Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Nis 2013 21:33:15
GİT BAHAR    

Çekil bu gölgeli yolda gezinme,
Bahar bakişlarin yine pek sarhoş.
Yanilip gönlüme misafir inme.
Kapisi kilitli, mihrabi bomboş

Mabettir orasi, meyhane değil...

Işiklar, kokular, sesler, çiçekler...
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda açtı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün!..

Gerçekten güzelsin, efsane değil:

Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın
Git bahar...Gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,

Kalbime girme, o kaşane değil!..

Git bahar, git bahar ! Uzaklarda gül,
Denize renginden bırak hediye,
Ufuklarda gezin, semaya süzül...
Kalbime sokulma "Peymane!" diye,

Gördüklerin kandil, peymane değil!  

                            Halide Nusret Zorlutuna  

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Nis 2013 21:33:38
Arz-ı Hâl

Gecenin bir saatinde
 Eşiğine varan bendim
 Kuşlar yuvada, kurt inde
 Karanlığı yaran bendim

Sabahları erken erken
 Yürek hasretle yanarken
 Firkatin bahçelerinden
 Vuslat gülü deren bendim

Bendim semada dolanan
 Bendim oraya ney çalan
 Parmakların uçlarından
 Nuru alıp veren bendim

Hayır! Hiçbiri değildim
 Hepsi benim hayallerim...
 Dolaşarak iklim iklim
 Doğru yolu soran bendim

Seni buldum şahım seni
 Tut elinden üftâdeni
 Koma karanlıkta beni
 Mevlana! Aman efendim

        Halide Nusret Zorlutuna

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Nis 2013 23:14:25
Canım İstanbul

 Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
 Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
 O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
 Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
 Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
 Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
 Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
 Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

 Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
 Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
 Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
 Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
 Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
 Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
 Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

 O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

 Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
 Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
 Oynak sular yalının alt katına misafir;
 Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
 Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
 Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
 Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
 Cumbalı odalarda inletir ' Katibim'i...

 Kadını keskin bıçak,
 Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

 Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
 Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
 Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
 Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
 Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
 Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
 Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
 Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

 Gecesi sünbül kokan
 Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

 Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Nis 2013 00:51:56
Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü

Yaşamaktan öte özür bulamayınca aşka
sonuçları bir bir gözden geçiriyorum
pulluklarla devrilen toprağın ıslaklığındaki can
madenlerin buharından elde edilen büyü
bazı yasak kitapların verdiği dinç duygular
nelerse ki yaşamak sözünü asi kılan
nelerse ki lekesiz, umutlu ve budala.

Denedim. Soğuk sular dökünüp fırladım sokaklara
sorular sordum nice kara sıfatları üstüme alaraktan
ipte boynum,ağzım şehvet yalaklarında
çapraştım, and içip ayna kırdım
doğadan bir vahiy bekledimse boşuna
baktım akşam herkesin kabul ettiği kadar akşamdı
hiç bir meşru yanı kalmamıştı hayatımın.

Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor
böylesine hazırlıklı değilim daha.
Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum:
Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda
                                                İsmet Özel
 

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.273
  • 230.693
  • 29.273
  • 230.693
# 28 Nis 2013 07:00:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 01 May 2013 17:46:37
Cevapsız Kalan Sualler

Yürü: duvar beton, otur yer beton
Tavana bakarsın ` bakma der` beton
- Yağmur kokan toprakların nerede?

Ne çiçekler açar, ne kuşlar öter
Yolların on adım ötede biter
- Serbest gezen ayakların nerede?

Her günü hasrettir haftanın ayın
Hani ya bayramın, düğünün, toyun?
- İlin, yurdun, konakların nerede?

Gönlün gamdan göçer, gama taşınır
Boş direkler boynu bükük düşünür
- Dalga dalga bayrakların nerede?

Deprem mi geçirdin, talan mı gördün?
Kanlı haydutlara haraç mı verdin?
- Obaların ocakların nerede?

İnancın cezalı, yüreğin tutsak
Konuşacak yerde çaresiz susmak
- Dudakların, dudakların nerede?   

Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 May 2013 11:18:07
Aydınlık

Hiçbir vakit tam karanlık değil gece

Kendimde denemiştim ben

Kulak ver dinle.

Her acının sonunda açık bir pencere vardır.

Yerine getirilecek bir istek,

Doyurulacak bir açlık,

Cömert bir yürek,

Uzanmış açık bir el,

Canlı canlı bakan gözler vardır.

Bir yaşam vardır yaşam

Bölüşülmeye hazır..

Paul Eluard..

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 02 May 2013 20:36:30
ESKİCİ

Eskiden yeterdim kendime
Artardım bile
Şimdi ne yapsam nafile! ...
Ve
Kim demiş 'can eskimez' diye
Bu can tedirgin tende
Can da eskimiş
Ben de..

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.273
  • 230.693
  • 29.273
  • 230.693
# 03 May 2013 14:00:54

Baştan Ayağa Yareyim  ( Gel gör beni aşk neyledi )

Gönlüm düştü bu sevdaya
Gel gör beni aşk neyledi
Başımı verdim kavgaya
Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akilim ne divane
Gel gör beni aşk neyledi

Mecnun oluben yürürüm
Dostu düşümde görürüm
Uyanır melul olurum
Gel gör beni aşk neyledi

Aşkın beni mest eyledi
Aldı gönküm hasteyledi
Öldürmeğe kast eyledi
Gel gör beni aşk neyledi

Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi

Akan sulayın çağlarım
Dertli yüreğim dağlarım
Yarim için ben ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi

Benzim sarı, gözlerim yaş
Bağrım pare, ciğerim baş
Halden bilen dertli kardaş
Gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi

Yunus Emre

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.241
  • 5.138
  • 24.241
# 04 May 2013 00:08:50
OLAMADIN

Vurduğun her yerden gül biter sanma
Sen beni ilk defa yaralamadın.
Ben sana kul köle olurdum amma
Sen bana bir günlük yar olamadın.

Bu kadar yüklenmek var mı susana
Yerimde olup da çıldırmasana
Ben gönül köşkümü açtım da sana
Sen sokak kapını aralamadın.

Hançerle mavzerle yıkılmazdım da
Süründüm aklımı senle bozdum da
Ben sana yüzlerce roman yazdım da
Sen bana bir satır karalamadın.

On bin de bir kula kısmet olsam da
Kadrimi bilmedin nimet olsam da
Ben senin bağına rahmet olsam da
Sen benim dağıma kar olamadın.

Kalplere şifalar sunan meyvaydım
Her keyfe kedere derde devaydım
Ben senin bahtına gülen ayvaydım
Sen bana ağlayan nar olamadın.

Yıllara mal oldu gözümden düşmen
Ey şimdi aynayla kavgalı düşman
Her zaman mahçupsun her zaman pişman
Sen kendi kendine yar olamadın.

Cemal Safi

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.273
  • 230.693
  • 29.273
  • 230.693
# 06 May 2013 06:06:16
Unutma,
Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
Biri seni bulacak...
...Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
Biraz ürkeceksin.
Ne kadar dirensen de nafile
İnsansın sonuçta seveceksin....
Eski acılara bakıp da küsme sevdalara
Gavura kızıp da oruç bozulmaz
Sök at kafandan acaba'ları!
Bir kemik aynı yerden
İki defa kırılmaz..
Artık kararmaz gecelerin.
Bir daha yaşlar akmaz gözünden.
Sabahların gecikmez.
Kim bilir ağladığın günlere gülersin
Bir defa öldün ya zamanında?
Bir daha ölmezsin...

Can YÜCEL

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 May 2013 11:22:56
Kaybolan Yusuf döner Kenan’a bir gün; gam yeme
Gör şu mahzun ev olur tekrar gülistan ; gam yeme
Ey gönül, işler düzensizlikten elbet kurtulur ,
Dertliler kalmaz perişan böyle her an ; gam yeme
Gerçi birkaç gün felek sapmış gider, hep ters yöne
Her zaman arzuna dönmez çünki devran; gam yeme
Bülbülüm, kırlarda tekrar taht kurarsın, gün gelir
Tek ki sağ kal, kopmasın ömrün bahardan; gam yeme
Sel götürmüş yıkmış varlığın mahveylemiş
Nuh eğer kaptansa, korkma olsa tufan; gam yeme..

Şirazi..

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 07 May 2013 16:04:06
ACILARA TUTUNMAK

Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimiz de
O, yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O, dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacık konutlukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım bir kaç bin yıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde...

(Hasan Hüseyin KORKMAZGİL)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.273
  • 230.693
  • 29.273
  • 230.693
# 09 May 2013 06:43:52
Gönül Çalamazsan

Gönül çalamazsan aşkın sazını
Ne perdeye dokun ne teli incit
Eğer çekemezsen gülün nazını
Ne dikene dokun ne gülü incit

Bülbülü dinle ki gelesin coşa
Karganın namesi gider mi hoşa
Meyvesiz ağacı sallama boşa
Ne yaprağını dök ne dalı incit

Bekle dost kapısın sadık dost isen
Gönüller tamir et ehli dil isen
Sevda Sahrasında Mecnun değilsen
Ne Leyla'yı çağır ne çölü incit

Rızaya razı ol hakka kailsen
Ara bul mürşidi müşkülde isen
Hakikat şehrine yolcu değilsen
Ne yolcuyu eğle ne yolu incit

Gel haktan ayrılma hakkı seversen
Nefsini ıslah et er oğlu ersen
Hüdai incinir inciden versen
Ne kimseden incin ne eli incit

Aşık HUDAİ

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 09 May 2013 08:33:26
Sular, Ağaçlar, Kuşlar

Gam yemezdim, sular, ağaçlar, kuşlar
Sizinle beraber ve sizin kadar
Beni de öğüten değirmen rüzgar
 lara uyaraktan dönerekten böyle
Alemde ister kış, isterse bahar
İster bir yaz, ister bir güz olsaydı!
Yeter ki riyasız bir yüz olsaydı!
Gam yemezdim, sular, ağaçlar, kuşlar.

 (1 Mart 1934)

 Cahit Sıtkı Tarancı
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK