Olimpiyatlar Ve Spor Eğitimi

arkadaşlar olimpiyata katılan bir sporcumuz diyorki ben olimpiyatlara 6 kez katılıyorum. bu bir tarihtir diyor. bende diyorum ki 6 olimpiyatta kaç tane madalyan var phelps denilen vatandaş 1 olimpiyatta 8 madalya alıyor sen katılmakla övünüyorsun (milletimin mantığı) biriside diyorki ben 133 kg antremanda bile denemem diyor ama onu kaldıramıyor daha ne olsun bizim maksadımız katılmak ve oraları gezmek. Kazakistan bile ka4-5 tane altın madalya aldı kıyaslamayı size bırakıyorum.

arkadaşlar olimpiyata katılan bir sporcumuz diyorki ben olimpiyatlara 6 kez katılıyorum. bu bir tarihtir diyor. bende diyorum ki 6 olimpiyatta kaç tane madalyan var phelps denilen vatandaş 1 olimpiyatta 8 madalya alıyor sen katılmakla övünüyorsun (milletimin mantığı) biriside diyorki ben 133 kg antremanda bile denemem diyor ama onu kaldıramıyor daha ne olsun bizim maksadımız katılmak ve oraları gezmek. Kazakistan bile ka4-5 tane altın madalya aldı kıyaslamayı size bırakıyorum.

Ayrıca çok sayıda sporcuyla katıldık diye övünüyoruz.Keşke 10 lişyle katılsaydık da 10 madalya alsaydık.Tam bir rezalet oldu bu olimpiyatlar.Haritadan yerini bulamayacağımız ülkeler madalyaları götürdü.

Hayırlı günler dilerim.

Yazılanları dikkatle okudum.
Dikkatlerden kaçan bir hususu vurgulamak istiyorum.
SPOR = MADALYA
denklemi doğru mudur?
Soru şu şekilde de sorulabilir:
- Madalya kazanmak için mi spor yapılır?
ya da
- Madalya kazananlar spor mu yapmış oluyor?
Benim düşüncelerim :
- Spor sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip olmak için yapılır.
- Madalya kazananlar "Kendilerine eziyet etmekten zevk alan" ruhsal rahatsızlıkları olan kişilerdir.
(Televizyonda Çinli çocukların spor müsabakalarına nasıl hazırlandığını seyretmiş olanlar yazdıklarımı daha iyi anlayacaklardır.)

Spor müsabakalarında başarı kazanmayı etkileyen bir çok unsur vardır.
Bu unsurlar arasında iklim koşulları önemli bir yer tutar.
Sıcak ülke şartlarında yaşayan biri, soğuk ülke şartlarına sahip bir ülkede  hiç başarı gösteremeyeceği gibi, çok üstün bir başarı da gösterebilir.
Aynı durum zıt şartlar içinde geçerlidir.
Benzer şekilde deniz seviyesinde yaşayan bir sporcu yüksek rakımlı bir yerde yapılan bir yarışmada başarı gösteremeyebilir veya tam tersi çok üstün bir başarı gösterebilir.

Sporcuların başarısızlıkları sadece antreman, motivasyon, beslenme, teknik ekipman yetersizliği gibi sebeplere bağlanmamalıdır.

Ülkemizde sporun madalya kazanmak için değil, sağlıklı bir yaşam sürmek için yapılması gerektiği EĞİTİMİ verilmelidir.

bügün hürriyet gazetesinde yılmaz özdil bu konuyla alakalı çok güzel bir yazı yazmış okumanızı öneririm .yorumlarınızı okurken kendimi nasrettin hoca gibi hissettim hepinizin bakış açısı farklı ama hepiniz haklısınız o yüzden birçok yoruma teşekkür ettim gerçekten haklısınız

Hayırlı günler dilerim.

Yazılanları dikkatle okudum.
Dikkatlerden kaçan bir hususu vurgulamak istiyorum.
SPOR = MADALYA
denklemi doğru mudur?
Soru şu şekilde de sorulabilir:
- Madalya kazanmak için mi spor yapılır?
ya da
- Madalya kazananlar spor mu yapmış oluyor?
Benim düşüncelerim :
- Spor sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip olmak için yapılır.
- Madalya kazananlar "Kendilerine eziyet etmekten zevk alan" ruhsal rahatsızlıkları olan kişilerdir.
(Televizyonda Çinli çocukların spor müsabakalarına nasıl hazırlandığını seyretmiş olanlar yazdıklarımı daha iyi anlayacaklardır.)

Spor müsabakalarında başarı kazanmayı etkileyen bir çok unsur vardır.
Bu unsurlar arasında iklim koşulları önemli bir yer tutar.
Sıcak ülke şartlarında yaşayan biri, soğuk ülke şartlarına sahip bir ülkede  hiç başarı gösteremeyeceği gibi, çok üstün bir başarı da gösterebilir.
Aynı durum zıt şartlar içinde geçerlidir.
Benzer şekilde deniz seviyesinde yaşayan bir sporcu yüksek rakımlı bir yerde yapılan bir yarışmada başarı gösteremeyebilir veya tam tersi çok üstün bir başarı gösterebilir.

Sporcuların başarısızlıkları sadece antreman, motivasyon, beslenme, teknik ekipman yetersizliği gibi sebeplere bağlanmamalıdır.

Ülkemizde sporun madalya kazanmak için değil, sağlıklı bir yaşam sürmek için yapılması gerektiği EĞİTİMİ verilmelidir.

   olimpiyatlar yarışma olduğu için madalya beklenir günlük hayatta dedikleriniz doğru tabiki

olimpiyatlarda başarı için devlet sporcusu sistemi getirilmeli.devlet yeteneği olan gençleri özel okullarda yetiştirmeli,aylık bağlamalı ve her madalyaya yüklü para vermeli.olimpiyatlarda başarı için bu bir yöntem olabilir.

Bone ile yarisabilmek te buyuk basari.Bir sporcu bu kiyafetle yarisabildigi icin kendini mutlu sayiyor.Bakis acisi cok onemli.Dünyadaki bir cok ülke bizi cok ama cok gecmis vaziyette.

HİKAYE:
Bir gün Almanya'daki gurbetçimizi okul müdürü çağırır.Çocuğunuzu hafta sonu spor ,müzik gibi etkinliklere yazdırma zorunluluğu olduğunu söyler.Adam spor okuluna gider.Aylık 30 Euro verir ve futbol kursuna yazdırmak ister.Spor okulu ise hemen futbola yazamayacaklarını öncelikle çeşitli testler ve tahliller yapmaları gerektiğini söylerler.Sonuçlar çıkınca veliyi çağırırlar ve veliye çocuğunuzun omuz kasları çok iyi ve güçlü onu yüzme kursuna yazacağız derler.Adam çocuğum yüzücü olup ne yapcak topçu olsun para kazansın der.İşte bizim mantık her yerde aynı futbol ve basketbolun dışında para kazanılmayayan spor dalı ve meslek edinilmediği sürece Sbs Öss sınav sistemi oldukça Türkiye de sporcu yetişmesinin imkanı var mı profesyonel masa tenisi antrenör ve oyuncusu olarak şunu söyleyebilirim ki bütün federasyonlar yabancı devşirme sporcular getirmekte atletizmde masa tenisinde en son bayan basketbol takımında ALman milli takımındaki türk oyuncuları oynatamıyoruz ülkemizde son olarak şunu söyleyeyim bütün velilerime öğrencilerime spor,sanat,müzik gibi etkinliklere gitmelerini şiddetle öneriyorum gitmeleri için yol gösteriyorum.zeka sadece sbs değil yetenek HERŞEY...

 Üniversitelerin beden eğitimi bölümlerine hala torpille öğrenci alınıyorsa başarı yakalamak çok zor.Bulunduğum yerde bir beden eğitimci vardı her branştaki yeteneksizliğine her kes gülerdi.Yazık.

benim kızım 9 yaşında 4 yıldır artistik cimnastik sporuyla uğraşan türkiye genelindeki 25 çocuktan biriydi türkiye 3. lüğü var haftanın 7 günü günde 3 saat antreman yapıyordu saat altıda okuldan çıkıp koştur koştur antremana 21.30 da eve gel yemek ye ödev yap 12 -1 gibi uyu o buna katlandı ama devletin salonuna kira ödemek gerektiği  ve bunun için zorladıkları için kulübün bunun altından kalkaması sebebiyle aralık ayında takım dağıldı yaşıtları evde uyurken o çok zor  ve türkiyede ilgi görmeyen bir sporu yapmaya çalışırken ilgisizlik yüzünden takım dağıtıldı sonra da olimpiyatlarda yarışmalarda madalya bekliyoruz sen sporcunla ilgilenmessen antreman ortamı sağlamazsan ne bekleyebilirsinki.........

Sporun önündeki en büyük engellerden biri işte bu. O kadar emek edersin, bir bakarsın ki herşey birilerinin iki dudağının arasında. Sporda süreklilik olmazsa elbette başarı da olmaz.

Hayırlı günler dilerim.

Yazılanları dikkatle okudum.
Dikkatlerden kaçan bir hususu vurgulamak istiyorum.
SPOR = MADALYA
denklemi doğru mudur?
Soru şu şekilde de sorulabilir:
- Madalya kazanmak için mi spor yapılır?
ya da
- Madalya kazananlar spor mu yapmış oluyor?
Benim düşüncelerim :
- Spor sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip olmak için yapılır.
- Madalya kazananlar "Kendilerine eziyet etmekten zevk alan" ruhsal rahatsızlıkları olan kişilerdir.
(Televizyonda Çinli çocukların spor müsabakalarına nasıl hazırlandığını seyretmiş olanlar yazdıklarımı daha iyi anlayacaklardır.)

Spor müsabakalarında başarı kazanmayı etkileyen bir çok unsur vardır.
Bu unsurlar arasında iklim koşulları önemli bir yer tutar.
Sıcak ülke şartlarında yaşayan biri, soğuk ülke şartlarına sahip bir ülkede  hiç başarı gösteremeyeceği gibi, çok üstün bir başarı da gösterebilir.
Aynı durum zıt şartlar içinde geçerlidir.
Benzer şekilde deniz seviyesinde yaşayan bir sporcu yüksek rakımlı bir yerde yapılan bir yarışmada başarı gösteremeyebilir veya tam tersi çok üstün bir başarı gösterebilir.

Sporcuların başarısızlıkları sadece antreman, motivasyon, beslenme, teknik ekipman yetersizliği gibi sebeplere bağlanmamalıdır.

Ülkemizde sporun madalya kazanmak için değil, sağlıklı bir yaşam sürmek için yapılması gerektiği EĞİTİMİ verilmelidir.

Turgutkuzan Öğretmenim, yazdıklarınıza katılmıyorum.

Sporun, kişisel sağlıktan çok daha fazla görevleri vardır.

Spor demek, büyük bir ekonomi demektir. İstihdam demektir. İş sahaları demektir. Turizm demektir.

Spor demek, iletişim ve paylaşmak demektir. Kültürlerin kaynaşması demektir. Dostluk, barış demektir.

Spor demek, tanıtım demektir. Reklam demektir.

Özgüven demektir. Milli birlik demektir. Tek yürek olmak demektir.

Deşarj olmak demektir, rahatlamaktır.

Eğer bir yarışmaya gidiyorsan, yarışmanın amacı bellidir: Madalya. Madalya amacın yoksa dünyanın en büyük organizasyonuna niçin katılırsın? Zinde kalmak için mi?

Madalya kazananlar hem spor yapmış oluyor, hem ekonomiye katkıda bulunuyor, hem tanıtım yapıyor, hem milli birlik ve beraberliğimiz için, tek yürek olmamız için ihitiyacımız olan mayaları sağlıyor.

Kazanılacak her madalya, elde edilen her başarı gelecek nesiller için bir ilham kaynağı, yaşam tarzı olabilir.

Sporda bir başarısızlık varsa, sorumlusu elbetteki spor yöneticileridir.

Okullarda akademik başarı ön planda tutulduğu sürece biz bu alanlarda kesinlikle başarılı olamayız.Bu sebeplerden sadece bir tanesi tabiiki.Hangi okulumuzda beden eğitimi,müzik ve resim dersleri için yeterli donanım var.Bakanlık elinden gelse bu derslerin hepsini kaldırıp yerine din kültürü dersini koyacak.4*3 sisteminin çıkış noktası öğrenci yeteneğine göre yönlendirilecekti.Müzik dersinde yetenekli olan müzük ortaokullarına gidecekti falan filan.Kaç tür ortaokul açıldı?Sadece ve sadece bir tane.İmam hatip ortaokulları.Sen aç bakalım beden eğitimi ortaokullarını yeterli öğretmen ve donanımı da sağla,olimpiyatlarda patlama yapıyor muyuz yapmıyor muyuz...

En büyük sorunlardan biri de bu bence: Akademik başarı.

Çok küçük yaşlardan itibaren kuralları veliler, öğretmenler ve sınavlardan nemalanan dersaneler tarafından konulmuş bir yarış var. Bu kurallara uyarsan akademik başarın olur.

Bu kuralların başında dersaneye gitmek, etütlere katılmak, özel ders almak, günde 100-200 soru çözmek, geriye kalan zamanda da anne-babasının kuzusu olmak var.

Bu kuralların içinde spor yapmak yok, oyun yok, eğlenmek yok. Aksi takdirde uyarı var. Paylaşmak yok, toplumsal birliktelik yok. Uyumsuz ve öteki olan bireyler var.

Sporun erken yaşlarda başlayacağına inanan biri olarak sporun önündeki en büyük engellerden birinin de dersaneler olduğunu düşünüyorum. Çünkü çocuklara zaman bırakmıyor, velileri de seçeneksizleştiryor.

Ben Türkçe öğretmeniyim ama üç sene okulda beden eğitimi öğretmeni yok diye bu derse giriyordum, çocukların en çok sevdiği ders diyebilirim. Ayrıca ben de yıllarca babamın teşvikleriyle ortaokuldan beri hep okul takımlarında oynadım ve şimdi nispeten atletik bir yapıya sahibim. Sporun insana kattığı bedensel katkı bir yana, işbirliği, birliktelik, başarma azmi, eğlence vs. vs. pek çok şey kazandırıyor kişilere.

Ancak sadece veliler değil bizlere de büyük görev düşüyor. Bu seneye kadar  iki senedir okulda sınıflar arası futbol turnuvası düzenliyordum, çocuklar da büyük bir keyifle oynuyordu. Hatta maçlar başlayana kadar günlerce başımın etini yiyorlardı. Oldukça zevkli geçiyordu. Neyse geçen sene daha ilk günde okul müdürü "Hocam ne iş, dersin beden eğitimi mi, biri gelse ne deriz?" (aynen bu ifadelerdir) deyince benim sinirlerim tepeme çıktı tabi. Dedim "Bu son çocuklar".

Dediğim gibi bu sene yapmadık. Çocuklar son hafta sıkıntıdan patladı, ne yapsak diye düşünüp durduk. Demek ki bu işte bilinçten çok destek önemli. Sadece ders düşünen bireyler yukarıdaki yorumlarda da olduğu gibi çevresinden kopuk, uyumsuz bireyler oluyorlar.

Oldukça eğlenceli geçen futbol turnuvalarımızdan görüntüler:

2010: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

2011: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Aslında tüm branşlarda basarı beklemeye de gerek yok. Her ülkenin (abd Çin hariç) başarılı olduğu bir kaç dal var ve bu alanda birçok madalya alıyorlar. Biz da başarılı olduğumuz halter ve gureste bile sıkıntı yasıyoruz. Bu iki dalda 40 civarı altın madalya veriliyor.

Spor demek, büyük bir ekonomi demektir. İstihdam demektir. İş sahaları demektir. Turizm demektir.
Spor demek, iletişim ve paylaşmak demektir. Kültürlerin kaynaşması demektir. Dostluk, barış demektir.
Spor demek, tanıtım demektir. Reklam demektir.
Özgüven demektir. Milli birlik demektir. Tek yürek olmak demektir.
Deşarj olmak demektir, rahatlamaktır.
Eğer bir yarışmaya gidiyorsan, yarışmanın amacı bellidir: Madalya. Madalya amacın yoksa dünyanın en büyük organizasyonuna niçin katılırsın? Zinde kalmak için mi?
Madalya kazananlar hem spor yapmış oluyor, hem ekonomiye katkıda bulunuyor, hem tanıtım yapıyor, hem milli birlik ve beraberliğimiz için, tek yürek olmamız için ihitiyacımız olan mayaları sağlıyor.
Kazanılacak her madalya, elde edilen her başarı gelecek nesiller için bir ilham kaynağı, yaşam tarzı olabilir.
Sporda bir başarısızlık varsa, sorumlusu elbetteki spor yöneticileridir.

Hayırlı günler dilerim.

Güzel sözler arşivimdeki beğendiğim sözlerden biri şudur :
- Her şeyin AZI YARAR, ortası karar, ÇOĞU ZARARDIR.

Ekonomide esas olan FAYDA elde etmektir.
Sporun ekonomik etkisi tüketim ağırlıklıdır.
Profesyonel spor faaliyetleri ÜRETİME yönelik değerlendirilebilecek kaynakların, verimsiz olarak değerlendirilmesine sebep olur.
Kişileri SEYİRCİ olmak noktasında aktivitede bulunmaktan ve üretimden uzaklaştırır.

Kişiler spor yaptıkları zaman AKTİF iletişim içinde olurlar ve AKTİF olarak paylaşımda bulunurlar.
Spor müsabakalarında SEYİRCİ konumundaki kişiler PASİF durumdadırlar.

Benim karşı olduğum husus sporun profesyonel olarak yapılmasıdır.

Dostluk maçları, eğlence amaçlı düzenlenen yarışmaların vs. faydalı olduğu inkar edilemez.

Spor profesyonel olarak yapıldığında zararları ortaya çıkmaktadır.
En temel zararı, profesyonel sporcunun fizik ve ruh sağlığına olan etkisidir.

Profesyonel sporda, başarı için her şey mübahtır anlayışı hakimdir.
Spor etiği kavramının sınırları minimum düzeydedir.

Yarışmaların amacının madalya olduğu muhakkaktır.
Benim SORGULADIĞIM husus yarışmaların amacının MADALYA mı olması gerektiğidir.
Yarışmaların amacı dostluk, barış, kültürel kaynaşma vs. olamaz mı?
Yarışmalara MADALYA için girmek zorunda mıyız?

İşkenceye karşı olmayan insan olduğunu sanmıyorum.
Madalya kazananların nasıl bir eğitimden geçtiğini bilen insanlar, madalya kazanmaya destek veriyorlarsa işkenceye karşıyım derken iki yüzlü davranıyorlar demektir.
Çünkü profesyonel sporcu eğitimi işkenceden farklı değildir.

Bir profesyonel sporcu yetiştirmek için harcanan para ile bin kişinin az miktarda spor yapması sağlanabilir.
Bu şekilde sağlık harcamalarından önemli oranda tasarruf sağlanır.
Kişileri zaman israfının önüne geçilmiş olur.
İnsanlar PASİF olmaktan kurtarılıp, AKTİF hale getirilir.