Okumak İster Misiniz? ( Şiirler )

Çevrimdışı kera

  • Uzman Üye
  • *****
  • 296
  • 1.363
  • 296
  • 1.363
# 17 Tem 2007 17:30:21
BEN SANA MECBURUM

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.

ELDE VAR HÜZÜN

Söyleşir
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha Kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
Hicrana düştük bugün

Ah nerde gençliğimiz
Sahilde savruluşları başıboş dalgaların
Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
Elde var hüzün

O şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
Çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
Sırılsıklam âşık incesaz
Kadehlerin mehtaba kaldırılması
Adeta düğün
Hayat zamanda iz bırakmaz
Bir boşluğa düşersin bir boşluktan
Birikip yeniden sıçramak için
Elde var hüzün

RÜZGAR GÜLÜ

Önümden çekilirsen İstanbul görünecek
Nerede olduğumu bileceğim
Sisler utanacak eğilecek
Ağzının ucundan öpeceğim
Saçına kalbimi takacağım
Avcunda bir şiir büyüyecek
Nerede olduğumu bileceğim

Bu çıplak geceler yok mu
Bu plak böyle ağlamıyor mu
Camları kırmak işten değil
Delirecek miyim neyim
Kirpiklerimden mısra dökülüyor
Kenya'da simsiyah yalnızım
Yoksul bir şilepte gemiciyim
Malezya'da yük bekliyorum
Önümden çekilirsen İstanbul görünecek
Nerede olduğumu bileceğim

Gözlerini söndürme muhtacım
Ben senin aydınlığına muhtacım
Yepyeni bir ilkbahar harcayıp
Bir yaz boğup bir sonbahar harcayıp
Rüzgar gülünü arayacağım
Oran'da Pernanbouc'ta Tombuktu'da
Vinçler yine akşamları indirecekler
Yine karanlığa bulaşacağım
Gözlerin rüzgarda savrulacak

İkimiz iki sap buğday olsak
Sen benim olsan, ben senin olsam
Bir gece vakti aklına gelsem
Uykunu tutsam bırakmasam
Seni kucaklasam, kucaklasam
Birbirimizin kalbini dinlesek
Dünyanın kalbini dinlesek
Büyük ateşler yaksalar
İki güvercin uçursalar
Nerede olduğumuzu bilsek.
                             Atilla İLHAN

Çevrimdışı kera

  • Uzman Üye
  • *****
  • 296
  • 1.363
  • 296
  • 1.363
# 17 Tem 2007 17:33:28
NE KADINLAR SEVDİM ZATEN YOKTULAR

Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Yagmur giyerlerdi sonbaharla bir.
Azicik oksasam sanki çocuktular,
Biraksam korkudan gözleri sislenir.
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemistir.
Hayir, sanmayin ki beni unuttular.
Hala arasira mektuplari gelir.
Gerçek degildiler, birer umuttular
Eski bir sarki, belki bir siir
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular.
Yalnizliklarimda elimden tuttular
Uzak fisiltilari içimi ürpertir.
Sanki gökyüzünde birer buluttular,
Nereye kayboldular simdi kim bilir.
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemistir.
                                 Atilla İLHAN

Çevrimdışı kera

  • Uzman Üye
  • *****
  • 296
  • 1.363
  • 296
  • 1.363
# 17 Tem 2007 17:45:45
Canım, Sevdiğim, Yüreğim
Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin...
Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan...
Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,
Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır...
Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.
Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.
Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.
Damla damla birikiyor insan.
Damla damla sevgili...
Bir gün akıp gideceğiz hayata...
Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.
Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur...
Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.
 

Yılmaz Güney
 

Çevrimdışı humeyra7

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.399
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.399
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Tem 2007 21:25:22


LAVINIA

Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.


Özdemir ASAF
 

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 18 Tem 2007 17:11:05
Bayrak Bağımsızlık Bayrak Vatandır

Rengini al kanla vermiş her şehit.
Üstünde ay yıldız en büyük şahit.
Bayraksız bir millet köle nihayet.
Bayrak bağımsızlık, bayrak vatandır.

Tarihler boyunca bayrak tacımız.
Can verir uğruna ana bacımız.
Bayrak için ölür yaşlı gencimiz.
Bayrak bağımsızlık, bayrak vatandır.

Bayrak için kükrer asil kanımız.
Bayrağın uğruna feda canımız.
Her taşı bir destan çevre yanımız.
Bayrak bağımsızlık, bayrak vatandır.

Bayrak baş tacıdır ey gafil zalim.
Ebedi bu ulus, yok asla ölüm.
Çanakkale yazar her zaman elim.
Bayrak bağımsızlık, bayrak vatandır.

Bayraksız yaşamaz uluslar asla.
Özgürlük uğruna çok çektik yasla.
Bayrağa kalkan el kırılır sesle.
Bayrak bağımsızlık, bayrak vatandır.

Sığırtmaç kurbandır bayrak uğruna.
Vazgeçmez kurşunlar gelse bağrına.
Şehitler dirilir, gider ağrına.
Bayrak bağımsızlık, bayrak vatandır.

Çevrimdışı thsnfmsld

  • Üye
  • *
  • 34
  • 1
  • 34
  • 1
# 18 Tem 2007 18:50:09
gel

yüzün bir sebepsiz korkuyla uçuk,
o gün başucuma karalarla gel
arkanda, çepçevre, kızıl bir ufuk,
tepende simsiyah kargalarla gel

elinden, dal gibi duşerken ümit,
ne bir hasret dinle, ne bir ah işit;
bir yaprak ol, esen rüzgarlarla git,
kırık bir tekne ol, dalgalarla gel..


Bu şiiri çok severim ben, lütfen okuduktan sonra biraz düşünün üzerinde.

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 18 Tem 2007 19:03:29
Bandırma Vapuru
Ben “Bandırma Vapuru”
Esme rüzgar esme halim perişan
Mustafa Kemal'im güvertede
Ben Karadeniz'de dalgalarla boğuşan
Küçük köhne bir tekne
Baştan ayağa dek iman dolu
Bu hasretlik daha ne kadar uzar
Uçmak isterim Samsun'a doğru
Bakışlarım kararır gözlerim dolar,
Ben “Bandırma Vapuru”
Karadeniz'de küçük köhne bir tekne
Yağma yağmur esme rüzgar
Yolumu bekler Anadolu
Gümüş dere durmaz akar.
Mustafa Kemal'im güvertede
Dayamış alnım ufka bakar.
Ben “Bandırma Vapuru”
Var git başımdan Karadeniz
Bu gece efkarım var
N'oldu ey gönül n'oldu
Gümüş dere durmaz ağlar
Kan ağlar altmış üç ilimiz
Kan ağlar Anadolu
Ben “Bandırma Vapuru”
Mustafa Kemal'im güvertede
Kaputuna bürünmüş
Bakışlarında kararlılık saçlarında rüzgar
Yıldızlar geçiyor alnından
Uzak zaferlerin şavkı vurmuş yüzüne.
Ben “Bandırma Vapuru”
Duyarım sesler gelir Anadolu'dan
Samsun'a doğru
Bir şey var gecenin içinde
Rüzgarlarla karanlıklarla dağılan
Bir şey var gecenin içinde
Mustafa Kemal'in sevinciyle ağaran.

Mesut TARCAN

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 19 Tem 2007 11:50:05
GİT HADİ GİT

Son bir kez yanıma gel

Nasıl gideceksin insafa gel

Gözümde yaşlar var

Silmeye kıyamadım

Akan yaşlar senden kaldı canim

Herşeyimsin derdin şimdi ne oldum

Demek başkasını yerime koydun

Söyle onla gülüm mutlumusun

Hadi git sana lanet olsun


Git hadi git istemiyorsan

Git hadi git hiç sevmiyorsan

Yaralı gönlüme perişan halime

Umutsuz kederler her günüm işkence


Bana sen uzaksın bana sen azarsın

Bir başkasıyla yaşarsın

Bu kalp nasıl dayansın

Sen çoktan kararlısın

Gideceksen durma şimdi git

Git hadi git istemiyorsan

Git hadi git hiç sevmiyorsan

Yaralı gönlüme perişan halime

Umutsuz kederler her günüm işkence



Bilmiyordum bilmiyordum
 
Beni birgün terk edeceğini

Bilmiyordum bu yüreğime

Çekilmez acılar vereceğini
Peki giderken azıcıkta olsa

Hiç düşündün mü

Bu bensiz ne yapar

Bu bensiz nasıl yaşar

Ama yok acımadan vurdun sen

Var mı be

Beni bir anda terk edip gitmek

Var mı be
Bana böyle acılar vermek

Var mı be

Seven bu canı ezip geçmek

Söyle var mı

Peki bu kalp nasıl dayansın

Bu can sensiz nasıl yaşasın

Yaşamak mı gülmek mi

Sanma yaşarım sanma gülerim

Yıkılmışım zaten

Git hadi git istemiyorsan

Git hadi git hic sevmiyorsan

Yarali gönlüme perisan halime

Umutsuz kederler her günüm işkence

Git hadi git istemiyorsan

Git hadi git hiç sevmiyorsan

Yaralı gönlüme perişan halime

Umutsuz kederler her günüm işkence


Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 19 Tem 2007 21:59:47
Sevgi Duvarı

Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi

Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
Çipcülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Dustuğum yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymiyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnizlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi 
Can YÜCEL

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 19 Tem 2007 22:04:19
Çok Sevdim Bir Zamanlar Seviyorum Yine de

Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla

Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Ürpertili, sımsıcak tenini kadınların
Salmak serin sulara gövdemi
Düşüp gitmek ardına şiirin ve aşkın

Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Varolduğumu düşünmeyi, ürpererek...
Karanlık bir odada küçük bir çocuk gibi
Yağmurdan ve yalnızlıktan ürkek

Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Düşüncemi geniş ve sonsuz olanla birleştirmeyi
Hırçın ve ele geçmezce atılgan
Uysal ve usulcacık benim olan şeyi...

Çok sevdim birzamanlar, seviyorum yine de
Ve hep seveceğim beynim ve tenim varoldukça bu dünyada
Pırıl pırıl olanı, her zaman bir güz diriliğinde
Değişmez ve değişken olanı sonsuzca... 
Ataol Behramoğlu

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 20 Tem 2007 11:13:25
İçimdeki Çocuk 

Alıştım kör kuyularda
Kimsesizliğimin yetimliğine,
Yağmalanmış incemin, çaresizliğine,
Herkese hiçbir şey, bana her şey olan sen ..
Büyüme ne olur içimdeki çocuk.

O avuç içlerin kalsın tertemiz,
Dokunamadığım güzellikler kadar aydınlık,
Kirlenmesin umut kandilleri yakan ellerin,
Kal!.. dur!.. aynı halinle,
Büyüme ne olur, içimde ki çocuk.

Hayat uzun bir cümleydi hani?..
Sen ile ben yüklem ve özne,
İnceden vursa da hasretler,
Dönmese de beklenenler,
Ölme ne olur, içimde ki çocuk.

Dudağımız güneşle öpüşürken
Yar kolunda heybetliydi adımlarımız
Sabah ezanlarında öğrendik
Bin cümle yıkıntısı içinde iki kelime ..
... ve kül rengindeki umutlarımız ...

Alın terimizde çiğ tanesi damlalar,
Bir mendile silmiştik sıfatları,
Onlar ki ezeldendi, anlamazlar ..
Sıfatlar yakışmazdı ki bize,
Büyüklük, şan şöhret ve mor lambalar...

Ötesi, berisi, diğer, diğerleri,
Var edenden bize yansıyan değer
Bir yaratanındı, onundu,
Söyle ne haddimize olurdu?..
Ömrün bir vakti, delikanlıca aşktan gayrı sı.

Kal içimde, dur aynı halinle,
Karıştırma gül ile bahçıvanı,
Bülbülün gözünde yaş seli,
Çatlamış, paylaşmanın nasırlı elleri,
Büyüme ne olur içimdeki çocuk ...

Dinle!.. kulak ardı etme,
Heveslenme sakın küçücüğüm büyümeye,
Ne delikanlı desinler sana, nede ağbi,
Ne amca ol derim sana, nede ihtiyar,
İnsanlar ıraklaştı insanlıktan,
Korkarım sevgiler bile rezil, sefilce,
Kifayetsiz yolda yüzler, yüzsüzce
Ne babalık fayda olacak hayatta,
Nede annelik bu gidişle, canda kıble bize ...
Ben çoktan büyümüşsem de,
Büyüme sen içimdeki çocuk.

Yalanı dolanı bilme isterim,
Acıyı ihaneti görme dilerim,
Bak şimdi ağlıyorum,
Sen içimde ağlıyorsun,
Kim?.. ses kesip dinleyecek kim?
Bilmiyorum, bilmiyorsun,
Ama ant olsun!..
Haram yedirmedim, yedirmemde,
Yalanı öğretmedim, öğretmemde,
Nedenini anlayıp çözüyor musun?

Kurtlar sisli havayı sever,
Yarasalar geceyi,
Çakallar leş bekler,
En zayıf zamanın kancık bekçileri ...

İnsanlarda can evinden vurur insanı,
İşte tam şurdan, yüreğinin ortasından,
Dermanı güç, iyileşmesi bir o kadar kolay yerden,
Gönülden, içten, senin beşiğinden,
Of!.. be küçüğüm of!..
Alaca karanlıkta yanıldık kör ışığa
Halden bilmeze aktı duruluğumuz,
Oysa biz seninle şafaklara müptelaydık,
Anla çocuk!..
Şafaklara ihanet etti geceler,
Hoş gör, gözlerimde kalan son ışıksın
Ölme ne olur içimdeki çocuk …
 
 

Çevrimdışı ezoss

  • Uzman Üye
  • *****
  • 427
  • 307
  • 427
  • 307
# 20 Tem 2007 12:06:48
Mona Lisa Gülüslü Kokular 
.
çiçeklerden tül kelepçedir yürekte sevda! ...
iste ask…iste sevgi
ya diledigince avuçla
ya da…
tokustur derdini derdimle
çile patikalari uzanir alnimda

her ask…volkanik bir histir! ...
-taze somun bugusu misali-
bitirildiyse eger…sessizce savrulmali külleri
tohumun çatlamak
gülün açmaktir biricik derdi

ne ayrik otlarini sevindirmeli
ne de gökleri
bak…!
nasil da islak…denizin kirpikleri

tek yildizdan olusmaz yasam! ...
ya agaçlari yesile boyamali…gögü maviye
ya da…kapi gicirtilarini resmetmeli
kumsala serilmis yakamoz bakisli gölgeye
hayatin gözleri parildasin diye
...
oysa...
hiçbir hayat ödünç degildir! ...
yine de…
mona lisa gülüslü kokulara…nice hayatlar verilir
en mutlu deli benim su anda
bilsem de gün gelir
bütün düsler igdis edilir

söyle rüzgâra…! saçlarimi yolmasin…!
gögü kasima…!
gülüslerim yalinayak kalmasin
mutluluk ol…!
zindanima vuran ilk isik ol…! biraz yag bana…!
ama…potinlerim islanmasin

beni en çok…içli bir aglayis islatir
rüzgarli bir gülüs…eflâtun bir durus
hüzünlü bir sarki…sakagimdan vurmus

ya renkleri yitik bir gök kusagi
ya bir bebek… parmagi atese dokunmus
ya da…yavru bir kus…kanatlarini yuvada unutmus

simsicak yürek tasiyan…her mektup ulasamazsa adresine ölür kahrindan
okyanusa döner tek bir damla aci
bitmez tükenmez…durur zaman

ve her nefeste…bir yudum daha eskir insan! ...
paspasin altina süpürüldügünü sanan duygular…nasil da mutsuz olur
bilmez ki…!
mutluluk…bazen bir ömür
bazen
sadece…ama sadece bir an
….
oysa…
-ölümün gündüzü yoktur-
günesin serçe parmagina tutunabilmektir…önemli olan-
…..

..
.
/herkesin mutlaka mona lisa gülüslü bir kokusu vardir/

meselâ:
(-anam, babam, kizim ve karim;
benim mona lisa gülüslü kokularim…-ya sizin?)

1998
tahsin özmen,bez bebekler de üsür,çatim&baski yay,ank,2006 
.
Tahsin Özmen

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 20 Tem 2007 18:37:28
Vatanın bütünlüğünün en güzel ifadesi,
Kutlu bir duruştu Erzurum, Sivas kongresi,
Hürriyet Uğrunaydı hürriyet mücadelesi
Akıllarda milli egemenlik hülyası vardı.

Düşmandan gizli gizli Ankara'ya koşturan,
Milli irade için Büyük Meclisi kurduran,
İnançla Yirmiüç Nisanı tarihe yazdıran,
Kalplerde Milli Egemenlik türküsü vardı.

Heyecandan mehmedin yanağı olurken al al,
Mclise başkan olmuştu şanlı Mustafa Kemal,
Yine hür dalgalanacaktı kurban olduğum hilal,
Bulutlarda milli egemenlik coşkusu vardı.

Bu öyle bir meclistiki halkla koştu savaşa,
Düşmanı kovalamak için girdi yarışa,
Nice destanlar yaratan Antep'ten Maraşa,
Yollarda Milli egemenlik arzusu vardı.

İşgalcilerle paylaşacaktık elbet son kozu,
Gazinin emriyle başlatık Büyük Taarruzu,
Düşmeliydi gafillerin süngüsü, omuzu,
Ruhlarda milli egemenlik duygusu vardı.

Silahları yüreklerdeki iman susturdu,
Sakarya'da, Afyon'da düşmana kan kusturdu.
Mandaya, Sevr'e kim, nasıl razı olurdu?
Dillerde milli egemenlik övgüsü vardı.

Seksenbeş yıl önceydi bu inançlı hareket,
Anadolu'ma şehit kanı ile geldi bereket.
Şükür yine gerçekleşti ilahi adalet,
Dualarda milli egemenlik haykırışı vardı.

İstiklal için yapılanlara tarih şahittir.
Kim ne derse desin bu vatan bize aittir.
Her Türk böyle bir inanca sahiptir,
Gönüllerde milli egemenlik sevgisi var

Çevrimdışı humeyra7

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.399
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.399
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 21 Tem 2007 12:42:05

Aşk iki kişiliktir 
      
      
Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
 

Ataol Behramoğlu   

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 21 Tem 2007 12:55:40
KAOS
Sade bir yaşamla karmaşanın orta yerindeyim
Adını bilmediğim mikroplar türüyor
Ve koku her yanı sarmakta
Çoğu kez sonu ölüm o tertemiz bedenlerin
Ne ölümler yaşadık biz
Kaç kez kurşunlara dizildik
Burunlardaki kanı teneffüs etmek zorunda kalırken
Kaç kez oksijenli sabahlara hasret kaldık
Oysa özümde bozkır çocuğuydum
Henüz körpecik
Henüz el değmemiş
Olur orta yerde kırılı verildi dallarım
Su istedik vermediler güneş zaten yoktu
Yasaktı doğrusu
Ne gariptir özel mülkiyet
Çalamadığım içindir beklide hep yerlere savruluşum
Varken yok oluşum..

 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK