Takdir edilmek ihtiyacı veya manevi hayatın yasalarıAllah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Maddi ve manevi olmak üzere iki temel hayat türünden bahsetmek mümkündür.
Maddi hayat için yerçekimi, hareket, termodinamik, aerodinamik gibi yasalar olduğu bilinmektedir.
Bir çok kişi, manevi hayatında benzer şekilde yasaları olduğunu bilmez.Manevi hayatın yasalarını anlatabilmek için örnek vermeyi uygun görüyorum.
20-25 yıl kadar önce beyaz eşya şeklinde tabir edilen ürünler satan bir mağazada çalışıyordum.
Mağaza, bir erkek ve bir bayandan oluşan iki kardeş tarafından idare ediliyordu.
Bayan idarecinin, problemli bir evliliği vardı. Kocasından şiddet gördüğü için psikolojik tedavi görüyordu.
O dönemde sık sık söylediği iki cümle çok dikkatimi çekiyordu.
Erkek kardeşini kastederek :
- Kanımdan olsunda, çamurdan olsun.Kocasını kastederek :
- Elin adamı (yabancı)Psikolojik tedavi görmesine rağmen muhtelif sebeplerle sabır gösterip, evliliğini sonlandırmadı.
Şu anda herkesin gıpta ile söz ettiği çok güzel bir evliliği var. Kocasından çok memnun.
Yeterki kanımdan olsun dediği erkek kardeşi ile düşman kardeş durumundalar.
Türkiye çapında büyük sayılabilecek işyerinin hemen hemen tek idarecisi konumunda.
Hukuk, erkek kardeşini şirkette çok küçük bir hisse sahibi konumuna getirdi.
Kendisi, ikinci büyük hisseye sahip ortağı tanımıyor bile. (İkinci en büyük hisse devede kulak
)
Manevi hayatın birinci yasası : Sıkıntılara sabreden, şükrünü eda eden mükafatını alır.
"Rabbiniz şöyle buyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size arttırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, benim azabım pek şiddetlidir."
(İBRAHİM suresi /7. ayet)
Bayan idareci, kocasının eziyetlerine sabretti, sonunda mutlu bir evlilik sahibi oldu.
Erkek kardeşi için çamurdan olsun, yeterki kanımdan olsun dedi. Kendi tanımlaması ile çamur olan bir erkek kardeşi oldu.
40 yaşını geçmiş bir kişide beğendiğiniz bir özellik varsa, araştırın o özellik için çekilmiş sıkıntılar göreceksiniz.
40 yaşından küçük birinde beğendiğiniz bir özellik varsa ve bu özelliğin şükrünü eda etmiyorsa, bekleyin o özellik onun için bir ezaya dönüşecektir.
Bu durumu en çok genç yaşta şöhret olan kişilerde görmekteyiz.
Şöhretin kendi çalışmalarının eseri olduğuna inanıp, şükrünü eda etmeyenler, 40 yaşından sonra rezil rüsva olmaya başlarlar.
Yaratanın kanunları değişmez / değiştirilemez.
Zaman zaman Egitimhane üyelerinin
"takdir edilmiyoruz" serzenişleri içeren mesajlarını okuyorum.
Bunun tamamıyle doğru olmadığını adım gibi biliyorum.
Çünkü çaba gösteren herkes, az / çok takdir görür.
"Takdir edilmiyoruz" ifadesi, gösterilen çabayla orantılı bir takdir olmadığını ifade etmek için kullanılmaktadır.Diğer bir deyişle takdir miktarı küçümsenmektedir.
Yasamız bellidir : (Takdiri) küçümseyen, şükrünü eda etmeyen karşılığını (azab olarak) görür.
Eğer (takdir) küçük görülmez, şükrü eda edilirse, ayetle sabit olduğu üzere (takdir) ARTTIRILIR.Yeterli takdiri görmediğine inanan bir forumdaşım, küçük zengin ferah bir ülkede diğer mesleğini icra etmek düşüncesini yazmış.
TECRÜBELERİME dayalı bir uyarı yapmak istiyorum:- Muhtemelen gittiğiniz ülkede daha zengin bir yaşantınız olacak, diğer mesleğinizle ilgili güzel çalışmalar yapacaksınız.
BUNUNLA BİRLİKTE hiç bir zaman hak ettiğiniz takdiri görmeyeceksiniz. Çünkü siz mevcut mesleğinizde aldığınız takdirleri küçümsüyorsunuz.
Yaratanın değişmez yasası gereği, küçümsemenizin karşılığı olarak azap göreceksiniz.
İnşallah tövbe etmeniz mümkün olur.
