İTHAL ÖĞRETMEN
Milli Eğitim Bakanlığı, anaokullarına ingilizce öğretmeni atanması için düğmeye bastı. Artık MEB, anaokulundan itibaren yoğunlaştırılmış ingilizce eğitimi yaptıracak. 40 bin yeni öğretmen atanması için hazırlıklar yapılıyor. Bu fırsattan yararlanmak isteyen öğretmen adaylarının KPSS’ye girmesine gerek yok. ABD, İngiltere, Kanada, olmadı Avustralya vatandaşlığı belgesi alması yeterli. Çünkü MEB, bu ülkelerden 40 bin ithal öğretmen alacak.
İşsiz öğretmen adaylarını çileden çıkarmaya aday bu gelişme Milli Eğitim Bakanlığı’nda hazırlıkları tamamlanan yeni anaokulu müfredatında gizli. Anaokulu öğrencilerine sular seller gibi ingilizce konuşturmaya büyük önem veren bakanlık kesenin ağzını açıyor. Fakat bu ortada garip bir durum var. Yüzbinlerce öğretmen atanmayı beklerken, bakanlık anaokullarında ingilizce öğretmenliği için YABANCI ÖĞRETMEN ithal edecek. Yanlış duymadınız. ABD, İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya gibi ülkelerden ingilizce öğretmeni getirilmesi için yasal değişikliğin alt yapısı oluşturuluyor.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ne diyeceğimi şaşırdım
Olay yanlış anlaşılmış,
ABD gibi ülkeler köleliği bıraktığı için zenci köleleri bize hibe ediyorlarmış. Malum bizde yeni başladı sayılır...
Az para, değersiz meslek, herkes yapabilir... Tam kölelerin yapacağı iş işte.
----
Aaaah ah, Atatürk'ün "Başöğretmen" olduğunu unutmuşlar bile.
İngiliz kralı VIII. Edward İstanbul'a Atatük'ü ziyarete geldigi zaman,
Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce,
-"Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur,
onu bilen birisini, yahut bir aşçı bulunuz !...dedi.
Ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan ögrenerek sofrayı o
şekilde düzene koydular... Akşam kral sofraya oturunca kendisini
kral sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk'e dönerek:
- "Sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi İngiltere'de
zannettim" diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk
garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak,
elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de
halılara dagıldı.
Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a:
- "Bu millete her şeyi ögrettim, fakat uşaklıgı ögretemedim!" dedi. Bütün sofradakiler Atatürk'ün bu sözlerine hayran oldular.
Atatürk garsona da "vazifene devam et" emrini verdi
Uşaklığı değil köleliği bile öğretiyorlarmış....