Sabırlı Olmak

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 04 Ara 2011 11:18:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ben 20 gündür daha sabırlıyım.
 Çünkü 20 gün önce 8 yaşındaki kızım, hayat bilgisi ödevini yaparken bana "öfkeyle nasıl baş edilir" diye sordu. Ben de ona " dur, 10 a kadar say, düşün ve çözüm üret " dedim. Biraz düşündükten sonra   " çok güzel, ama sen neden bana kızmadan önce hiç 10 a kadar saymıyorsun?" dedi.
 İşte ben de 20 gündür daha az bağırıyor, daha çok sayıyorum.
hocam memoli filmindekine çok benziyor. o da 10 a kadar sayıyor

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 04 Ara 2011 11:25:50
sabır kelimesinin çağrışımı beladır, musibettir. bizim türkçemizde sabır kelimesini olur olmaz yerlerde kullanır olduk.
 sabır, bela ve musibet karşısında gösterilir.
ALLAH KİMSEYE VERMESİN, bir deprem olur, bir yangın olur, bir fosforlu bomba saldırısı olur vb. gücümüz yetmez, çözümü olmaz bu durumlarda sabır gösterilir. diğer durumların sabırla alakası yoktur.
ÇÖZÜMÜ OLAN KONUDA SABIR OLMAZ. ÇÖZÜM OLUR.
hiç kimse ama hiç kimse sabır istemesin. sabır istemek bela istemek nalamına geliyor.
ne zaman sabredersiniz, bela musibet olduğu zaman. sabır istersen, bela musibet yağar.
HAYIR İSTEYİN, GÜZELLİK İSTEYİN

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 04 Ara 2011 20:16:26
Bu konu biraz yanlış anlaşılmaya müsaittir.

Bir rivayete göre, Hz. Peygamber (a.s.m), hasta olan Hz. Ali (ra)’i sormaya gitmiş ve hangi dualar ettiğini sormuş, o da Allah’tan sabır dilediğini söylemiştir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.m), “Musibetimde bana sabır ver, demek yerine, neden: “Rabbena atina…” (Ya Rabi! Bana dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver..) duasını okumuyorsun?” anlamına gelen tavsiyelerde bulunmuştur. Ayrıca Hz. Peygamber (asv) yanından geçerken “Ey Rabb’im! Senden sabır istiyorum” diye dua eden bir kişiye “Sen Allah’tan bela istemiş oldun; bunun yerine O’ndan sağlık ve âfiyet dile” buyurdular.(bk. Tirmizi, Daavat, 94; Kenz I/292).

Burada musibetlerde sabır istemenin hastalığı arttıracağından ziyade, hastalığın giderilmesi için uygun duaların yapılması vurgulanmıştır. Çünkü, hastalığın şifası için değil de ona karşı tahammül istemek, biraz da musibetten pek rahatsız olmadığı, hastalığını Allah’a şikâyet etmeye ihtiyaç duymadığı anlamına gelir.

Diğer taraftan bu durum, henüz musibete ve hastalığa uğramayan bir kimsenin sabır istemesinin, bela gelsin de sabredeyim, anlamına gelebileceğinden, bela ve musibet gelmediği zamanlarda afiyet istemeye bir teşviktir.

Müslümanlar olarak, musibet ve hastalıklar zamanında, hem sabredeceğiz,  “Eğer hastalık/musibet fazla ağır gelirse, sabır istemek gerektir.” Eğer hastalığın sevabını düşünüp şükür ve hamd de etsek, bu nur üstüne nur olur.

“Sabredenleri müjdele. Onlar öyle kimselerdir ki, başlarına bir musibet geldiğinde, ‘Biz Allah’a aidiz ve vakti geldiğinde elbette ona döneceğiz’ derler.”(Bakara, 155-156) mealindeki ayette, musibetlerde sabrın önemine işaret edilmiştir...

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 04 Ara 2011 20:20:28
yun123 ve örtmen35 öretmenilerim görüşler ve bilgiler için Allah razı olsun. Dediğiniz gibi sadece sabır değil daha çok selamet istemeliyiz. Zor anlarda da metaneti koruyup sabırlı olmayı da huy edinmeliyiz.

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
# 04 Ara 2011 20:23:46
Sabır   edin  dostlarım   şayet  sabır  sonu selameti
isyan  sonunda kahrı    doğurur..Bu yazıyı paylamayı uygun buldumm...

Lâ tahzen...
Üzülme!Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.

Üzülme!

Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.

Üzülme!

Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki...

Üzülme!

Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki... Gözden çıkarmamış olmalı seni.

Üzülme!

Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.

Üzülme!

Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki... Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.

Üzülme!

Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.

Üzülme!

Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.

Üzülme!

O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."

Üzülme!

Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki.

Senai  Demirci

Çevrimdışı bilgidolu

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 827
  • 1.016
  • 827
  • 1.016
# 08 Ara 2011 22:28:30
tefoo öğretmenim çok çok güzeldi...yüreğinize sağlık...

Çevrimdışı siraçisra

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.899
  • 30.417
  • Zihin Eng. Öğrt.
  • 6.899
  • 30.417
  • Zihin Eng. Öğrt.
# 09 Ara 2011 08:45:58
Sabretmek Boyun Eğmek Değildir, Mücadeledir

Hadis-i Şerif

Çevrimdışı joseph1618

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 447
  • 714
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 447
  • 714
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 09 Ara 2011 09:46:38
sabır sabır ya sabır....

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 10 Ara 2011 23:14:24
Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme.
Sen dağları seyret.Yenik düşüyorsan
Özlemlerine aldırma,kalbindeki
O uçsuz bucaksız sevgiyi hisset.
Işıklar sönmüşse ve karanlıksa onada aldırma,
Ay ışığını seyret.SABRET...
Sabret ki herşey hissettiğin kadar derin
Ve sonsuz olsun...
Sabret ki herşey gönlünce olsun...

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
# 10 Ara 2011 23:46:12
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”

BAKARA-250

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
# 10 Ara 2011 23:59:43
bir Hadis-i Kudsi de söyle der:

"Ey adem oglu, dua senden icabet benden; istigfar senden, bagislamak benden; tövbe senden, kabul etmek benden, sükür senden, fazlasiyla vermek benden, sabir senden, yardim benden...Ne istedin ki benden sana vermedim...

Çevrimdışı rüzgarın sesi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.194
  • 2.438
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.194
  • 2.438
  • Müdür Yardımcısı
# 11 Ara 2011 00:01:51
Tanrı yüzbinlerce kimya yarattı ama, insan sabır gibi bir kimya görmedi
. Sabret , zira sabırla güçlük ortadan kalkar

Çevrimdışı alanyap

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.787
  • 4.682
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.787
  • 4.682
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2011 13:53:14
Sabır çanağı

Sabırla ilgili çok meşhur bir deyim vardır, sabır çanağı taştı, diye Hikayesi ise şöyle; zengin bir adam genç yaşta ölmüş Karısı da bir yıl sonra ölünce, mallarının tek varisi olan küçük kızlarına amcası vasî olmuş Amcası, yengesi ve oğulları, yetim kızcağızın hem mallarını yerler hem de hizmetçi gibi davranırlarmış

Bütün ev halkının ayrı ayrı tafralarını çeken, hakaretlerine hedef olan bu yavru, sık sık dayak yermiş Halini kimselere anlatmasını beceremez ve hiç kimse ile konuşturulmayarak çamaşır, bulaşık, ortalık temizliği mutfak işleri gibi adi hizmetlerde çalıştırılırmış Kabahati olsun olmasın her gün dövülerek korkutulurmuş

Tavan arasındaki odasında geceleri geç vakitlere kadar ağlayan kızcağız, bir gece rüyasında Eyüp Peygamberi görmüş

Rüyasında Eyüp Peygamber, bu kızın derdini dinlemiş, sırtını sıvazlamış, onu teskin ve teselli etmiş, sabır tavsiye ederek kendisine bir çanak vermiş

—Bak yavrum, bu çanağı gizli bir yerde sakla Her gün bildiğin duaları oku ve vaktin oldukça “Ya sabır” çek ve bu çanağa üfle Derdini bu çanağa anlat Gözyaşlarını bu çanağa biriktir Bir gün bu çanak taşacak ve senin çilen de o zaman dolacak

Kız sabahleyin erkenden uyanmış Rüyasında gördüğü nurani yüzlü ihtiyarı bir türlü unutamıyormuş Rüyasın çok tesiri altında kalmış Uzun uzun hayallere dalıp mahmur mahmur düşünmüş Sonra kalkıp giyinmek için dolabını açmış Bir de ne görsün? Eyüp Peygamberin rüyasında verdiği çanak… Çok şaşırmış, ama bu sırrı kimseye söylememesi gerektiğini düşünerek, sessizce çanağı alıp bağrına basmış

Aradan aylar geçmiş, kız günde 2-3 defa odasına çıkar, gizlice dolabını açar, sabır çanağını öper, derdini çanağa anlatır, ağlar, teselli bulurmuş

Çanağın dibinde peyda olan berrak, şeffaf ve koyuca kıvamlı bir sıvı her gün biraz daha çoğalmaya başlamış Günler geçtikçe bu berrak sıvı çanağı iyice doldurmaya yüz tutmuş Bu arada kızın hayatı da çekilmez bir hal almış

Hatta sıcak yemek yüzüne hasret kalmış Her gün birkaç öğün dayak yer olmuş Bir gece geç vakitlere kadar uyumayan ve hüngür hüngür ağlayarak çanağa derdini döken kızcağız, sabahleyin dolabı açtığında çanağın taşmak üzere olduğunu görmüş

Acaba şimdi ne olacak diye uzun uzun düşünmüş O sırada kendini aşağıdan çağırmışlar Korkudan eli ayağı birbirine girmiş ve çanağı nasıl tuttuğunu anlayamadan sallayarak yerine koyup aşağı koşmuş

O gün bütün ev halkı hazırlanmış, vapurla İstanbul’a gidiyorlarmış Kızı bekçi olarak eve bırakmışlar Sıkı tembihatlar vermiş ve talimatlarda bulunmuşlar

Ev halkının bindiği vapur, fırtına yüzünden kazaya uğramış ve ev halkının hepsi de boğularak ölmüş Sabırlı kız, babasından kalan mallara sahip olduğu gibi zalim amcasının da tek mirasçısı olmuş Artık sabredemez oldu, manasına gelen, “Sabır çanağı taştı” deyiminin hikâyesi bu şekilde anlatılmaktadır

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 11 Ara 2011 20:57:02
Sabır aynı zamanda insan için bir ilaç ve huzura kavuşma yoludur.

Hz.Mevlana(k.s)

Çevrimdışı siraçisra

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.899
  • 30.417
  • Zihin Eng. Öğrt.
  • 6.899
  • 30.417
  • Zihin Eng. Öğrt.
# 11 Ara 2011 23:11:25
SABIRLA AŞK
Sabır,aşka kar etmez,sabırla aşk bir arada bulanamaz.
 Akıl aşıkın feryadına yetişemez,derdine derman olamaz.
Kendinden geçiş,hoş bir ülkedir amma kimsenin buyruğu altına girmez o ülke.
Hayat kervanı gelip geçmede,fakat çan sesi bile gelmiyor.
Gül bahçesinden gelen gül kokusu,seni çağırıp durmada.
 Sana da bir heves gelmiyor mu ki?
İçinde hoş bir nefes var,bu nefes boş yere gelmiyor ya.
Lütuf sahibi,tatlı işler gören bir sahip olmadıkça arı bal yapamaz.
Hiç hayra ait bir şey düşündün mü ki sonunda bir hayra erişmeyesin?
Her an iyilik tohumunu ekedur.
 Ekmedikçe hiçbir şey biçemezsin.
Yeter sus artık,sus.
 Çünkü ışığa benzeyen bu söz,sabaha karşı çıkan her karanlığa vurmaz.


Hz Mevlana...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK