Sad bin Ebî Vakkas hazretleri 270 hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları şunlardır:
Resûlullah ( aleyhisselâm ) her namazın ardından muhakkak şöyle duâ ederdi: Allahım, korkaklıktan, cimrilikten sana sığınıyorum. Rezil bir hayata düşmekten, dünyânın ve kabrin imtihanından sana sığınıyorum.
Sizden kim hergün bin tane sevâb kazanmak isterse 100 defa tesbihte bulunsun. Böyle yaparsa bin sevâb kazandığı gibi, onun misli kadar günahını da Allahü teâlâ yok eder.
Resûlullah ( aleyhisselâm ) Eshâb-ı kiram arasında kardeşlik tesis ettikleri zaman, Hazreti Aliyi kendine seçerek Yâ Ali! Sen benim dünyâda da âhirette de kardeşimsin buyururdu. Resûlullaha ( aleyhisselâm ) bir köylü gelerek, benim söyleyebileceğim bir kelime öğret, dedi. Resûlullah efendimiz ( aleyhisselâm ), Allah birdir, Ondan başka hiç bir ilâh yoktur ve Onun ortağı da yoktur. Allah her şeyden yücedir. Bütün hamdlerin hepsi Allaha mahsûsdur. Âlemlerin Rabbi olan Allahın şanı ne yücedir. Günahtan kaçmaya kuvvet, ibâdet yapmaya kudret ancak azîz ve hâkim olan Allahın yardımı iledir de. Köylü:
- Bunlar Rabbim içindir. Ya kendim için ne söyleyeyim? dedi. Resûl-i ekrem ( aleyhisselâm ):
Allahım beni bağışla ve koru. Bana hidâyet ver ve rızıklandır, de buyurdu.
Her kim ihtiyâcından fazla bir suyu, muhtaç olanlardan esirgerse, Kıyâmet gününde Allahü teâlânın kerem ve ihsânına kavuşamaz.
Yâ Ali, Musanın yanında Hârûn nasıl idi, ise, sen de, benim yanımda öylesin. Yalnız şu fark var ki, benden sonra Peygamber gelmeyecektir.
Peygamber Efendimiz şöyle duâ edilmesini emrederdi: Allahümme inni eûzü bike minel buhli ve eûzü bike minel cûbni ve eûzübike en urudde ila erzel-il-umrî ve eûzü bike min fitnet-id-dünyâ yanî fitnet-ed-deccâl ve eûzü bike min azâb-il-kabrî (Yâ Rabbi! Cimrilikten, korkaklıktan, erzel-i ömür denilen ihtiyârlıktan, bunaklıktan, dünyâ fitnesinden yani deccâlın fitnesinden ve kabir azâbından sana sığınırım.)
Müslümanın müslümanla üç günden fazla dargın durması helâl değildir.
Kim müezzinin okuduğu ezanı dinler de, tek ve ortağı olmayan Allahdan başka hiçbir ilâhın bulunmadığına, Muhammed aleyhisselâmın Onun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet ederim, Rab olarak Allahı, Peygamber olarak Muhammedi ( aleyhisselâm ) ve din olarak İslâmiyeti seçip, râzı oldum derse günahları bağışlanır. Kurân-ı kerîm okurken ağlayın; eğer ağlamazsanız, ağlamaya çalışın. Kişinin aile fertlerine harcadığı sadakadır. Kişiye ailesine yedirdiği lokmadan muhakkak sevâb verilir. Duâsının kabûl edilmesi için duâ istendiğinde Peygamber Efendimiz ( aleyhisselâm ) Duâ kabûl olmak için helâl lokma yiyin buyurdu. Sad bin Ebî Vakkas ( radıyallahü anh ) Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) duâsını aldığından her duâsı kabûl olurdu. Bunun için, müslümanlar Onun duâsını almaya çalışırlardı. Düşmanlar da, her attığı ok isâbet ettiğinden, çok korkarlardı.
Ömrünün sonlarına doğru, gözleri görmez olmuştu. Bu halde iken Mekkeye gelmişti. Mekke halkı etrâfına toplanıp, Bana duâ et, bana duâ et deyince hepsine duâ ediyordu. Abdullah bin es-Sâib anlatır. Ben genç idim. Bir ara Ona yaklaştım ve kendimi tanıtmağa çalıştım. Beni tanıdı ve Sen Mekkenin en iyi okurlarından birisin dedi. Ben de Evet dedikten sonra bir ara: Amca senin duân makbûl, herkese duâ edip duruyorsun, kendin için duâ etsen de gözlerin açılsa olmaz mı? dedim. Sad gülümseyerek Oğlum Allahü teâlânın benim hakkımdaki takdîri (gözümün görmemesi), gözümün görmesinden, daha güzeldir buyurdu.
Sad bin Ebî Vakkas hazretleri buyurdu ki: Hayatımda üç gün ağladım. Bunlardan biri, Resûl-i ekremin ( aleyhisselâm ) vefât ettiği zaman, ikincisi Hazret-i Osmanın şehîd edildiği zaman, üçüncüsü de Hakka sığınırken ağladım.
Yine buyurdular ki: Bir kimse gündüz hatim okursa, melekler ona akşama kadar duâ eder. Gece okursa sabaha kadar duâ eder