Okullarda Süt Dağıtımı

biz neden herşeye ama herşeye olumsuz yönlerde yorum yapıyoruz bir türlü analayamıyorum.Acaba eğitimci olduğumuz için mi?

Memura beş kuruş zam  vermemek için   bütçenin dışına   çıkamayız  diyenler   ,yarısından fazlası  ziyan olacak  bir projeye  400 milyonu  nerden  buldular  diye  düşünürseniz  öğretmenim, olumlu  mu  olumsuz  mu daha  kolay bakarsınız    diye düşünüyorum   öğretmenim. Bunun eğitimci  olup olmamla  da bir   ilgisi  yok   öğretmenim.

okullara inek dağıtılsın. böylece sütlerin bozulma riskide ortadan kalkar. hem öğretmenler de az çalışıyor. birazda inek baksınlar.

okullara inek dağıtılsın. böylece sütlerin bozulma riskide ortadan kalkar. hem öğretmenler de az çalışıyor. birazda inek baksınlar.

süpersin hocam...

okullara inek dağıtılsın. böylece sütlerin bozulma riskide ortadan kalkar. hem öğretmenler de az çalışıyor. biraz da inek baksınlar.

Bakanımız bu dediğinizi bir gece mutlaka rüyasında görecek ve hemen ertesi günü uygulayacaktır...
Biz öğretmenler hiç çalışmıyoruz ne dese tamam diyoruz... Hangi hakkımızı alsa susuyoruz. Çalışsak böyle mi olurdu ?

okullara inek dağıtılsın. böylece sütlerin bozulma riskide ortadan kalkar. hem öğretmenler de az çalışıyor. birazda inek baksınlar.

İnek  te  bakarız   sütünü  de  içeriz  ne  güzel. Ama  nereye  bağlayacağız  öğretmenim? Bahçede çocuklarla başedemiyoruz.Bir  de ineklerin gezdiğini  düşünün.Hindistan  gibi  oluruz  vallahi.

İnek  te  bakarız   sütünü  de  içeriz  ne  güzel. Ama  nereye  bağlayacağız  öğretmenim? Bahçede çocuklarla başedemiyoruz.Bir  de ineklerin gezdiğini  düşünün.Hindistan  gibi  oluruz  vallahi.

hocam inekler daha uysaldır.

Balık hafızalı bir toplumuz aslında. Bunca yaşanmış olaydan sonra halen ders çıkarmıyor olmamız başka nasıl tanımlanabilir ki. Ne zaman bizi aldatanların bu oyunlarını boşa çıkarıp yakalarına yapışıp hesap soracağız. Daha yetmedi mi?

İlkokula başladığım dönemlerde okulda bizden beş altı yaş büyük ağabeylerimiz okulda süt dağıtımından söz ederlerdi. Bizler ağzı açık imrenerek dinlerdik bu olayları. Bu sütlerin bozuk Amerikan yardımı olduğunu yıllar sonra öğrenecektik. Ayrıca zekâ geriliğine yol açtığı söylentileri de yazılıp çizildi. Ne kadar doğru idi, bir yetkili çıkıp bir açıklama yapmadı.

Öğretmenliğe başladığım yıllarda, okullarda fındık dağıtımı yapılırdı. "Üzümünü ye bağını sorma" misali avuç avuç yediğimiz bu fındıkların Çernobil faciasından dolayı radyasyonlu olduğunu yıllar sonra öğrenecektik. Bu gün Karadeniz bölgesinde yaşanan bunca kanser vakasının o dönemin izi olduğunu bilmeyen yok. Ancak bir tek sorumlu kişiden hesap sorulduğunu duydunuz mu? Yok!

Bu yılın ocak ayı ortaları gazetelerde, “sütte kanser riski”(*) başlıklı haberler yer aldı. Kaldı ki Tarım Bakanı Mehdi Eker de, piyasada satılmakta olan sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma riskini artıran antibiyotik kalıntısı ve aflatoksin M1 olduğu iddialarını bizzat doğruladı. Radyasyonlu çayın sağlığa yaralı olduğunu iddia eden zamanın Sanayi ve Ticaret bakanı Cahit Aral’a nazire eder gibi kameralar karşısına geçip süt içen görüntü de verdi.

E, şimdi okullarda süt dağıtımının tesadüf, bir iyi niyet jesti olduğu söylenebilir mi? Sonuçları görmemiz için daha kaç yıl beklememiz gerekiyor? İnsan sağlığı bu kadar ucuz mu?

Süt içme onayının veliden alınması sizi ciddi ciddi düşündürmüyor mu? Bu içilen sütten doğacak riskin mesuliyetinin veliye yüklenmesi değilse, nedir peki?
(*)http://gundem.milliyet.com.tr/sutlerde-kanser-riski-tasiyan-kalinti-var/gundem/gundemdetay/17.01.2012/1489779/default.htm

bizim çocukluğumuzda da fındık-kuru üzüm ikilisi vardı hatırlar mısınız??
ben unutmuştum babam hatırlattı..
madem gece gece konuyu sulandıracağız(pardon sütlendireceğiz)

hocam daha önce bu fındık-üzüm ikilisini hatırlatmıştım..elinize kaleminize sağlık bawerka hocam..

Balık hafızalı bir toplumuz aslında. Bunca yaşanmış olaydan sonra halen ders çıkarmıyor olmamız başka nasıl tanımlanabilir ki. Ne zaman bizi aldatanların bu oyunlarını boşa çıkarıp yakalarına yapışıp hesap soracağız. Daha yetmedi mi?

İlkokula başladığım dönemlerde okulda bizden beş altı yaş büyük ağabeylerimiz okulda süt dağıtımından söz ederlerdi. Bizler ağzı açık imrenerek dinlerdik bu olayları. Bu sütlerin bozuk Amerikan yardımı olduğunu yıllar sonra öğrenecektik. Ayrıca zekâ geriliğine yol açtığı söylentileri de yazılıp çizildi. Ne kadar doğru idi, bir yetkili çıkıp bir açıklama yapmadı.

Öğretmenliğe başladığım yıllarda, okullarda fındık dağıtımı yapılırdı. "Üzümünü ye bağını sorma" misali avuç avuç yediğimiz bu fındıkların Çernobil faciasından dolayı radyasyonlu olduğunu yıllar sonra öğrenecektik. Bu gün Karadeniz bölgesinde yaşanan bunca kanser vakasının o dönemin izi olduğunu bilmeyen yok. Ancak bir tek sorumlu kişiden hesap sorulduğunu duydunuz mu? Yok!

Bu yılın ocak ayı ortaları gazetelerde, “sütte kanser riski” başlıklı haberler yer aldı. Kaldı ki Tarım Bakanı Mehdi Eker de, piyasada satılmakta olan sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma riskini artıran antibiyotik kalıntısı ve aflatoksin M1 olduğu iddialarını bizzat doğruladı. Radyasyonlu çayın sağlığa yaralı olduğunu iddia eden zamanın Sanayi ve Ticaret bakanı Cahit Aral’a nazire eder gibi kameralar karşısında süt içen görüntü de verdi.

E, şimdi okullarda süt dağıtımının tesadüf, bir iyi niyet jesti olduğu söylenebilir mi? Sonuçları görmemiz için daha kaç yıl beklememiz gerekiyor? İnsan sağlığı bu kadar ucuz mu?

Süt içme onayının veliden alınması sizi ciddi ciddi düşündürmüyor mu? Bu içilen sütten doğacak riskin mesuliyetinin veliye yüklenmesi değilse, nedir peki?

Başka  söze  ne hacet  öğretmenim? Yüreğinize  sağlık.Ama  bütün  bunlara  rağmen  yapılan  her  eleştiriyi   önyargı olarak  değerlendiren arkadaşlarımızı  gördükçe  üzülüyorum. Anlattıklarınızın   hepsini  yaşadım.45  yıl önce  içtiğim   de süt  değil süttozuydu  üstelik.Yine  söylüyorum  bu 400 milyonun  yarıdan fazlası  çöpe gidecek.Ağaca  kökünden su vermek varken  dallarına  hortumla su  sıkmak  ne derece  mantıklı   anlabilmiş değilim

Balık hafızalı bir toplumuz aslında. Bunca yaşanmış olaydan sonra halen ders çıkarmıyor olmamız başka nasıl tanımlanabilir ki. Ne zaman bizi aldatanların bu oyunlarını boşa çıkarıp yakalarına yapışıp hesap soracağız. Daha yetmedi mi?

İlkokula başladığım dönemlerde okulda bizden beş altı yaş büyük ağabeylerimiz okulda süt dağıtımından söz ederlerdi. Bizler ağzı açık imrenerek dinlerdik bu olayları. Bu sütlerin bozuk Amerikan yardımı olduğunu yıllar sonra öğrenecektik. Ayrıca zekâ geriliğine yol açtığı söylentileri de yazılıp çizildi. Ne kadar doğru idi, bir yetkili çıkıp bir açıklama yapmadı.

Öğretmenliğe başladığım yıllarda, okullarda fındık dağıtımı yapılırdı. "Üzümünü ye bağını sorma" misali avuç avuç yediğimiz bu fındıkların Çernobil faciasından dolayı radyasyonlu olduğunu yıllar sonra öğrenecektik. Bu gün Karadeniz bölgesinde yaşanan bunca kanser vakasının o dönemin izi olduğunu bilmeyen yok. Ancak bir tek sorumlu kişiden hesap sorulduğunu duydunuz mu? Yok!

Bu yılın ocak ayı ortaları gazetelerde, “sütte kanser riski” başlıklı haberler yer aldı. Kaldı ki Tarım Bakanı Mehdi Eker de, piyasada satılmakta olan sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma riskini artıran antibiyotik kalıntısı ve aflatoksin M1 olduğu iddialarını bizzat doğruladı. Radyasyonlu çayın sağlığa yaralı olduğunu iddia eden zamanın Sanayi ve Ticaret bakanı Cahit Aral’a nazire eder gibi kameralar karşısında süt içen görüntü de verdi.

E, şimdi okullarda süt dağıtımının tesadüf, bir iyi niyet jesti olduğu söylenebilir mi? Sonuçları görmemiz için daha kaç yıl beklememiz gerekiyor? İnsan sağlığı bu kadar ucuz mu?

Süt içme onayının veliden alınması sizi ciddi ciddi düşündürmüyor mu? Bu içilen sütten doğacak riskin mesuliyetinin veliye yüklenmesi değilse, nedir peki?

aynen hocam çok güzel özetlemişsiniz...bakalım zaman ne gösterecek?

okullara inek dağıtılsın. böylece sütlerin bozulma riskide ortadan kalkar. hem öğretmenler de az çalışıyor. birazda inek baksınlar.

Geçenlerde bizim okul bahçesine 5-6 inek girmişti. Çocuklar hep bir ağızdan ''Öğretmenim okulu inekler bastı, dışarı çıkıp kovalayalım mı?'' diye hevesli hevesli bağrıştılar...  Ben de kovalayacağınıza, şu hayvanları kömürlüğe götürün besleyelim. Ne de olsa size süt dağıtmaya başlayacaklar, beklemeye gerek yok burdan sağıp sağıp hep beraber içeriz dedim

Tam da sizin önerinize denk geldi

okullara inek dağıtılsın. böylece sütlerin bozulma riskide ortadan kalkar. hem öğretmenler de az çalışıyor. birazda inek baksınlar.

işte çözüm
helal olsun hocam

Bawerka öğretmenim dün aynı şeyleri öğretmenler odasında konuştuk zümrelerimle..Bir devlet kendi eliyle çocuklarını zehirlemeden çekinmemiş,bu sütlerde de vardır bir zehir demekten alıkoyamıyoruz kendimizi.

 Geçenlerde biberlerimizde zehir yoktur diye açıklama yapıldı ardından 2.5 ton biber imha edildi. Süt dağıtımındaki iyi niyeti göremiyorum ben...

ek 7 her hafta başı gelen sütler doğrultusunda doldurulacak
ek 6 ise her ayın ilk iş günü doldurulup ilçeye gönderilecek.

Aslında bizlere yazın ; sütün yararları,öğrencilere süt içirme yöntemleri,süt bozulmadan nasıl saklanır,süt içtikten sonra meydana gelebilecek olumsuzluklarda ilkyardım gibi konularda seminer verilmeli diye düşünüyorum!