Siyah - Beyaz Veya Onu Sarıya Boya

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
05 Nis 2016 11:53:34
Siyah - Beyaz veya Onu Sarıya Boya

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Onu sarıya boya" Hintli yönetmen / oyuncu Aamir Khan'ın filmlerinden biridir.

Film "Hindistan (geri kalmışlıktan / yozlaşmışlıktan) nasıl kurtulur?" sorusuna bir cevap arayışı olarak tanımlanabilir.

Filmi seyretmeyenler yukarıdaki cümlede "Hindistan" kelimesinin yerine "Türkiye" kelimesini koyarak izlerlerse zamanlarını daha verimli hale getirebilirler.

İzlemeyenler için filmin konusunu şöyle özetleyebiliriz :

İngiliz bir araştırmacı olan Sue, Hint geleneklerini adetlerini merak etmektedir.
Sue, dedesinin yazdığı hikayelerden de etkilenerek, onların bağımsızlık mücadele hikayelerini dinleyerek tecrübe ederek bir belgesel çekmeyi düşünür.
Bu sebeple de oyuncular ayarlamaya çalışır. Sue, gördüğü manzara karşısında şaşkına döner çünkü gençler çıldırmış bir şekilde batı kültürünü taklit etmektedirler.
****
Batı etkisindeki insanlar, olayları / durumları / kişileri siyah-beyaz gibi karşıtlar halinde SINIFLANDIRMAYA meyillidir.
Bu insanların dünyasında (sarı, gri gibi) başka renkler(e yer) yoktur.
Bir olayı / durumu / kişiyi siyah olarak tanımlamışsa bu durumu hiç bir olay / durum / kişi değiştiremez.
Zaman içinde yaşanan gelişmelerin duruma / olaya / kişiye etkisi olabileceğini kabul etmezler.
Benzer şekilde, bir olay / durum / kişi beyaz olarak tanımlamışsa bu durumunda değişmesi / değiştirilmesi asla ve kat'a mümkün değildir.

Bu ön bilgiden sonra filmimize geri dönelim :
Yirminci yüzyıl başlarında Hindistan, (dünyanın büyük bir bölümü gibi) İngiliz İŞGALİ altındadır.
Sue'nin dedesi İŞGAL kuvvetlerinde, isyanları bastırmakla görevli subaydır.
Görevi suresince tuttuğu günlük Sue'nin eline geçmiştir.
Sue'nin amacı bu günlüğü belgesel haline getirmektir.

Günlükte İSYANCILAR için yapılan tanımlamaya bakalım :

Dünyada iki tür insan olduğu|düşüncesini taşırdım öteden beri. Ölüme feryat figan gidenler ve ölüme sessiz sedasız gidenler.
Sonra bir üçüncüsüyle tanıştım. O uzun süren yürüyüşlerini kimi zaman rüyalarımda halen görürüm.
Hiç şikayet etmediler. İnançlarında hiç tereddüt dahi duymadılar.
Her şeyden ziyade gözlerini hatırlıyorum.
Bana bakışlarını...
Emin, sebatkar...
Kararsızlık göstermeksizin.

Bu tanımlama aklımızın bir köşesinde kalsın, çünkü filmin sonunda hatırlamamız gerekecek :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Nis 2016 11:56:24
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Sue'nin dedesinin mücadele ettiği İSYANCILARIN lideri Bhagat Singh'dir.

Bhagat Singh'in kim olduğunu anlamak için "Bhagat Singh Efsanesi" isimli filmin konusuna bakalım :
Konu özeti [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinden alınmıştır :
Alıntı
Bhagat, 1908 yılında İngiliz hakimiyetinde olan Hindistan’da doğmuş bir gençtir.
İngilizlerin yıllar boyunca Hint vatandaşlarını kıyıma uğratmasına şahit olmuştur.
İngilizler başta bir şirketin idaresinde ülkeye gelmiş, ancak daha sonra ülkedeki nüfusun çoğu üzerinde hakimiyet kurmuşlardır.
General Dyer gibi bazı ordu üyelerine verdikleri güçler ise onları diktatörler haline getirmiş, onlar da binlerce masum insanın ölümüne neden olmuşlardır.
Halkın bu şekilde yaşamaya çalıştığı bir dönemde Mohandas Gandhi ortaya çıkmış ve halkı direnişe teşvik etmiştir.
Artık İngilizler’in ürettiği mallar yakılmakta, öğrenciler okula devam etmemekte, hükumet için çalışan memurlar ise istifa etmektedir.
Ancak hiç tahmin etmedikleri şey olur ve Gandhi hem hareketi hem de ona destek olanları terk eder.
Bunun üzerine Bhagat önce kendi savaşını vermeye, daha sonra ise insanlar için daha büyük mücadelelere girmekten çekinmeyecek ve bir direniş kahramanı olacaktır.

Mohandas Gandhi başlattığı hareketi terk etmiş olabilir mi? Mümkün değil.
Çünkü Mohandas Gandhi BEYAZ rengi temsil eder. Mohandas Gandhi KUSURSUZDUR.
Bhagat Singh Efsanesi filmi yalan ve saçmalıklardan ibarettir.

Not : Film ile ilgili değerlendirmelerime Cumartesi günü devam etmeye çalışacağım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Nis 2016 16:25:21
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Sue'nin çalıştığı firma belgesel çekimine desteğini çeker.
Sue kendi imkanları ile belgesi çekmek için Hindistan'a gider.
Çekeceği belgesel için oyuncu seçmek için yarışma düzenlese de  tatmin olacağı bir sonuç elde edemez.

Bir grup üniversite öğrencisi ile eğlenirken gruptakilerin belgesel oyuncusu olabileceği kişiler olduğu kanaatine ulaşır.
İngiliz araştırmacının üniversite öğrencilerine Hindistan tarihini anlatan belgeselde oynamayı teklif ettiğinde yaşanan diyalog :
Alıntı
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Bu vatanseverlik muhabbeti çok sıkıcı.
İngiliz araştırmacı :
- Sıkıcı mı? Bu kişiler ülkenizin özgürlüğü uğruna hayatlarını verdi.
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Ne özgürlüğü? Ülkenin halini gördün mü?
Üniversite öğrencilerinin askerliğini pilot olarak yapan bir arkadaşları:
- Kusura bakma, Karan! Ben bu ülkeye inanıyorum.  Aksi takdirde ne diye uğruna savaşayım?
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Bilmem.  Belki de havalı olduğundandır! Pilot olmak, pahalı uçak uçurmak. Seksi ceketler giyebilmeniz. Bir de kadınlar... Kadınlar üniformalı erkeklere bayılır.
Üniversite öğrencilerinin askerliğini pilot olarak yapan bir arkadaşları:
- Tabii ki pilotluğu seviyorum, tabii ki havalı. Ama ülkemle de gurur duyuyorum, hayatımı da uğruna verebilirim.
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Gurur mu? Nesi göğsünü kabartıyor? Nüfus patlaması mı? İşsizlik mi? Yoksa yolsuzluk mu? Hangisi gerçekten göğsünü kabartıyor?
Üniversite öğrencilerinin askerliğini pilot olarak yapan bir arkadaşları:
- Yapmayın, çocuklar. Hiçbir ülke mükemmel değildir. BİZİM İYİ HALE GETİRMEMİZ GEREKİR.
İngiliz araştırmacı :
- Doğru.
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Anlaşıldı. Bak ne diyeceğim. Ajay, sen bu ülkeyi mükemmelleştir. Diplomamı aldığım an bu çöplükten Amerika'ya tüyüyorum. Burada bana göre bir şey yok.
- Sen bizi bırakıp gidemezsin.
- Bekle de gör.

Bu diyaloğun Hindistanlı gençler arasında geçtiğine emin misiniz? Bana sanki Türk gençleri arasında geçiyor gibi geldi :)

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Nis 2016 16:30:48
Bu film yeni mi?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Nis 2016 16:31:41
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Üniversite öğrencilerinden birinin babası ülkenin sayılı zenginlerindendir. Baba oğul arasında geçen bir diyalog :
Alıntı
Baba:
- Gelecek sene hangi Amerikan üniversitesine gitmek istediğine karar verdin mi? Michigan Üniversitesi İşletme Bölümü hakkında iyi şeyler duydum. Carnegie, Mellon, Wharton...
Oğul :
- Listeyi biliyorum.
Babanın telefonu çalar :
- Alo. Bekle! Seni iyi duyamıyorum, sonra ara. Daha sonra ara.
Baba :
- Listeleri bildiğinin farkındayım. Ama hayat öylece ayağına gelmez. Onu planlaman gerekir. Bu ülkede her saniye biri dünyaya geliyor. Onları kimse umursamıyor. Ne hükumet ne de Tanrı.
Oğul :
- Çay içmeyeceğim.
Baba :
- Bir şeyler yap yoksa onlardan biri olursun.
Oğul :
- Konferanslarına başlama lütfen.
Baba :
- SMS nesli. Dört satırı aşan konuşmalar konferans oluveriyor.
Babanın telefonu tekrar çalar :
- Alo. Burada çekmiyor. Dışarı çıkayım da öyle konuşalım. Anlaşma iptal öyleyse, ilgilenmiyoruz. Zamanımızı çalıyorlar. Rus kalitesine güvenilmediğini biliyorsun.
Kibirli davranacak durumda değiller. Açık pazarda bizim önerdiğimiz fiyatın yanına yaklaşmaları bile mümkün değil zaten. Hindistan'da böyle bir işe ne kadar akbaba üşüştüğünün farkındasındır herhalde.
Pazarlık etmeyeceğimizi söyle. Parayı yatırsınlar.

Filmin devamında son telefon konuşmasının Hindistan'ın kullandığı Rus uçaklarının yedek parçaları hakkında olduğunu öğreniyoruz.
Baba kalitesine güvenilmeyen yedek parçalar için pazarlık etmeyi kabul etmiyor, komisyoncusuna Ruslara istediği miktarda parayı yatırmalarını söylüyor.

Neyse ki Türkiye olarak Rusya'dan kalitesiz uçak malzemesi almıyoruz. Biz her zaman kaliteli Amerikan malzemesi alıyoruz :)

SMS nesli tanımlaması çok hoşuma gitti. Bazı forumdaşlarımın mesajlarım 4 satırı aştığı için neden şikayet ettiklerini şimdi daha iyi anlıyorum. :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Nis 2016 16:35:06
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu film yeni mi?
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Hayır. 2006 yılı yapımı...
Yaptığım bir araştırma çerçevesinde izleme listemde olduğu için yeni izledim. İzlemeyenlere tavsiye niteliğinde, izleyenlere ise FARKLI bir bakış açısı ile yeniden izlemeleri umuduyla kendi izlenimlerimi paylaşıyorum.

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
# 10 Nis 2016 00:24:46
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
SMS nesli tanımlaması çok hoşuma gitti. Bazı forumdaşlarımın mesajlarım 4 satırı aştığı için neden şikayet ettiklerini şimdi daha iyi anlıyorum. :)

:)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 10 Nis 2016 08:03:16
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Belgeselde yer alan bir karakter için oyuncu eksiktir.
Üniversite öğrencileri batı kültürüne uygun şeklide eğlenirken, Milli değerlere önem veriyor görüntüsü taşıyan bir partinin gençlik kollarında faaliyet gösteren bir genç sözlü müdahalede bulunur.
Sözlü müdahale, oyuncusu eksik olan karakter için uygun oyuncu olduğu kanaati uyandırır ve belgeselde oynama teklifi yapılır.
Bu durum batı kültürünü benimsemiş diğer oyuncuların hoşuna gitmez ve restleşmeyle başlayan tartışma kavgaya dönüşür :

Alıntı
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Bak, Sue, burası Londra değil. Laxman Pandey (parti üyesi genç) gibilerinin ne baş belası olduğunu bilmiyorsun.
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Dinle, Sue, ona rol verirsen o zaman ben filmde yer alamam.
Parti gençlik kollarında faaliyet gösteren genç :
- Benimle bir sorunun varsa yüzüme söyle. Yüreksizler gibi sırtımdan hançerleme.
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Pandey, git buradan! Bela istemiyoruz.
Parti gençlik kollarında faaliyet gösteren genç :
- Konuşsana, yüreksiz. Ne diyordun?
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Aslam, nereye gidiyorsun?
Parti gençlik kollarında faaliyet gösteren genç :
- Yüreksiz, ne diyordun?
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Aslam'a vurmaya nasıl cesaret edersin?
İngiliz araştırmacı :
- Durun! Durun! Lütfen, durun! Karan, durdur onları!
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Gebert onu! Gebert, gebert! Gebert onu!
İngiliz araştırmacı :
- Durun! Durun, Tanrı aşkına! Durun! Aslam, onları durdurur musun lütfen? Durun! Durun! Durun, Tanrı aşkına!
(Üniversite öğrencileri ile partili genç arasındaki kavga sona erdikten sonra)
İngiliz araştırmacı :
- Özür dilerim, sizi filmimde kullandığım için çok özür dilerim. Beni buraya ne sürükledi hiç bilmiyorum. Bavullarımı hazırlayıp insanların birbirlerini öldürmek için MAZERET aradıkları bir yere gelmekle büyük aptallık etmişim. Şimdi bari bir mazeretiniz eksilecek.
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Sue, özür dileriz. Pandey ile aramızda uzun süredir büyük DÜŞMANLIK yaşandığını biliyorsun.
İngiliz araştırmacı :
- Kalırsam da tekrarlanacağı kesin.
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Hayır, hayır. Tekrarlanmayacak. Aramızda hallettik. Hiçbir sorunla karşılaşmayacaksın. Sue... Bu filmin SENİN İÇİN olan anlamını hepimiz biliyoruz. Buraya geliş amacını yerine getirmende sana yardımcı olmak istiyoruz.

Kavga edenler Hindistan'lı gençler, onlara durun diyen, bir daha kavga etmemeleri için Hindistan'dan ayrılmak isteyen "İngiliz araştırmacı"...
Burada bir terslik var ama ne olduğunu anlayamadım.
1980 yılına nasıl geldiğimizi HATIRLAYAN biri olmama rağmen tersliği ben anlayamıyorsam, üniversite gençlerinin anlamasını nasıl bekleyebilirim ki?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 10 Nis 2016 08:11:04
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Belgesel filmin çekilen bölümlerini izledikten sonra yapılan sohbetin diyalogları :
(Pilot olan arkadaşlarının ismi Ajay'dır. Diyalogda Ajay'ın söyledikleri dikkat çekicidir. )
Alıntı
- Hayatını vermeye değecek şeyler var.
- Lütfen. Ne gibi?
- Bhagat Singh, Azad, Bismil, Ashfaq'a bakın. Hayatlarını bu ülke uğruna verdiler. Bakın ne oldu. HEPSİ BOŞUNA. Bugün çöplük oldu çıktı. Kimsenin de umursadığı yok.
- Ben umursuyorum. (Ajay)
- Ajay gibi ülkeleri uğruna savaşanlar umursuyor, Karan. Senin gibiler huzur içinde uyusun diye.
- Sonia, duygularına kapılma, gerçekçi ol.
- Sonia çok doğru söylüyor.
- Sue, senin gibi bir yabancı için bunları söylemek işten bile değil. Biz burada temel ihtiyaçlar için mücadele veriyoruz. Yiyecek, giyecek ve yatacak yer. Burada sistemi değiştirmeye çalışsan sistem seni iyice batağa saplar. Yozlaşma DNA'larımıza işlemiş. Bu ülke için bir gelecek yok.
- O geçmişten bahsediyor, sen geleceği düşünüyorsun.
- Bir ayak geçmişte, bir ayak gelecekte o yüzden bu anın içine ediyoruz.
- DJ, kapa çeneni.
- Bir kez olsun ciddi davran.
- (Ajay'ın sözleri : ) Karan, elini taşın altına sokmayıp karşıdan eleştiri yapmak kolay. Başkalarını suçlamak daha da kolay. Neden meydana çıkıp sorunları düzeltmeye çabalamıyorsunuz? Bir görüş benimseyin. Siyasete, polis gücüne, hükumete katılarak beladan kurtarın. Ama yapmazsınız! Nedenini söyleyeyim. Çünkü kolları sıvayıp çok sıkı çalışmak gerekir. Yan gelip yatmak daha rahat tabii. Cesaretiniz varsa ülkeyi değiştirin.
- Hiçbir şey değişmez. Eskiden değişmedi, gelecekte de değişmeyecek. Kendini yola attığın anda yolun sonu görünür.
- Doğru. Tek değişiklik mezarına nasıl girdiğin olacak.
- DJ, ileri gitme!
- Gitmiyorum. Sarhoş değilim. Sen söyle, Sue. Sarhoş muyum?
- Hayır.
- İşte, son söz yönetmenin ağzından çıkar. Kestik!
- Dostum, nerede kalmıştık?
- Mezara gidiyorduk.
- Mezara gidiyorduk.
- Mezarlarımıza aynı şekilde gideceğiz. Öldüğümüzde hepimiz beyaz kefenlere sarılacağız. Yalnızca Ajay milli bayrağa sarılacak.
- DJ, kes şunu!
- Karan, sen ne istersen söyle biz ölünce sokak köpekleri bile havlamayacak. Ama Ajay 21 pare top atışıyla selamlanacak.

Yan gelip yatmak kolay da, ayda bir kere bankamatikten maaşı çekmek zor oluyor, BİRİLERİ buna bir çare bulmalı :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Nis 2016 11:09:45
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İSYANCILARIN lideri Bhagat Singh "Etkin kararlar almamız gerekiyor." ifadesini kullanır.

Etkin karar; yüksek düzeyli işgal subayını öldürmektir.
Alıntı
- Ama, Bhagat, kaçmak imkansız olur.
- Kaçmayacağız ki... Bizim asıl maksadımız yakalanmak.
- Ne?
- Yakalanırsak mahkemeye çıkartılırız, böylelikle konuşma fırsatı yakalar, halkımızı karanlık uykudan uyandırabiliriz. Sesimizi duyururuz.

Hayret! İnsanlar seslerini duyurabilmek için birilerini öldürüyorlarmış.
Neyse ki, günümüzde internet var da insanlar seslerini duyurmak için birbirlerini öldürme ihtiyacı hissetmiyorlar (mı?).

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Nis 2016 11:15:28
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

UYARI : Aşağıdaki satırlar filmden alıntıdır. Türkiye'de yaşananlarla uzaktan yakından hiç bir alakası yoktur.
Alıntı bir son dakika  TV  haberi ile başlamaktadır :
Alıntı
- Bir son dakika gelişmesi iletiyoruz. Bir MiG-21 avcı uçağı kısa bir süre önce düştü. Geçen altı aydaki bu benzeri ikinci kaza. Savunma Bakanı kazayla ilgili soruşturma başlattı. Elimize henüz ulaşan bilgiye göre Pilot Yüzbaşı Ajay Rathod (üniversite öğrencilerinin pilot arkadaşları) kazada can verdi. Pilot Yüzbaşı Rathod anlaşıldığı kadarıyla yanan uçaktan atlamıyor. Aksine Ambala dışına yönelerek açık alanda kaza geçiriyor, böylece birçok hayat kurtarıyor. İzleyicilerimizin anımsayacağı üzere şu ana dek Hindistan Hava Kuvvetlerinin 163 tane MiG-21 uçağı kaza geçirdi ve 66 pilot yaşamını yitirdi. Pilot Yüzbaşı Ajay Rathod son ana kadar uçakta kalıp, Ambala şehrine çarpmadan uçmayı başardı. Öylelikle kendi hayatı pahasına birçok kişinin hayatını kurtardı. Pilot Yüzbaşı Ajay Rathod'un naaşı yakıldıktan sonra külleri gökyüzüne serpilecek. Geçen on sene içerisinde, Hava Kuvvetlerine ait 100 üzerinde MiG-21 uçağının geçirdiği kazalarda 30'dan fazla pilot hayatını kaybetti.
- Sayın Bakan, denetçi raporuna göre hükumet eski ve arızalı Rus yedek parçaları temin etmiş. Bu yüksek düzeyli bir yolsuzluk vakası değil midir?
- Hayır, kesinlikle değil. Parlamentoda meseleye bizzat açıklık getirdim. Bu düpedüz bir yalandır. Söz konusu uçak uçurmak olunca günümüz gençleri aceleci ve sorumsuz davranıyor.
- Hayır! Katılmıyorum. Pilot Yüzbaşı Ajay Rathod şahsen eğittiğim usta bir pilottu. Hava Harp Akademisi madalyası sahibiydi. Gece sortilerini savuşturanların en genciydi. 1,000 saat üzerinde uçuş deneyimi olan biriydi. Sorumsuz bir pilotun sicili böyle olamaz.
- Sayın Savunma Bakanı, sistemdeki çürümeyi durdurmadan önce daha kaç tane pilotu mezara göndereceksiniz?
- Bundan böyle hükumet bu makineleri yalnızca deneyimli pilotların kullanması için gerekeni yapacak. Ajay Rathod gibi ihtiyatsız pilotların değil.
- Ne zırvalıyor bu böyle?
- Bütün soruşturmalara açığım. Saklayacak hiçbir şeyim yok.
- Bu Tanrının cezası MiG soruşturması itibarımızı zedelememeli.
- İçiniz rahat olsun, efendim. Kamuoyu hafızası zayıftır. Zaten durumu kontrol altında tutarız.
- Ölü pilotların ömrü haberlerde çok uzun oluyor.
- İyi de askeriyeye, hayatlarını feda etmek için katılmıyorlar mı zaten?
Pilotun cenaze töreni görüntüleri: (Herkes beyaz giyinmiş, Hindistan halkı cenazelerde koyu renk giyinilmesi, koyu renk camlı gözlük takılması gerektiğini hala öğrenememiş)
- Gözlerden Ajay Rathod için duyulan acı okunuyor. Şu anda tansiyon oldukça gergin. Doğrudan hükumete özellikle Savunma Bakanına yönelik, büyüyen bir öfke ve hoşnutsuzluk var. Yanımızda Ajay Rathod'un annesi bulunuyor.
Pilotun annesi :
- Hükumet böylesi bir meselenin sorumluluğunu üzerinden atamaz. Halka karşı yükümlülük taşıyorlar. Madem MiG yedek parçalarının kalitesine güvenilmiyordu, en başta niçin alındılar? Niçin alındılar?Para için mi yapıldı? Para çocuklarımızı geri getirmez. Her şey gayet açık. Savunma Bakanı ahlaki açıdan sorumludur. İstifa etmelidir.
- Bakanlığın karıştığı sahtekarlık üzerindeki sır perdesi aralanmışa benziyor. Bu olay ne gibi sıkıntılar doğuracak? Bunu da zaman gösterecek.

Cenaze sonrası protesto gösterisinde oturma eylemi yapılıyor :
- Mishra, neler oluyor?
- Ajay Rathod acemi değildi. Ajay Rathod uçağının kasabaya düşmesine izin vermedi. Beklenmedik bir sorun baş gösterdiğinde Ajay Rathod kendi hayatını kurtarmaya çalışmadı. Uçağın Ambala'ya çarpmasına meydan vermeyerek binlerce sivili kurtardı. Buna rağmen Savunma Bakanı, Pilot Yüzbaşı Ajay Rathod'u ihtiyatsız olarak adlandırıyor.  Kendi oğulları da askerde olan siyasetçilere bir soru yöneltmek istiyoruz. Bu durumda olsaydınız sizler ne yapardınız?

Eyleme polis müdahalesi başlar, pilotun annesi oturduğu yerden kalkmaz :

- Bir yere kıpırdamıyorum. Bunu Ajay için yapmalıyım.
- Durum tatsızlaşabilir, teyze.
- Olsun.
- Onu çabuk acile alın.
- Peki, Doktor.
- Siz lütfen burada bekleyin. Bundan sonrasıyla biz ilgileniriz.

Partili genç ile parti yetkilisi arasında geçen diyalog :

Partili genç :
- Masum insanları dövüyorlardı. Onlara neden engel olmadın, Mishraji?
Parti yetkilisi :
- Hükumeti, kendi partimizi protesto ettin. Bu kabul edilemez.
Partili genç :
- Protesto hükumet aleyhinde değildi, vefa ve dürüstlük namınaydı. Birçok pilot öldü, ülkemiz için savaşan masum delikanlılar öldü. Sırf hükumetteki birileri para kazanabilsin diye. Parti merkezimizse parmağını bile oynatmıyor.
Parti yetkilisi :
- Şöyle otur. Çay. Duygularının esiri olma. Siyasette duygulara yer yoktur. Partinin senin için büyük planları var. Önüne bakmalısın.
Partili genç :
- Bakmak istemiyorum. Parti de, sen de umurumda değilsiniz. Siz kendinizi sattınız.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 12 Nis 2016 08:08:37
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Üniversite öğrencileri, pilot arkadaşlarının ölmesi, pilotun annesinin polis şiddeti nedeniyle yaralanması gibi nedenlerle yoğun duygular içerisindedirler.
İSYANCILARIN lideri Bhagat Singh "Etkin kararlar almamız gerekiyor." ifadesi hatırlanır. Gelişmelerin diyaloğu :

Alıntı
- Etkin kararlar almamız gerekiyor.
- Ne demek istiyorsun? Ne yapacağız?
- Onu öldürün.
- Ne? Savunma Bakanını öldürmek mi? Delirdin mi sen?
- Biz katil değiliz, Sonia.
- Ama onlar öyleler.
- Karan, bunun anlamının farkında mısın?
- Sebep kan dökme hevesi değil, adaletin sağlanması.
- (Partili genç: ) Silahı ben bulurum.
- Yangına körükle gitme, Pandey.
- Ufak bir sebep yüzünden sen öldürebilirsin ama biz yapamayız.
- Sence Ajay'ın ölümü ufak bir sebep mi? Ajay'ın annesinin yaşadıkları ufak bir sebep mi?

Duygular kontrol altında tutulamadığında, yanlışın yanlışla düzeltilmeye çalışılması kaçınılmazdır.

Gelişmeleri TV spikerinin ağzından dinleyelim :

Alıntı

- Savunma Bakanı sabah yürüyüşünü yaparken kimlikleri belirlenemeyen motosikletli iki kişinin silahlı saldırısına uğradı. Göğsünden üç kurşunla vuruldu ve hastaneye ulaştırıldığı esnada öldüğü bildirildi. Olayın sorumluluğunu henüz hiçbir örgüt üstlenmedi. Hükümet sözcüleri bunun hükümetin istikrarını bozma teşebbüsü olduğu inancını taşıyor. Birtakım teröristin alçakça eylemi yüzünden ülke büyük bir önderini kaybetti. Gerçek bir asker, hayatını ülkesi için feda eden gerçek bir vatanseverdi. Bu ülkeye yaptığı katkılar kelimelerle ifade edilemez.

Duygularınızı kontrol etmeyi başaramazsanız, yolsuzluk yapan birinin kahraman ilan edilmesine neden olabilirsiniz.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 12 Nis 2016 08:19:00
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Üniversite öğrencileri savunma bakanını öldürerek, istedikleri neticeyi alamadıklarını görünce başka bir şey yapmaları gerektiğini DÜŞÜNÜRLER :

Alıntı

TV spikeri :
 - Şehit Savunma Bakanı! "Hindistan'ın en sevilen şahsiyetlerinden."
Üniversite öğrencilerinden biri :
- Külahıma anlatsınlar! Onu Devlet Şeref Madalyasıyla onurlandırıyorlar. Bütün çabalarımız heba oldu. İnsanların gerçeği bilmesi lazım.
- Peki onlara gerçeği kim anlatacak?
- Teslim olmalıyız.
- Ne?
- Müfettiş Bey, doğruca kucaklarına atlayıp kendimizi ele vermemizi mi istiyorsunuz?
- Peki kime teslim olacağız?
- Polise mi? Onların kukladan farkı yok.
- Öylece arkamıza yaslanıp elimiz kolumuz bağlı mı duralım yani?
- Hayır! Hepsini öldürelim! Her birini teker teker gebertelim.
- Biri onu sustursun!
- Babanın buna bulaştığını hep biliyordun. Her şeyi biliyordun.
- Bilmiyordum, Sukhi...
- Sukhi cehennemin dibine batsın! Yalan söylüyorsun!


Üniversite öğrencilerinden birinin babası kalitesiz uçak parçalarını satın alan iş adamıdır ve öğrenci babasının bu işe karıştığından emin değildir. Babası ile yüzleşmeye giderken geçen diyaloglar :
Alıntı

- Kararını verdin mi?
- Evet. Gerçeği bilmem lazım. Merak etme.
- Etmiyorum. Fazla gecikme.

Kalitesiz uçak parçalarını satın alan baba  ile oğlu arasında geçen diyalog : (Baba Savunma bakanını oğlunun arkadaşlarının öldürdüğünü bilmektedir. Oğlunu ve kendini kurtarma çabası içindedir. )
Alıntı

- Sana hiçbir şey olmayacak, Karan. Sana hiçbir şey olmayacağına söz veriyorum. Bana diğerlerinin ismini ver, olur mu? Bütün bağlantılarımı kullanacağım, sana en iyi avukatları bulacağım. Ama bunu yapmaya mecbur bırakıldığını söylemelisin. Anlıyorsun, değil mi? Sonra da bu ülkeden ayrılırsın. Anladın mı? Konuşsana. Bir şeyler söyle, Tanrı aşkına. Babanın itibarı, hayatının işi tehlikede. Bunu neden yaptın? Neden yaptın?
Oğlu :
- Sen neden yaptın?
Baba :
- Ben mi? Ben ne yapmışım?
Oğlu :
- "Hayatımı bu ülke uğruna veririm." derdi hep Ajay. Ölümden hiç mi hiç korkmadığını söylerdi. Ajay diri diri yandı ve senin tek düşünebildiğin beni yurt dışına göndermek. Onu sen öldürdün! Ölümünü alay konusu yaptın.
Baba :
- Tamam, rahatsızlık duyduğunu biliyorum. Olan oldu bir kere. Her şeyi yoluna koyacağım. Tamam mı? Sakinleş. Bir çaresini bulacağım.
Oğul :
- Sahiden çaresi var mı, baba?
Baba :
- Elbette, bir çaresi var. Bu sorunun üstesinden geleceğiz. Evet, evet. Bu gece bu ülkeden ayrılacaksın.


ve oğul babasını öldürür. Adalet sağlanmış(mı?)dır.

Savunma bakanını ve kalitesiz uçak parçalarını satın alan iş adamını öldüren üniversite öğrencileri sabah erken saatlerde arkadaşlarını çalıştığı bir radyo istasyonunu basarlar.
Amaçları teslim olmadan önce halka seslerini duyurabilmektir.

Alıntı

- "Gece Daha Yeni Başlıyor"a tekrar hoş geldiniz. Ben sunucunuz Rahul, en sevdiğiniz programla karşınızdayım.
- Selam, Karan! Bu ne sürpriz, dostum! Burada ne işiniz var?
- Senden bir iyilik istiyoruz.
- Tabii!
- Bizi yayına alman lazım.
- Nasıl yani? Sizi radyo yayınına mı alayım?
- Evet, hemen!
- Ne demek "Evet, hemen!"? Bu imkansız, dostum. İşimden olurum. Gerçi para ödemiyorlar ama.
- Ödeşme zamanı geldi.
- Peki, peki. Nasıl derseniz öyle olsun. İstasyon sizindir. Buyurun. Olur iş değil!
- Silah... Elinde silah var!
- Ben ilgilenirim. Sen içeri gir. Haydi.
- Program devam etsin. Bize sakın oyun oynama yoksa kurşunu yersin.
- Haydi. Çıkın. Acele edin. Çıkın.
- İçeride kimse var mı?
- Babalık, arkana bakmadan kaç.
- Başüstüne.
- Silah, silah, silah. Güvenlik, silahı var!
- Kahramanlık taslamaya kalkma.
- Herkes çıksın! Dışarı! Çıkın!
- Dışarı çıkın! Çıkın! Dışarı çıkın!
- Paniğe kapılmayın, kimseye zarar vermeyeceğiz.
- Acele edin! Çabuk! Acele, acele! Çıkın!  Çıkın! Acele edin! Çabuk olun. Gidin buradan. Çıkın. Elinizi çabuk tutun.
- Saatler sabaha karşı 6.05'i gösteriyor. "Gece Daha Yeni Başlıyor"u dinliyorsunuz. Bugün stüdyomuzda sürpriz bir konuğum var.Eski bir dostum olan Karan Singhania sizlere bir şey söylemek için uğradı.
- Adım Karan Singhania.Ben ve arkadaşlarım Savunma Bakanını öldürdük. Tekrarlıyorum, arkadaşlarım ve ben Savunma Bakanını öldürdük.
- Ravi, beni çabuk radyo istasyonuna götür. Acele et!
- Terörist değiliz. Herhangi bir yabancı örgütten destek almıyoruz. Herhangi bir siyasi grup mensubu bile değiliz. Delhi Üniversitesinden beş öğrenciyiz sadece. (Savunma bakanını öldürenler terörist olmaz, olsa olsa üniversite öğrencisi olur.) Savunma Bakanını öldürdük çünkü dostumuz Pilot Yüzbaşı Ajay Rathod'un canına kıydı. Ajay gibi diğer birçok cesur pilotun ölümlerinden de sorumlu. Onu öldürdük, çünkü Ajay'ı katlettikten sonra onun adını da katletti. Ajay'ın annesi şu an hastanede komada. Ölüm kalım mücadelesi veriyor. Savunma Bakanı ulusu satmak değil onu korumak durumundadır. Onları ne engelleyecek? Kanun mu? Kanun sadece bize karşı kullanılıyor. Savunma Bakanını öldürdük, çünkü birilerinin "Dur!" demesi gerekiyordu. Hatalı olabiliriz zira birisini öldürmek suçtur. Ama daha fazla tahammül edemedik. Bugün buraya günah çıkarmaya geldik. Bir şeylerin yapılması gerektiğini herkese söylemek için bugün buradayız. Yapılmak zorunda.
TV spikeri :
- Savunma Bakanının suikastçılarının All India Radio binasında gizlendikleri haberi geldi.
Radyo sunucusu :
- Karan Singhania ve arkadaşları halen stüdyomuzda. Arzu eden dinleyicilerimiz bize 3291777'den ulaşabilir. Bizi arayın.
- Hazır.
- Hapiste bize iyi yemek verirler mi?
- Yemek mi? Oldu olacak bira ister bir de.
- Karan, meşhur oldunuz. Ülkenin dört bir yanından telefon yağıyor.
- Haydi! Sizinle konuşmak istiyorlar.
- Yarattığınız coşku dalga dalga yayılıyor.
- Polis.
- Polis!
- Olacak iş değil. Nereden çıktı bunlar? Bu benim kariyerimi mahvedecek.
- Kes sesini! Dışarı çık. Ahbap, onu dışarı çıkar.
- Karan, yayına gir. Fazla zamanımız yok. İçeri girip hepimizi YAKALAYACAKLAR.  Söyleyeceklerini söyle.
- Dikkatli olun.
Tv spikeri :
- Delhi polisi olay mahalline ulaştı ve binada mahsur kalan sivilleri kurtarıyor. Bakan cinayetinin yankısı Kalküta'ya henüz ulaştı.
- Mumbai'nin Churchgate bölgesinden bildiriyorum.
- Guwahati Cotton Üniversitesinden bildiriyorum.
- Srinagar S.P. Üniversitesinden bildiriyorum.
- Müthiş bir şaşkınlık yaşanılan Lucknow Üniversitesinden bildiriyorum.
Radyoya gelen bir telefon :
- Selam, adım Prakash. Sizi tebrik etmek istiyorum. Onu öldürmekle doğru yaptınız.  Bütün politikacılarımız sıraya geçirilip kurşuna dizilmeli.
- Bay Prakash, hangi birini vuracaksınız? ONLAR TOPLUMUMUZUN BİRER YANSIMASI. Bu kokuşmuş politikacılar cennetten çıkmadı. Onları biz seçtiysek BİZLER DE ONLAR GİBİYİZ. Onlar yozlaşmışsa biz de yozlaşmışız. Değişiklik yaratmaya önce kendimizle başlamalıyız.
Radyoya gelen bir telefon :
- İsmim Sharma. İndore'daki bir lisenin müdürlüğünü yapıyorum. Adaleti kendi ellerinizle yerine getirmekle çok kötü bir örnek teşkil ettiniz.
- Haklısınız, efendim. Üzgünüz. Öyle ama işlediği suçlardan dolayı hapse girmiş bir politikacının ismini verin.
- Kara listenizde başka kim var?
- Bizim kara listemiz yok.
- Savunma Bakanını öldürdükten sonra hangi ruh hali içindesiniz?
- Onu bir anlık öfkeyle öldürmedik. Öfkemiz henüz dinmedi.
- Yakalanırsanız asılacaksınız. Korkmuyor musunuz?
- Korkmuyoruz.
TV spikeri :
- Görebildiğiniz üzere All India Radio KOMANDO birlikleri tarafından kuşatıldı. Cinayetin sorumluluğunu üstlenen üniversite öğrencileri hala içeride.
Radyoya gelen bir telefon :
- Karan, eyleminiz haklı mı, haksız mı bilemiyorum ama cesaretinizi takdir ediyorum. Peki kaçabileceğinize ihtimal veriyor musun?
- Kaçmak isteseydik hiç burada olmazdık.
KOMANDO birlikleri komutanı :
- KİMSE SAĞ ÇIKMASIN.
- Emredersiniz!
- Kimsenin hayatta kalmasını istemiyorum.
TV spikeri :
- Şu anda All India Radio'dan silah seslerinin geldiği duyulabiliyor.
- Ravi, lütfen söyle de daha hızlı gitsin.
- Olamaz! Bize ateş ediyorlar, DJ!
- Sessiz ol! Sus, sussana biraz! - Bize ateş ediyorlar!
- Sus!
- Bizi teröristlerle karıştırıyorlar. Bizi silahlı sanıyorlar.
- Bir icabına bakmaya çalışayım.
- Burada bekle.
- Beni vurun! Beni vurun!
- Hayır, Sukhi! Ne yaptın sen, dostum?
- Hay aksi, DJ!
- Bekar kaldım.
- Hayır, dostum.
- Hayır, dostum.
Radyoya gelen bir telefon :
- Benim adım İndra. Sizinle bir terörist arasındaki fark nedir?
- Büyük fark var. Teröristler saldırıp kaçar. Masum insanları öldürürler. Çok farklıyız.
- Çabuk kapat.
- Biz terörist değiliz. Neden anlaya--
- Sebep kan dökme hevesi değil, adaletin sağlanması.
- Üniversite öğrencisi oldukları ortadayken ne sebeple silahlar, kurşunlar kullanılıyor?
- Ne yaparsanız yapın, bu ülke asla değişmez.
- Hindistan bizim bildiğimiz Hindistan. Önünde bir gelecek yok.
- Hiçbir ülke mükemmel değildir. Biz mükemmel hale getirmeliyiz. Polis gücüne, orduya, yönetime katılın. Siyasete atılıp hükumetin başına geçin. Bu ülke değişecek. Biz değiştireceğiz!
Radyoya gelen bir telefon :
Savunma Bakanının cezalandırılmayı hak ettiği inancındaysan madem baban aleyhindeki iddialara ne demeli? Niye bu çifte standart?
...
- Benim adım Daljeet Singh. Hayatını sürdürmenin yalnızca iki yolu var. Gidişata olduğu gibi göz yummak... ya da onu değiştirme sorumluluğu üstlenmek.
- Karan Singhania buraya gelmeden önce babası Rajnath Singhania'yı öldürdü.
- Olamaz!
- DJ! Çok fena kanaman var!
- Sakin ol! Damarlarımda dolaşmaktan bıkmış. Özgür kalmak istemiş de.
- Aslam... Laxman... Sukhi?
- Hepsi öldü.
...
- Dünyada iki tür insan olduğu düşüncesini taşırdım öteden beri.  Ölüme feryat figan gidenler ve ölüme sessiz sedasız gidenler. Sonra bir üçüncüsüyle tanıştım.
....
- Komando birlikleri göndermek demokrasinin yıkımı demektir.
- Hindistan siyaseti için bugün çok hazin bir gündür.
- Bu kıvılcımı şiddetli bir yangına dönüştüreceğiz. Bu olay bir dalga gibi kabarıp yozlaşmanın sonunu getirecek.
- Gerçek bir şekilde gün yüzüne çıkmalı. Böyle çıkması gerekiyorsa da hepimiz destekliyoruz.
- Toplumu uykusundan sarsarak uyandırmak istiyorsak böyle bir galeyan lazım.
- Daha ne kadar ilgisiz kalıp bu safsataları konuşacağız?
- Birtakım adımlar atmak zorundayız. Ve üstelik bu adımlar doğru atılmalı. Bu sıkıntıları atlatınca yolsuzluktan arınmış onurlu bir millet olacağız inşallah.
- Fikir ve yüreklerimize taşıdığınız yangın pek yakında sönmeyecek ve düşünüzün amacına erişmesi için gerekeni yapacağız.
- Başaracağız.
Sue'nin dedesinin İSYANCILARI idam ettirdikten sonra söylediği sözler bir Hintli tarafından tekrarlanır :
- Bu yavruların fedakarlıklarını kabul eyle, ey Tanrım.


Son bir not :
2023 - 2030 yılları arasında Hindistan ekonomisinin Çin ekonomisinin önüne geçerek dünyanın en büyük ekonomisi haline geleceği tahminleri yapılmaktadır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 Nis 2016 08:18:23
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İstisnasız her insan BEYAZ (masum / kötülükten bihaber) doğar.
Zaman içinde, çevrenin / şartların etkisi ile SİYAH (mevcut kötülükler) renkten az / çok etkilenir.
SİYAH (mevcut kötülükler) renkten çok etkilenen kişiler bile, zaman içinde BEYAZ (mevcut iyilikler) etkisiyle, SİYAH rengin (aşırı) etkisinden kurtulmaya başlayabilirler.

Daha net söylemek gerekirse, insanlar hiç bir zaman aynı renkte kalmazlar, her durumda ve zamanda SİYAH veya BEYAZ renklerle tanımlanamazlar.

Çoğu zaman GRİ bölgede olmalarına  rağmen, bizim çabamız insanları SARI (veya başka) renge boyamak yönünde olabilir / olmalıdır.

En azın insanların farklı renklerde olduklarını / olabildiklerini kabullenmemiz gerekiyor.

Unutulmamalıdır ki, hiç bir insanın doğduğu andaki masum / lekesiz haline dönmesi mümkün değildir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 Nis 2016 08:22:46
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bu vesile ile yıllar önce (2008 yılında) "KENDİMİZİ TANIYOR MUYUZ?" başlığıyla açmış olduğum konuya yazdıklarımı tekrar paylaşmak istiyorum.
(Konu muhtemelen silindiği için linkini paylaşamadım.)

KENDİMİZİ TANIYOR MUYUZ?

Kendimizi tanıyor muyuz? Ya da şöyle soralım; nasıl bir insan olduğumuz sorusunu daha önce hiç kendinize sorduk mu?
Her insanın mutlaka kendini tanımlayabileceği birkaç cümlesi vardır? Fakat çoğu zaman bu birkaç cümlecik tam anlamıyla bizi ifade etmez. Yetersiz kalır. Kendimizi tam anlamıyla ayrıntılara inerek düşünmeye kalktığımızda aslında birçok özelliğimizi beğenmediğimizi veya olmaması gereken özellikler olduğunu görürüz. Kendini tam olarak tanımlayamayan bir insanın başkalarına karşı tutarsız davranma ihtimali yüksektir. Çünkü kendinde bulunan negatif özellikleri belirleyip halletmeden başkalarını bu özellikler konusunda eleştiren bir kişi başkaları nezdinde tutarsız görüneceğinden söyledikleri karşılık bulmayacaktır.
İnsan kişilikleri genel olarak 4 grupta incelenmektedir.
Oğuz Saygın İnsan ilişkilerinde 4x4 lik iletişim isimli kitabında bu grupları renk isimleri ile sınıflandırmış ve kişilik özelliklerini şiirlerle anlatmış. Şiirleri okuyunca ben buyum diyeceğinize inanıyorum .


Sarı Karakterli Kişilerin Özellikleri

Doğuştan hareketli kıpır kıpır koşarlar,
Herkesi eğlendirir, güldürür, coşarlar,
Konuşmayı çok severler, muziptirler, uçarlar
Dağınıklık zayıf yanı, hep döküp saçarlar

Çok sevilir, duygusal med-cezirler yaşar
Bitmek bilmez hayatında inişler çıkışlar
Etrafa neşe verir, mutluluk saçarlar
Bir bakarsın bir köşede gizli gizli ağlarlar

Altın şansı gibi saf çocuk ruhludur
Pireyi deve eder, abartma huyludur
Her şeye atlar, çok meraklı dopdoludur
İyi motive eder popüler coşkuludur

Arkadaşlığında aşkında keder olmaz
Unutkandır, söz verir bir daha aramaz
İşe gönüllüdür fakat masada duramaz
Hayatı oyun görür akşam eve varamaz
 
Büyük projeleri görür hayal kurar
Etkilidir, sloganı gelecekte parlar
Ciddi şeyleri değil, muzipliği hatırlar
Hep hafızasına kazınır renkli olaylar


Mavi Karakterli Kişilerin Özellikleri

Mükemmeliyetçi, düzenli, planlı, programlıdır
Ayrıntı düşkünü, dosyalar bile numaralıdır
Onlar için her şey zamanında titizce olmalıdır
Duygularını saklar mantık ağırlıklıdır

Yaratılışta nazik, hassas, kibar tiplerdir
Hasta olmamak için aşırı tedbirlidir
Misafir gelecekse önceden haberlidir
Detayları düşünür, her şeyi bilmelidir

Onları herkes sever, idealist olurlar
Kusurları görür, dostça uyarırlar
Biraz rahat olsalar mutluluğu bulurlar
Önce planlar, sonra hedefi vururlar

Görünüşte şık giyimli bakımlıdır
Şüpheci yapıda içine kapanıktır
İşinde dikkatli ve aşın duyarlıdır
Kültürlü, yetenekli, insan odaklıdır

Elementi topraktır, sularla şenlenir
Her türlü zenginlik yerinde işlenir
Maviler harmanlansa bereketlenir
Onlarla hedefe güvenle gidilir
 
Kırmızı Karakterli Kişilerin Özellikleri

Güçlü karalıdır, sadece kendisiyle yarışır
Benim dediğim gibi der, herkese karışır
Kaybetmeye dayanamaz, çalışması sıklaşır
Tutkuludur, tüm engellerle savaşır

Adeta lider doğmuştur, başka lider tanımaz
Lider olmadığı ortamlarda bulunmaz
Koyu tartışmacıdır, herkese göre davranmaz
Kırmızıları anlayabilirseniz sorun çıkarmaz

Heyecanı hiç bitmez, sönmek bilmez ateşi
Ondan etkilenir hayatına giren her kişi
Sonuç odaklıdır elinde kalmaz işi
Kendini belli eder bir ortama girişi

Olmazsa olmaz fıtraten ateştir elementi
Kızarsa kafası yakar Halic'i Levent'i
Kendi kurallarını koyar uymaz başkasının ahengi
Dedikleri olmazsa gözü görmez cenk çelengi

Bir başkadır onun aşkı ve sevdası
Cananı için kıyar cana bin defası
Vazgeçmez, yılmaz önemli ise davası
Dostuna kıyamaz varsa sevgi vefası

Ses renginde vardır sanki büyük bir haykırış,
Göz teması doğrudandır kartal gibi kararlı bir bakış
Haksızlığa hiç gelemez, çıkar ani başkaldırış
Haklının hakkını vermektir en sevdiği davranış


Yeşil Karakterli Kişilerin Özellikleri

Halim selim, sessiz uyumlu, sabırlıdır
İş güçten yorulmaz soğukkanlıdır
Arabulucu, sevecen, arkadaş canlısıdır
Çok az konuşur, yumuşak başlıdır

Çatışmadan kaçar, kavga gürültü sevmez
Kendinden ödün verir, "hayır" demeyi bilmez
Çevresiyle ilgilenirken kendini düşünmez
Ketumdur, duygularını açmayı beceremez

Her halinden memnun, sevgi doludur
İnce espriler yapar, orta yolludur
İyi takip eder, takım ruhludur
Saygılı, duygulu, hep huzurludur

Yüzleri mütebbessim, ifade yüklüdür
Sırlarını açık etmez, çok güçlüdür
Tarzı herkesi rahata kavuşturur
Kendi fırtınasını içinde susturur

Elementi sudur kana kana içilir
Onlarla ömür güzel geçirilir
Sevgi ve muhabbeti incelikle seçilir
Sükunet sembolü, esenlik yelidir

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK