Öğretim kademeleri arasındaki geçişler için yapılan sınav değişikliklerinin sebepleri nelerdir?Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Bir forumdaşım şu mesajı yazmış :
Dün bir Tv programında bir katılımcı şu anısını anlattı..
"Kızım bir gün bana geldi dedi ki baba bugün okulda öğretmen teog sınavına oks dedi sonra düzeltti sbs dedi en sonda doğrusunu hatırlayıp teog dedi"
Eğitim sisteminin nasıl siyasilerin, hükümetlerin oyuncağı olduğunun, deneme tahtası olduğunun küçük bir örneği..
Empati yapılmadan yazılmış bir mesaj olduğu kanaatindeyim.
Bir çok egitimhane üyesinin yaptığı gibi
olumsuz bir durum için başkası suçlanmış.Empati yaparak siyasilerin, hükumet üyelerinin duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışalım :
- Öğretmenlerin becerisizlikleri, ilgisizlikleri vs. yüzünden sürekli sınav sistemi değişiklikleri yapmak zorunda kalıyoruz.Olumsuz durumlar için başkalarını suçlamak egitimhane üyelerine has bir özellik değildir
İngiliz şairi Rudyard Kipling'in "Küçük Cıvata" başlıklı hikayesini hatırlatmak istiyorum.
Küçük Cıvata
Koskoca bir gemide küçücük bir cıvata vardı. Bu, iki büyük çelik levhayı birbirine bağlayan küçük cıvatalardan biriydi.
Bu küçük cıvata Hint Okyanusunda yol alırken birdenbire kıpırdamaya ve düşme tehlikesiyle yüz yüze geldi.
Öteki cıvatalar:
- "Sen düşersen biz de düşeriz" diye seslendiler.
Geminin teknesindeki çiviler de :
- "Biz de çok sıkışığız, biz de biraz kıpırdayalım" dediler.
Bunu duyan demir kaburgalar:
- "Ne olur yapmayın!" diye yalvardılar. Siz tutmazsanız biz mahvoluruz.
Derken küçük cıvatanın amacı bir yıldırım hızıyla tüm gemiye yayıldı.
Gemi titremeye başladı. Bunun üzerine tüm kaburgalar, levhalar, cıvatalar, en küçük çiviler el ele verip, küçük cıvataya bir elçi gönderdiler.
Küçük cıvata yerinde kalmalıydı, aksi halde gemi parçalanacak, içlerinden hiçbiri vatana kavuşamayacaktı.
Küçük cıvata kendine bu denli önem verilmesine çok sevindi ve olduğu yerde kalacağını bildirdi.
Bu en küçük cıvataya dek dikkate çağırış, yalnız gemilerin, uçakların ya da demiryolu vagonlarının güvenliğiyle sorumlu mühendisler için değildir.
Doğalgaz musluklarını kullanan aşçı kadın için de değildir. Hepimiz içindir.
Yaşamda her zaman küçük bir cıvatayı unutmak tehlikesiyle karşı karşıyayız. Unutkanlığımız yüzünden büyük bir iş bozulabilir, binlerce insan ölebilir.
"Küçük gemi cıvatası" derine gizlenmiş ahlaki gerçeklik için de güzel bir örnektir.
Bu gerçeğin kesin, ama gözle görünmeyen önemi çok zaman unutulur.
Olumsuz durumlar yaşandıktan sonra birileri bunun nedenini keşfeder.
Onu herkese bildirir, tüm dünya yaşananlardan dolayı büyük bir korku, merhamet ya da öfkeyle sarsılır fakat bundan hiçbir ders almaz, tersine her yerde küçük cıvataları ve bu küçük cıvataların önemini unutmaya devam eder.
Öğretmenler, öğrenciler, veliler, siyasiler, hükumet üyeleri vs. küçük bir cıvatadır.
Ve geminin parçalanmasından küçük cıvata sorumludur.Yıllar önce bir konu açarak,
üniversiteye girişlerde bir çok batı ülkesinde uygulanmakta olan "tavsiye mektubu" sisteminin kullanılması gerektiğini ifade etmiştim.Sistemde ülkelere göre değişen ayrıntılar vardır. Temel olarak sistem şu şekilde işlemektedir:
Alt kademeden üst kademeye geçiş için genel bir sınav yapılmaktadır. (Ülkemizde yapılan sınavların benzeri)
Öğrenci bu sınavdan aldığı puan ve öğrenim gördüğü okuldaki bir veya bir kaç öğretmenden aldığı tavsiye mektubu ile gitmek istediği okullara müracaat etmektedir.
Üst kademe öğretim kurumu kendilerine yapılan müracatlar için ağırlık değerlendirmesi yapmaktadır.
Örneğin genel sınavdan alınan puan için %60 ağırlık belirlemektedir.
Tavsiye mektupları içinde bir yüzdelik oran belirlenmektedir. Bazı ülkelerde bunlara
ek olarak, müracat yapılan kurum tarafından bir sınav yapılmakta, bu sınavdan alınan not da değerlendirilmeye katılmaktadır.
Bu şekilde hesaplanan bir puan ile üst kademelere öğrenci kaydı yapılmaktadır.
Bu sistemin olumsuz yönleri olmakla birlikte bir çok ülkede başarıyla uygulanmaktadır.
Ülkemizde de bu sistemin uygulanması gerektiği görüşümü ifade etmiştim.
Bu düşünceme katılan hiç bir forumdaşım olmadı.
Hatırladığım kadarıyla Sudee forumdaşım bu sistemin öğretmen, öğrenci ve veliler tarafından
SUİSTİMAL edilecek olması nedeniyle uygulanmasının mümkün olmadığını yazmıştı.Suistimal edilmesinin imkan dahilinde olduğunun farkındayım.
BUNUNLA BİRLİKTE sistemi başarıyla uygulayan ülkelerde bile suistimal edilmediğini söylemek mümkün değildir.
Bu sistem ülkemizde tartışmaya bile açılmıyor.Sistemin olumsuzlukları hakkında genel bir kanaat olduğu düşüncesindeyim.
Sistemin olumlu yönlerini şu şekilde belirtmek istiyorum :
1) Üst kademe eğitim kurumu, kuruma gelmesi muhtemel öğrencilerin kalitesini artırmak için alk kademeden 5-10 kurumu belirleyerek bu kurumlarla kuvvetli bir iletişim içinde olacaktır.
Ülkemizde uygulanan mevcut sistemde alt ve üst kademe eğitim kurumları arasında iletişim yok denecek kadar azdır.
2) Üst kademe eğitim kurumu iş yükünü azaltmak için, seçtiği alt kademe kurumlara azami desteği vermeye çalışacaktır.
3) Öğretmenler, tavsiye mektuplarının üst kademede kabul görmesi için daha seçici davranacaklardır.
4) Öğretmenlerden tavsiye mektubu alabilmek için, öğrenci davranışlarında göz görülür farklılıklar oluşacaktır.
5) Üst kademe eğitim kurumları, alt kademe eğitim kurumlarına beklentilerini NET olarak ifade edebileceklerdir.
6) Üst kademe eğitim kurumları kendi belirledikleri alt kademe eğitim kurumlarından öğrenci almayı tercih edecekleri için her yıl yaşanan öğrenci göçlerinde azalmalar olacaktır.
vs.
Her ne kadar, öğretim kademeleri arasında ülkemizde uygulanacak sistem netleşmeye başlamış olsa da
"tavsiye mektubu" sisteminin de bu sisteme monte edilebilir olduğu inancındayım.