Sağlık Özür Mağdurundan Oğlu Efrahim'e
Oy sana kurban olayım ben,
Hasta mı düştün oğlum,canımın yarısı Efrahim,
Dayan oğlum dayan,geçecektir bu günler,
Bu köy,bu yol,bu uzaklık elbette bitecek.
Bu bambaşka bir memleketteki hastaneye varmak için
Sabahın beşinde sımsıcak yatağında uyunmalar ….
............................. ............................. ........
Baban hangi zorlukları yendi bilmez misin ki sen?
Tam dokuz yıl, doğunun en ücra yerlerinde,
Suyu,yolu,elektriği bile olmayan köylerde,
Yokluğa,yoksulluğa, bin bir çaresizliklere rağmen,
Bir gün bile “of” demedi,Ayşeler,Fatmalar gülsün diye..
............................. ............................. ......................
Sana ne oldu böyle bu küçücük halinle,
Söyle bu kaçıncı iğnedir batırılıyor o narin tenine…
Yoksa, yok mu bir çaresi,hayır demeyin öyle.
Vicdandır bu kabul etmez nihayetinde,bir çaresi bulunur elbette.
Çocuktur bu,sağlıktır, norm-morm da neymiş öyle.
“Tabii ki öğretmenim” denilecek ansızın,git istediğin yere
Yeter ki Efrahim iyileşsin,tekrar koşsun-eğlensin diye….
İbrahim KAYA