iyi
değilim,
kendim değilim bu aralar
öfkem dağ yükü, yüreğim solungaçsız volkan
geçit vermiyor, nefes vermiyor, aşk vermiyor yaşamak
su
değil,
sonsuz değil,
soysuz aşklar değirmenliği zaman
ve taşıma aşkla ne dünya dönüyor ne de başım
hani
nasıl deyim,
sanki ben yarılmışımda
yer, gök içime devrilmiş
içim enkaz, yüküm kamburumdan ağır
ne dün,
ne bugün,
ne de yarın
söyletme işte, söyletme be kadın
kurşunlara gelesi hep yaşamak, hep ölmek oldu adın
tüm
rüzgarlar,
tüm dokunuşlar kanatsızdır
bu sebepten çarmıha gerdim tüm yalanları
sırf sen ömür ol diye gerçeğime, çerçeveliğime
neyse,
günü, güneşi geçtim de
gölgem bile kusmuğuna artık kurşuni
voltası gecikmiş tüm kaldırımlar üzerimde yürüyor
sensizliğme, tensizliğime fiyat biçiyor rimeli akmış köşe başı tanrıçaları
dişleri,
düşleri
sökülmüş hazımsız şafağım
ne toprak bana ne de ben toprağa terliyoruz artık
bir servi düşümüyüm belki de duasız, inançsız mezar kitabeliğime
kolum,
kanadım,
sancım, inancım
tek doğrum yaşamaktı,
yaşamaktı bir epitaph tınılığında
ve
şimdi,
nefesi çürümüş bir zamanın
aynası sararmış, bakışları kararmış tanrısıyım belki de
takvim müsveddeliğinde çırpınan düşmek, düşmemek arası son yaprağıyım
girişi de,
çıkışı da olmayan
damarı pıhtılaşmış bir şarkıyım,
boşuna dinlemeye, anlamaya da çalışma
daha çok küçüksün ama inan bir gün seninde aklın küçülecek, yüreğin büyüyecek
işte
tamda o gün
sende öğreneceksin
bir şarkıya kıvrılıp uzanmayı, yanmayı
ve inan tam da o an sen o şarkıyı değil o şarkı seni gözleri kapalı dinleyecek....
İlhan AŞICI