Sanırım eleştirmek için çok fazla vakit harcadığınızdan yazılanları net olarak okuma ve anlamaya fırsatınız olmuyor.
Doğru diyorsunuz bu durumu en iyi meslektaşlarım anlayacağı için onlara sormuştum.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
- İnsanların hassasiyet gösterdikleri konularda ÖNYARGILI olması doğal bir süreçtir. turgutkuzan bu durumdan muaf değildir. (ÖNYARGILI ifadelerimin farkına varıp, uyardığınız için teşekkür ederim.)
- turgutkuzan DÜŞÜNCELERİNDEKİ eksikliklerin, hataların kolay kolay farkına varamaz. DÜŞÜNCELERİNİ forumda paylaşarak forumdaşlarının DÜŞÜNCELERİNİ eleştirmesi beklentisindedir. Bu sayede eksikliklerinin ve hatalarının farkına varabilecektir. Tüm forumdaşlarının da forumdaki paylaşım sebebinin aynı olduğuna İNANIR.
- turgutkuzan'ın mesajlarını takip edenler bilirler ki, cevap mahiyetinde yazdığı tüm mesajları ÇOK DİKKATLİ olarak okumaktadır. Yazılanları kelime kelime irdelemesi bu dikkatinin göstergesidir. Bununla birlikte bazı durumlarda yazılanı anlamamış, yanlış anlamış gibi mesajlar yazar. Toplumda yaygın olan bazı hatalar olduğuna İNANIR. Bu hataların FARKINA varılabilmesi için "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" mesajını içeren ifadeler kullanır.
- turgutkuzan mesajlarında en geniş kapsamlı olduğunu düşündüğü "forumdaşlarım" hitabını kullanmayı TERCİH EDER. Sadece öğretmenlere hitap etmesi gerektiği durumlarda "öğretmen forumdaşlarım" hitabını kullanmayı TERCİH EDER. Dar kapsamlı hitapların AYRIMCILIĞI çağrıştırdığına, hitap dışında kalanların DIŞLANMIŞ hissetmesine sebep olduğuna İNANIR.
- Karşılaşılan bir probleme çözüm aranırken en geniş kesime hitap edilmesi daha uygundur. Aynı probleme sahip kişiler, üç aşağı beş yukarı aynı düşünceleri ÜRETİRLER, içinde bulundukları durum FARKLI düşünceler üretebilmelerini engeller. Köklü çözümler, FARKLI düşünceler üretebilen kişiler tarafından bulunabilir.
- Bir problemi çözebilmenin en önemli aşaması problemi DETAYLI olarak yazıya dökmektir. DETAYLI yazıya dökme işlemi, probleme ve çözüme FARKINDALIĞI artırır. Problemlere çözüm üretiLEmemesinin temel sebebi, problemin kaba taslak ifade edilmesi dolayısıyla çözümde beklentinin ne olduğunun NET OLARAK anlaşılmamasıdır. Çoğu durumda problemi ortaya koyan kişi de ne beklediğinin bilincinde değildir. DETAYLARDA eldeki imkanlar ve problemin çözümü için neler yapılmış olduğu, yapılanlarda karşılaşılan güçlükler ifade edilmelidir.
- İstisnai durumlar hariç olmak üzere göç eden kişiler, eski vatanlarına geri dönmezler. Suriyeli göçmenler SINIR DIŞI edilmedikleri sürece ülkelerine dönmeyeceklerdir. (Göçmenlerin göç ettikleri ülkelerde iyi-kötü bir DÜZENİ vardır. Eski vatanlarına dönemk onlar açısından yeni bir MACERAya atılmak anlamına gelir.) Ülkemizin Suriyeli göçmenleri SINIR DIŞI etmesi çok düşük bir ihtimaldir. daha net söylemek gerekirse Suriye uyruklu VATANDAŞLARIMIZ MİSAFİR DEĞİLDİR. Toplumumuz henüz bu GERÇEĞİN FARKINDA DEĞİLDİR.
- Egitimhane üyeleri olarak bu gerçeği topluma anlatmakla mükelleftir.
- Bir ülkenin nüfus artış oranının % 2.1'in altına düşmesi, nüfusun yaşlandığının göstergesidir. Nüfusun yaşlanması tehlike çanlarının çalması anlamına gelir. Türkiye nüfus artış hızı % 2.1'in altına düştüğü için nufusu yaşlanan ülkeler kategorisindedir. Suriye'den göç edenlerin önemli bir kısmı çocuk ve gençlerden oluşmaktadır. Türkiye'nin nüfusunu dengeye getirmek için dğerlendirlebilecek önemli bir kaynaktır.
Not : Türkiye'nin ısrarla savunduğu Suriye sınırları içinde bir şehir kurularak, göçmenlerin bu şehire yerleştirilmesi talebinin kabul edilmesi Suriye'nin (Suriye'deki bir bölgenin) Türkiye'nin bir eyaleti olduğu anlamına gelecektir. Diğer bir deyişle Suriye konusunda üretilecek her türlü çözüm göçmenlerin vatandaşımız olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.