Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 14 Mar 2010 23:18:45
Hasretin Çığlığı

Gözlerimi de götürdün benden giderken,
Özlemin sığmıyor artık gecelere;
Zaman zaman durdru sanki takvimlerde.
Denizler çok sakin, güneş çok masum,
Ellerinde kayboluyor bir mazlum.
Sesin çınlıyor kulağımda her yerde,
Elemimden gözlerime çekilmiş perde.
Nerelerdesin hangi batık kenttesin kimbilir?
İste bütün kötülükler kendiliğinden silinir.
Seni arıyorum güneşin battığı her yerde,
Eminim ordasın ama  görünmüyorsun bir zerre.
Virane olmuşum iklimler küsmüş sana,
İsmini duyduğumda hayat gülüyor bana.
Yalan senden başkası dünya, hayat yalan;
omzumda bir sevdalı var durmadan ağlayan.
Rüyaymış meğer seninle yaşadıklarımız,
umrunda değilmiş meğer sevdamız.
madem öyle çek git istediğin yere,
masum bir tebessüm bırak gözlerime,
Ellerimin değdiği her yere sevdamı yazarım,
Lazım olur belki bir sevdalıya mezar kazarım.
Eğer bir gün özlersen gözlerimi ufka bak,
Gayri senden tek isteğim var.
İstersen son kez arkana bak
Malum malum bak ki ölmem için yüreğimi yak.
Virane olmuşum iklimler küsmüş sana,
 

Sezai Karakoç

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 14 Mar 2010 23:49:38
Ülkenin dört bir yanından gittiler Çanakkale"ye
Mardin"den Adana"dan,Urfa"dan ,Sinop"tan
Elele verip imanlarıyla gittler Çanakkale"ye
Ve asla geri dönmeyi düşünmediler
ve asla geri dönmediler
Ülkenin dört bir yanından gittiler Çanakkale"ye

Kimisi eli kınalı 15 yaşında
Kimi oğlu elinde 45 yaşında
kimisi anasının son evladı  okul çağında
Ülkenin dört bir yanından gittiler Çanakkale"ye

"Ümit Zorlu"

Çevrimdışı Atahanino

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 104
  • 37
  • 104
  • 37
# 15 Mar 2010 02:39:02
bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların
bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur
bunlar da saçların işte akşamdan çözülü
bak bu sensin çocuğum enine boyuna
bu da yatak olduğuna göre altımızdaki
sabahlara kadar koynumda yatmışsın
bak bende yalan yok vallahi billahi
sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur
...................

gözlerin sabahın sekizinde bana açık
ne günah işlediysek yarı yarıya

Cemal Süreyya


aklımda kalan bu dizeler kopya mı çekseydim
*********
ve  Necip Fazıl Kısakürek'in HAYAL şiiri..

Bu aksam bir sızı duyup etimde
Kadin, kadin diye içimi oydum
Ruhuma bir serin yer istedim de
Alnımı mermerin üstüne koydum
Birden karanliklar sökülüverdi
Odama bir hayal dökülüverdi
Karsimda kıvrıldı,bükülüverdi
Onu gözlerimle çırçıplak soydum
Artik ben ne günah olsa islerim
Yumusak yastiga geçti dislerim
Bir an kadar sürdü can verislerim
Ey kadin bu aksam sana da doydum
***

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 15 Mar 2010 20:53:44
İKİ OLSUN...

Kalbim kahır çekse de zor olanı başardım;
Sildim seni son defa yazarsam iki olsun...
Bunca olandan sonra geri dönsen, şaşardım;
Bitti artık demene kızarsam iki olsun...

Aç karıştır maziyi kim var sevip öldüren;
Sol yanımda son nefes vuslatımı bildiren;
Bir resim göster bana güldüğümü gösteren;
Bitti artık demene kızarsam iki olsun...

Arasam da bulunmaz böyle efkâr masası;
Gözlerinde saklanır ayrılığın yasası;
Ne günlerin aydını ne gecenin tasası;
Bitti artık demene kızarsam iki olsun...

Sen yolunu çizmişsin silsem neden sorulur;
Sakladığın gerçeği bilsem neden sorulur;
Kırk yılda birdir işte gülsem neden sorulur;
Bitti artık demene kızarsam iki olsun...

Toplanmış gidiyorsun, bakacağın benim ben;
Hicranın aleviyle yakacağın benim ben;
Ayrılığın burcuna takacağın benim ben;
Bitti artık demene kızarsam iki olsun...

'Sevindim gidişine bayram oldu gözümde
Sakladığım tek hece saklı durur sözümde!!..

ALİ ALTINLI ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 15 Mar 2010 20:55:20
vız gelir bana...

Can vermeyeceksen benim aşkıma
Ettiğin yeminler vız gelir bana
Sevdan çevirmezse beni şaşkına
Sunacağın aşkın buz gelir bana

Benimle kursan da hayali düşü
Ferhat'ın gürzüyle kırsanda taşı
Eğer ki yıkarsan bu hilal kaşı
Süreceğin merhem tuz gelir bana

Ayları tutarak günleri saysan
Direnip zamana karşı da koysan
Ağzından çıkacak keşke'yi duysam
Vereceğin sevgi az gelir bana

Niyetin var ise para pul malda
Kurutursan yaprak misali dalda
Yürüsen de taşlı, dikenli yolda
Sen çiçek olsan da güz gelir bana

İster ağla istersen boynunu bük
İstersen Manavgat gibi yaşı dök
Sana sundugun aşk, olacaksa yük
Yaptığın teselli köz gelir bana

Ellerin elime değdiği yerde
Gurbet aramızda olupta perde
Beni salacaksan hüzün'e derde
Ellerini tutmak cız gelir bana

Gözün görmese de aşkımdan başka
Yeminler etsen de sevgiye, aşka
Baykuş tünetirsen gönlümde köşke
Aşkın sivrisinek saz gelir bana

Necati KEÇELİ ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 16 Mar 2010 16:53:04
Güle Benzersin


Harfler kifayetsiz seni yazmaya
Ağzından bal akan dile benzersin!
Renkler yetersizdir seni çizmeye
Bahçelerde açmış güle benzersin!

Ay bile olamaz yüzünün dengi
Yanağından almış elmalar rengi
Kahkahanda oynar cilveli çengi
Rüzgârda oynayan tüle benzersin!

Gözlerinde gelir bahar ile yaz
Dudağından düşer vişneyle kiraz
Geceler saçına örnektir biraz
Yüreğimde esen yele benzersin!

Kirpiklerin oktur, kaşların hilal
Hiç bir güzelde yok o güzel cemal
Sen bir melek misin niyedir bu hal
Özel yaratılmış kula benzersin!

Tatlı nağmeleri söylerken sesin
Sam yeline benzer ılık nefesin
Anlatmak mümkün mü açılsa göğsün
Tereyağı, kaymak bala benzersin!

Necati Keçeli  ;)

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 18 Mar 2010 11:33:38
h.n.a.

SELAM

İçim yine sevinçle dolup yanıyor;
Sanki deniz olmuş, dalgalanıyor.

Uzak uzak ülkelerden döndüm seferden;
Yaralarım ağır, fakat mestim zaferden;

Zafer,ümit kaynağının bir çeşmesidir.
Zafer bir çok gönüllülerin birleşmesidir.

Gönülleri birleşenler ölse de bir gün
Gök kubbede kalacaktır seslerinden ün.

Gönülleri birleşenler! Selam sizlere!
Uzaklarda dertleşenler! Selam sizlere!

Selam sana hücrelerde benzi solan genç!
Selam sana ey yılları heba olan genç!

İstikbalim gitti diye yaslanma sakın!
İstikbalin değil, ruhun Tanrı`ya yakın!

O yalancı istikbale bir perde indir!
“Gerçek yarın” unutma ki bir gün senindir!

Selam sana yavrusundan ayrılan kadın!
Kimbilir sen gizli gizli nasıl ağladın!

Ne bir damla gözyaşı dök, ne yasla dövün;
Sen yaşarken öksüz kalan yavrunla övün!

Gür sütünle aşladığın erlik cevheri
Yapacaktır onu yaman bir çeri...

Tek bir kadın değilsin sen...Sen bir ocaksın!
Madem ki bir adın Atsız, katlanacaksın!

Kafkasya’da can veren bir şehidin kızı
Bir çeliktir... Yüreğinde erir her sızı...

Varsın,bağrın firkatiyle yavrunun yansın...
Yansın,dayan! Çünkü sen de bir kahramansın!

Ey ekmeği alınanlar! Selam sizlere!
Ey rütbesi çalınanlar! Selam sizlere!

Kardeş yahut arkadaştır diye evleri,
Ocakları dağıtılan ülkü devleri!

Selam size! Üstünüzde bütün bakışlar,
Bir gün olur, tarih sizi elbet alkışlar!

Ey ciğeri parçalanan kahpe veremden
Ne beklersin dünyadaki sahte keremden?

Ciğerlerin sönüyorken Tanrı`yı andın;
Tasa etme,gerçekleşir mukaddes andın.

Hepinize sevgilerle coşkun selamlar!
Şehitlerimiz bile sizi belki selamlar

İçtiğiniz ıstıraplar size kımızdır.
Bu acılar mazimize selamımızdır.

En tatlı bir hayalimdir bu selam benim
Kırk derece sıcaklıkta erirken tenim...

Çekiyoruz bunalarak fakat ne çıkar?
Ulu Tanrı bir gün elbet bizi yargılar.

Bütün dünya sağırlaşsa o bizi dinler
O`nun rahmet denizinde ruhlar serinler.

Ey hırçın genç,ey güzel kız!Bırakın yası...
Yeter temiz gönüllerin bizi anması...

Toprak ana uyuturken koynunda bizi
Yarinkiler biçecektir ektiğimizi,

Yeşermesi ektiğimiz tohumun haktır,
İşte o gün ruhlarımız şad olacaktır!

Selam şanlı mazimize!Selam yarına!
Selam zafer ordusunun silahlarına!

Ey geçmişin yiğitleri!Selam sizlere
Ey yarının şehitleri!Selam sizlere!

Siz tarihe yazıyorken şanlı bir satır
Aranızda bulunacak güleçtir.

Atsız oğlu Yağmur denen bu yağız çeri
Atılarak hepinizden daha ileri,

Güldürecek babasının yanık ruhunu;
Ruh ve yürek sağırları anlamaz bunu.

Karışınca gövdem yurdun topraklarına,
Ruhum uçar ırkımızın bayraklarına.

Varlığın sevgisi onlara taşır;
Kendisi de ay-yıldıza belki karışır.

Bir gün gelip ırkımızın gürbüz erleri,
Adım adım dolaşırken kutlu yerleri,

Vaktiyle bir Atsız varmış derlerse ne hoş;
Anılmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhoş?

Haydi artık dinsin bütün ıztırapların;
Ufuklardan şanlı bir gün doğacak yarın .

Güzellikle sıcaklıkla ve ihtişamla...
Kumandasız hazır olup onu selamla!

Gönlündeki yaraların kanını dindir...
Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir...

Çevrimdışı edebiyatci02

  • Aktif Üye
  • **
  • 58
  • 7
  • 58
  • 7
# 19 Mar 2010 15:05:50
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim

ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm







    Attila İLHAN

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 19 Mar 2010 18:48:20
HASRETİNLE YANARIM

Hasretinle yanarım umutsuz kervanlarda
Sözlerinle donarım küflenmiş kavranlarda
Ömür tüketiyorum dönen bu devranlarda
Çanakkaleyi geçtim yar seni geçemedim

Bir ışık gördüm sende yüreğime süzülen
Çelik halatlar değil diz bağımdır çözülen
Senin umrunda değil bir ben oldum üzülen
Düşmanı kolay biçtim yar seni biçemedim

Gel dememi bekleme yok dersen ne ederim
Bazen olduğun yere gelir geri giderim
Hatırını sorarım sana selam ederim
Nice şaraplar içtim yar seni içemedim


İbrahim Yavuzoğlu  ;)

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.429
  • 177.419
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.429
  • 177.419
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 19 Mar 2010 23:16:40
özlemin bir nehir olmuş
Sana ne demeliyim bilmiyorum,
Güneşim desem güneş batıyor,
Hayatım desem hayat kısa,
Gülüm desem oda soluyor,
Sana canım demeliyim.
Çünkü bu can seninle yaşıyor..

Sen kurumuş yaprak olsan
Çıkmaz tozlu sokak olsan
Ölsen kuru toprak olsan
Yine seni seveceğim..

Bir an buruk bir acı saplanırsa yüreğine,
gözlerin zamansız takılırsa,
kulakların zamansız deli gibi çınlarsa
bil ki bir yerlerde özlemişsindir.

Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da...
Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de..
Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek.
Seni Seviyorum ya, iste o en büyük gerçek...

Sen bir pınarsın içilen ama kanılmayan,
Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan,
Varlığına doyulmayan, yokluğuna dayanılmayan..

Canımdaki her nefes nefesine eklensin,
İçimdeki her nefes hayalinle demlensin,
Bırak bu gönlüm varlığınla renklensin,
Sen benim gönlümde yaşadıkça özelsin!

Acı ve huzun bir yildiz kadar uzak
Mutlulugun gozbebegin kadar yakin
Umutlarin gercek gerceklerin mutluluk
Mutluluklarin sonsuz olsun

Mehtap sularda gümüşten bir iz bırakırken,
Gökte yıldızlar parlıyordu.
Yalnız kaldığım günler ve geceler,
Kalbim her yerde seni arıyordu.

Eğer birgün bulusacağımız yere gelemezsem.
Dünyanın bütün renklerinden oluşan bir demet çiçek yaptır.
Çünkü beni senden ayıracak olan tek kuvvet,
Ölüm beni yakalamış demektir. ....

Çevrimdışı iso_cann

  • Uzman Üye
  • *****
  • 468
  • 762
  • 468
  • 762
# 19 Mar 2010 23:19:59
 Bağlanmayacaksın

Bağlanmayacaksın bir şeye
Öyle körü körüne
“O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin
Demeyeceksin işte
Yaşarsın çünkü
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki
Çok sevmeyeceksin mesela
O daha az severse kırılırsın
Ve zaten genellikle o daha az sever seni
Senin O’nu sevdiğinden.

Çok sevmezsen çok acımazsın
Çok sahiplenmeyince
Çok aitte olmazsın hem
Çalıştığın binayı
Masanı, telefonunu, kartvizitini
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları
Mesela kuzey yıldızı
Senin yıldızın olacak
“O benim” diyeceksin
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin..
Mesela gökkuşağı senin olacak

İllede bir şeye ait olacaksan,
Renklere ait olacaksın,
Mesela turuncuya,
Yada pembeye,
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden
Çok ait olmadan yaşayacaksın
Senin değillermiş gibi davranacaksın
Hem hiçbir şeyin olmazsa
Kaybetmekten de korkmazsın
Onlarsızda yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın
Çok eşyan olmayacak mesela evinde
Paldır küldür yürüyebileceksin
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat
İlişik yaşayacaksın
Ucundan tutarak..

Şair : Can Yücel

Çevrimdışı iso_cann

  • Uzman Üye
  • *****
  • 468
  • 762
  • 468
  • 762
# 19 Mar 2010 23:24:14
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR


Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.


 
Ataol BEHRAMOĞLU

Çevrimdışı iso_cann

  • Uzman Üye
  • *****
  • 468
  • 762
  • 468
  • 762
# 19 Mar 2010 23:29:23
DÜNYAYI VERELİM ÇOCUKLARA


Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler


 
Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı nunucan

  • B Grubu
  • 398
  • 1.238
  • 398
  • 1.238
# 20 Mar 2010 00:55:01
ACABA????
Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı,
yemek tuzu, rakı buzu,
maymun muzu,
Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever...
Kus darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı,
Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu,
Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever...
Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı,
Davul zurnayı, avcı turnayı, ...deve hurmayı,
Alın kelini, cömert elini, cimri dilini sever...
Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru,
Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı,
Şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever...
Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği,
Memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı,
Haylaz döveni, dalkavuk öveni, hergele söveni sever...
Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu,
Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı,
Orman çamı, kedi damı, işçi zammı sever...
Mektup pulu, zampara dulu,
Allah kulu sever de..
Acaba...
Sen?........

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 20 Mar 2010 13:55:30
Çanakkale Şehitlerine


Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"

Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.

Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,

Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...

Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!

Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,

Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...

Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,

Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,

Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer

O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,

Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,

Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?

Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;

"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.

Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.

Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...

Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.

"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;

Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,

Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;

Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...

Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif  ;)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK