"Hepimiz bir yolcuyuz bu dünyada, birer kervanın arkasına koyulmuş gitmekteyiz. Kah şu şehirdeyiz, kah bu şehirde ama bu yolculuğun da bir gün biteceğini bilmeliyiz."
Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti. Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü.
Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra, yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu:
“Neden hiç eşyanız yok?” dedi.
“Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz .. onlar nerede?”
Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence;
“Senin de yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var yavrum” dedi.
“Peki, senin eşyaların nerede?”
Gezgin genç, kendini savunurcasına yanıtladı bu soruyu:
“Ama görüyorsunuz ben yolcuyum.”
Ünlü bilge, hak verircesine güldü:
“Ben de öyle, yavrum” dedi.” Ben de öyle…