Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)' in Ahlakı
v Peygamber (AS),güler yüzlü,güzel huylu,yumuşak kalpli idi.
v Kendisinin ağzından kötü söz çıkmazdı.
v Resulullah,şahsi münakaşa ve mücadeleden,lüzümundan fazla konuşmaktan,kendini ilgilendirmeyen şeylerle uğraşmaktan çekinirdi.
v Hiç kimseyi eleştirmez,aşağılamaz,utandırmaz.Kimsenin sırrını öğrenmek istemezdi.
v Peygamberimiz (AS)'ın bahis konusu ettiği meseleler, halkı yararlandıracak meseleler ve konulardı.
v Resulullah,söz söylemeye başladığı zaman,Sahabileri hep birden susarlar,başlarını önlerine eğerek candan dinlerdi.
v Bir kimse söz söylemeye başladığı zaman da,Resulullah,onu dikkatle dinlerdi.
v Bir yabancı kimse,sert ve kaba bir şekilde konuşacak olursa,Peygamber (AS) ona sonuna kadar katlanırdı.
v Kendisinin övülmesini dinlemekten hoşlanmazdı.
v Eğer,birisi,gördüğü iyilikten dolayı teşekkür edecek olursa,onun bu teşekkürünü kabul ederdi.
v Peygamber Aleyhisselam,kimsenin sözünü kesmezdi.
v Son derece onurlu,özü,sözü doğru ve temizdi.
v Konuşması,sohbeti tatlı idi.
v Kendisini ilk defa görenler,ciddiyeti ve ağırbaşlılığı karşısında sarsılırlar,onunla arkadaşlık edenler de,kendisine hayran olurlardı!
v Yalnız müslümanların değil,iyi düşünen,gerçeği gören her insanın da,Peygamberimiz (s.a.v.)'in yüksek ahlakı karşısında duyduğu hayranlığı ifade etmekten kendini alamadığını görüyoruz.
John Davenport (Con Devınport),Hz.Muhammet ve Kur'an isimli eserinde şöyle demiştir:
Ø "Hz.Muhammet,büyüklere hürmetli,küçüklere şefkati,düşmanlarına karşı hoşgörüsü ile herkes tarafından sevilmiş,her türlü hürmet ve saygıyı görmüştür...
Ø Hz.Muhammet'in,azametin bütün haşmetiyle birlikte sevimli bir tatlılıkla süslenen simasındaki sadelik,herkesin kalbinde heyecan,hürmet ve muhabbet uyandırırdı.
Ø Hz.Muhammet,pek şefkatli,onurlu bir kalp taşıdığı ,ferdi,toplumsalbütün vazifeleri yerine getirdiği halde,hiçbir zaman,Resulullah unvanının yüceliğini zedeleyecek bir harekette bulunmamıştır.
Çünkü,Yüce Allah,onun hakkında:
"Biz, seni alemlere ancak rahmet olmak üzere gönderdik." buyurmaktadır. (Enbiya, 21/107