Peygamberimizin Hadis Ve Sünnetleri

Çocuğu olan onunla çocuklaşsın
(Kenzu-l Ummal)

“Allah’ü Teâlâ buyurdu ki:

‘Ey kulum, af dilediğin müddetçe, günahlarının çokluğuna bakmadan affederim.

Günahların bulutlara kadar yükselse de yine affederim.

Yer dolusu günahla gelsen, yer dolusu mağfiretle karşılarım.

Yeter ki iman ile gel!” [Tirmizi]

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
 
“Bir kulun çocuğu vefat ettiği zaman Allah Teâlâ meleklerine:
 – “Kulumun çocuğunu elinden aldınız öyle mi?” diye sorar. Onlar da:
 – Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ:
 – “Kulumun gönül meyvesini mi kopardınız?” diye sorar. Melekler:
 – Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ tekrar:
 – “O zaman kulum ne dedi?” diye sorar. Melekler:
 – Sana hamdetti ve “innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn: Biz Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz” dedi, diye cevap verirler.
 O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
 – “Kulum için cennette bir köşk yapın ve ona hamd köşkü adını verin.”
 
|Hadis-i Şerif [Tirmizî, Cenâiz 36.] /

“Müslüman kardeşine karşı alçak gönüllü davranan kimseyi Allah yüceltir. Ve ona karşı üstünlük gösteren kimseyi ise alçaltır.”
 
|Hadis-i Şerif Taberânî, Evsat, 7707, 8, 247 /

Mazlumun Bedduasından Sakınınız.
 Çünkü Onun Duasıyla ALLAH Arasında Perde Yoktur..
 
- Hadis-i Şerif

“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Malını da saçıp savurma. İsraf edenler şeytanın kardeşleridir. Şeytan ise rabbine karşı çok nankördür. Şayet Rabbinden istediğin bir rızkı aramak için onlardan yüz çevirmek zorunda kalırsan bu durumda onlara yumuşak söz söyle. Elini boynuna bağlayıp cimrilik etme, büsbütün de açıp israf etme. Sonunda eli boş kalırsın.” (İsra, 17:29 )

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki.:

Güneş ve Ay kıyamet günü sarılırlar.

Buhari, Bed’ül-Halk 4.|

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
 
İnsanların peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden
 biri de; “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.
 
KAYNAK:Buhârî, Enbiyâ, 54; Ebu Dâvûd, Edeb, 6.(Diyanet işleri başkanlığı, 40 HADİS.)
 
Hz Peygamber (s.a.v)Efendimizin nübüvvetle görevlendirilişinin ilk yıllarında sık sık tekrar buyurduğu bu hadis-i şerif, haya duygusunun insanı fenalık yapmaktan alıkoyma özelliğine, hayâsızlığın ne büyük ayıp olduğuna işaret eder.

Bir ilâhi lütuf olarak insana bahşedilmiş utanma duygusu yani hayâ iki türlüdür. Birincisi Cenab-ı Hak’tan utanma, ikincisi insanlardan utanma. İnsanın tavır ve davranışına yansıyacak ölçüde hayâ duygusu, her iki utanma hali ile birlikte mümkündür. Zaten ikisi birbirine bağlıdır. Yani ALLAH(c.c)’tan utanmayan insandan, insandan utanmayan ALLAH(c.c)’tan utanmaz.Nitekim bir başka hadis-i şerifte “Haya imandan bir şubedir.” buyurulmuştur.
 
Hayâ sahibi insan yüce bir ahlâka sahip demektir. Eline büyük fırsat ve imkânlar geçse de
 fenalık yapamaz. Kimseye zararı dokunmaz.Fenalık ve çirkin işler yapmaktan, konuşmaktan utanmayan insan ise kötü ahlâk sahibi bir insandır ki, nerede duracağı belli değildir. Böylelerin şerrinden ALLAH(c.c)’a sığınmak gerekir.

"(Din) kardeşinle (gereksiz) tartışmaya girme, onunla (incitici biçimde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme."

( Tirmizî, "Birr ve Sıla",58)

Dua, sema ile arz arasında durur.
 Rasulullah’a salâvat getirilmedikçe,
 ALLAH’a yükselmez.”
 
| Hadis-i Şerif, Tirmizî, Vitr, 21

       Hadîs-i Şerîf

   Dinde ihlâs üzerine olursan, amelin az olsa da sana yeter.

Ademoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz.
Ademoğluna belini doğrultacak bir kaç lokma yeterlidir.
Ancak (nefsinin galebesiyle) illa da (mideyi doldurma işini) yapacaksa, bari onu üçe ayırsın:
Üçte birini yemeğe,
Üçte birini suya,
Üçte birini nefesine. (tahsis etsin)

| Hadis-i Şerif, Mikdam İbnu Ma'dikerb ~

Kur'an okuyun onunla amel edin. Ondan uzaklaşmayın. Haddi aşmayın. Onunla yemeyin ve dünyalığa alet etmeyin.

| Hadis-i Şerif, Ravi: Hz. Abdurrahman İbni Şibl (r.a.)

"kim Bir Kavme Benzerse, O Da Onlardandır."

(hadis-i Şerif, Ebu Davud, Libas, 4; Müsned, 2/50)

''Eğer insanlar yatsı ile sabah namazların(ın cemaatlerine katılmaların)da ne (kadar sevap) olduğunu bilselerdi,emekleye emekleye (sürüne sürüne) de olsa muhakkak onlara gelirlerdi.''

(Hadis-i Şerif, Buhari,Müslim)