Seçme Sınavları Gerekli Midir?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
03 Şub 2012 14:18:54
Hayırlı günler dilerim.

Bu Resimdeki Hatayı Bulabilir Misiniz?
başlığıyla açmış olduğum konuya faldov öğretmenim "Güzel bir değinmeyle eğitim sistemimiz." yorumuyla aşağıdaki karikatürü eklemiş.

Ülkemizde uygulanan seçme sınavlarının yanlış bir uygulama olduğu sıklıkla vurgulanmaktadır.
Bir anımı anlatarak uygulamanın yanlış olup olmadığını sorgulamak istiyorum.


Yıllar önce özel bir dershanede bilgisayar labaratuvarında görev yapıyordum.
Özel dershanelerin yapısı gereği her eğitim seviyesinden insan kurslara katılabiliyordu.
Dersler teorik ve uygulamalı olarak ayrı ayrı yapılıyordu.
Teorik derslerde zaman zaman sınavlar yapılırdı.
Teorik ders sınav  sonuçlarının açıklandığı bir gün bir gruptaki öğrencilere en yüksek puanı kim aldı diye sordum.
Hep bir ağızdan tabi ki Nazan dediler.
Nazan, açık öğretim iktisat bölümünde okuyan bir öğrenciydi.
Uygulama labaratuvarında sürekli bir arkadaşının yanına oturur klavyeye elini bile sürmezdi.
Uygulama saatleri boyunca arkadaşı ile sohbet ederdi. Bu nedenle ondan pek hoşlanmazdım.
Öğrencilerin cevabı üzerine kendimi tutamayıp:
- Klavyede A harfinin yerini bile bilmeyen sınavda nasıl birinci olur dedim.
Nazan, bir anda yerinden fırlayıp bağırıp çağırmaya başladı.
Ben şaşkınlıktan ne olduğunu bile anlayamadan sınıftan çıkıp gitti.
Bir tek cümlenin bir insanı nasıl bu kadar sinirlendirebildiğine hayret etmiş, söylediğime pişman olmuştum.
Ertesi gün Nazan hanımın grubunun labaratuvar dersi vardı.
Labaratuvara ilk giren Nazan hanım oldu ve bilgisayarın başına geçip oturdu.
Gruba kursu bitirmeleri için proje olarak bir program yazmaları gerektiği söylenmişti.
Nazan hanımın tavırlarından anladığım kadarıyla güzel bir program yazıp söylediğim söz karşısında beni mahcup etmekti.
Dersin sonuna doğru Nazan hanımın kafasındakini bilgisayar ekranında görebiliyordum.
O zamanlar bilgisayarlar birbirine bağlanamadığı için tek kişinin işini yapacak programlar yazılırdı.
Entegre program diye tanımladığımız, birden fazla kişinin yapacağı iş için programlar geliştirilmezdi.
Nazan hanım entegre bir program tasarlamaya başlamıştı.
Kurs müddetince klavyeye dokunmamış birinin bunu yapması mümkün değildi, hevesini kırmamak için hiç bir şey söylemedim.
Nazan hanım bana kızgın olduğu için programı yazarken karşılaştığı problemlerde benden yardım istemiyordu.
Çoğu zaman arkadaşlarından bile yardım almıyor, sadece sürekli diğer arkadaşlarını takip ediyor, karşılaştıkları hata mesajlarında neler yaptıklarını anlamaya çalışıyordu.
Bir öğrenci soru sorduğu zaman, ingilizce hata mesajını yüksek sesle okuyup daha sonra tercümesini söylemek adetim vardı.
Bu şekilde hata mesajlarının anlamının akılda kalmasını sağlamaya çalışıyordum.
Genellikle hatayı nasıl gidereceklerini söylemezdim. Kendilerinin bulmasını beklerdim.
Hata mesajlarını tercüme ettiğim zaman Nazan hanım notlar almaya başladı.
Bununla yetinmeyip yanında ingilizce sözlük getirip hata mesajlarını kendisi tercüme etmeyi denedi.
Bana sormaması canımı sıkıyor, sormadan da yardımcı olmayı uygun görmüyordum.
Bir gün oturup sık karşılaşılan hata mesajlarını, tercümelerini ve hataların hangi durumlarda ortaya çıktıkları, düzeltmek için neler yapılabileceğini anlatan bir doküman hazırladım.
Hata mesajının anlamını soran öğrencilere bu dokümanı vermeye başladım.
Nazan hanım bana soru sormadığı için dokümanı benden değil bir arkadaşından aldı.
Bir kaç gün sonra, Nazan hanımın bilgisayarında o güne kadar hiç görmediğim bir hata mesajı vardı.
Hata mesajı bilgisayarın 256 KB (MB veya GB değil) olan RAM belleği dolduğu için derleme işlemini tamamlayamadığını bildiriyordu.
Bu hatanın içinden kendi başına çıkamayacağı bildiğim için müdahale edip, hatayı açıkladım ve 512 KB RAM olan başka bir bilgisayarda çalışmasını söyledim.
Artık Nazan hanımın entegre programı yapabileceğine inanmaya başlamıştım.
İşin sonunda mahcup olmamak için bir çare bulmam gerekiyordu.
Nazan hanımla aynı grupta ortaokul 2. sınıfta iki dersten kaldığı için beklemeli olan bir erkek öğrencim vardı.
Bilgisayar konularında leb demeden leblebiyi anladığı için YETENEKLİ olduğuna inanıyordum.
O öğrencimi geniş çaplı bir proje yapması konusunda teşvik etmeye başladım.
Sözlerimden etkilenip çalışmalara başladı ama bir hafta sonra başka bir programla uğraşmaya başladı.
Tehdit, rüşvet, tatlı söz vs. bildiğim tüm yöntemleri uyguladım ama YETENEKLİ öğrencimi geniş çaplı projeye devam ettirmem mümkün olmadı.
Bu arada Nazan hanımın programı 512 KB RAM bellekte de derlenemez duruma geldi.
Daha büyük RAM bellekli bilgisayar olmadığı için Nazan hanıma şu işlemi şöyle yaparsanız 100 satırlık işlemi 3 satırda yapmış olursunuz,
şu işlemi şöyle yaparsanız  70 satırlık işlemi 2 satırda halledebilirsiniz gibi yöntemler gösterdim.
Programı neredeyse yeni baştan yazdı. Program 256 KB bilgisayarlarda bile derlenebilecek hale geldi.
Proje bittiğinde başlangıçta tasarladığı özelliklerin bir kısmına sahip değildi ama olmasını düşünmediği bir çok özelliği vardı.
YETENEKLİ öğrencimin projesi ise tek bir işi yapan, basit fakat orjinal bir çalışma oldu.

Bir üniversite de öğretim görevlisi olsaydım ve ders vermek için bu iki öğrenciden birini seçme hakkım olsaydı hiç tereddüt etmeden Nazan Hanımı SEÇERDİM.

Yetenek,bir egzersizi ısrarlarla tekrarlayarak gelişir.
Eğer yeteneğinizi geliştirmek için tekrarlamalar yapma azminiz yoksa tekrarlama İRADESİNİ GÖSTEREMİYORSANIZ yetenekli olmanızın hiç kimseye faydası olmaz.
Seçme sınavları kişileri sevmedikleri konularda çalışmalar yaparak İRADELERİNİ ZORLAMAYA teşvik eder.
İRADELERİNİ ZORLAYABİLENLER başarılı olur ve sınav sonrası ortaya çıkacak ZORLU SÜRECE UYUM SAĞLAYABİLİRLER.


Ülkemizde YETENEKLİ bir çok insan olabilir ama YETENEKLERİNİ geliştirebilecek AZMİ gösterebilen insan sayısı çok azdır.
Bu nedenle AZİMLİ insanları belirleyebilmek için SEÇME SINAVLARI OLMALIDIR.

Seçme sınavlarının yetenekli oldukları alanlarda yapılması azimli bir insan olup olmadığı konusunda net bir bilgi vermez.

Nazan hanım örneğinde olduğu gibi ilgisiz bir insan bile AZİMLE yetenek sahibi olabilir.
Tekrar dikkat çekmek istediğim bir husus var:
Yetenek, bir egzersizin ısrarla tekrarlanmasıdır.
Herhangi bir şeyi ısrarla terarladığınız zaman o egzersizi sevmeye başlarsınız.
Biraz daha net söylemek gerekirse, herhangi bir konuda yeteneği olmayan insan yoktur, sadece o konuda ısrarla tekrar yapmayan insanlar vardır.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Şub 2012 15:22:32
  Kandiliniz mübarek olsun.
  
  Söylediklerinize katılmamak mümkün değil.Ancak belirtmeden geçemeyeceğim;hatalarımızı,eksikliklerimizi
gizlemek,kabul etmemek,her konuda bilgili görünmek gibi pek çok özelliğimiz var.
  
  Ekonomi ve eğitimin içi içe olması bu tür sorunları çözebilecektir.Bizim eğitimciler olarak fırsat buldukça üretim alanlarını tanıtmamız,öğrencileri üretime yönlendirmemiz gerekir.Eskiden pek çok oyuncak büyüklerimiz tarafından yapılırdı.Şimdi boş vaktimiz olsa bile satın almayı tercih ediyoruz.
  
  Bizim toplum olarak yakınımız olsun olmasın yetenekli insanları teşvik etmemiz,onlara yardımcı olmamız,teşekkür etmemiz gerekiyor.Yetenekli insanlara hepimiz sahip çıkmalı ve milletçe onlarla övünmeliyiz.
  
  Biz gerçeği gördükçe eğitim sistemi de hızla bahsettiğiniz insanların önünü açacaktır.Tabii ki bu durum bir toplumsal arz-talep dengesidir.Toplumca bunun böyle olmasını ister,sesimizi duyurursak ilerlememiz ve kalkınmamız da ivme kazanacaktır.

  Hızlı ilerleyen toplumlar,toplumsal uzlaşmayı sağlamışlardır.Birbirimize güvenir,birbirimizin dertleriyle ilgilenip,ufak tefek hataları görmezden gelirsek bu uzlaşmanın da sağlanacağını düşünüyorum.

Çevrimdışı Alemdaroğlu

  • Uzman Üye
  • *****
  • 247
  • 212
  • Müdür Yardımcısı
  • 247
  • 212
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Şub 2012 18:52:54
Sistem böyle devam ettiği sürece, çocuklarımıza ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda bir yönlendirme sistemine geçilmediği sürece evet devam edecek. YAZIK.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Şub 2012 19:46:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sistem böyle devam ettiği sürece, çocuklarımıza ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda bir yönlendirme sistemine geçilmediği sürece evet devam edecek. YAZIK.
Hayırlı akşamlar.

Çocukların ilgileri ve istekleri ergenlik döneminin sonuna kadar sürekli değişim göstermektedir.
Hatta yetişkinlik çağında bile değişim devam etmektedir.
Örneğin ilköğretimde öğrenciler genellikle öğretmen olmak isterler.
Lise çağlarında yakın çevrelerindeki bir insanın mesleğini benimserler.
Bir kısmı kısa yoldan meşhur olma hayalleri kurar.
Bunların hiçbirinde AZİM yoktur.
Seçme sınavları kişileri AZİMLİ olmaya yönlendirir.
Bahsettiğiniz şekilde yönlendirme sisteminin OLUMLU sonuç vereceğini gösteren bir husus göremiyorum.

Çevrimdışı eralp.30

  • Uzman Üye
  • *****
  • 896
  • 1.353
  • 896
  • 1.353
# 04 Şub 2012 20:12:45
benim oğlum sbs de 3 yıl girdi ama çocukluğunu hiç yaşamadı televizyon izlerken  biraz fazla otursa kendini suçlu hissetti 12 12 13 yaşlarında bir çocuğa bukadar yükfazlaydı ama biz kendimizi kurtaramadık simdi üniversite kaygısı sitresi var  bilmem inşallh sonuç iyi olur oysa resim yapmayı çok seviyor yeteneğide var

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Şub 2012 22:44:22
  Yani herkes bir yenilik bekliyor.O halde toplumca birbirimizi kırmadan çözüm yolları arayalım ve talep edelim.Yalnız ülke için istememiz gerekiyor,sadece kendimiz için değil.
  Sayı doğrusu gibi düşünüp,ortadan iyiye,çok iyiye,mükemmele doğru bir yolculuk olmalı.Bunun için de şu anda benim yaptığım gibi boşuna vakit harcamak değil,çalışmak gerekli.

Çevrimdışı mabay

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.300
  • 4.233
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.300
  • 4.233
  • Müdür Yardımcısı
# 21 Mar 2012 11:03:39
Bence seçme sınavları gereklidir. Ancak "öğütmeyen" -"ayrıştıran" sınavlar yapmak şartıyla.... Bizim sınavlarımız değirmen gibi önüne geleni eziyor.. :(

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK