alıntıdır...
Doğuda Öğretmen Kalmayacak..
Sizden Gelenler..
Başlığa bakarsanız doğuda eğitim öğretim durmuş vaziyette. Acilen doğuya biraz torpilsiz öğretmen gönderelim veya oradakilere müebbet verelim ki bir daha batıya ailelerinin yanına dönemesinler. Zihniyet bu olunca, yapılan her yönetmelik ve kanun da bu amaca hizmet ediyor . Birileri korunuyor, birileri cezalandırılıp zorunlu hizmete yollanıyor. Ölçüleri yanlış olanın, bütün ölçümleri de yanlıştır sözünden hareketle her meseleye ters açıdan baktıkları için tersinden görüyor yetkililerimiz. Doğuda öğretmen kalmamasını dert edinen bir anlayışın, herhalde bu şekilde davranmaması gerekirdi. Biz mi rotasyona gelecek öğretmenleri affettik, daha doğuya yeni gelmiş öğretmeni biz mi gönderdik batıya. MEB önce oku atıyor sonrada nişan alıyor. Hukukta bir ilke vardır (bunu Milli eğitim bakanımız çok iyi bilir ama uygulamaz) aynı durumda bulunan insanlardan birine bir hak verdiğiniz zaman diğerine de hak doğar. Bizim mücadelemiz doğudan kaçmak, buradaki insanları beğenmemek burada yaşayamamak değildir. Bizim derdimiz; madem ki, birilerine bir hak verdiniz bu haktan biz niye yararlanmayalım. Sonuçta kanunlar önünde hepimiz eşit değil miyiz?
Sayın MEB yetkilileri, iki yanlış bir doğru etmiyor, bunu çok iyi biliyorsunuz. Yanlışınızdan ne kadar erken dönerseniz, bunun devlete maliyeti daha az olacak ve daha az öğretmen mağdur olacaktır. Bugüne kadar, hep yapılması gerekenin tersini yaptınız, geldiğiniz nokta işte burası. Arap saçına çevirdiğiniz bir eğitim sistemi, size kırgın ve kızgın olan bir öğretmenler topluluğu. Ankara’nın yüksek katlı binalarından burayı görmeniz ve buradaki sorunlara çözüm üretmeniz mümkün değildir! Feryat ediyoruz günlerdir ama duymuyorsunuz, bizim size ulaşabilmemiz mümkün değil, Ankara çok uzak. Siz eğitimi içinden çıkılmaz bir hale getirmeye çalışırken, bizler de burada devletine küsmüş insanları yeniden kazanmaya iyi birer vatandaş olmalarını sağlamaya çalışıyoruz.
Sonuç olarak, yapılması gereken en önemli şey, yönetmeliğin aksayan yönlerini düzelterek , bizim gibi zorunlu hizmet bölgesine açıktan atamayla, eş durumu mazeretiyle, kurumlar arası geçişle, Anadolu lisesi ve bilim sanat merkezi sınavlarını kazanarak gelen öğretmenlere Haziran atamasında vermediğiniz (geri aldığınız) hakkı vermenizi bekliyoruz. Mağdur olan hiçbir zaman sadece öğretmen değildir, ailemiz de mağdurdur ve bizim bozuk psikolojimizden öğrencilerimiz de mağdurdur. Hakkın zayi olmadığı, torpilin olmadığı bir sistemin özlemini çekerek bekliyor ve sizden hakkımızdan başka hiç bir şey istemiyoruz.
Başvurusu reddedilen tüm öğretmenler…