Sevdalar Sözde Kaldı

  Buraya yazan bu kadar insan varsa,okuyan varsa bazı şeyler yıpransa da sözde kalmamış sayılır.Tekrar kimi güzellikleri yaşatabilmek,geleceğin hoşgörülü,insanlık sevgisi dolu insanlarını yetiştirmek için gönül gönüle ,el ele,yürek yüreğe verelim kardeşlerim.Ümidimiz yeşerecek göreceksiniz.
  Selam,saygı ve sevgilerimle.

sözleriniz umut oldu hocam..teşekkürler..inşallah. ..saygı sevgi bizden size olsun ve tabi herkese....

 Süleyman A.s.'dan azar duyan hüthüt kuşu O'nu şöyle tehdit eder:
  -Vakıf toprağından toprak alır,mülküne serper,mülkünü harap ederim.(Kuşun atabileceği kadar toprak vakıf malı olursa mülkü harap edebiliyor.)
    
  Sadece maddi vakıfları değil,muhabbet,vefa,sadakat,saygı gibi pek çok manevi vakfı da tükettik.Silkinip kendimize gelirsek insan olmanın hazzını daha çok duyacağız inşallah.

  Manevi vakıfları canlandırabilirsek inşallah dualarımızla,çalışmalarımızla maddi vakıflar da yeşerecek,eski muhteşem gücümüze kavuşacağız.

  Buraya yazan bu kadar insan varsa,okuyan varsa bazı şeyler yıpransa da sözde kalmamış sayılır.Tekrar kimi güzellikleri yaşatabilmek,geleceğin hoşgörülü,insanlık sevgisi dolu insanlarını yetiştirmek için gönül gönüle ,el ele,yürek yüreğe verelim kardeşlerim.Ümidimiz yeşerecek göreceksiniz.
  Selam,saygı ve sevgilerimle.

Bekir hocam yüreğimizi ümitvar kılan bu güzel temenninize çok ihtiyacımız vardı; teşekkür ederiz. Bedenini dolu vurmuş bir ağaç misali erozyona uğrayan kültürümüz ve değerlerimize umut ve sevgi cansuyu ile yeniden o yüce çınara kavuşabiliriz. Yeter ki buna kalben inanalım.

Mevlana hazretlerinin buyurduğu gibi: ''Kalp deniz,dil kıyıdır.Denizde ne varsa kıyıya o vurur..'' Demek ki mesele kalpleri cilalamakta. Kalp temizlenirse; dil pak, söz ak olur. Ve böylece tüm sevdalar sözde değil özde yaşanır.

Nitekim paylaştığım şiirim sadece beşeri bir sevdayı ifade etmemekle beraber yozlaşan, kaybedilen, yeri kirli fikirlerle doldurulmuş tüm değerlerimizi 'yitikliğimizi' ifade etmeye çalışmaktadır.

Tüm gönül ve dava dostlarımıza selam, sevgi ve dua ile...

Bu da "seviyorum" diyenlere kapak olsun!!!!!!!

Sevgi, Sadakat, Aşk budur..

Olay İngiltere'de geçiyor:

Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar.
Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama 'biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini' söylemişler. Yaşlı bey huzursuzlanmış, 'acelesi olduğunu ve röntgen çektirmek için beklemek istemediğini' söylemiş.

Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuş. Adamcağız da 'karım huzur evinde kalıyor her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim,geç kalmak istemiyorum' demiş. 'Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde' demiş hemşire. Adam üzgün bir ifade ile 'ne yazık ki karım Alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor' demiş. Hemşireler hayretle 'madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden hergün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz' demişler.

Adam buruk bir sesle 'ama ben onun kim olduğunu biliyorum' ....

............................. .................
Kalemi kıskandı şair,.
Onun gibi direk sevdalısına dökülemediği için.
Geceyi kıskandı;O nu sakladığı için,
Yürüdüğü yolları,baktığı aynaları,kokladığı gülleri,kurduğu düşleri.....
yarınları,beşleri,hiçleri ve dolduramadığı,sığdıramadığı gerçeği kıskandı.
Sonra kendine döndü ve USLANDI...
............................. ............................

  Yazdan kışa altı ay geçer de sevinç ile üzüntünün arası bir an bile sürmeyebilir.
  Bir yürek,milyonların sevgisini alacak kadar geniş,bir insanın bir anlık sevgisini almayacak kadar dardır.
  Yürek ne zamanla ne de mekanla açıklanabilir.Belki bunlara da bağlı değil,bunlardan bağımsızdır.

............................. ........................
Ey yar!
Sana olan cümlelerime nokta koyamıyorum bitmesin diye.
En güzeli kısa anlatmaktı fakat sükutumun harflerini henüz bitiremedim.
............................. ............
Öyle düşün ki her solukta nefesinde,her seste kulağında olacağım...
............................. ............................. ..................
(İzninize sığınarak Ergin Can Öğretmenim)

.....................................................
Ey yar!
Sana olan cümlelerime nokta koyamıyorum bitmesin diye.
En güzeli kısa anlatmaktı fakat sükutumun harflerini henüz bitiremedim.
............................. ............

..............................................
Kalemi kıskandı şair,.
Onun gibi direk sevdalısına dökülemediği için.
Geceyi kıskandı;O nu sakladığı için,
Yürüdüğü yolları,baktığı aynaları,kokladığı gülleri,kurduğu düşleri.....
yarınları,beşleri,hiçleri ve dolduramadığı,sığdıramadığı gerçeği kıskandı.
Sonra kendine döndü ve USLANDI...
............................. ............................

Muhteşem...
(edebimden bu paylaşımlara en az kelime ile duygularımı ifade ediyor; paylaşımlar için çok teşekkür ediyorum Hacile öğretmenim)

............................. ............................. ............................. .........
 Özü yarla olanın sözüne ne hacet?Nehirler vardır yürekten yüreğe.İçindeki kirleri kıyılara bırakarak akar gider sevdiğine.Engel tanımaz,tanıyamaz.Sonunda yare kavuşmak uğruna bentleri yırtar gider.Gider de kendinden geçer.
Yare kavuşunca  sevdasını anlatmaya ar eder.Çektiği onca çileye rağmen ''ben senin için geldim'' diyemez.Öyle durgun,öyle mahzundur ki...Durgunluğu derinliğindendir.Yorgunluğu geç kalmışlığından.Gelirken koruyabildiği kolları neyi saklamışsa yüreğinde filizleneceğini umut eder.
Ve artık mevsim bahardır...
............................. ............................. ............................. .........

Özü yarla olanın sözüne ne hacet?

Doğru söze ne hacet!

Hacile öğretmenim kaleminize sağlık. Umarım bu katre-i sözler yakında söz deryalarına döner. Başta  şahsım, bizler de daha fazla mest oluruz.

............................. ............................. .................
Umut ektim yollarına yar.
Gelirken büyüsün diye.
Seni sana çağırırken yanında olacağım bekle.
Hep giden oldun ya bakmadan..
Bilemedin geriden  bakmak ne acıydı.
Hüzünlerim kefen oldu yüreğime.
Bir sen yoktun;
Ağlayışımda,gülüşümde.
Seni aratmadı kahrım belki.
Neydi yanındayken uzak kalmanın bedeli..
Yüreğinle görebilseydin,
Gözyaşlarımı bakışın silerdi.

Sensizliği senle yaşamak var ya...Bir vuslata bin hasret eken...

...........................................................................
Umut ektim yollarına yar.
Gelirken büyüsün diye.
Seni sana çağırırken yanında olacağım bekle.
Hep giden oldun ya bakmadan..
Bilemedin geriden  bakmak ne acıydı.
Hüzünlerim kefen oldu yüreğime.
Bir sen yoktun;
Ağlayışımda,gülüşümde.
Seni aratmadı kahrım belki.
Neydi yanındayken uzak kalmanın bedeli..
Yüreğinle görebilseydin,
Gözyaşlarımı bakışın silerdi.

Sensizliği senle yaşamak var ya...Bir vuslata bin hasret eken...

Ben sevdaların sözde kalmayacağını savunanlardanım.Neyi ve kimi sevdiğine bağlı.
SEVDA seven kişiye göre değişiyor demek ki..

...........................................................................
Umut ektim yollarına yar.
Gelirken büyüsün diye.
Seni sana çağırırken yanında olacağım bekle.
Hep giden oldun ya bakmadan..
Bilemedin geriden  bakmak ne acıydı.
Hüzünlerim kefen oldu yüreğime.
Bir sen yoktun;
Ağlayışımda,gülüşümde.
Seni aratmadı kahrım belki.
Neydi yanındayken uzak kalmanın bedeli..
Yüreğinle görebilseydin,
Gözyaşlarımı bakışın silerdi.

Sensizliği senle yaşamak var ya...Bir vuslata bin hasret eken...

Herzamanki gibi yine muhteşem. Kaleminize sağlık öğretmenim...

  Sevdayı Türkçe okuyalım:
  Vatan ve millet aşkı kokan kıpkırmızı bir gül ve insanlık,insanlık aşkı kokan bembeyaz bir gül...
  Kanla,canla yazılan şiirler nasıl okunur?Bu şiirler en ölçülü en kafiyeli şiirler değil mi?Selam olsun böyle güzel şiirler yazanlara.

  Öyle biri gelir ki toprağa,toprağın topraklığı deryada bir damla bile olamaz.
  Kahrolur utancından yer bitirir kendini!

Bir sevdaydı yaşadığım,bir gariban, masum bir sevdaydı yaşadığım…
Sevda dediler adına
Hani senin şu bir çırpıda yırttığın mektubun ilk kelimesi var ya
Hani hatırla
Sevda, sevda gülüm, bende ki bu sevda inan bambaşka
Diye başlayan mektubum, gururum, sonum
Yırtık kağıtlar yüzüme çarparken
Ve sen inlerken
Sen ne anlarsın demiştin
Cebi yırtık, perişan çocuk
Sen ne anlarsın aşktan, sevdadan demiştin ya
Sevda be gülüm
Sana cevap veremeyişim bile sevdaydı be gülüm
Giderken arkandan bir çocuk masumiyeti içinde bakışım
Bir umut var hala diye kendimi kandırışım
Ellerimde kıpkırmızı güller
Dikenlerinden kanayan eller
Sevda diyorlarmış adına
Hani bende ki hal var ya
Hani perakende sözlerde bile rutubetlenen gözlerim var ya
Hani  yar sesini duyunca delik deşik olan  ciğerim var ya
Hani, hani diyorum işte sen uyurken pencere altında
Sırılsıklam olan, üşüten
Perdelerin arkasında görme umuduyla bekleyen ben
Sevdaymış meğer benim adım
Yaşadığım
Tattığım
Bir sevdaydı yaşadığım, bir gariban, masum bir sevdaydı yaşadığım…


(Sevdanın yangınında küçük masum bir çocuk gibi çaresiz kaldığım zamanlar...)