- Yalan söylemez, kimseyi aldatmaz.
- Kul hakkı ve haram yemez; helal kazanç ve gelirle geçinir.
- Emanetlere hiyanet etmez; ehil olmadığı başkanlığı, memurluğu, makam ve mevkiyi kabul etmez.
- Rüşvet almaz ve vermez.
- Haksızlık ve adaletsizlik yapmaz. Kendisinin ve yakınlarının aleyhinde de olsa doğruyu söyler, doğru şahitlik yapar, doğruyu tutar ve destekler.
- Eliyle ve diliyle (kalemiyle) fitne ve fesat çıkartmaz.
- Olumsuz ve yıkıcı tenkit yapmaz.
- Zengin de olsa kanaatli bir şekilde yaşar, ihtiyaçlarını çoğaltmaz.
- Komşularını kardeş kabul eder, onlara elinden gelen maddî ve mânevî iyiliği yapar.
- Köyünü, sokağını, mahallesini, şehrini ve bütün vatanını bir ev ve yuva olarak kabul eder ve onu kirletmez, onlara zarar vermez, onları çirkinleştirmez.
- Kadınlara anne, eş, bacı, kız çocuğu muamelesi yapar, onlardan gayr-i meşru ve haram şekilde yararlanmak istemez. İffetle yaşar, ırza, namusa, şerefe gözle, elle, dille, tecâvüz etmez.
- İnsan haklarına saygı gösterir, çeşitliliklere tolerans gösterir, başkalıklara düşmanca bakmaz.
- Haksızlıkları, zulümleri, adaletsizlikleri, kötülükleri YASAL SINIRLAR içinde protesto eder, onların giderilmesi için elle ve dille çalışır veya çalışanları destekler.
- Parayı bir değer değil, bir vasıta olarak kabul eder; altını gümüşü, euroyu doları putlaştırmaz, para için her haltı yemez.
- Komşusu aç iken kendisi tok gecelemez.
- Toplumda ve ülkede iyiliklerin hâkim olması, kötülüklerin uzaklaştırılması için çalışır.
- Maddî manevî her türlü sömürüye karşıdır.
- Para spekülasyonları, devalüasyonlar, borsa oyunları, riba ve tefecilik yoluyla devletin, halkın ve ülkenin soyulmasına yardımcı olmaz, aksine bunlara karşı çıkar. İsraftan, aşırı tüketimden, saçıp savurmaktan, sefih bir hayat sürmekten, gösterişten, süs ve püsten, lüksten uzak durur, ölçülü bir şekilde yaşar.
- Çocuklarını bilgili, kültürlü; ahlâklı, faziletli; güzelliği seven ve güzel olmaya çalışan insanlar olarak yetiştirir. Onları cahil, sapık, ahlâksız, karaktersiz, çirkin, şerir kimseler olarak yetiştirmez.
- Toplumsal barışı ve sosyal uzlaşmayı zedeleyecek fikir ve hareketlerden kaçınır.
- Devletle sistemi özdeşleştirmez. Devleti her hâl ü kârda korur, sistem bozuk ve zararlı ise onun değişmesi için çalışır.
- Gelenin keyfi için gidene söğmez. Atalarına, dedelerine bağlıdır, onlara hürmet eder, rahmet okur. (Atalarına söğüp sayanlar, ana ve babalarını reddeden *ler gibidir.)
- Anarşi ve terörden uzak durur; kötülükleri, fena şeyleri meşru sınırlar içinde ve hikmetin (bilgeliğin) ışığında değiştirmeye çalışır.
- Futbol kulübü tutar gibi parti, cemaat, hizip, fırka tutmaz, bu gibi asabiyetlerden (taassup) kaçınır.
- Evcil ve vahşi hayvanlara merhametli olur. Zevk için, sadik duygularla cana kıymaz.
- Zulmü, haksızlığı, sapıklığı, ahlâksızlığı desteklemez.
- Sevdiği ve bağlı bulunduğu siyaset, ideoloji, tarikat adamlarını putlaştırmaz, onları erbab haline getirmez.
- Dostlarına mürüvvet ve lütuf, düşmanlarına karşı müdara ile hareket eder.
- Her yeni gününün BİLGİ-KÜLTÜR, AHLÂK-FAZİLET, İYİLİK- GÜZELLİK bakımından bir önceki günden daha üstün olması için çalışır çabalar.
- Öyle bir hayat sürer, öyle hal ve hareketlere sahip olur ki, onun faziletini ve iyiliğini düşmanları bile kabul ve tasdik eder.
- Vicdanında yirmi dört saat açık duran bir mahkeme vardır. Orada kendini muhakeme eder, denetler.
- Hayattan-sorumsuz bir şekilde- azamî (en fazla) zevk ve haz alma sapık-felsefesine bağlanmaz. Maddî hazların ve zevklerin çok üstünde birtakım yüce değerler olduğunu bilir ve onlara bağlanır.