Sözyaşı
"Mü'minler ancak kardeştir"
(HUCURÂT suresi, 10. Ayeti)
Ey Can!
Sen ki tıpkı güneş gibi doğdun insanlığın üzerine. Seninle aydınlandı beşerin ruhuna sinen o zifiri karanlık. Yüreklerdeki pas seninle çözüldü. Gözlerdeki buğu seninle silindi. Ve yine seninle dillendi, Aşk’a lal olmuş o diller sevgili!
Sen yoktun ey Yar!
Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu senden önce. Cahiliyenin en can yakan yalanıydı masum kız çocuklarını ‘dayıya gidiyorsun’ diyerek kucaklamak. Babalar, öz kızlarını bu yalanla kucaklayıp canlı canlı kızgın kumlara gömüyorlardı. İnsanlar mal gibi alınıp satılıyor, kadınlar ayaklar altında eziliyordu. Ve bir gün, bir değil iki güneş doğdu bu dünyaya. Biri gökte parlayan, diğeri ise Amine annemizin evinden tüm kainata nurlar saçan Sen’din sultanım…
Hoşgeldin ey sevgili!
Sen geldin ve yetime baba, derde deva, mazluma kol kanat, insanlığa rehber oldun. Allah-u Teâlâ "Sen olmasan alemleri yaratmazdım buyuruyordu". Yani tüm alem varlığını sana borçlu Ya Resulallah. Sen olmasaydın eğer; bizlerin ne hükmü olurdu ey yar…
Fakat şimdi sen yoksun ey Sevgili!
Ümmetine veda ederken Veda Hutbende "Biliniz ki cahiliye işlerinden olan her şeyi ayaklarımın altına almış bulunuyorum" demiştin efendim. Oysa ayağının altına aldığın ne varsa şimdilerde yeniden başlara taç oldu sultanım. Şimdi yine yetimin hakkı yeniyor. Sokak kaldırımlarında ağlayan biçare çocukların başını okşayan bir el yok. Ya Resulallah sen, "Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir..." buyuruyordun. Kardeş, kardeşin canına kıyar mı hiç Ya Resulallah? Şimdi zalimlere lüzum kalmadı; çünkü Müslüman Müslüman’a kıyıyor sultanım. Kerbela yangınları sardı tüm sineleri yeniden. Ümmetin yine aynı ateşlerde kavruluyor efendim. Bak yine ümmetin, ikiyüzlülüğe, kaypaklığa ve arkadan vurma alçaklığına gark oluyor. Yine Hüseyin’lere alçakça kıyılıyor. Kerbela’da yetmiş iki Can’dı yitip giden; şimdi de nice yetmiş iki canlar yitip gidiyor. Henüz daha on yedisindeyken, Esma’lar sırtından vuruluyor. Senden sonra yeniden paslandı bazı yürekler. Koltuk sevdasına binlerce beden, çoçuk, kadın demeden delik, deşik ediliyor! Devrin firavunları yine halkına kan kusturuyor efendim…
Bilali Habeşi'yi "kara kadının oğlu!" diyerek küçümseyen sahabelerden Ebu Zer'i, sen: "Onu, anasının renginden dolayı azarlıyorsun; demek ki sende hala cahiliye huyu yaşamaktadır" sözlerinle azarlamıştın efendim. Evet, bak yine yeryüzünü cahiliyenin zehirli sarmaşıkları sardı sultanım. Yürekler karardı, gönüller nasır bağladı sevgili! Vicdanlar ansızın öldü senden sonra efendim. Şimdi hemen her coğrafyada, toprağı Müslüman kanı suluyor. Hadi bizden olmayanın attığı kurşun öldürse bile acıtmaz canımızı ama; kardeşin kardeşe attığı kurşun hangi kitaba sığar sultanım. Şimdi kardeş katli televizyonlarda canlı yayınlanıyor. Dünya bu zulme kör, insanlık bu vahşete sağır efendim. Bir taht için, bir bebeğin bedenine binlerce mermi yağdırılıyor. Kardeşini katleden zalim bir de utanmadan tekbir getiriyor. Oysa Allah, hiç bu zulmü affeder mi sultanım. Sen olsaydın biz böyle mi olurduk Ya Resulallah?!
Keşke şimdi yine başımızda sen olsaydın efendim. O zaman kimsenin canı yanmazdı işte böyle. Kaldırımlardaki çocuklar ağlamaz, yetimler unutulmazdı. Bir Müslüman, kardeşine böyle zalimce kıymazdı. Ben, seni özledim Ya Resulallah. Yine gelsen. Nurunla aydınlatsan kainatı. Can çekişen şu vicdanlara hayat versen yeniden. Kardeşine kıyanlara edep öğretsen. Bizlere ‘Mü'minler ancak kardeştir.’ diyerek nasihat etsen. Aralarına fitne girmiş tüm kardeşlerimi yeniden birleştirsen. İslam coğrafyasında yanan şu Kerbela yangınlarını söndürsen.Yüce kitabımızı okumayı ve onu dosdoğru anlamayı bizlere göstersen. Bu kan ve gözyaşını artık dindirsen. Hani diyorum ki, artık kendini bizlere daha fazla özletmesen. Yine, yeniden gelsen Ya Resulallah!.. Sana o kadar çok muhtacız ki sevgili. O kadar çok çaresiziz ki sensiz. Yokluğun o kadar çok yaraladı, o kadar perme perişan etti ki bizi; ruhumuzda açılan bu yaralar ancak senin ellerinden deva bulur. Gel ey sevgili, gel ve ümmetin ne halde gör ne olur!..
ERGİN CAN
Copyright © 2013