Dünyada bir HAKİKAT vardır bir de GERÇEK...
Ve Dünya emin olun DENGE prensibi üzerine kuruludur
HAKİKAT : Olması gereken, umulan , beklenen...
GERÇEK : Olmakta olandır...
Mesela HAKİKAT' ta insanın yalan söylememesi gerektiği iken GERÇEK'te olan ise insanlar yalan söyleyebilmektedir.
Her HAKİKATIN GERÇEK'leşmesi nasıl münkün değilse, her GERÇEK'in de HAKİKAT'e birebir uyması da mümkün değildir.
ZORUNSUZLUK: Bir şeyin gerçekleşmesi için bir ZORUNLULUK yoktur. Herşey neden sonuç ilişkisine bağlanmak zorunda değildir.
ZORUNLULUK: Bir şeyin aslında hiç olmaması, mevcutta oluyor ise başka türlü olmaması gerektiği şeklindeki koşullanmadır.
Demek ki hayatımızda birşeyler aslında OLMAMASI GEREKTİĞİ halde olmakta ve Başka Türlü Olmaması GEREKTİĞİ halde başka şekillerde de olmaktadır.
Örneklem evrenin tamamını ifade etmesede gene de evren hakkında bir fikir sahibi olmamızı sağlar. Evrenimiz tüm öğretmen camiası örneklemimiz ise bu forumda 11-12 sayfadır yazan tüm öğretmen arkadaşlarımız olsun.
Şimdi yazılanların geneline dersek sanki çok istisnası varmış gibi olacak nerede ise tamamında bir MEMMUNİYETSİZLİK ve DİĞER meslektaşların olumsuz davranışlarından bahsedilmekte.
Sonuç olarak genel bir memmuniyetsizlikten söz edilmekte.
Bu noktadan hareketle bu forumun bu konusunda bu zersenişleri dile getiren bizler şu halde bulundukların kurumların
EN:Sosyal, paylaşımcı, bencil olmayan, hoşgörülü, saygılı, çalışkan, verimli vs.vb öğretmenleri olmalıyız.
Ya da en azından buna gayret gösteren öğretmenleriz diyelim.
SORU: Şu halde hepimiz aynı okulda kurumda çalışıyor olsak herşey güllük gülistanlık mı olacaktı.
Elbette ki hayır. Sözkonusu insan ise her insanında özellikleri farklı ise bu mümkün değildir.
Kaprisleri , kompleksleri, alçakgönüllülükleri, iyi yada kötü yanları ile insan bir bütündür.
Tamamen iyi bir insan olamayacağı gibi tamamen kötü bir insanda yoktur.
Eğilin bükülün ezilin karakterinizden ödün verin nabza göre şerbet verin demiyorum.
Çevrenizdeki insanların aklınızın gücü ile yönlendirin.
Bir eğitim semineri dinlemiştim . Diyordu ki konuşmacı biz millet olarak olumsuz düşünmeye eğimliyiz. Öyle ise onların eğimlerini soracağınız açık uçlu sorular ile değiştirin.
Mesela ; Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yada bu yazıyı nasıl buldunuz?
Kapalı uçlu bir soru ve cevap genellikle iyi has güzel şeyler söylemiş ama .... Bu ama dan sonra işte zihin yine olumsuz düşüncelere kayacak.
Soruyu değiştirelim.
Bu yazının hangi bölümlerini beğendiğiniz?
Yada
Yazıda beğendiniz düşünceler nelerdir?
Zihni farklı düşünmeye yönlendirdiniz.
Kaosun içindeki düzeni ve dengeyi görmeye çalışın arkadaşlar işin sırrı burda.