" Örnek Öğretmen" Adına Hangi Filmi İzleyelim?

Çevrimdışı RAMSES1

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 983
  • 5.117
  • Okul Müdürü
  • 983
  • 5.117
  • Okul Müdürü
# 26 Ağu 2014 17:26:32
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
sizin filminiz oldugunu bilmiyordum ,dost acı söylermiş diyelim ,öyle bir iddaam yok olan bir arkdaşvardı bende onu bekliyorum  
ilmik boynunda iken dile gelen her duyguya acitasyon demek sizin gibi şair birine yakıştırmaktan zorluk çektim.şiirleriniz ile yakaladığınız estetik anlayışı eleştirilerinize de yansıtsanız. ???daha açık bir ifade ile şair, düşüncenin sınırlarını ortadan kaldıran bir derinlikle anlamdırırken hayatı,katı bir mantık yobazlığına yol açan, dramı usallaştıran bir ifadeyle eleştiri yapmaktan kaçınmalı.

Çevrimdışı caki1910

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.869
  • 6.805
  • 1.869
  • 6.805
# 26 Ağu 2014 17:30:21
ne olmus ya burasi hep film elestirmeni dolmuş :)

Çevrimdışı RAMSES1

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 983
  • 5.117
  • Okul Müdürü
  • 983
  • 5.117
  • Okul Müdürü
# 26 Ağu 2014 17:37:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ne olmus ya burasi hep film elestirmeni dolmuş :)
eleştirmek haddime değil.izlencenin hikayesi olur belki.ancak eleştirme cüretine kapılırsam, adam akıllı bir yerde yazarım.o cesaretim de yok açıkçası.tanıtıp geçtim.ama cesur arkadaşlarımızda var gerçi.

Çevrimdışı eservan

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 410
  • 727
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 410
  • 727
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2014 17:48:19
aamir khan ın "her çocuk özeldir" her öğretmenin izlemesi gerekir bence

Çevrimdışı onur52

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 30
  • 93
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 30
  • 93
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2014 01:11:59
İki dil bir bavul:))

Çevrimdışı divan1

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.418
  • 4.052
  • Sosyal Bilgiler
  • 1.418
  • 4.052
  • Sosyal Bilgiler
# 06 Eyl 2014 21:59:06
yerdeki yıldızlar(taare zameen par,2007)
kara tahta(takhte siah,2000)
ölü ozanlar derneği(dead poets society,1989)
canım öğretmenim(monsieur lazhor,2011)
kopma(detachment,2011)
koro(les chorıstes,2004)

Çevrimdışı coAch

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Kas 2014 21:08:24
Bir toparlama ve ekleme yaparak konuyu güncellemek istiyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Koro yine bir Fransız filmi olan 1946 tarihli La Cage aux Rossignols'un (Bülbül Yuvası) yeniden çevrimidir, bu film de Georges Chaperot'nun René Wheeler'le birlikte yazdıkları 1945 tarihli aynı adlı (La Cage aux Rossignols) hikâyeden uyarlanmıştı. Christophe Barratier'in yönettiği ve senaryosunu Philippe Lopes-Curval'le birlikte yazdıkları filmin başlıca rollerinde Gérard Jugnot, François Berléand ve Kad Merad oynamışlardır. Görüntüleri Jean-Jacques Bouhon'a ait olan filmin müziklerini Bruno Coulais yapmıştır. Koro, aslen bir müzisyen ve yapımcı olan Christophe Barratier'nin uzun metrajda ilk yönetmenlik denemesidir.

Kötü yönetilen bir yatılı okula yeni atanan müzik öğretmeninin, buradaki sorunlu öğrencilerin yaşamlarını müziği kullanarak etkilemesi anlatılmaktadır.

"En iyi yabancı film" ve "en iyi orijinal şarkı" dallarında Akademi Ödülleri'ne aday gösterilen film ses ve müzik dallarında Fransa'nın Oscar'ları sayılan César Ödüllerini kazandı. Çeşitli yarışma ve festivallerde 21 kez ödüle aday gösterilen filme 11 ödül verildi.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Karşımızda yaramaz, tembel, kavgacı bir çocuk var: Ishaan... Acaba öyle mi?

Hikayemiz Ishaan'ın okulunda başlar, ödevlerini yapmayı çok önceleri bırakmış delikanlımız. Kafasında sadece hayal ettiği kendi dünyası var. Öğretmenleri, arkadaşları ondan acayip şikayetçi. Geçen sene 3. sınıfta kaldığı için bu yıl tekrarını okuyor ama gram ilerleme yok. Sınıfının birincisi olan abisi Yohaan'a bakıldığında ikisinin kardeş olduğuna kimse inanmaz. Prensipli babamız bir türlü yola getiremiyor oğlunu. Çaresiz annesinin elinden ise sadece gözyaşı dökmek geliyor. Geriye bıraktığı kariyeri, senelerdir verdiği emeği para etmemiş.

Bir gün, uslanmaz oğlunun bunca yapıp ettiğinin üzerine okuldan kaçtığını da duyduklarında, ağzına kadar dolan bardakları taşıverir ebeveynlerin. Artık Ishaan'ın terbiye olma vakti gelmiştir. Baba bağlantılı olduğu bir tanıdığına ulaşır, Ishaan'ın önüne "yatılı okulun yolu" açılır. Bakalım Ishaan'ı yatılı okulda neler beklemektedir?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
II. Dünya Savaşı zamanları... Film, savaşın özellikle tüm avrupayı ve avrupadaki yahudileri kırıp geçirdiği bir ortamda katolik okulan giden iki öğrencinin aralarındaki geç başlayan erken biten dostluğun hikayesini konu alıyor.

 Bahsi geçen okul da bir çok yer gibi alman milislerin ablukası altındadır. Tüm bu sıkı yönetim ve baskıya rağmen okul yöneticileri isimlerini değiştirmek suretiyle üç yahudi öğrenciyi okullarında saklamayı başarırlar taki okul çalışanlarıdan biri intikam amaçlı ispiyonculuk yapana kadar...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Dram bombardımanına tutan bir İran filmi. Sırtlarına bağladıkları kara tahta ile öğrenci arayan gezici öğretmenleri ve yaşadıkları zorlukları anlatıyor. Sırtlarındaki o tahta, bombaların, kurşunların eksik olmadığı o coğrafyada, sadece bir tahta değil ama. Gösterime girdiği yıl Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülü aldı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
50'lerin Welton Akademisi, ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan bir okuldur. Okul yönetiminin muhafazakar ve ortodoks tavırları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir hale getirmektedir. Fakat yeni ingilizce öğretmeni John Keating'in okula atanmasıyla çok şey değişecektir.

Çevrimdışı coAch

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Kas 2014 21:09:01
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
François ve öğretmen arkadaşları, sorunlu bir mahallede eğitim veren bir lisede yeni öğretim yılına hazırlanmaktadır. Öğrencilere karşı son derece iyi niyetlidirler ve onlara en iyi eğitimi sağlamak konusunda hiçbir engel tanımazlar. Günümüz Fransa’sının küçük bir modeli olan sınıfta sık sık kültür ve fikir çatışmaları yaşanır. Genç öğrenciler çoğu zaman eğlenceli ve yaratıcıdır ancak zaman zaman takındıkları anlaşılmaz tavırlar düşük ücretle çalışan öğretmenlerinin hevesini kırmaktadır.

 François, öğrencilerinin gayretli ve birbirine karşı saygılı olması konusunda ısrarcıdır. Resmiyetten uzak tutumu ve sınırsız açık yürekliliği öğrencileri tarafından şaşkınlıkla karşılanır. Yöntemlerine karşı çıkan öğrencilerin meydan okumasıyla, koyduğu kuralları tekrar gözden geçirmek zorunda kalacaktır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Dan Dunne, alışık olduğunuz öğretmenlerden birine benzemiyor. Hayır, sadece öğrencilerine varoluştan, Amerikan İç Savaşı’ndan, özgür düşünceden, diyalektikten bahsettiği için değil; sınıf içinde son derece dinamik ve öğrencileri ile sağlam ilişkileri olan bir insan iken sınıf dışında uyuşturucu bağımlılığının pençesinden bir türlü kurtulamayan ve hep bir kaybeden olmaya mahkum bir insan olduğu için de...

Gece ve gündüz, siyah ile beyaz kadar ayrıdır birbirinden onun için. Bu iki farklı yaşamını birbirinden ayrı tutmayı hep başarmış olsa da, bir gün öğrencilerinden biri olan Drey tarafından tam anlamıyla ’yakalanır’. Çok büyük zorluklarla başaderek yaşamak zorunda olan Drey, Dan’i elevermeyi hiçbir zaman düşünmez. Öğretmeninin sırrını tutması ile ikili arasında sıradışı bir arkadaşlık doğacaktır.

Beyaz öğretmenin siyah öğrencilerine doğruları öğrettiği klişe filmlerden çok farklı bir işleyişi olan Tepetaklak Nelson, başarılı bir Amerikan bağımsızı olarak karşımıza çıkıyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
23 yaşındaki idealist genç öğretmen Erin Gruwell (Hilary Swank), ilk ders günü için Wilson Lisesi’nin kapısından adımını atarken içine girmekte olduğu yepyeni dünyayı kucaklamaya hazırdır. Sınıfında çok çeşitli ırk ve toplum katmanlarından gelen sorunlu öğrenciler- vardır. Hepsinin de günü yaşamaktan başka umudu, beklentisi kalmamış gibidir. Gençlerin durumuna yüzeysel bakınca, paylaştıkları tek şey birbirlerine karşı nefretleridir. Derslere aktif katılımı şiddetle reddettikleri gün gibi ortadadır. Buna rağmen Erin günlük bazda onların ilgisini çekebilmek için çeşitli yöntemler denemeye çalışır. Ancak filmin odak noktasına getto gerçeklerinin gelmesi uzun sürmez. Erin’in sınıfındaki bir Latin çete üyesinin yakından tanıklık ettiği ırkçı kökenli çeteler çatışmasının yankıları ve Erin’in ders sırasında yasakladığı ırkçı karikatür yüzünden sınıfta ateşli tartışmalar başlar. Öğrenciler, genç öğretmeni kendilerini dinlemeye zorlarlar. İdealist gözlüklerini çıkartmasını, gençlerin sokaklardaki ilan edilmemiş savaş ortamından hayatta kalış hikayelerini dikkate almasını isterler. Erin artık öğrencilerle iletişim kurmaya başlamıştır. Sınıfa öncelikle müziği ve bir başka tür gettonun edebiyatı kabul edilen “The Diary of Anne Frank”ı getirir. Bu basit araçlar sayesinde, hoşgörüsüz ortamın acısını çeken ve kendi topluluklarının dışındaki dünyayla sürekli mücadele halinde olan öğrencilerin gözlerini açmaya başlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
William Hundert (Kevin Kline) prensiplerine bağlı, klasik bir öğretmendir. Ancak öğretmenin yaşamı, ünlü bir politikacının oğlu olan Sedgewick Bell (Emile Hirsch)'in sınıfa gelmesiyle değişmeye başlar. Yıllardır deneyimlerini ve bilgisini öğrencileriyle paylaşan William Hundert, öğrencilerin kendisi üzerindeki etkilerini fark edecektir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Asıl mesleği olan mühendislikle ilgili bir iş bulamayan Mark Thackeray (Sidney Poitier) mecburiyet karşısında Londra'nın kenar mahallelerinden birindeki bir lisede öğretmen olarak işe başlar. Bu genç, deneyimsiz üstelik de siyahi olan yeni öğretmenle, her biri başka okullardan kovularak buraya gelmiş disiplinsiz öğrenciler arasında beklenen sürtüşme başlar. İdealist öğretmen Thackeray zor yolu seçererek, çekip gitmek yerine öğrencilerin sorunlarına eğilerek onlarla arkadaş olmayı dener. Bu mücadelesinde meslektaşlarından Gillian Blanchard (Suzy Kendall) onu yalnız bırakmaz.

Çevrimdışı coAch

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Kas 2014 21:09:29
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Beşir Lazhar, bir öğretmenin intiharı ertesinde apar topar işe alınan Cezayir asıllı bir yedek öğretmendir. Öğrenciler ona alışmaya çalışırken hâlâ mülteci olan Mösyö Lazhar da kendi dertlerine rağmen iyimserliğini kaybetmez.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Ritm duygunuz olmadan davul çaldığınızı ya da aşık olur gibi şarkı söylediğinizi hayal edin. Bazen öğretmenler öğrencilerinde farkında olmadıkları yetenekleri keşfederler... Bazen Bay Holland gibi birisi çıkar ve hayatınıza girer.

 Glenn Holland (Dreyfuss), en çılgın hayallerinde bile gençlere müzik öğretmeninin yeteneğini boşa harcamaktan farklı birşeye dönüşebileceğini düşünemezdi. Ama genç bestekar ailesini destekleyebilmek için bir muhteşem eser yapmaya karar verince, ilham verdiği öğrencilerin onda yarattığı etkiyi farkeder... Ve onların senfonisinin notalarını oluşturduğunu anlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Hayatını hırçın, kafası karışık ve karanlıkta yaşamaya mahkum sağır ve kör bir kız olan Michelle'ın, sekiz yaşında tanıştığı öğretmeniyle beraber azimle hayata tutunma hikayesi. Bu azim hikayesinde, öğretmeninin Michelle'e öğretmeyeceği tek şey olacaktır; "imkansız" kelimesi...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Azmin ve kararlılığın zaferi!..

Eskiden başarılı bir basketbol oyuncusu olan Ken Carter, mezun olduğu Richmond Lisesinden gelen koçluk teklifini kabul eder.

Koç Carter oyuncularının sahada kazananlar olmasının yanında, sınıflarında da çok başarılı olmalarını istemektedir. Bundan dolayı tüm oyuncularını, ortalamalarını 2.3'ün üzerinde tutacaklarına, sınıfta en ön sırada oturacaklarına ve tüm derslere gireceklerine dair bir sözleşme imzalamaya zorlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Ed Harris ve Cuba Gooding Jr.’ın başrolleri paylaştığı Radio, duygu yoğunluğu yüksek bir dram.

 Radio, bir lise koçunun zihinsel engelli bir öğrenciyi kanatlarının altına alma hikayesi. Bir başarı hikayesi olarak anılmasının sebebi, ikilinin ilişkileri derinleştikçe engelli öğrencinin hayattaki yerini bulma konusunda dev adımlar atmaya başlaması. Bu yüzden Radio, bir spor filmi gibi görünse de aslında hayatta imkansız gibi görünen şeylerin ne kadar ulaşılabilir olduğu mesajı üzerine yoğunlaşıyor. Ed Harris’in canlandırdığı Koç Jones, T. L. Hanna Lisesi’nin amerikan futbolu takımını idare ediyor. Antremanlar sırasında, lisenin öğrencilerinden olan Robert Kennedy çekiyor dikkatini. Oysa Robert, okul öğrencileri arasında pek dikkat çeken biri değil. Elinden hiç düşürmediği radyosu yüzünden “Radyo” olarak anılan Robert, diğerlerinden farklı olduğu için yapayalnız bir öğrencilik hayatı geçiriyor. Ancak Koç Jones’un ona olan ilgisi, bu kaderi kökünden değiştiriyor. Radyo’yu canlandıran Cuba Gooding Jr. birçok aktörün kariyerinde karşısına çıkan zihinsel engelli bir karakter canlandırma fırsatını kaçırmamış. Gooding Jr.’ın performansı izleyiciler için kabul edilebilir inandırıcılıkta, ancak filmin asıl başarısı Ed Harris’e ait. Koç Jones’un duygusal dünyası ile disiplin anlayışı arasındaki dengeyi kuran Harris, takdir edilesi bir iş çıkarıyor.

Çevrimdışı coAch

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Kas 2014 21:10:08
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Temple Grandin, otistik bilimkadınının hayat hikayesiyle umut verirken, Claire Danes’e bir Emmy ve bir Altın Küre getirdi. Temple Grandin, adını taşıyan TV filmi başlar başlamaz karşımıza çıkıyor ve “Merhaba, ben Temple Grandin’im!” diye kendini tanıtıyor. Biraz tedirgin, fazlasıyla heyecanlı, tıpkı kahramanın kendisi gibi. Temple hep sorunlu bir çocuk olmuş. Daha otizm kelimesi yeni yeni telaffuz edilirken hastalığının yalnızca kendisinin değil, çevresindekilerin de hayatını zorlaştırdığı bir çocukluk geçirmiş. Dört yaşına kadar konuşamamış. Okula gittiğinde uyum sağlayamamış. Çünkü, annesinin de dediği gibi, diğerlerinden bir eksiği yok, ama onlardan farklı. Mick Jackson’ın abartıdan uzak filminin iyi bir hikayenin yanısıra, çok yararlı bir dersi de var. Benzer durumdaki ailelere, çocuklarından vazgeçmemelerini salık veriyor: boş umutlara kapılmak için değil, olabileceğin en iyisine ulaşabilmek için. Emmy’li ve Altın Küre’li, harikulade Claire Danes, oyuncu kadrosunun başını çekiyor ama Profesör Craddock’ta yıllardır kadri kıymeti bilinmemiş çok iyi oyuncu David Strathairn, annede Julia Ormond ve Ann Teyze’de Catherine O’Hara da birinci sınıf performanslar sunuyorlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Film Ali ve Zehra isimli iki kardeşin öyküsünü anlatıyor. Onlar karşılaştıkları ve yaşadıkları sorunları aileleriyle paylaşmıyorlar, kendileri çözmeye çalışıyorlar.

Aslında en büyük sorunları Zehra'nın kaybolan ayakkabılarıyla ilgili. Ali Zehra'nın ayakkabılarını kaybettiği için kendi ayakkabılarını kardeşiyle paylaşmak zorunda kalıyor, çünkü yeni bir çift ayakkabı alamayacak kadar yoksullar. İki kardeş günlerini tek bir çift ayakkabıyı paylaşarak geçirmeye çalışıyorlar, sabahları Zehra okula giderken giyiyor, öğleden sonra ise Ali.

Daha sonra bir koşu yarışmasında 3. gelene ayakkabı verileceğini öğrenen Ali yarışmaya katılıyor. Üçüncü gelmek için çok uğraşıyor ama...

İran yapımı olan bu filmde, usta yönetmen Majid Majidi. yürek ısıtan, çocuksu bir masal havasında Ali ve Zehra'nın yaşantısında dolaştırıyor kamerasını.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Farhan Qureshi ve Raju Rastogi üniversiteden arkadaşları Rancho ile tekrar bir araya gelmek isterler. Yolda, başka bir arkadaşları Chatur Ramalingam ile karşılaşırlar. Artık başarılı bir iş adamı olan Chatur onlara 10 yıl önce girdikleri bir bahsi hatırlatır. Bu zamana dek kendilerinden gizlenen sırrı bilmeyen üçlü Rancho'nun yerini bulmak için birbiriyle yarışmaya başlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
İki Dil Bir Bavul üniversiteden yeni mezun olmuş ve uzak bir Kürt köyüne atanmış Türk öğretmenin bir yılını, onun okula yeni başlayan ve Türkçe bilmeyen çocuklarla yaşadıklarını anlatır. Bir yıl boyunca öğretmenin farklı bir topluluk ve kültür içindeki yalnızlığına, çocuklar ve köylülerle yaşadığı iletişim problemine, çocuklardaki değişime tanık oluruz. Bu süreç boyunca öğretmen ve çocuklar birbirlerini yavaş yavaş tanımaya ve anlamaya başlarlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Patch Adams, şu ana kadar tanıştığınız hiç bir doktora benzemiyor... onlar gibi davranmıyor... onlar gibi düşünmüyor. Patch'e göre en iyi ilaç mizahtı ve hastaları için öncelikle yapmak istediği tek şey onları gülümsetmektir- bu kariyerine mal olsa bile. Hikayesi gerçek bir yaşam üzerine kurulu olan Patch Adams, mizah ile duygusallığı biraraya getirerek geleneksel komedinin üzerinde bir film olarak karşınıza çıkıyor.

Çevrimdışı coAch

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Kas 2014 21:11:12
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Gerçek bir hayat hikayesine dayanan bu inanılmaz öyküde Pfeiffer, Amerikan Deniz Kuvvetleri'ndeki görevinden ayrıldıktan sonra, belalı ama gerçekte zeki öğrencilerden oluşan bir sınıfa ders vermek üzere atanan deneyimsiz öğretmen Lou Anne Johnson'u canlandırıyor. Geleneksel metodlarla öğrencilerine ulaşamayan Bayan Johnson, kalıplara meydan okuyarak kendi kurallarını kendi yaratır. Bu süreçte onları bir yandan içlerindeki potansiyeli keşfetmeleri için motive eder, bir yandan da yavaş yavaş kendine güven duygusu aşılar. Star bir oyuncunun performansıyla daha da güçlenen, alkışlanacak bir yapıt olan "Sakıncalı Düşünceler", uzun süre unutamayacağınız bir film.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
1967 yılında Kaliforniya’da yaşanmış gerçek bir olayı günümüz Almanya’sına aktaran The Wave (Tehlikeli Oyun) faşizmin köklerine dair etkileyici ve de güncel bir hikâye.

Film, enerjik ve karizmatik bir öğretmen olan Rainer Wegner’ın otokrasi üzerine verdiği ders ile başlar. Öğrencilerin ilgisizliği üzerine dikkatlerinini çekmek için bir deney yapmaya karar verir: Öğrencilerinden kendisini liderleri olarak kabul etmelerini ve kendisine Mr. Wegner diye hitap etmelerini ister. “Disiplin aracılığıyla güç” moto’sunu seçer; bir logo yaratır; herkese beyaz bir t-shirt giydirir ve gizli bir işaretle iletişim kuran bu gruba “Die Welle / The Wave” adını verir.

Öğrenciler, umulmadık bir şekilde bu birlikteliğin oluşturduğu güçten zevk almaya başlarlar. Kısa bir süre içerisinde yeni keşfedilen bu disiplin, diğer okul aktivitelerinde de kendisini göstermeye başlar ve gruba yeni üyeler katılmasını sağlar.

“The Wave - Die Welle” başlangıçta gençler için saf bir inanç, birlik ve dayanışma ifade ederse de kişisel düşünce, değer ve inançlarının ortak bir paydada hareketlendirilmeleri ile giderek kontroldan çıkarlar ve bu durum çok kısa sürede farklı boyutlara ulaşır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
The Pursuit of Happyness / Umudunu Kaybetme’de, Chris Gardner (Will Smith) iki yakasını bir araya getirmeye çalışan bir aile babasıdır. Ailesini ayakta tutmak için cesurca çabalamasına rağmen, beş yaşındaki oğlu Christopher’ın (Jaden Christopher Syre Smith) annesi (Thandie Newton) maddi zorlukların yarattığı sürekli baskı altında direncini kaybetmek üzeredir. Artık dayanamayacağını anlayınca, istemeye istemeye evi terk eder..

Artık bekar bir baba olan Chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. Prestijli bir borsa şirketinde stajyerlik bulur ve ücret almasa da programın sonunda iş ve parlak bir gelecek elde edeceğini umarak kabul eder. Parasal güvencesi olmayan Chris ve oğlu, kısa süre sonra oturdukları daireden çıkartılırlar ve düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet; geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalırlar.

Çektiği sıkıntılara rağmen, Chris, babalık görevini sevgi ve özenle yerine getirmeye devam eder ve oğlunun kendisine karşı duyduğu sevgi ve güveni, karşısına çıkan engelleri aşmak için kullanır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Film, Dünya’nın en iyi satranç ‘sanatçı’sı olan Bobby Fischer’in ortadan kaybolmasının ardından ona bir hayli ilgi duyan ve onu örnek alan Josh Waitzkin’i hikaye ediyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
1957 Yılında Batı Virginia eyaletinde para kazanmanın tek yolu yer altına girip kömür çıkarmaktan geçmektedir. O bölgede yaşayan herkes bu kaçınılmaz hayata boyun eğmiştir. Lise öğrencisi Homer Hickam Jr. bir Sovyet uydusu olan Sputnik'in tepelerinden geçmekte olduğunu öğrenince, hemen uzaya gidecek bir roket yapmak için çalışmalara başlar.

Önünde inanılmaz engeller olan Homer, babasının itirazlarına rağmen öğretmeni ve üç arkadaşının yardımıyla kendi roketini yapmaya çalışır. Eğitiminin yetersiz olması, maddi olanaksızlıklara yaptığı roketlerin etrafa verdiği zarar da eklenince yaptığı çalışmalar çok zorlukla ilerlemektedir ama istediğini elde etmek için yılmadan ve asla vazgeçmeden çalışmalarına devam eder.

Çevrimdışı coAch

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Kas 2014 21:19:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Truffaut, 27 yaşında çektiği ilk uzun metrajlı filmi 400 Darbe ile Cannes'da en iyi film ödülünü almıştır. Otobiyografik özellikler taşıyan bu film, Yeni Dalga sinemasının en çarpıcı eserlerindendir.

 On üç yaşındaki Antoine Doinel yaşamını altüst eden birçok olayla karşı karşıyadır: Anne-babası arasındaki çekişmeler, okulda duyduğu mutsuzluk, bir erişkin gibi yaşama isteği ve özgürlüğe duyduğu özlem... İstenmediğini hisseden Doinel, başkaldırır ve evden kaçmaya karar verir. Ancak sokaklar hiç de ümit verici değildir. Film, yürek burkan güzellikte bir sahne ile sonlanır

 Truffaut'nun zorlu çocukluk yıllarına göndermeler yapan 400 Darbe, duyarsız ebeveynler, baskıcı öğretmenler, suç ve ceza ile ömür boyu sürecek bir dostluğu duygusallığa başvurmadan aktarmayı başarır.

 Bu film, Truffaut'nun Avrupa sinemasının en parlak ustalarından biri konumuna gelmesini sağlamıştır...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
84 yaşında ilkokula yazılan Kenyalı Kimani Maruge'nin gerçek hikayesi… 2002 yılında Kenya hükümeti ilköğretimin parasız olacağını ilan eder. Küçük bir dağ köyündeki ilkokulun yeni bir öğrencisi vardır artık; 80'lerindeki Kimani Maruge (Oliver Litondo)… Yıllarca ülkesinin özgürlüğü için savaşan bu yaşlı adam, şimdi eğitim görmek için okul sırasına oturmuştur. Öğretmen Jane Obinchu (Naomie Harris), Maruge'nin bu çabasını canı gönülden destekler.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Will Hunting (Matt Damon), son derece zeki fakat eziyet çekmiş genç bir adamdır. Bir matekatik dehasıdır. Yine başını derde sokan kahramanımızı, onun dehasını keşfeden Matematik Profesörü Lambeau (Stellan Skarsgaard) kurtarır ama iki şartı vardır: Will, Lambeau ile matematik derslerine katılmalı ve terapiye başlamalıdır.

 Bütün olup bitenler sırasında çekici ve yakışıklı Bay Hunting, başarılı ve güzel bir kızın ilgisini çekmeyi başarır. Katı ve talepkar profesör bu her an dönüşmeye hazır gençte bir kıvılcım ateşle güzel kız ise ona sevmeyi ve sevilmeyi öğretirken terapisti tüm ruhsal problemlerini bir bir çözmesine yardım eder.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Bir öğretmenin birçok öğrencinin hayatını nasıl etkileyebileceğini gözler önüne seren filmde öğretmen Ron Clark’ın gerçek hayat hikâyesi anlatıyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Katherine Watson 1953 yılında sanat tarihi öğretmeni olarak Kaliforniya'dan New England'taki Wellesley Koleji'ne gelir. Savaş sonrasındaki bu dönemde Katherine, ülkenin en başarılı ve en iyi öğrencilerine sahip olduğunu ve onların kendilerine verilen imkanlardan yararlanabileceklerini düşünür. Fakat ne yazık ki Katherine kasabaya geldikten sonra çevresindeki insanların saygınlığı para ile ölçtüğünü görür.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Trevor (Haley Joel Osment) sorunlu bir ailesi olan 11 yaşında zeki bir çocuktur. Alkolik annesi Arlene (Helen Hunt), oğluna bakabilmek için iki işte birden çalışır. Babası ise (Jon Bon Jovi) ailesini terk edip gitmiştir. Bu arada okula yeni bir sosyal bilimler hocası gelir. Yüzünde derin yara izleri olan Bay Simonet (Kevin Spacey), sınıfına sıradışı bir ödev verir: Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin pratik bir yolunu düşünün ve eyleme geçin.

 Trevor ‘Önceden Ödeme’ yöntemini bulur. Onlar kendisinden bir şey istemeden üç kişiye ihtiyaçları olan bir iyilik yapar, sonra da her birinden bunu üç kişiye daha yapmalarını ister. Önce uyuşturucu müptelası Jerry’ye (Jim Caviezel) evini açar. Sonra, ikisi de yalnız diye annesiyle Bay Simonet’yi bir araya getirmeye çalışır. Nihayet, zorbaların sürekli tehdit ettiği bir okul arkadaşını korumaya çalışır. Mimi Leder’ın yönettiği Pay It Forward, Catherine Ryan Hyde’ın aynı adlı kitabından beyazperdeye uyarlandı.

Çevrimdışı DOGANFATMA

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 128
  • 450
  • 128
  • 450
# 19 Kas 2014 22:03:16
Ferit Edgü'nün eseri olan Hakkari'de Bir Mevsim, 1982 yapımı, yönetmeni Erden Kıral .
Sürgün olarak Hakkâri'ye giden bir öğretmenin (Genco Erkal), orada güçlükler içinde geçirdiği bir kış mevsimi anlatılmaktadır.

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.474
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.474
  • Müdür Yardımcısı
# 28 Kas 2014 23:22:44
Iki dil bir bavul. Birebir kendimi gordum o filmde

Çevrimdışı coAch

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.704
  • 8.150
  • Müdür Yardımcısı
# 07 Ara 2014 12:34:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Matematik öğretmeni Jamie Escalante, çoğunlukla hispaniklerin (ABD’de 40 milyonu aşkın nüfusla yer alan, İspanyolca konuşan Latin kökenliler) devam ettiği bir devlet lisesine atanır. Çoğu çete mensubu gençlerin oluşturduğu öğrenciler eğitimle ilgilerini tamamen kesmiş, umutsuz ve ilgisiz öğretmenlerin etkisiyle okuldan soğumuşlardır. Escalante, öğrencilerin potansiyelini görüp, zekâlarını fark eder ve bir grup ümitsiz çete elemanını ülkenin matematik alanında en başarılı öğrencilerine dönüştürür.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Joe Clark, iyice bozulmuş bir okulu 'kurtarması' için müdürlük görevine getirilir. New Jersey'nin Paterson şehrinde bir Lise'de öğrencilerin şiddet ve uyuşturucu ile hayatlarını nasıl berbat ettiklerini ve yeni atanan müdürün hayatlarını nasıl etkilediğini anlatan başarılı bir Okul filmi diyebilirim... Yarattığı etki ile insanı derinden etkiliyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Genç müzik öğretmeni Roberta (Meryl Streep) Harlem'deki fakir çocuklara müziğin güzelliklerini ve viyolin çalmayı öğretmeyi amaçlayan idealist bir kadın. Mücadelesi sırasında elinde ne varsa kaybeden Roberta, tutkuyla inandığı müzik sayesinde inanılmaz olaylar yaşıyor. Filmin diğer rollerinde Aidan Quinn, Angela Bassett ve Gloria Estefan gibi isimler var.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Alıntı
Justin McLeod (Mel Gibson), beş yıl önce geçirdiği trafik kazasında yüzünün bir kısmı yanmış olduğundan kasabanın en uç köşesinde yalnız yaşayarak hayatını geçirmektedir. Kazada yanında bulunan çocuğun ölmesi sonucu mahkemede yargılanır ve suçlu bulunur! Onun subyancı biri olduğuna inanan halk onu yalnız bırakır... Chuck (Nick Stahl) ile başlayan arkadaşlığını sorgulamaya başlayan kasaba halkı, geçmişte olan olayları Justin'a bir daha yaşatmaya başlar...


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK