bu işi yapan birine 1 günlüğüne bu işi vermek daha mantıklı. İlkokul öğrencisi de olsa bu tip etkinlikler arttıkça öğretmene saygı giderek azalıyor kanaatindeyim. Zaten disiplin sorunu okullarımızda gördüğüm kadarıyla had safhada öğretmen sesini yükseltse çocuk ağlıyor aile milli eğitime şikayet ediyor. O yüzden bu etkinlikler iyi güzel de sıkıntıları çok oluyor.

Sıkıcı bir haber ve etkinlik. Öğretmenlerin durumu vahim. Haklarımız, evdeki-sokaktaki-okuldaki yaşantımız, kültürümüz yerlerde sürünüyor. Okulda öğretmen arkadaşlarla hemen hemen ne konuşursak "Bu konu bize ağır gelir." diyorlar. Kültür seviyemiz ünv mezunu olmayanla maalesef yakın düzeyde. Öğretmenliğimiz kalmamış.

Hah şimdi tam oldu.
Öğretmenlerin bir tek palyaço olmadığı kaldıydı, o da oldu.

Zaten toplumun gözünde palyaçoyuz o kostüme gerek varmıydı?

Günümüz modern eğitiminde öğrenci , eğitimciyi zaten palaço görüyor yeri geliyor öğretmenini idarecisini dövüyor bıçaklıyor daha da ileri giderek öldürdüğü vakalarda oluyor .Işin vahim tarafı aileler eğitimciyi palyaço olarak görüyor . Umarım egitimciye eskiden verilen değerin yeniden verilmesi

100 lira verip palyaço ayarlasaydın keşke öğetmenim, bence olmadı, yakışmadı.

Hacivat ile Karagözü anlarım.Ama palyaço bize ait değil.Yine de cesaretinden dolayı tebrik ederim.

Boya badana yapan müdürler, okul yıkayan müdür yardımcıları, palyaçoluk yapan öğretmenler. Öğretmenlik mesleğini toplum gözünde yerle bir eden hareketler. İyi niyetli düşünülüyor olabilir ama boyacı boyacılığını, palyaço palyaçoluğunu, öğretmen öğretmenliğini yapmalı.

Bu yorumların yanında öğretmenimize cesaretinden ve öğrencilerin gülümsemesi adına iyi niyetinden dolayı destek olan ve tebrik eden yorumlar da yok değil.

---

Örneklem olarak verilen haber ve yorumlardan bağımsız olarak, Öğretmenlik mesleğinin itibarını ve saygınlığını salt öğretmen davranışları bakımından değerlendirdiğimizde;

• Bir öğretmen neleri yapmalıdır, neleri yapmamalıdır ?
  
• Öğretmenlik mesleğinin saygınlığını azaltan öğretmen davranışları nelerdir?
• Öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıran öğretmen davranışları nelerdir ?

Görüş ve katkılarınız için şimdiden teşekkürler.

---

Son söz ;

Öğrenciler en çok, sevdikleri ve saygı duydukları öğretmenlerin derslerine çalışırlar.'' Öğrencilerin beni sevmelerini ve bana saygı duymalarını sağlarım ?'' diye soranlara şunu söylerim: ''Önce siz onları sevin ve saygı duyun.''
                                                           Dr. Debbie Silver

Sınıf öğretmeni sadece okuma-yazmayı, dört işlemi ve diğer kazanımları veren kişi değildir. Her konudan anlaması; resme, müziğe, tiyatroya, dansa, spora, taklide kabiliyeti olması sınıf öğretmeni için büyük avantajdır. Sınıf öğretmeni her kılığa girebilmelidir. Bu, onu itibarsızlaştırmaz. Tersine onun nasıl çok yönlü ve işinin ehli bir kişi olduğunu gösterir. Ben öğrencilerimle Erik dalı da oynuyorum, dramalarda tavşancık olup zıplıyorum da.. Konuları daha iyi kavratmak için her role bürünüyorum. Öğrencilerimle de hiçbir saygı sorunum yok. Kibirden uzak olup gönül kazanmış olursunuz hem. Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran çok başka şeyler var ülkemizde. Bunlardan biri de bu yorumları yazan arkadaşların tutumları mesela. Öğretmen palyaço olunca incileri mi döküldü? Öğretmen itibarsızlaşır diye hiçbir öğrencinin burnunu silmemişler mi, elinden tutup lâvaboya götürmemişler mi, eğilip ayakkabı bağcığını bağlamamışlar mı? Karşınızdaki kişiyi ya da kitleyi severseniz yapamayacağınız şey yoktur. Kaldı ki bunu fedakârlık olarak bile görmezsiniz, bu bizim işimiz çünkü.

Sınıf öğretmeni zaten her türlü güçlüğü göze alarak başlar göreve.Yolu izi belirsiz köylerde kalır aylarca hatta yıllarca lakin çıkamaz öyle hemen.Branş öğretmeni öz evlattır o ise üvey.Nedenleri herkes bilir ama kimse düzeltmeye yanaşmaz.Takım elbiseyle etkinlik yapar oynarız mecburen sen memursun denir.Çocuk düşer veli içini sana döker!Hala fedakarlık bekleyenler biraz da bize hak versin.Bu arkadaşa da velinin biri çıkıp çocuğumu niye boyadın diyerek şikayet etse soruşturma açılmayacağının garantisi var mı?Lütfen ben bütün meslektaşlarımın aynı özveride olduğunu biliyorum da bizim de artık kırıldığımızı birileri duysun..

Öğretmenlerin iddia loto vs oynaması, sigara içmesi, toplum içinde okey veya kağıt oyunları oynaması, argo konuşmaları, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını azaltan durumlar olarak gözüme çarpıyor.

Melseğin itibarını arttıran öğretmen davranışları ise ; Öğretmenlerin topluma liderlik etmesi, elinden her iş gelmesi, atılgan olması, diksiyonu ve hitabetininniyi olması, kitap okuması ve bunu hissettirmesi, yardım kampanyaları düzenlemesi , katılması ve katılımı teşvik etmesi, her haliyle düzenli bir birey olduğunu farkettirmesi, şık giyinmesi, trafik kurallarına uyması, herkese saygılı olması, ayrımcılık yapmaması.

On yılı aşkın bir zaman diliminde okulda konuştuğum konular genellikle eğitim olurdu. Şimdi her ne hikmetse parasal sorunları konuşur oldum.
Kendi çocuğum bile akranları konuşurken akranlarinin "öğretmenligin kolay olduğunu(!) tatili olduğunu" söylediklerinde Öğretmenliğin zorluğunu anlatmış, yazın bile eğitim proje yapiyorlar bize zaman ayırmıyorlar ve az para alıyorlar demiş. Iste ben buna üzülüyorum.. 
İtibar meselesi bizden kaynakli degil yani

Öğretmenlerin iddia loto vs oynaması, sigara içmesi, toplum içinde okey veya kağıt oyunları oynaması, argo konuşmaları, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını azaltan durumlar olarak gözüme çarpıyor.

Melseğin itibarını arttıran öğretmen davranışları ise ; Öğretmenlerin topluma liderlik etmesi, elinden her iş gelmesi, atılgan olması, diksiyonu ve hitabetininniyi olması, kitap okuması ve bunu hissettirmesi, yardım kampanyaları düzenlemesi , katılması ve katılımı teşvik etmesi, her haliyle düzenli bir birey olduğunu farkettirmesi, şık giyinmesi, trafik kurallarına uyması, herkese saygılı olması, ayrımcılık yapmaması.

ne kadar da güzel bir paylaşım olmuş öğretmenim.Ben de söylediklerinize harfiyen katılarak şunları eklemek isterim.Öğretmenlik benim ülkemde değer görmüyor yeterince amenna.Peki biz öğretmenler olarak kendimize ne kadar değer veriyoruz ,öz saygımız ne durumda ya da var mı?Yüzünü yıkamadan,gömleğini ütülemeden,ayakkabısındaki çamuru silmeden okula gelen nice öğretmen var maalesef...Sorsan iki kitap ismi söyleyemez ama eleştiri de 1.sırada ,hep haksızlıklar onu bulmuş...Böyle meslektaşlarımla aynı ortamda oturmak bana ziyan geliyor.Her sabah negatif enerjilerini dağıtıyorlar etrafa...

Asgari ücretin 10 bin seviyesine gelmesi bekleniyor. En düşük öğretmen maaşı asgari ücret olacak. İşte değer bu!!

Bir öğretmen çocuklara iyi örnek olacak şekilde davranmalıdır. Bunu yaşam felsefesi haline getirmelidir. Kötü alışkanlıklar öğretmenlere yakışmıyor. Mesela sigara içiyorum, bunun öğretmene yakışmayacak bir davranış olduğunu düşünüyorum.  Bu nedenle sosyal medyada paylaştığım hiçbir fotoğrafımda yoktur. Kendi çocuklarımın yanında içmediğim gibi okuldaki çocukların yanında da içmem. Öğretmenlere yakıştıramadığım bir diğer davranış da bencillik. Benim çocuğum var deyip çocuksuz öğretmenlere fazladan iş yaptırılmasını çok yanlış buluyorum. Yine öğretmenlerin çok önemli bir işim/ randevum var diyerek seminerlerden veya toplantılardan erkenden çıkmaya çalışmasını bencillik olarak görüyorum. Manikür randevusu/pazara gitmek önemli işler değil, sonra da yapılabilir. Doktor randevusu/hasta olan yakınıyla ilgilenmek önemli ancak planlama düzgün yapılırsa ya da son anda ortaya çıkan acil bir durum yoksa bu şekilde izin alındığında kötü hissediyorum. Bu ikisinin ayrımını yapamayan insanlarla aynı ortamda çalışmak zorundayız. Öğretmenlerin sokak ağzıyla konuşması, nüfuzlu velilerle çok iyi ilişkiler kurmaya çalışırken öğrenciler arasında ayrım yapması da öğretmene yakıştıramadığım davranışlardan. Saygınlığı artıran özelliklerin ise öfke kontrolü, iletişim becerilerinin yüksek olması, kendini geliştirmesi, meslektaşlarına, öğrencilere ve velilere saygı çerçevesinde yaklaşması; dürüst, çalışkan ve kültürlü olması, öğrencilerin potansiyellerini ortaya çıkarmak için çalışması diyorum. Öğrencilerin daha güzel bir ortamda eğitim görmesi için cam silme, sıra zımparalama, okul badanası ve temizliği yapan arkadaşlarımın da bunları sosyal medyada paylaşmasını doğru bulmuyorum. Görev tanımımızda olan işleri göstermeli, diğerlerini yapsak da vurgulamamalıyız diye düşünüyorum.

Bu kadar uzun yazmaya gerek yok. İtibar parayla olur. Kimse asgari ücret alan öğretmene itibar etmez.

Bayan veliler ellerinde telefon altlarında arabayla geliyor.Bir gün yürürken aralarına karıştım.Ogretmenlerin araba ev fakir zengin durumlarını cekistiriyorlardi dinledim.Aynen itibar para iledir.

Darılmayın ama  1. sınıf kayıtlarında öğrenci sayısı 6 şubeden 2 sinde 15 er, diğer 4 ünde 25 ile 30 arasıysa, kendi öğretmenimiz çocuğunu kaydettirirken öğretmen seçiyorsa (ki hakkıdır) itibarın parayla olduğuna kimseyi inandıramazsınız. İtibarın yüksekliği de düşüklüğü de öğretmenin çalışmasına davranışlarıına bağlıdır. Suçu hep başkasında ararsak kazanamaz kaybederiz.
 

Savcı bacanak vardı 40 bin alıyor, diğer bacanak polis memuru 15 16 alıyor. Ben sefil öğretmen 10,500 lirayla 3.sıradayım. Kayınvalidem en çok savcı bacanağa hürmet ederdi:)) itibar parayla ilişklidir,bunu en yakınlanızda bile görebilirsiniz.

Darılmayın ama  1. sınıf kayıtlarında öğrenci sayısı 6 şubeden 2 sinde 15 er, diğer 4 ünde 25 ile 30 arasıysa, kendi öğretmenimiz çocuğunu kaydettirirken öğretmen seçiyorsa (ki hakkıdır) itibarın parayla olduğuna kimseyi inandıramazsınız. İtibarın yüksekliği de düşüklüğü de öğretmenin çalışmasına davranışlarıına bağlıdır. Suçu hep başkasında ararsak kazanamaz kaybederiz.
 

Her paylaşımınız öğretmenin aleyhine. Allah aşkına siz bir susun.
Her zaman suçu öğretmende arayan insan nasıl öğretmen olabilir?

İşte bakın birlik olmamanın sonucu böyle oluyor. Neden hep beraber bir şey yapılmıyor bizim camiada?

Savcı bacanak vardı 40 bin alıyor, diğer bacanak polis memuru 15 16 alıyor. Ben sefil öğretmen 10,500 lirayla 3.sıradayım. Kayınvalidem en çok savcı bacanağa hürmet ederdi:)) itibar parayla ilişklidir,bunu en yakınlanızda bile görebilirsiniz.

bir ıkra var hocam bilin mi ) Akşehir’in beyleri Hoca’yı yemeğe davet etmişler. Hoca nereden bilsin; davete, günlük kıyafetiyle katılmış. Katılmış ama ne hoş geldin, ne sefa getirdin diyen var. Herkes, allı pullu kıyafetlilere el pençe duruyormuş. Hoca, bir koşu evine giderek, sandıktaki işlemeli kürkünü giyip yemeğe geri dönmüş. Az evvel hoş geldin bile demeyenler, önünde yerlere kadar eğilmişler. Hoca’yı, yere göğe sığdıramayıp başköşeye oturtmuşlar. Kuzunun en hasını önüne koymuşlar. Herkes Hoca’nın yemeğe başlamasını bekliyormuş. Hoca, bir taraftan kürkünün kolunu sofrada sallamaya, bir taraftan da “Ye kürküm ye, ye kürküm ye!” demeye başlamış.

– İlahi Hoca, demişler, kürkün yemek yediğini kim görmüş?

Hoca taşı gediğine koymakta gecikmemiş:

– Kürksüz adamdan sayılmadık… İtibarı o gördü, yemeği de o yesin.