Sizi Etkileyen Fotoğraflar

:p

Diyarbakır’da simitleri devrilen çocuğun gözyaşları.

çok etkilendim, kendimden utandım. insan her yere yetmek istiyor ama olmuyor tabi

YERE BATASI ‘ÇARK’

   Yüreğinizde acı yoksa bu manzarayı anlayabilme ihtimaliniz yoktur.
   İnsanlığın yaradılışından bu yana var ola gelmiş sevgi duygusundan mahrumsanız bu manzarayı anlamanızın olanağı yoktur.
   Manzara ne kadar da yanlış anlaşılmaktadır ilk bakışta. Nasıl da belli değil mi bu çocukların bir parka ihtiyacı olduğu?
   Halbuki hiç alakası yok.. Bu çocukların az evel bahse konu olan ve insanlığın yaradılışından beri var olduğunu düşündüğümüz sevgiye ihtiyaçları var..
   Evet evet beş para etmez sevgiye.
   Üç kuruş etmez insanların yüreğinde var olmayan, ciğeri beş para etmeyenlerin yanından bile geçemediği ama zerre maddi değeri olmayan sevgiye ihtiyaçları var bu çocukların..
   Kompozisyon yazın denildiğinde ‘ben bir ağacım dalımda su değil sevgi yürür eğer sevmezseniz ölürüm’ yazan çocuklar bunlar.
   ‘Ailemin gözünde çok da değerli biri değilim sanki’ yazan çocuklar bunlar.
   ‘Babam beni ortaokuldan sonra okutmayacak ki’ diye yazan çocuklar bunlar.
   ‘Ölsem de, kessem de kendimi babam beni okutmaz ki’ diye yazan çocuklar bunlar.
   Ben de çok seviyorum(!) ya dövdüklerim oldu bazılarını. Bazılarına kızıp bağırdığım zamanlar oldu. İyi öğretmenim ya hani ben, her şeyi bilen(!) adamım ya ben. Hata yapma lüksü bile tanımadığım zamanlar oldu onlara. Sinirli adamdım ben, sağım solum belli olmazdı(!)
   Yere bataydım..
   Hor gördüğüm insan evladı..
   Böyle yazınca masum değil değil mi?
   Çocuk onlar yahu..
   Bu manzaranın tek müsebbibi benim. Evet evet ben..
   2014 yılında bu çocuklara park yapan bir devlete hala utanmadan memurluk yapıyorum..
   Arsızım çünkü..
   Aldığım paradan başka kaygım olmayacak kadar arsız, yüzsüz ve kepaze..
   Öğretmenlik mesleğinin öğretildiği fakültelerin giriş kapısına koskocaman harflerle ‘SEVMEYEN GİREMEZ’ yazılmalı. Çeşitli metotlarla öğretmen adaylarının mevcut sevgi varlıkları ölçülmeli.
   ‘Ne yapsam olmuyor’ dediğim çocuklar oldu.. Halbuki kendimi kandırdım. Derse girip çıktım, sevmedim, teneffüs aralarında görmezden geldim, ‘ haaa …. Mı? Yapar o yapar’ dedim sonra da ne yapsam olmuyor dedim. Daha ne yapalım yahu, ölelim mi dedim. Bağırdım çağırdım..
   Oysa Meryem vardı ibretlik çocuk. Üç sene hiç konuşmayıp da dördüncü yılında yazılılardan en yüksek notu alan..
   Hemen nasıl da parladı gözleriniz..
   Hemen de nasıl bağladım akademik başarıya..
   Yere batsın yazılısı da, notu da, yaramazlığı da..
   En iyi öğretmen; zerre miktar işinden şikâyet etmeyip tüm çocukları sınırsızca seven öğretmendir..
   Ne yapsam olmuyormuş..
   Peh ki ne peh bana..
   Yere bataydım….
   Yere bataydı bu ‘çark’!!

En Yüksek Kullanılabilir Göl - Titicaca Gölü-Kullanılabilir derken, üzerinde balıkçılık ve ulaşım yapılabildiğinden bahsediyoruz. Peru ve Bolivya sınırında bulunan gölün yüksekliği 3812 metre.

Kara üzerindeki en alçak nokta - Ölü Deniz Kıyısı-Deniz seviyesinin tam 418 metre altında bulunan bu deniz, İsrail, Ürdün ve Batı Şeria arasında bulunuyor.

Kıskançlık

  Kendini insanlığa adamış olan Madam Curie, nobel fizik ödülünü alan ilk kadın olarak tarihe geçmiştir. Radyum elementini bulmuş, bu buluş kanserle tedavinin özünü oluşturmuştur. Radyoaktivite, radyasyon gibi kavramları da bilim tarihine kazandıran Polonyalı Madam Curie çalışmaları sırasında radyumla çok fazla içli dışlı olduğundan, kansere yakalanarak ölmüştür (1934). Madam Curie o kadar fazla radyasyona maruz kalmıştır ki, ona ait not defterini incelemek için koruyucu elbiseler giyilmesi gerekmektedir.
 

"İyi kalpli olmak, mükemmel olmaktan daha iyidir."

.

Onlar dünyanın en gizemli yeraltı şehirleri!
Wieliczka Tuz Madeni—— Eski bir kaya tuzu madeni olan Wieliczka, Polonya’nın en çok turist çeken yerlerinden biridir. İçerisinde tamamen kaya tuzundan oyulmuş bir katedral ve heykeller bulunan maden, 1996 yılında tuz üretiminin durmasıyla müzeye dönüştürülmüştür. Yer altında dar merdivenlerle inilen madende her şey tuzdandır. Madenin içerisinde muhteşem bir de göl bulunmaktadır. Katedralin içerisinde bulunan avizeler de dahil olmak üzere her bir parçası burada çalışan işçiler tarafından kaya tuzuna oyularak elde edilmiştir.

Yerebatan Sarnıcı—— Ayasofya’nın hemen yanında bulunan Yerebatan Sarnıcı, ilk olarak geniş bir ticaret ve sanat alanı olarak inşa edilmiştir. Ardından İmparator Justinian döneminde şehrin su ihtiyacını karşılamak için sarnıca dönüştürülmüştür. Sarnıcın 21 milyon galon su tutma kapasitesi bulunmaktadır. Sarnıcın içerisinde bulunan Medusa başları ise hala gizemini korumaktadır.

İnsanın çocuklardan öğreneceği çok şey var
Düşmeyi göze almadan binilmiyor salıncağa.

Şükrü Erbaş

dün okuldaki bir arkadaşımıza çiçek geldi doğum günü olduğu için benimde geçen hafta doğum günüm vardı ama bana çiçek gelmemişti benim buna üzüldüğümü düşünen Zeynep bugün çiçek getirmiş...bir saksıya önce toprak ve yapraklar sonrada bulduğu başka çiçekleri eklemiş çokta güzel olmuş...çocukların sevgisini hissetmek her zaman çok güzel...

dün okuldaki bir arkadaşımıza çiçek geldi doğum günü olduğu için benimde geçen hafta doğum günüm vardı ama bana çiçek gelmemişti benim buna üzüldüğümü düşünen Zeynep bugün çiçek getirmiş...bir saksıya önce toprak ve yapraklar sonrada bulduğu başka çiçekleri eklemiş çokta güzel olmuş...çocukların sevgisini hissetmek her zaman çok güzel...

ne kadar düşüncelilermiş maşallah

Herşey heybede  kalıyor; sonrası Yola çıkıyor ..