daha önce de söylendi, bundan 30-40 yıl önce eğitim kalitesinde daha ileride olduğumuz sorunu. bunda öğretmenlik itibarının sıfıra indirilmesinin de büyük payı var. her aksaklıktan öğretmeni sorumlu tut, vazifeyi tamamen onun üzerine yık, veliyi eğitim-öğretim sistemine dahil etme, öğretmenin eline hiçbir yaptırım gücü verme... yılda bir gün çıkıp pohpohla. oh, tamam... ama olmuyor, böyle yapmakla ne öğrenci ne öğretmen kazanılmıyor. bu devirde okul bitirmek çok kolay. bu kadar kolay olmamalı. çalışmıyorsan, diploma alamayacaksın. çalışmıyorsan sınıf geçemeyeceksin. sınıfta kalma olsun. yine kaldı okulla ilişik kesilsin ve uygun bir mesleki eğitime yönlendirilsin. sınıfta kalmasın psikolojisi bozulacak diye bir sınıf, öğretmen feda edilmesin. çocuğun da, velisinin de okul filan umrunda değil; çocuk zorla okula getiriliyor. derste uygunsuz hareketler yapıyor, etrafa zarar veriyor, diğer çocuklarla kavga ediyor. ama olsun, okula gelsin de. okul idaresi de rahat, elinde çay; aman hocam idare et... neyi, nasıl idare ediyim ben. rahat durmuyor ki ders yapamıyorum çocuk yüzünden. ilkokul mezunu olacak, okuma yazma-dört işlem bilmiyor. ortaokula geçiyor, öğretmen yazılı yapıyor, aman hocam idare et. çocuk idare ediliyor. neden, sistem öyle istiyor. idare ede ede sınıf geçiliyor, okulu bitirmesi sağlanıyor. sonra bu çocuklar toplumun başına bela... hırsızlık, arsızlık toplumda diz boyu. ülkenin geleceği öğrenciler, geleceği inşa eden öğretmenler birazcık düşünülüyorsa SINIFTA KALMA GERİ GETİRİLMELİ ve öğretmen eli kolu bağlı, bu kadar çaresiz bırakılmamalı.
herkesin mesejını alıntı yapmam gerekir. hepsine katılıyorum. daha yazmaya sayfalar yetmez, yazdığım şeyler problemlerden sadece birkaçı.
Kaleminize sağlık öğretmenim.Yazınızın altına imzamı atarım.