Öp Öğrencinin Elini(!)

öğretmen miyiz yoksa eğitim amelesi miyiz bakıcı mıyız neyiz kimiz?
bu tip hareketler artarak devam eder giderse sıkıntı sadece öğretmenin olmaz toplumda kötü etkilenir.

Hiç bir şey diyemiyorum. Öğretmenin davranışı böyle olursa veliden daha neler gelir neler...

arada sırada tekrar etmek lazım bu sözü

okul duvarlarına yazılacak bir söz

Bir köy okulunu ziyaretinde, ders vermekte olan genç bir öğretmenin sınıfına girdiği zaman, öğretmenin, yerini kendisine bırakması üzerine söyledikleri:
- Hayır yerinize oturunuz ve dersinize devam ediniz! Eğer izin verirseniz, biz de sizden istifade etmek isteriz. """""""Sınıfa girdiği zaman Cumhurbaşkanı bile, öğretmenden sonra gelir.""""""""""""
(Atatürk'ten B.H., s. 40)

bu anı herşeyi anlatıyor..... birazda biz öğretmenlere görev düşüyor mesleğimiz en iyi şekilde icra etmemiz gerekiyor zira mesleğimiz git gide saygınlığını kaybediyor.... eğer biz görevimizi layıkıyla yaparsak olumsuzluklara fırsat vermezsek
velilerle iyi diyaloglar içerisine girersek çok daha farklı olacağı kanaatindeim.... veli ile aramızdaki mesafeyi çok iyi ayarlanalıyız...

haberi okuyunca çok üzüldüm.eğitimin ve öğretmenin değerini bu kadar düşürenler utansın.sonra gelipte bizden yeni neslin eserlerini yetiştirmemizi istemesinler.

Bu haber tamamen yanlış ve abartılı..Herşeyden önce kamu davalarında şikayetin geri alınması diye bir şey yoktur..olayı savcılık  kez duyduysa "Kamu Davası" açılır ve şilayet aranmaz..Kaldı ki bu adamın alacağı en fazla ceza adli olarak  taş çatlasa 10 günlük adlı para cazası -( ki 18 yaş ve altı çocuk dövme vakalarında tutuklama yapılmaz- ) idari olarakta maaş kesim ( bir altı kınama verilebilir ) cezası almasıdır.. Şimdi kalkıpta yok hala görevdeler yok el öpmeler bunlar inanılır gibi değil..Bu tip velileri okula girer girmez derhal uzaklaştırmak en doğru şey olsa gerek..

Bu haber tamamen yanlış ve abartılı..Herşeyden önce kamu davalarında şikayetin geri alınması diye bir şey yoktur..olayı savcılık  kez duyduysa "Kamu Davası" açılır ve şilayet aranmaz..Kaldı ki bu adamın alacağı en fazla ceza adli olarak  taş çatlasa 10 günlük adlı para cazası -( ki 18 yaş ve altı çocuk dövme vakalarında tutuklama yapılmaz- ) idari olarakta maaş kesim ( bir altı kınama verilebilir ) cezası almasıdır.. Şimdi kalkıpta yok hala görevdeler yok el öpmeler bunlar inanılır gibi değil..Bu tip velileri okula girer girmez derhal uzaklaştırmak en doğru şey olsa gerek..

Haberi yapan kanunları bilmeyince abartmış galiba

Hadi ülkemizde olan öğretmen haberlerine alıştık ya birde yurtdışındaki öğretmen haberleri .

Başılığı okuyunca zaanediyorsun bizim ülkemizde ama içeriğine bakınca bir bakıyorsun ingiltere amerika

eeee bizde de okuma alışkanlığı olmayınca ....

Öğretmenin yaptığını tesvip etmek mümkün değil ancak velinin yaptığı da resmen rezillik,iğrenç..

Tavsiye etmem hocam.Yönetmelik öğrenciye dayak atmayı yasaklamış.Ben yönetmelik falan dinlemem derseniz soluğu karakolda ,mahkemede ya da hastanede alabilir siniz.Size gaz verip valla iyi yapşızsınız eline sağlık diyebilirdim fakat size zarar vermiş olmak istemedim.Okulda diğer arkadaşlarınız dayağa yanaşmıyorsa,okul idaresi yapmıyorsa siz niye bu işe soyunasınız öğretmenim.Niye durup dururken başınızı belaya sokuyorsunuz.Öğrenci dayak yediği için değil  size olan saygı ve sevgisinden saygı duyup önünü iliklesin.Günümüz veli profilini de az çok biliyorsunuz kendisi kaldırır yere çalar,siz bırakın dövmeyi sesinizi yükseltseniz soluğu okulda alır.O yüzden kimseyle kötü olmaya gerek yok derim.Artık veliler "eti benim kemiği senin" demiyor."etide benim kemiğide benim diyor".Sorunları yönetmelik çerçevesinde çözmeye çalışalım.Diyeceksiniz disiplin yönetmeliği yetersiz.O zaman duruşunuzla,konuşmanızla,tavırlarınızla kısaca kendi maharetinizle bu işi çözeceksiniz.Artık gerisi size kalmış.

Zaten dayakçı biri değilimdir ancak bölesi bir saygısızlıkla yine karşılaşırsam tepkim aynı olur anlamında söylemiştim.dayak en son çaredir ve o noktaya gelene kadar da sabrederim.Anlatmak istediğim saygınlığıma ve meslek onuruma dokunana dokunurum idi:)

en güzeli
şu düsturu edinmek gerekli
uyu uyu yat
yat yat uyu

Disiplin Cezası Yaptırım Diye Bir Şey Kalmadığı İçin Öğretmen Ne Yapsa Suçlu Duruma Düşüyor Öğretmene Sahip Çıkın Yetkililer

az bir zaman sonra ceketimizin düğmelerini de ilikleyeceğiniz öğrencilerin karşısında. şimdi bu durumda haklı haksız kim olduğunu tam bilemediğimden yorum yapmak soğru olmaz. ama bütün öğretmen arkadaşlarımızın hemfikir olduğu bir konu var ki öğretmen olarak sorunlu öğrencilerin karşısında elimiz kolumuz resmen bağlı. çocuk biliyor artık, en ufak bir olayda şikayet edebileceğini. ben haksız yere bile dayak yediğimde anneme babama diyemezdim bir de onlar döverdi. bir şey yapmışsın ki öğretmen dövmüş derlerdi.rahmetli babam eti senin kemiği benim mantığı ile verdi okula. her zaman dediğimi burada tekrar ediyorum. dünyaya bir 20 yıl erken gelmişim.şimdi öğrenci olmak vardı

hocam geçen gün sıınfta 3 öğrençi birbirine girmis (3.sıınf) birinin dizine tekme atılmıs. sınıfa giridğimde kız hıçkırararak ağlıyordu böyle böyle oldu die anlattı. her kafadan bi ses çıkıo filan neyse. baktım dizine.  dizinde bisi yoktu. diğerlerine kızdım uyardım konustum vs vs. olayı sıınfta kapattık. ertesi gün annesi sıınfa geldi. aksam kızının dizi morarmıs da sarası varmıs da ayılıp bayılırmıs da diğer çocukları uyaraymışım da filan da falan.. kan beynime çıktı ama kadınla da konustum  gerekinn yapıldığını filan söyledim gönderdim. sonra merak ettim kızın dizini aç bakim nolmus.. açtı gösterdi, dizinde bisi yok. e hani morarmıstı. e öğretmeni aksam morarmıstı da sabah geçti..

ölür müsür öldürür müsün..

öğretmenin değeri yokki tabi söylerler böyle saçma salak şeyleri...sonumuz iyi olur inşallah....

Kahretsin öğretmenim demekten utanıyorum.Bizi bu hallere düşürenler utansın. Ey veli sen kim oluyorsun da öğretmene istiklal Marşını okutup el öptürüyorsun .Zaman zaman beni de haksız yere üzen velilerim olmuştu.Hakkımı helal etmeyeceğim.Öğretmenliğimin ilk yıllarında öğretmen ulaşılmazdı şuraya bak şimdi öğretmeni ezdi geçtiler birde bu öğretmenden başarı bekliyorlar. Bakıyorum da bizim kadar itilip kakılan memur grubu yok. Aslında çocukların sucu yok onları yetiştirenlerde .Şöyle bir etrafıma bakıyorum her alanda sınırsız özgürlükler var bu beni çok korkutuyor.Biz ünivesitede okurken içki içen tek tük arkadaşımız varken şimdi içmeyenler tek tük.Gerçekten her dayak olayında öğretmen haksız vijdansız öğretmen,insafsız öğretmen Nasreddin Hoca fıkrası gibi hiç mi hırsızın suçu yok?Sınıflarda öğretmenlerin neler çektiğini bilen yok.Kaç türlü aileden gelen çocuklarla uğraşıyoruz öğretmen  de insan sınırsız sabrı yok ki ...

    Hep 'nisan 1 şakası' beklentisi içindeydim. Galiba ve de ne yazık ki gerçekmiş (büyüklerimizin deyimiyle) 'münferit olay'... Sinirlendim, gerildim, gecenin bu saatinde üstüste iki sigara bile kesmedi beni.
        Hepimiz,(en azından kendi adıma ben) şiddetin her türlüsüne karşıyız.Ancak aynı zamanda insanızda. Yani ; etten kemikten ve sinirden yapılı,sabrı, dayanma ve direnme gücü sınırlı olan diğer tüm veli-anne-baba ve normal insanlar gibi.
  Geçen gün öğlende okula giderken bir bayan gördüm. Elinden tuttuğu çocuğunu sokak ortasında  evire çevire dövüyordu. Dayanamadım, müdahele ettim. Kadın o sinirle banada çıkıştı. Dedim ki :
-- "Biz okulda fiske vursak, kulağını tutsak soluğu rapor için hastanede, şikayet için de karakolda, mahkemede alırsınız.Şimdi niye böyle yapıyorsunuz?"
  Bence önce, toplumu ve aileyi bu konuda eğitmek gerek. Eğer ailede baskı, şiddet,dayak varsa o ailenin çocuğu da korkmuyor,saymıyor, arsızlaşıyor.
  Veli toplantılarım en az iki saat sürer. Genel gündemi kısa tutar ve her zaman süremin çoğunu veli eğitimine ayırırım. Kendi çocuğuma yapmayacağım hiçbir şeyi sizin çocuklarınıza da yapmam derim. Buna rağmen  bu ÇİRKİN olayın bir gün bizimde başımıza gelmeyeceğini kimse garanti edemez.
  Yine bir iki hafta önce okulumuzda,  "Çocuğuma nasıl vurursun ?" diye bir veli sınıfta, öğrencilerin gözü önünde öğretmeni tokatladı.Ve öğrencilerin gözünde ‘ÖĞRETMENİn imajını BİTİRDİ...
  Hadi bakalım, ayıkla pirincin taşını...
 
Galiba şarkının sözlerini değiştirmemiz gerekecek:
 “Öğret-me-nim ca-nım be-nim canım benim,
   Seni ben ne çok ne çok sever-dim.
   Sen bir ana Sen bir baba,
   Be-la oldun artık ba-na…”  


 

muhterem babanın öğrencilik zamanları Avupada geçmiş herhalde ki alışık değil böyle şeylere...Biz onların zamanında öğretmene duyulan saygı anlayışını da biliyoruz...