turgutkuzan hocam önce yazdıklarınıza daha önceki yaptığım gibi bir uyarıyla başlamak istiyorum: Maaelesef mesajlarınız yine kucaklayıcı olmaktan uzak ve etki yerine tepki doğurabilecek nitelikte.
Hayırlı günler dilerim.
Uyarınız için teşekkür ederim. Uyarınıza hak vermesem de dikkate almaya çalışıyorum.
Yaşamını TEPKİ ODAKLI, olumsuzluk odaklı olarak idame ettirme kararında olan kişileri kucaklayacak bir uslüp kullanmam mümkün olmuyor.
Etkilemeye odaklanmış, etkiye açık, olumlu düşünmeyi prensip edinmiş kişileri kucaklamak için elimden geleni yapıyorum.
Ölçülebilir olan alem alem-i halk ölçülemeyen alem ise alem-i emrdir ve insanda her iki alemden de parçalar bulunmaktadır.
Konuya yazdığım ilk mesajda
"Kişisel gelişimimi daha dikkatli takip edebilmek için, her durum için bir ölçü geliştirmeye
çalışıyorum."
ifadesini kullanmıştım.
Bir soru üzerine de "Her konu için geçerli Objektif bir ölçü bulmak mümkün
olmayabilir." ifadesini kullandım.
Alem-i emrden olan durumlar içinde objektif olmasa bile ölçüler geliştirmek mümkündür.
turgutkuzan hocam siz öğretmenlerin niteliklerinin neler olması gerektiğini yazmışsınız. Bunları bildiğinize göre biz öğretmenlere bunları davranış ve sözlerinizle göstermelisiniz.
...
turgutkuzan hocam, öğretmen arkadaşlara bu konuda yardım etmek, yeni bir ufuk açmak istiyorsak bu konuda yapılabilecek uygulamaları yazmak daha doğru olacaktır.
Bu yılın başında mesajların alt kısmında yer alan imza bölümüne blogumun linkini yazdım.
Blogumda bugüne kadar yazmış ve yayınlamış olduğum 100 den fazla mesaj mevcuttu.
Bir ay kadar önce web sitemin alan sağlayıcısı hizmetini veren firma teknik bir problem nedeniyle hizmetini aksattı. Bir aydır web siteme ulaşılamıyor.
Büyük bir
gaflet eseri olarak derlediğim yazılarımın yedeklerini almamıştım.
Eğer firma yazılarımı kurtaramazsa yeniden derlemek zorunda kalacağım.
Bu nedenle öğretmenlerin niteliklerinin neler olması gerektiği ile ilgili düşündüklerimi paylaştığım yazılarımdan sadece
hatırlayabildiklerimi topluca paylaşmak istiyorum.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] Şunu da yazmak isterim ki hepimiz kuluz ve hata yapmak kullara mahsustur.
Eğer hatalar üzerinden gidersek her mesleğin kendi işini en güzel şekilde yapma zorunluluğu vardır.
Hiç kimse için hatasızdır anlamına gelecek bir ifade kullanmadım ve kullanmam.
Benim dikkat çektiğim husus, kişilerin
hatalarını kabul etmek ERDEMİNİ gösteremedikleridir.Hemen hemen herkes sürekli
kendi dışındaki birilerini suçlamayı tercih ediyor.
Başkalarının hataları düzeltmemiz hemen hemen imkansızdır. Kendi hatalarımızı düzeltmek ise her zaman için mümkündür.
Kişilerin kendi hatalarını GÖREBİLMELERİNİ için çaba gösteriyorum.
Sayın hocam, dost acı söyler. Elbette ki yazdıklarıma kırılabilir, üzülebilirsiniz. Ancak yazma, cevaplama konusunda tutumunuz değişmezse bırakın cevap almayı bir süre sonra okuyan bile kalmayabilir.
Forumda
benimle ilgili yazılanlar beni hiç bir zaman kızdırmaz/üzmez. Davranışlarımı gözden geçiririm.
Eğer hatalı olduğum kanaatine ulaşırsam davranışımı değiştirmeye gayret ederim.
Risale-i Nur külliyatının Lemalar isimli kitabının Yirminci Lem'a bölümünde şu ifade yer alır :
Ey sevaba hırslı ve a'mâl-i uhreviyeye kanaatsiz insan!
Bazı peygamberler gelmişler ki, mahdut birkaç kişiden başka ittibâ edenler olmadığı halde, yine o peygamberlik vazife-i kudsiyesinin hadsiz ücretini almışlar.
Demek hüner, kesret-i etbâ' ile değildir. Belki hüner, rıza-yı İlâhîyi kazanmakladır.
Sen neci oluyorsun ki, böyle hırsla "Herkes beni dinlesin?" diye, vazifeni unutup vazife-i İlâhiyeye karışıyorsun?
Kabul ettirmek, senin etrafına halkı toplamak Cenâb-ı Hakkın vazifesidir. Vazifeni yap, Allah'ın vazifesine karışma.Bana düşen yazmaktır. NASİBİ OLANLARIN okumasını sağlamak Rabbimin vazifesidir. Ben onun vazifesine karışamam.
Benim yazdıklarımdan NASİBİ OLMAYANLAR için benim yapacağım bir şey yoktur. NASİBİ olanlar Çin'de bile olsalar bana ulaşabiliyorlar, NASİBİ olmayan kapı komşumun yazdıklarımdan bile haberi olmuyor.
Eğer NASİBİM VARSA forumdaşlarım cevap yazar ben de ihtiyacım olanı alırım. NASİBİM forumdaşlarımdan değilse, başka yerlerde ararım/arıyorum.
Bizim hedefimiz, kulların değil, Allah (c.c.) rızasını kazanmaktır.
Eğitimciler elbette davranışlarıyla topluma örnek olması gereken kişilerdir. Ancak çocuğun karakterinin oluşumunda öğretmenin payı ne kadar acaba?
Bir öğretmen SORUMLULUK SINIRLARINI belirlerken okul sınırlarını kullanıyorsa çocuğun karakterinde görülen yanlışlıkların/hataların sorumlusu veli/bakanlık/medya vs. dir.
Bir öğretmen SORUMLULUK SINIRLARINI, çocuğun öğretim ve eğitimini ETKİLEYEN TÜM FAKTÖRLER olarak belirliyorsa, bu durumda
çocuğu için en iyisini isteyen veli,
öğrenciler için en iyisini isteyen bakanlık,
öğrenciler için en iyisini isteyen medya vs.
ile DAYANIŞMA içinde mükemmele en yakın çocukların yetişmesinde pay sahibidir.
Çocuğun karakterinde öğretmenin payı, öğretmenin KENDİ İÇİN belirlediği sorumluluk sınırları ile doğru orantılıdır.