sayın no suga,ben şu an urfada öğretmenlik yapıyorum.öğrencilerin sınıfta kalmaması taraftarı olduğunu söylüyorsun.hiç kimse haksız yere öğrenciyi sınıfta bırakmaz zaten.hiçbir öğretmenin gönlünden de bu gaçmez . ama benim çalıştığım yerde okullarda görünüşte öğrenci olan ama aslında okuma amaçlı gelmeyen kişiler var.evet okula kayıtlı çünkü zorunlu,okula kayıtlı çünkü devlet burda öğrencilere para yardımı yapıyor.öğrenciler kayıt yaptırıp okula gelmiyor ama gelmiş gösteriliyor.sınava girip tekrar evleriine gidiyorlar bir dahaki sınava kadar da yoklar.bazıları sırf evdeki ortamdan kaçmak için gelip derslerde en arka sırada oturup okul bitene kadar sesini bile çıkarmıyor(derse yönelik tabi,diğer konularda uslu !oldukları pek söylenemez).benim sınıfta terörist olan kişiler var ve bunların okula nne amaçla geldiklerini bilmiyorum.terörist demekten çekinmiyorum çünkü öyle.bu ne iftira ne başka bir şey.ben elimden geldiği kadar burada öğrencileri kazanmaya ve kazandırmaya çalışıyorum ama okul dışında beyinleri yıkanmaya devam ediyor.derse gelen çocuk!senden çekinmeden Atatürk ü, ülkeni... kötüleyebiliyor.hiç çekinmeden Türkçe konuşmamakta ısrar ediyor bildiği halde.ders çalışmıyor çünkü okumak için gelmiyor.yaptığı tek şey okulu karıştırmak.ne çanta ne kitap hiçbir şey getirmiyor.siz olsanız böyle bir öğrenciyi!geçirir misiniz gerçekten?ben eğer bu öğrenciye ! sınıf geçirirsem ,diplamma almasını sağlarsam işte o zaman uyuyamam.okuma yazması, sınavı ... kötü olan ama çaba gösteren hiçbir öğrenciyi tabiki sınıfta bırakmamak için çaba harcarım ben de.ama emin olun sınıfta bırakılması gereken o kadar çok kişi var ki burada görseniz şaşarsınız.mesleğinin gereğini bilen hiçbir öğretmen işin kkolayına kaçmaz zaten,boşvermişlik yapmaz.umarım öyle öğretmenlerden dee olmayız ileride.ama bırakılması mecburi olan birini de geçiremem .saygılar.
bu aarkadaşın mesajına alıntı yaparak mesajlarıma eleştiri yapan meslektaşlarıma cevap vermeyi kendime bir borç biliyorum. Arkadaş Şanlıurfada görev yaptığını söylemiş ben de gül bahçesinde görev yapmıyorum. Hakkari-Çukurca desem yeterli olur sanırım. Ben birleştirilmiş sınıf öğretmeniyim ve 3 yıldır yetiştirip gönderdiğim öğrenciler ilçe merkezindeki öğrencilerle yarışır hatta bazıları onlardan daha başarılı durumdalar. Bu kolay olmadı tabii ki. İlk tanıştığımızda okuma yazma dört işlem becerilerinden yoksunlardı hatta 3 tanesi sınıfta bırakılmıştı. Çaresizseniz çare sizsiniz. Biraz farklı davranımlar yaklaşımlar karanlıklara bakan öğrencileri de ışıl ışıl gözlerle karşımıza çıkarabilir. Önce beni sevmelerini ve bana güvenmelerini sağladım. Beraberinde benim gösterdiğim yolun onlara mutluluk ve iyilik getirdiğini öğrendiler. Bİr gün bir kalem hediye alabilmek için çalıştılar başka bir gün kuru bir aferin için. Bu arada velileri de kuşattım aynı şekilde sık sık ziyaretlere gittim onlar da anladılar zamanla evde ilginin çocuğun başarısına ne kattığının. Tabii ki hiçbir çabaya karşılık vermeyen öğrenciler olacaktır ama yeterince çaba sarf ettik mi? Tamam yeterince çabaladıysak ve umutsuzsa, bırakalım kesinlikle itirazım yok. Benim itirazım öğrenciye zaman tanımadan ilk dönemden şu kadar öğrencim kalacak bunlar geçecek diyen meslektaşlarıma. Bir öğrencim(1. sınıf) ağzından tek harf alamadım. Bütün çabalarıma rağmen umut göremedim. Biraz serbest bıraktığımda öğrencinin gizil öğrenme gerçekleştirdiğini fakat bunu davranışlarına yansıtmadığını fark ettim. Ne zaman ki karar verdi(2. dönem) çalışmaya başladı. Evet geriden geliyor ama çabalıyor. Ben bu çocuğu sınıfta bırakmayı düşünmedim düşünmem de.
Arkadaş mesajında öğrenciyi kötü bir tabirle etiketlemiş yadırgadım. Bize her zaman etiketleme yapmamak öğretildi. Çalışmayan öğrenciyi tembel diye etiketlemezken arkadaş öğrencisini terörist olarak etiketlemiş çok ayıp.
Özetle söylemek istediğim biz öğretmenler ve bütün insanlık için söylüyorum bardağın dolu tarafına bakalım YIKICI değil YAPICI olmaya çalışalım. Bırakmayın demiyorum bu her öğretmenin kendi kararıdır ama önce o bardağı doldurmaya çalışalım. Dolmuyorsa kırıksa çatlaksa zaten yapacak bir şey yoktur....