Özellikle eğitim dönemlerinin sona ermesiyle “tatil” kavramı daha bir gündeme geliyor. Aileler “tatil”lerini çocuklarının tatilleriyle birlikte geçirmek istiyorlar.
Tatil kavramı neyi çağrıştırıyor? Büyük çoğunluk; gezme, eğlenme, deniz kelimeleri etrafında yoğunlaşıyor. İş yapmadan “günü gün etme”, “düşüncesiz, tasasız gezme, tozma” biçiminde algılanıyor “tatil” kavramı.
İnsan; düşüncesiz, tasasız, hiçbir şey üretmeden, yalnızca gezme ve üretmeye odaklı bir hayatı yaşayabilir mi? ya da yaşamalı mı?
Pek çok insan bu soruya bir çırpıda “ne olacak tabi, aylarca çalışacak insanın tatil yapmaya hiç mi hakkı yok!” biçiminde cevap vereceğini sanıyorum.
Düz bir mantıkla bu cevaplara bir ölçüde hak verilebilir belki. Ama konuya insani bir boyuttan bakıldığında durumun hiç de öyle olmadığı görülecektir.
İnsan varlıkların en değerlisidir. Bütün varlıklar ona hizmet etmekle görevlendirilmişlerdir. İnsan bu anlamda kişisel, toplumsal önemli görev ve sorumluluklar yüklenmiştir. Düşünen, konuşan, yorumlayan, toplum halinde yaşayan, bu nedenle yasalar ve kurallar ortaya koyan, bu kurallara uyma durumunda olan bir varlık insan.
Toplum denilen sosyal varlık içerisinde her insanın maddi ve manevi anlamda bir yeri vardır. Onun varlığı toplum çarkının işlemesinde az ya da çok bir değer ifade eder.
Annedir, babadır, çocuktur. Aile içinde görev ve sorumluluklarını yerine getirecektir. Öğretmendir, öğrencilerine hayatı öğretecektir. Siyasetçi, devlet adamıdır, yasalar çıkarmak, toplumu yüceltmek yolunda çalışmalarda bulunacaktır.
Medeniyet zincirinde bir halkadır her insan. Bir halka tek başına belki çok şey ifade etmez, ancak onun olmayışı, görev ve sorumluluk ihmali zincirin kopmasına neden olur. Bütünlük parçalanır. Toplum sarsılır.
Kendi başına ya da toplumla birlikte her insan bir değerdir. Bu değerin sorumsuz bir tavırla kendini sorumsuzlaştırmaya hakkı elbette olamaz.
İnsanın bu önemli yönü onun tatili, “sorumsuzca yaşanılan bir süre” olarak algılamasıyla çelişir. En değerli bir varlığın, hayatının belli bir dönemini verimsiz bir biçimde geçirmek istemesi mümkün müdür?
Tatil; çalışan, üreten, kendini, toplumunu madden ve manen yüceltmeye çalışan, yorulan bir insanın, hayatının belli bir dönemini farklı bir biçimde değerlendirerek kendisini dinlendirdiği farklı bir sayfa olarak tanımlanabilir.
Sürekli bir biçimde yapılan işler insanı sıkar. Tekdüze yaşantıdan kaynaklanan bu sıkıntı insanı yorar. En sevilen yemeğin birkaç gün üst üste yenilmesi ağız tadımızı kaçırır. Bu nedenle beynimiz, midemiz farklı tatları arzular, değişiklikler ister. Tatil işte böylesi bir değişikliktir. Hayatımızı renklendiren, ağzımızı tatlandıran farklı bir dönemdir. Günü, saati farklı biçimde değerlendirmektir.
Yaratıcımız Kur’an-ı Kerim’de, “bir işi bitirince diğerine giriş!” buyurur. (İnşirah-7) Bir işten yorulan, sıkılan insan için ne güzel bir reçete!
Farklı işler, ilgiler, hobiler, eğilimler, yenilikler bizi dinlendirir. Her an kendini yenileyen bir varlığa dönüştürür bizi. Bütün hücrelerimizle nasıl da her an yenileniriz, değişiriz, gelişiriz.
Yunus Emre “her dem yeni doğarız/bizden kim usanası” der. Her an yeni diri bir can taşımak ne güzel bir mutluluk, ne güzel bir nimettir!
Tatil, iş hayatında ya da ders döneminde yorulan bir insanın dinlendiği, canlandığı, yenilendiği bir süredir.
Tatil kavramını bu açıdan yeniden yorumlamak durumundayız. Tatilimizi yeni ilgi, aktivite, değerlendirmeler ile verimli kılmak durumundayız. Günler, saatler, sorumsuzca bir biçimde geçirilecek günler değildir. Hayat denilen süre en güzel ve en verimli bir biçimde değerlendirilmeli.
İnsanın boşa geçecek zamanı yoktur. Giden günler bir daha geri gelmiyor. Yarın ne olacağını bilemiyoruz. Yapılacak iş; bugünü “gün” bilip onu en güzel şekilde değerlendirmek, hayatı anlamlandırmak.
Tatili boş, yararsız ve sorumsuz bir biçimde geçirmeyi kafalarına koyan “boş” insanlar bu sözlere kulak asmayabilir. Bu insanların “tatil”den önce “hayat”a ilişkin bakışlarını ve düşüncelerini tashih etmeleri gerekiyor.
Sözümüz, hayatını önemseyen, hayatını anlamlandırmak isteyenlere...
Tatil, en güzel ve verimli bir biçimde nasıl değerlendirilir?
Bu sorunun cevabını herkes kendi birikimi, şartları ölçüsünde pek çok farklı bir biçimde verebilir.
Okumak, yazmak, araştırmak, tefekkür etmek, seyahat etmek, insanlarla tanışmak, görüşmek, iletişim kurmak, hobi, el sanatları alanında çalışmalarda bulunmak. Bilgi yönüyle eksiklikleri tamamlamak, kısa süreyle de olsa farklı iş kollarında çalışmak, yüzmek, spor yapmak...
Bu konuda siz neler yapabilirsiniz?
Önümüzdeki tatilde planlarınız neler?
Cevaplarınız tatilinizi değerlendirmede siz, arkadaşlarınız ve hepimiz için yeni önerilere yol açacaktır.
Önümüzdeki tatilin hepimize yeni ufuklar açmasını, yeni duygu, düşünce ve davranışlarla güzel kazanımlar sağlamasını diliyoruz.
Rıfkı Kaymaz