Reyhanlı'daki Patlama

Reyhanlı’da yaşamını yitiren yurttaşlardan “maliyet” diye bahseden Cengiz Çandar’a welebrity’nin açık mektubu:

bak cengiz’cim, sana bir hataylı olarak yazıyorum.

ne kadara satın alındın gerçekten bilmiyorum ama, sana satın alınmamış bir kalem olarak birkaç kelam edeceğim.

orada yaşananlar yüzünden kan ağlıyorum, çünkü siyasi düşüncelerimiz taban tabana zıt bile olsa, hatay’dan asla karşıt grup çatışması haberi gelmez, gelmedi, gelmeyecek de. biz “sağduyulu” konuşmak için sizin gibi satmayız kendimizi, biz zaten sağduyuluyuz. musevi arkadaşımızın cenazesine sinagogda katılıp, ertesi gün kilisedeki düğüne gideriz. sunni kardeşlerimizle birlikte oruç tutup teravih namazında saf tutarız. onlar da bizim ziyarethanelerimize gelip hrisi’mizi yerler. ama sen hrisi nedir şimdi diye sorarsın, çok yabancı olduğun şeyler çünkü bunlar.

biz savaşmasını bilmeyiz cengiz’cim, biz savaşarak bir şeyin elde edileceğine inanmayız. o yüzden referandumla katarsın hatay’ı türkiye’ye, savaşarak değil. çünkü burada cephe açılmadı, açılamaz da. bu yüzden terörist gördüğümüzde ne yapacağımızı bilemedik. dokunmadık. suriye’nin muhalif askerlerinin hatay’da ne ... yediklerini eğer gerçekten bir gazeteciysen araştırır öğrenirsin. dükkanları yağmalayan, herkesi rahatsız eden, sokakta makineli tüfeğiyle poz verip kendisine ses çıkarana “`biz ............’ın misafirleriyiz, istediğimizi yaparız`” diyen adamların hikayelerini ben anlatmayayım sana.

cengiz’cim. ortadoğu politikasında etkili olmak istemiyoruz biz. bizim böyle çorbada tuzumuz da olmasın, kaşığımız da! istemeyiz!

ama biz öldük cengiz’cim. ve arkamızdan sen “maliyet” dedin bizim için. şimdi sana soruyorum cengiz’cim, rica ediyorum, açık yüreklilikle cevap ver kardeşim. şimdi seni öldürse birisi, bir başkası da arkandan “satılmış kalem olmanın maliyeti bu, mukadderat” dese senin sevenlerin, komşuların ne hissederdi?

cengiz kardeşim, inşaallah aklın başına gelene kadar ölmezsin, inşaallah satılmış / korkak bir kalem olduğun için kömürleşerek can vermezsin. biz satılmadığımız halde, kendimizi satmadığımız, düşüncemizi satmadığımız halde yanarak, kömürleşerek, parçalanarak can verdik. ama sen umarım bu şekilde can vermezsin.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Ben; belki kürdüm
belki laz daha fazla
belki çerkez
belki bir boşnak ,Bosna'da yetim
ve belki Selanik'ten türkülerim
ya da Tibet yaylalarından ...

Belki daha Erzincanlı
ya da daha İzmirli .
kim bilir ?
hakkariliyim belki de,
ya da ayakları çıplak bir Kars çocuğu...

Belki karpuz tarlasında ellerim çatlak
Adana sıcağından.
Belki dikenleri elllerimde
Isparta güllerinin ...

Belki Aydın pamuğuna sarmıştır annem beni ,
Belki de Konya'nın tuzu yaralarım da ...

Bir ermeniyim, bir Rum
İda dağlarında ellleri Zeytin kokan bir tanrıyım ...
Ege de bir balık,
üzerimde Van gölünün tuzu ...

Başımdaki serhoşluk Bozcaada rüzgarı,
Marmara'nın mermeridir inanmışlıklarım ...
Belki de " Ne olursan ol yine gel "
diyenlerdenim Konya'da .
Belki de yedi kollu şamdanlar ısıtır yüreğimi ...
Bir mahyayım minarelerde
Bir vaftiz suyuyum Olga da ya da Yenisey'de ...
Belki semahında pervane bir can,
Ya da secdesinde belki başım.

Asi'nin suyuyum asi
yada Fırat'ın ,
Menderes'te pamuk tarlalarına koşmaktayım ...

Ve daha, ve daha ,
Kürdüm,
ve daha Türküm
Arabım,gürcüyüm,rumum ,lazım ,çerkezim !
Kim bilir ?

Kaderim Orhun'da yazılmış
ya da Malazgirt'te
Samsun'da bir 19 Mayıs sabahı belki de ...

Belki de özünedir insanın arayışı ...
İnsanın arayışı,özünedir belki de .
İnsanım ,daha ötesi olmayan!
İnsanım , daha ötesi olmayan ...

Allah'dan yabancı basın var da olayları doğru şekilde takip edebiliyoruz.Avrupa'da daha bir gazetenin patlamayı Suriye yönetimi yaptı dediğini okumadım.Hepsinin yazdığı Suriyeli muhalifler Türkiye'yi kana buladı şeklinde.

Bu patlamanın sorumluları Muhalifleri besleyen kişi ve ülkelerdir.

Reyhanlı daki kardslerim için çok üzgünüm. İnsan bir anda bir parasını kaybetse bile hayatı tepetaklak olabilirken hayatı karmakarısık olan insanlara Allah yardım etsin insallah. Olayın şokunu bile atlatmaları uzun zaman alacaktır. Güvende yasamadığını bilmek depresyonun en büyük nedeni. Rabbim ellerinden tutsun insallah.
  Orada özel bir hastanede tanıdığım bir hemşire arkadas var. O da ölü sayısının 50 civarında olduğunu söylüyor. Ama birkaç tane kayıp varmış. Yaralılardanda 10 tanesi kadar agır oldugunu duyum almışlar. Su an yapılan spekulasyonlara prim verip oyunlarına gelmeyelim. Birkaç gun içnde bu yasak kalkmalı. Su anda olanlar acıklanmalı. Ama arastırma için birkaç gun yasagın gelmesininde cok doğal olduğunu düşünüyorum. Onlara yardım konusunda da  sıkıntılar olduğunu söylüyor arkadasım. Cevrenizde sivil toplum kuruluşlarında çalışanlar varsa onlara ulasın dedi. Sizlerinde cevresinde tanıdıklarınız varsa lütfen onlara ulaşın. Reyhanlı ve tüm Türkiyem Allaha emanet olsun insallah.

Binlerce söz var söylenecek; binlerce lanet var okunacak; bedduanın, öfkenin, kederin haddi hesabı yok ama hepsi anlamsız şu an. Yaşanan derin bir acı sadece ve o acının özü evladını yitiren teyzemin ellerini açtığı o can yakan fotoğrafta saklı...

hala siyasi yandaşlık uğruna gözünü kapayanlar var. senin ailenden biri öldüğü zaman da hükümete bu kadar kalpten bağlanırsın umarım. size yazıklar olsun  öğretmen olmanıza rağmen kendi gözünüzü bağlamışsınız. memleketteki her ölümde payınızın olduğunu bilerek yaşayın. daha da birşey yazmayacağım, söylemeyeceğim,kim üzerine alınırsa  alınsın umurumda değil.görüyorum ki insanlar ruhunu satmış!

problemimiz de bu zaten farklı düşünen esadçı ilan ediliyor. sana sığınan insan mazlum olur bayrağını yakmaz,4 tane yemek şirketi değiştirmez, askerine polisine saldırmaz, kızılayın verdiği eşyaları suriyede satıp bir daha istemez, çarşıda vatandaşını taciz tehdit etmez, otobüse binip sırıtarak para vermeden inip biz misafir diye zırvalamaz, lokantada yemek yerse adam gibi parasını verir, merkezden ev tutup ellerinde çantalarla gecenin bir yarısı kafa kesip gelmez,  güneş kremi, güneş gözlüğüne kadar istemez, uzatılan mikrofonlara 20 lra karşılığında ne istersen söylerim demez,sıra size gelecek diye saray caddesinde vatandaşları korkutmaz, hatay zaten bizimdi demez, sığınan mazlum olur mazlum! Yediği kaba pislemez.

     Evet çok doğru, atalarımızdan böyle gördük, biz düşene el uzatan bir milletiz. Fakat ben bunlar kadar rahat, pişkin sığınmacı görmedim. Okullarımızdaki çocuklarına güç yetiremiyoruz. Esed yandaşlığı ile alâkası yok, bilâkis kendisine diş biliyorum başımıza bu kadar kişiyi musallat ettiği için, ülkemde huzur bırakmadığı için. Yoksa biz yüzlerce yıl boyunca nice mazlum ve mağdur insanı ağırlamışız, bağrımıza basmışız. İnsan misafir olduğu yerde biraz efendi oturur. Reyhanlı' yı terk etmeye mi başlamışlar? Uğurlar olsun, güle güle...Yine beklemeyiz.
     (Yazdıklarınıza tamamen katılıyorum siyah-ahit arkadaşım...)

tecavüzden kaçıp bize sığınan kadına sırtımızzı dönemeyiz .reyhanlılı biri olarak provakasyona gelmeyeceğiz.ecdadımızdan böyle görmedik.değerlerimize aykırı.reyhanlılı biri olarak yerlerini yurtlarını terk eden yetim kalmış öksüz kalmıış mazlum kardeşlerimize yüreğimizi de açacağız.esed yandaşlarına duyurulur.

Sizi kınayamam...
Çünkü böyle öğrendiniz / öğrendik...
İlla bir taraf olmak gerek ve o tarafın gereklerini yerine getirmek öyle değil mi ?

Suriye'de yaşananların elle tutulur bir yanı var mı ?
Halkını yıllarca diktatörlükle yöneten bir kişiyi desteklemiyorsan muhalifleri destekleyeceksin. Onlar senin karşı durduğun şeyi yapsalar da görmeyeceksin. Tecavüzü eden diktatör yanlılarıysa kızacak, lanetleyecek ; ama diğer tarafsa ya bir kılıf bulacak, olmadı susacak / görmezden geleceksin...
Çocukları asanın tarafı da mühim elbet. Tavrını ona göre alacaksın. Çünkü illa ki bir tarafa aitsin. Aidiyetini tasdik etmen, başkalarının gözüne sokman için gerekli bu.
Dünya böyle yönetiliyor işte. Oysa kimden gelirse gelsin zulüm lanetlenir sadece. Esat rejiminin zulmü kadar ülkemize  sığınanların oradaki ( Hatay ve civarındaki ) halka yaptıkları zulüm de "ZULÜM"dür tek kelimeyle ve izahı, aması yoktur bunun.
İlla bir tarafta olacaksanız insanlık ve vicdan tarafında olun derim ben hiç taraf gözetmeden...

iyilikten maraz doğar atalarımızı dinlemek lazım gerçekten tecrübe ile ortaya çıkmış sözler Müslümanlık böyle bir şey değil en azından bana böyle öğretmediler yazıklar olsun ne diyelim

Rabbim  kalanlara sabır versin . suçsuz günahsız ölenlere de rahmet eylesin. Yapılan açıklamalara da  diyeceğim bir kelime daha yok...

Hatay Kucak Açtı Bilemedi Yedikleri Kaba Pisleyeceklerini Sihay Ahit Kardeşim  Biz Acımızı Yaşarız Umarım Bu Zulme Susanlar Hala Yanlı Bakanlar Gerçekleri Kısa Zamanda Görür.yazıklar Olsunbuna Gözünü Kapayanlara O Elleri Açık Ana Varya Benim Nadirem 'in Annesi Sıra  Arkadaşım .sen O Acıyı Bile Görmeyorsun

Hatay Kucak Açtı Bilemedi Yedikleri Kaba Pisleyeceklerini Sihay Ahit Kardeşim  Biz Acımızı Yaşarız Umarım Bu Zulme Susanlar Hala Yanlı Bakanlar Gerçekleri Kısa Zamanda Görür.yazıklar Olsunbuna Gözünü Kapayanlara O Elleri Açık Ana Varya Benim Nadirem 'in Annesi Sıra  Arkadaşım .sen O Acıyı Bile Görmeyorsun

Acılarınızı acımız bildik öğretmenim.O elleri açık olarak feryat eden kadın hiç dözümün önünden gitmiyor.

Reyhanlı’da yaşamını yitiren yurttaşlardan “maliyet” diye bahseden Cengiz Çandar’a welebrity’nin açık mektubu:

bak cengiz’cim, sana bir hataylı olarak yazıyorum.

ne kadara satın alındın gerçekten bilmiyorum ama, sana satın alınmamış bir kalem olarak birkaç kelam edeceğim.

orada yaşananlar yüzünden kan ağlıyorum, çünkü siyasi düşüncelerimiz taban tabana zıt bile olsa, hatay’dan asla karşıt grup çatışması haberi gelmez, gelmedi, gelmeyecek de. biz “sağduyulu” konuşmak için sizin gibi satmayız kendimizi, biz zaten sağduyuluyuz. musevi arkadaşımızın cenazesine sinagogda katılıp, ertesi gün kilisedeki düğüne gideriz. sunni kardeşlerimizle birlikte oruç tutup teravih namazında saf tutarız. onlar da bizim ziyarethanelerimize gelip hrisi’mizi yerler. ama sen hrisi nedir şimdi diye sorarsın, çok yabancı olduğun şeyler çünkü bunlar.

biz savaşmasını bilmeyiz cengiz’cim, biz savaşarak bir şeyin elde edileceğine inanmayız. o yüzden referandumla katarsın hatay’ı türkiye’ye, savaşarak değil. çünkü burada cephe açılmadı, açılamaz da. bu yüzden terörist gördüğümüzde ne yapacağımızı bilemedik. dokunmadık. suriye’nin muhalif askerlerinin hatay’da ne ... yediklerini eğer gerçekten bir gazeteciysen araştırır öğrenirsin. dükkanları yağmalayan, herkesi rahatsız eden, sokakta makineli tüfeğiyle poz verip kendisine ses çıkarana “`biz ............’ın misafirleriyiz, istediğimizi yaparız`” diyen adamların hikayelerini ben anlatmayayım sana.

cengiz’cim. ortadoğu politikasında etkili olmak istemiyoruz biz. bizim böyle çorbada tuzumuz da olmasın, kaşığımız da! istemeyiz!

ama biz öldük cengiz’cim. ve arkamızdan sen “maliyet” dedin bizim için. şimdi sana soruyorum cengiz’cim, rica ediyorum, açık yüreklilikle cevap ver kardeşim. şimdi seni öldürse birisi, bir başkası da arkandan “satılmış kalem olmanın maliyeti bu, mukadderat” dese senin sevenlerin, komşuların ne hissederdi?

cengiz kardeşim, inşaallah aklın başına gelene kadar ölmezsin, inşaallah satılmış / korkak bir kalem olduğun için kömürleşerek can vermezsin. biz satılmadığımız halde, kendimizi satmadığımız, düşüncemizi satmadığımız halde yanarak, kömürleşerek, parçalanarak can verdik. ama sen umarım bu şekilde can vermezsin.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Yüreğine sağlık Sebocan Şamar bu kadar atılabilir.

siz hala suçluyu suriye rejimi olarak görüyorsanız bu konuyu hiç takip etmemişsiniz demektir. adam ne yapacaktı amerikan silahlarıyla donanmış, bizim sınırımızda bomba üretip gidip orada kafa kesip halka işkence eden adamlara gelin yönetim sizin mi diyecekti? olan olayları doğru takip etmenizi öneririm olayla cnn ntv star yada diğer lacivertlerdeki gibi değil.
sınırdan geçmek isteyen suriyeli teröristlere izin vermeyince ateş açıldı 1 şehit verildi.
aynı olay ertesi gün tekrar oldu 1 şehit daha verildi.
muhalif denilen teröristlerle reyhanlıların kavgası 10 günden beri yaşanıyormuş zaten.
benim güzelm memleketime teröristleri yerleştirecekler, bu teröristler çarşıda insanları tehdit edecek, hastanelerde hemşire ve bayan doktorları taciz edecek, antakyalıların işlerini elinden alacak, ev kiralarını 600- 700 liraya fırlatıp milleti yersiz yurtsuz bırakacaklar,ucuza çalışıp antakyalıları işsiz bırakacaklar, esnafa para ödemeyip gidin başbakandan alın diyecekler,daha sayamadığım nice olayı takip etmeyeceksiniz ve esed filan diyeceksiniz. üzgünüm ama kandırılıyorsunuz.

bunları yazmak için benim cümleleri alıntı yapmana gerek yoktu hocam çünkü ikimizde farklı şeylerden bahsediyoruz ben bizi suriye batağına çekmekeye çalışıoyorlar diyorum siz esed haklı iyi yapıyor diyorsunuz bebek katilini savunuyorsunuz.bizim ülkemiz demokrasiyle yönetilmese başımızda bir kral olsa sonra onun oğlu gelse sonrada onun oğplu yüzyıllarca hep onlar yöneltse ülkeyi memnun kalırmıydın .düşün şimdi atıp tutması kolay burdan oh oturduğun yerden ne yapsaydı esed amerikanın dediğini mi yapsaydı diyorsun.

Reyhanlı’da yaşamını yitiren yurttaşlardan “maliyet” diye bahseden Cengiz Çandar’a welebrity’nin açık mektubu:

bak cengiz’cim, sana bir hataylı olarak yazıyorum.

ne kadara satın alındın gerçekten bilmiyorum ama, sana satın alınmamış bir kalem olarak birkaç kelam edeceğim.

orada yaşananlar yüzünden kan ağlıyorum, çünkü siyasi düşüncelerimiz taban tabana zıt bile olsa, hatay’dan asla karşıt grup çatışması haberi gelmez, gelmedi, gelmeyecek de. biz “sağduyulu” konuşmak için sizin gibi satmayız kendimizi, biz zaten sağduyuluyuz. musevi arkadaşımızın cenazesine sinagogda katılıp, ertesi gün kilisedeki düğüne gideriz. sunni kardeşlerimizle birlikte oruç tutup teravih namazında saf tutarız. onlar da bizim ziyarethanelerimize gelip hrisi’mizi yerler. ama sen hrisi nedir şimdi diye sorarsın, çok yabancı olduğun şeyler çünkü bunlar.

biz savaşmasını bilmeyiz cengiz’cim, biz savaşarak bir şeyin elde edileceğine inanmayız. o yüzden referandumla katarsın hatay’ı türkiye’ye, savaşarak değil. çünkü burada cephe açılmadı, açılamaz da. bu yüzden terörist gördüğümüzde ne yapacağımızı bilemedik. dokunmadık. suriye’nin muhalif askerlerinin hatay’da ne ... yediklerini eğer gerçekten bir gazeteciysen araştırır öğrenirsin. dükkanları yağmalayan, herkesi rahatsız eden, sokakta makineli tüfeğiyle poz verip kendisine ses çıkarana “`biz ............’ın misafirleriyiz, istediğimizi yaparız`” diyen adamların hikayelerini ben anlatmayayım sana.

cengiz’cim. ortadoğu politikasında etkili olmak istemiyoruz biz. bizim böyle çorbada tuzumuz da olmasın, kaşığımız da! istemeyiz!

ama biz öldük cengiz’cim. ve arkamızdan sen “maliyet” dedin bizim için. şimdi sana soruyorum cengiz’cim, rica ediyorum, açık yüreklilikle cevap ver kardeşim. şimdi seni öldürse birisi, bir başkası da arkandan “satılmış kalem olmanın maliyeti bu, mukadderat” dese senin sevenlerin, komşuların ne hissederdi?

cengiz kardeşim, inşaallah aklın başına gelene kadar ölmezsin, inşaallah satılmış / korkak bir kalem olduğun için kömürleşerek can vermezsin. biz satılmadığımız halde, kendimizi satmadığımız, düşüncemizi satmadığımız halde yanarak, kömürleşerek, parçalanarak can verdik. ama sen umarım bu şekilde can vermezsin.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Eline, yüreğine sağlık, teşekkürler öğretmenim.